722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

JANUS

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM JANUS HAKKINDAKİ SORULAR
16 Ekim 2019
Janusa sarki önerileri

(Senfonik rock tarzi) lithium - evanescence, my immortal - evanescence, memories - within temptation, stand my ground - within temptation, rock in kraliceleridir. 6 aylik bir deprrsyondan sonra yazilan evanescence good enough sarkisini unutmayayim. Klipleriyle birlikte daha güzel tabiki :) iyi günler.

YANIT

Müzik lafı olunca "dünya durmaz benim dünyamda!" Önce durur, sonra tersine dönmeye başlar! Mesajınız klasörüme az önce, takyon kondansı ile ilgili çalışıyorken yollandı. Şu anda her şey durdu, çalışma ortamımız ters yüz oldu, müzik sonuna dek açıldı, bangır-bangır çalmakta.

Seçtiğiniz parçalar ise gerçekten ilginç! Anlatayım biraz…

“Lithium” ile başlayalım. Öyle bir severim ki… Kaç kez ritüel yapmışlığım bile vardır. (Bu işi bir de sadece Debeche Mode için yapmıştım; yani o kadar ayrıcalıklıdır bu parça.) Uçmak, uçabilmek (gama dalgaları üretebilmek) için kullanacak kadar etkiler beni.

R. Şanal’ın dediği gibi “Kuantum kanımda akıyor!” Lithium deyince parça kadar, lityum izotopları hakkındaki muhteşem bir keşif de aklıma geldi. Keşfi, meraklısı adına biraz anlatayım. Müzik ortamında kalmak isteyenler köşeli parantezin içini atlasınlar.

[
Biliyorsunuz, lityum (li) kristalleri son yıllarda bazı psikolojik rahatsızlıkları iyileştirmekte (bize göre beyin elektriğini pozitive etmekte) bir devrim yarattı. Bunun nedeni henüz tam bilinemiyor ama -önceki yanıtlarımda değindiğim gibi- ruh bilim dünyasına “el atan” fizikçiler bunu kuantum mekaniği ile açıklamaya başladılar bile!

Ruh bilim konularının giderek kuantum mekaniği alanında araştırılmaya başlanması hakkında şu yanıtımda aşağıdaki sözleri söylemiştim:

“ETC ise -az önce dile getirdiğim gibi- bilinci fizik ile açıklamaktadırlar. Kuantum mekaniğinin ortaya çıkmasından beri standart fizik, kuantum mekaniği ve nörobilim artık birbirinden ayrılamaz üç daldır. Yani, yıllardır psikolojinin tekelindeki bilinç, artık psikoloji ile ilgisi olmayan bilim adamları -fizikçiler- tarafından, somut ortamlarda araştırılmakta ve hakkında teoriler üretilmektedir. Bu üç dalın üçünde de yetkin olan bilim adamları Quantum Mind -QM- (ki, bu teorilerden bazılarının mimarları Nobel ödülü ve Sir unvanı almış fizikçilerdir) ve ETC benzeri teorilerle bilinci “ruh” olmaktan çıkartmakta ve somut bir gerçeklik şeklinde görmektedirler. Gelecek 50 yılda ruhun varlığına inanmayan ruhbilimcilerinin (bu bir aşağılama değil, dostça takılma ;) yerini kuantum fizikçileri alacak olabilir.”

Şimdi yukarıda dile getirdiğim teoriden söz edeyim: Teoriye göre bilinç, BEYİNDEKİ kuantum özellikleri ile oluşmakta. (Zaten tüm QM teorileri bu sav -yani beyinde DE kuantum olaylarının olduğu- temelinde. Bu durum ise standart “Bilinç nasıl meydana gelir?” teorilerinin yıkımı anlamında!) Fisher’ın keşfettiği üzere farklı lityum izotoplarının farklı spinleri var! (Spin, bir kuantum özelliğidir diyelim ve işi derinleştirmeyelim.) Li, bu kuantum özelliği nedeni ile bazı beyin elektriği yapılarını etkileyebiliyor.

Buluş, aynı zamanda nöron sinyallerinin oluşması ve sürekliliğinde çok önemli rol oynayan Ca ile de alakalı… Ca; Na ve K gibi, nöronlarda depolarizasyonu (buna da kabaca nöron sinyallerinin akımı diyelim) var etmek adına bulunmakta olan bir iyon.

Çok ses getiren bu teoriye göre, Posner molekülleri adlı bir oluşumda yer alan ve spin taşımakta olan fosfor elementi ile Ca iyonları etkileşim içindeler: Li, Posner moleküllerindeki Ca’un yerini almakta; Li'un ve fosfor atomlarının spinleri entanglement adlı kuantum özelliği ile dolanmaktalar. Özetle söz konusu dolanıklığın var olabilmesi nedeni ile Li, devreye girip beyin elektriğini düzenleyebiliyor.

Bir küçük anımsatma: Einstein, entanglement adlı kuantum özelliğine DE (dahi anlamında)1 son nefesine dek karşı çıktı. Hazret, hastahanede bile elde kağıt kalem, teorinin hatasını bulmaya çalıştı. Oysa onun yanılmış olduğu (yani dolanıklığın gerçekten var olduğu), deneysel olarak kantılandı. Sorun şu ki, kanıtlanan bu durumun nedenselliği hala çözülememekte!

Dolanıklık, "ışıkçı" Einstein'ın ünlü izafiyet teorisini de "foslattı" gibi; :) çünkü iki farklı atomun spinleri ışık hızından HIZLI şekilde birbirleri ile etkileşime girip dolanmaktalar! BU durum da Einstein'ın "Hiç bir şey ışık hızını geçemez" martavalının gümlemesi anlamında. :D (Argo sözcükler bendenize; sözlerin içeriği bilim adamlarına aittir.)
]

Ve yeniden müzik…

Ve “Memories”

Yıl 2007; bir kölem var (ben BDSMciyim). İşin ilginç yanı ona aşığım. O da bana…

Ve işin daha da ilginç yanı: Evliyim.

Kölem, İst. dışında yaşamaktaydı ve yanıma yılda 2-3 kez gelip kalabiliyordu; bazen de ben ona gidiyordum. Eşim, hem muhteşem biri olduğu, hem BDSM ilişkilerinde bildik şekilde seks yer almadığı, hem de kölemle seyrek olarak görüştüğümüz için bizim duruma hoşgörülüydü… O, bu durumu benim hobim, oyun alanım (kimi erkeklerin hafta sonları halı saha maça, ya da farklı kente deplasman maçına gitmesi) şeklinde görmekteydi. Zaten gerçek de buydu. Aşk; devreye sonradan, biz istemeden, kendi kendinde girmişti. (Bu nedenle evliliklerde belki de hobilere fazla zaman ayrılmamalıdır... Ne dersiniz?)

Ancak zamanla aşkın devreye girmesi ile (işlerin anlayış sınırını giderek aşmaya başlamasıyla) kaşlar doğal olarak çatılmaya, sürtüşmeler yaşanmaya başladı!

O zaman bir seçim yapmam gerektiğini gördüm. (Bizim “farklı” moral değerlerle örülü dünyamızda da iş aşka gelince kemik gibi sadakat anlayışı vardır ve bu kavramın temel kriteri -oflaya puflaya, geçerliliğine pek de inanılmayan- kurallara uymak değil; içten gelen bir eğilim ile eşine/partnerine ACI VERMEME çabasıdır.)

Uzun uzun düşündüm… seçimimi eşimden yana yaptım. Bir paganist olsam da (evlilik öncesi çok eşliliğe inansam da), evliliğin kutsallığına ve -gülebilirsiniz ama- değerine de inanırım. Bana “evlilik kurumunu eşi kadar sever” bile diyebilirsiniz. Evlilik (buna “zamanı gelince tek eşlilik” diyelim), insanoğlu denen yaşam formunun asla vaz geçemeyeceği, onun yapısından kaynaklanan bir modeldir. Hep derim: “Elektronlar ve protonlar bile eşleşince çekiciliklerini yitirir, birbirilerine bağlanırlar” ve bu bir fizik gerçektir. İşin traji-komik yanı ise üç kere evlensem de, hiçbir aile beni istemediği için, tek bir kez bile geleneksel şekilde evlilik töreni yaşayamamam ve evlilikle gelen bir ailemin olmamasıdır.

Bu parça ise kölemin bir daha görüşmeme kararı aldığımızda yolladığı son parçadır. O da çok özel ve değerli bir kişi olduğu için bir daha beni aramadı/sormadı… ama ayrılığımızdan birkaç gün sonra eşime çok pahalı ve çok sevdiği marka bir şarap (geçmişe dair bir özür kartı eşliğinde) armağan edildi. Eşim ise ona şu mesajı attı: “İlk kadehi sizin için kaldırıyorum.”

Sonra her şey kesinlikle bitti: Bir daha kimse kimseyi aramadı, kimse kimseye hesap sormadı, canı her yandığında eski defterleri açmadı. Olayı, üçümüz de beynimizde sildik.

Anlatmak istediğim ise şudur: Eğer kişilerde farklı bir dürüstlük, hak bilirlik, anlayış ve özveride bulunma gücü varsa, en çetrefil ilişkiler bile acısız akıtılabilir.

İşte böyle...

Bana bu parçalar ile geçmişe bir yolculuk yaptırdınız; bunu karşılıksız bırakmayayım: Öncelikle size; ardından sanal/reel öğrencilerime, grup arkadaşlarıma, kendini bizim grubumuzda hisseden her kişiye ve tüm müzikseverlere (özellikle Muse hayranlarına), benden de bir parça gelsin: Muse Exogenesis: Symphony Part 2

LYRICS
Rise above the crowd, and wade through toxic clouds
Breach the outer sphere
The edge of all our fears
Rest with you
We are counting on you, it's down to you
Spread our codes to the stars,
You must rescue us all.
Spread our codes to the stars,
You must rescue us all.

ÇEVİRİM
Kalabalığın üstünde yüksel ve zehirli bulutların arasından geç,
Korkularımızın sınırındaki dış küreyi kır,
Kendinle dinlen.
Sana güveniyoruz, her şey sana bağlı.
Kodlarımızı yıldızlara yay,
Hepimizi sen kurtarmalısın.

Muse'un bu muhteşem müzik ziyafetinin ilk bölümü ise parçadaki soruların yanıtı bilen "bizlere" gelsin... Her kim soruların yanıtı biliyorsa, bizden öğrenmişse, ya da kendini bizden sayıyorsa... Muse Exogenesis: Symphony Part 1

Bana parçalar yollayarak dünyamızı alt üst ettiniz (iş-miş yattı, iş saatinde camlar zangırdıyor. :) Ne de iyi oldu! Evreni kurtaracak ("çökme"yi yok ederek makrokozmosun oluşmasına engel olacak) kavram "değişim" değilse nedir? TEŞEKKÜRLER!

Müzikler nedeni ile coşmuşken (belki de birkaç gün sonra pişman olacağım şeyler yazdıktan sonra) şarkı armağanını sürdüreyim:

Audioslave - I Am The Highway (Lyrics)'de özel öğrencilerim (alfabetik sıralama ile) Burak, Eylül, HülyaE, Kadir, Min, Neşe, Selcan, Turgay, Ümit, Zeynep, bu soruyu soran size ve tüm beyaz büyücülere gelsin... Bu parçanın sizlere yakıştığını düşünüyorum.

LYRICS
I am not your rolling wheels,
I am the highway.
I am not your carpet ride,
I am the sky.

ÇEVİRİM
Sizin dönen tekerleriniz değil, otoyolun kendisiyim.
Sizin uçan halınız değilim, ben göğüm.

Siteyi radyo programına çevirdim. :DDDD Ama sitenin "Sorular" bölümünün bu linki benim sayfam. Arada o kadar olur.

Lütfen kusura bakmayın.



DİP NOTLAR

[1] Einstein, kuantum mekaniğinin -bir anlamda- temeli olan ve Çift Yarık deneyi ile kanıtlanan duruma bile "Tanrı zar atmaz" diyerek karşı çıkmış, bilim adamlarının (özellikle Bohr'un) ayağına yıllara çelme takmaya uğraşmıştır.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -