Araştırma ve yazı:

Şartları var ettikten sonra niyet edin; yani rite başlamadan isteğinizi aklınızdan bir toparlayın. İmajine edin filan demeyeceğim. Böyle "kurallar" majikal eğitimi olmayanları "Yapamıyorum" ya da "Nasıl yapacağım?" veya "Yaptım, oldu mu acaba?" gibi kaygılara yönlendiriyor. Böylece celp edilen NE riti engelliyor. Bunun yerine farz edin ki yaş günü pastanızın mumlarını üfleyip niyet tutacaksınız. Ya da bir kutsalın kabrinde dua edeceksiniz. Niyetiniz bu şekilde yaşayacağınızı düşünerek isteğinizi aklınızda kısaca bir "toparlayın". Çok şey istemeyin. Arzunuzu basitleştirin. Yalınlaştırın. Beyninizdeki nöron çakmaları kısa, net ve bu yüzden güçlü bir alan oluşturabilsin.

İmkanınız varsa soyunun.

Aslında bu çok önemli bir şarttır, bir detay değil. Ne kadar çıplak olursanız, doğaya (doğal, yardımcı, bu yüzden ataerkil kurallarla ulaşılması güçleştirilen) enerjilere o kadar yakın olursunuz. Bu konuda bir de ÇIPLAKLIK, DANS VE PAGAN DANS başlıklı yazım var.

Bir parktaysanız (ıssız ama güvenli bir doğa parçasında değilseniz) -aman- soyunmayın. Ancak üzerinizdeki giysilerin teninizi sıkmamasına (dar Jean tarzı şeyler giymemeye) özen gösterin. Rit öncesi kollarınızı daha bir sıvayın, yakanızı daha bir açın, partalonunuzun paçalarını biraz yukarı çekin, üst düğmesini çözün, mümkünse -bu da çok önemli, yapmaya çalışın- ayakkabı ve çoraplarınızı çıkarıp toprak ya da çimenlere basın.

Ve rite başlayın.

1 - Enerjiyi avuçlardan alın.

Sağlam ve dik durun, dengenizi sağlayın. Omurganız alacağınız enerjiyi ketleyecek gibi eğik değil, bir otoyol gibi açık olsun. Kolunuzu birkaç kez havaya kaldırın, indirin. Kol kaldırıp indirmek bu bölümün uvertürüdür. Hem kol adalelerini açar, hem de beyninizi kollarınıza odaklar. Hazır olduğunuzu (hareketlerin yeterli olduğunu düşündüğünüzde, buna ancak siz karar verirsiniz) başınızı geri atın, Ay'a bakın, onu hissedin ve avuçlarınızı Ay'a çevirin. Ay'ın EM enerjisinin avuçlarınızdan bedeninize girmesini sağlayın. Enerjiyi avuçlarınızda büyük olasılıkla hissedeceksiniz.

[Avuçlar anaerkil ezoterizmde çok önemli yere sahiptirler. Şifacıların ellerini koyarak hastalıkları iyi etmelerinin gerisinde avuçlarından çıkan PE vardır. Kaderimizi gösteren çizgiler de avuç içlerindedir.
]

Enerjinin bir kısmı bedeninize aktı, bir kısmı hala avuçlarınızda. Avuçlarınızı tepenize koyun. Bebeklerde "bıngıldak" denen yerde bir kapı vardır. Enerjiyi oradan beyninize doldurun.

Tekrar Ay'a kaldırın, yine avuçlarınızı şarj edin, bu kez kalbinize koyun. Kalpte, beyinden çok daha fazla EM alan olduğu bilimsel bir gerçektir.

Tekrar şarj edin ve avuçlarınızı göbeğinize koyun.

[Anaerkil mistisizmde göbek deliği Ana Tanrıçanın (ya da inanca göre Allah'ın veya Yaratıcının, ya da bütünü ile pozitif yapısı bir olan bir EM alanın) insan adlı canlıyı beslediği yerdir.

Homeros, Odysseia s.31
Omphalos, göbek, Kybele'nin simgesidir, Ana Tanrıça'nın yeri, dünyanın göbeğidir, onu simgeleyen her eşyada, bu güne dek tutunan ve onun kültünden gelme hamam taslarında bile görülür.

Göbek, insan embriyosu anne karnında su dolu kesede büyürken dişi tarafından karşılıksız olarak verilen besinlerin girdiği noktadır da.
]

Ve son kez şarj edin, bu kez avcunuzdaki enerjiyi bacaklarınızın arasına (anal bölgeniz ile ya vulvanızın veya testislerinizin arasına) yükleyin. Burada Hint mistisizmine göre Kundalini adının verildiği bir kapı bulunmaktadır.

İhtiyaç duyarsanız avuçlarınızı defalarca şarj edip gerek duyduğunuz bölgelere koyabilirsiniz; ya da birbirlerine yapıştırıp, yoga "Anjali Mudra" pozisyonunu alabilirsiniz.