YANIT
Öncelikle teşekkür ettiğiniz için ben de size teşekkür ederim. Bilmem farkında mısınız? Şu anda bir yıldız yarattık!
[Brahmanizm’e göre beyinde olan her bir hoşnutluk duygusu bir sparkle (pırıltı, ışıma) olarak nitelenir. Bu durumu Orch OR kuantum yorumunda OR (Objective Reduction, objektif çöküş, yani bazı objektif değerlere bağlı olan, ölçümle ilgisi olmayan) olarak dile getiriliyor. Bu bilgilerden yola çıkarak her teşekkür etme ya da gönül alıcı söz söyleme sonrasında, an bazında, pırıl pırıl bir PE çöktürüldüğü söylenebilir.]
Sorunuza geleyim: Sitede ücret karşılığı kehanete dayalı hiçbir hizmet verilmemekte...
Kişisel olarak ise nadiren harita çıkartıyorum. Dilerseniz bu tutumumun nedenlerinden söz edeyim:
Yıllar önce ezoterizm ortamına ortamına astroloji ile girdim. Çok zor elde ettim bilgileri. Sonra okültizme atladım ve 30+ yıl bu ortamda kaldım. Bu sürecin izlerini silmek mümkün değil. On yıl kadar önce kuantum mekaniği ile tanıştım ve hayatımda bir yeni dönem başladı. Artık okültizm ve astrolojiye bambaşka bir aspektten bakmakta ve bazı bilgileri öncekine oranla daha iyi anlasam da, bazılarını tümüyle elemine etmem, kullanmamam gerektiğini görmeye başladım.
Son yıllarda edindiğim bilgileri birime indireyim: "Yaşam sadece baktığınız (daha doğrusu inandığınız) gibidir." O zaman: "Tüm kehanetler geleceğin görülmesi değil, geleceğin inanma ya da inandırma ile yeniden yaratılması olabilir."
Bu noktadan sonra kehanet ilimlerinden ayrıldım, Tarot kartlarını kaldırdım, giderek siteden önce Tarot, ardından Göz Okuma bölümü silindi.
Astroloji ise “arada kaldığım” bir konu; çünkü bazı bilgiler kehanetlerin birer kehanet sayılmaması gerektiğini, henüz ortaya çıkarılamasa da, bilimsel içeriğinin bulunabileceğini fısıldıyor.
Konuyu açalım: Astroloji, astronomiye dayalı bir ilim. Astronomi ise uzay ve kütlelerle ilgili bir bilim. Einstein’ın Genel İzafiyet (Rölativite/Görelilik) Teorisi’ne göre kütle çekimi, Newton’un sandığı gibi kütlelerin birbirini çekmesi ile değil, kütlenin uzayı “bükmesi” ile oluşan bir gerçek. Yani gezegenler -yapılarına bağlı biçimde- uzayı büküyorlar.
Özel İzafiyet Teorisine göre ise uzay diye bir yer yok. Uzay-zaman var. Zaten modern fizik bildiğimiz üç boyutun olmadığını, “zaman”ı da içine alan dört boyutun bulunduğunu saptadı.
Özel Görelilik yasası ise;
- time dilation’dan söz ediyor; yani zaman herkese göre farklı hızla akmakta! BU yüzden ışık hızından hızlı bir araçta yol alan, ya da kara deliğe girenler için geçen zaman, dışardakilerinkinden çok farklı. Zaman, ağırlaşıp, hızlanabilen bir şey!
- lenght contraction’dan da bahsediyor; yine ışık hızının asla değişmemesine dayalı olarak boyutlar küçülebiliyor!
Bunlar sürekli yaşadığımız gerçekler; ancak çok küçük oldukları için fark edilmiyor.
Önemli nokta ise şu: Kuantum Orch OR yorumuna göre (Roger Penrose’a göre) makro-kozmos'ta kütlelerin uzayı bükmeleri benzeri, mikro-kozmos'ta da kuantum nesneleri kuantum uzayını büküyor... ve bu büküş kuantum durumunun (süperpozisyonun) çökmesine neden oluyor. Yani milyonlarca olasılıktan biri gerçekleşiyor, bir anlamda kader belirleniyor, yazılıyor.
Şimdi;
- gezegenlerin uzayı büktükleri,
- uzayın aslında uzay/zaman olarak nitelenen farklı bir gerçeklik olduğu,
- kuantum nesnelerinin kuantum uzayını büktüğü,
- kuantum uzayındaki bükülmelerin süperpozisyonu çöktürdüğü (kaderi yazdığı)
bilgilerini sentezleyelim… Kesin sonuçlara varmak haddim değil, ancak kişisel olarak beynimde ilginç düşünceler gelişmesine engel olamıyorum.
İşin bu tarafını bir yana bırakalım: Kesin olan şu ki, “iyi düşünen, iyi şeylerin olacağına inanan, iyi şeylerle karşılaşma olasılığını arttırıyor”. Demek ki güzel kehanetler yaptıracak veriler aktarmak, güzel kaderler yaratmaya aracı olabilir. BU yüzden öğrenmek isteyenlere -kendimce- en temel ve pozitif şekli ile bilgi aktarmayı hedefliyorum.
Kişisel olarak ise genelde astrolojik harita çıkartmıyorum; ama bazı durumlarda bir kişiyi tanımak adına farklı bilgilere gerek duyarsam doğum bilgileri istediğim de oluyor.