Araştırma ve yazı:

Hemoglobin bir anlamda bizim yaşatıcı meleğimizdir; hemoglobin olmadan yaşam mümkün değildir. Vücudun yakıtı olan oksijen, bu mucizevi öge olmadan organlarımıza ve dokularımıza ulaşamaz, hiçbir hücremiz nefes alamaz. Onsuz, ne kalbimiz çarpabilir, ne de zihnimiz bir düşünce yaratabilir.

Onu biraz daha bilimsel olarak tanıyalım: Hemoglobin, kırmızı kan hücrelerinde bulunan bir proteindir. Görevi, akciğerlerden oksijeni almak; bunu vücuttaki dokulara taşımak ve dokulardan karbondioksiti alarak akciğerlere geri getirmektir.

Bu döngüye biraz lirizm katalım: Hemoglobin her bir kırmızı kan hücresiyle, yaşamı taşıyan birer kervancı gibi vücudumuzda ilerler, oksijeni organların en ücra köşelerine kadar ulaştırır. Bu sihirli molekül olmasaydı, yaşamdan söz etmek mümkün olmazdı.

Ne şahane değil mi?

Peki bu hemoglobinin mucizevi yolcuğu meyana getirmesinin ana nedeni nedir, ya da "temel var edicisi" kimdir dersiniz?

Evet, bildiniz: Demirdir.

Demir, hemoglobinin yapısında bulunan ve oksijen bağlama kapasitesini sağlayan temel elementtir. Demir olmadan hemoglobin oksijen taşıyamaz. Bu nedenle demire "yaşamın görünmez var edicisi" denilebilir.

Hemoglobinin molekül yapısı dört temel parçadan meydana gelir. Bu parçaların her biri, “globin” adı verilen bir protein zincirine ve bu zincire bağlanmış bir “hem” grubuna sahiptir. Hem grubu, hemoglobinin merkezindedir ve oksijene bağlanma işini yapandır.

İşin asıl önemli kısmı şudur: Bu hem grubunun tam merkezinde bir demir (Fe) atomu vardır. Bu demir atomu, oksijen molekülünü bağlama ve taşıma özelliği taşımaktadır. Her bir hemoglobin molekülü, toplamda dört demir atomu içerdiği için aynı anda dört oksijen molekülüne bağlanabilir.

Şimdi daha ilginç bir yere gelelim.

Kan hücrelerine kırmızı rengi veren hemoglobindir... ama aslında hemoglobinin demir içeren hem grubudur. Bu yüzden bir anlamda kanın kırmızı renginin kaynağı da demirdir. Hem grubundaki demir atomu, oksijen molekülleriyle bağlandığında elektronlarının hareketiyle ışığın kırmızı dalga boylarını yansıtır. Oksijen dolmuş kan, parlak kırmızı bir renge sahip olur.

Demir zaten kırmızı renkle ilgili bir elementtir. Tarih boyunca kırmızı pigmentler demir oksit ile yapılmıştır. (Pigment, renklerin özü, çıkış noktası, var edicisidir. Her pigment ışığı emince belirli dalga boylarını yansıtır ve böylece görsel olarak bir renk olur.)

Ancak oksijen anaerkil ezoterizmde riskli bir elementtir. Bütünü ile pozitif değildir. Kırmızı renk, demirin oksijen ile reaksiyonu ile (oksidasyon ile) olur.

Demir, farklı (pozitif ya da negatif elementlerle) reaksiyona girerek, elemenin pozitivitesine, ya da negativitesine göre renk yaratır; pozitif ya da negatif renkler verir.

Örneğin;
- oksijenin sınırlı olduğu sulak ortamlarda demir sülfat oluşur ve bu yeşil renktedir.
- demir (II) ve Demir (III) iyonlarının siyanür iyonları ile bağlanması ile prusya mavisi meydana gelir.

Bu demektir ki,
- siyanürle olumsuz bir renk olan mavi oluşmaktadır;
- oksijensizlikle anaerkil ezoterizm ve Müslümanlığın kutsal rengi olan yeşil oluşmaktadır.

Yazının devamı farklı (pseudo-science ve okültizm kapsamlı) bilgiler içerir. Sitemize ve görüşlerimize sempati duyarak üye olan kişilere uygundur. 722ye yakın olan majisyenlerin -renkleri ve metalleri doğru kullanmaları için- bu bilgileri bilmeleri gerektiğine inanmaktayız. Okumayı sürdürün: KIRMIZI RENK, YARATILIŞ VE DEMİR