722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

EZOTERİZM

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM EZOTERİZM SORULARI
18 Ağustos 2018
Tanri - Yaratici

Tanri ve yaratici ayni sey midir?

YANIT
Olabilir de… olmayabilir de!... çünkü tanrılar çok çeşitlidir ve her tanrının yaratıcı olduğunu söylemek hayli zordur!

Anaerkil inançlara göre madde evreni, yani makrokozmos, öncel mutluluk ve tamlık evreninin kötücül bir güç tarafından saldırıya uğrayıp bölünmesi ile (Big Bang) var edilmiştir. Bu kötücül güce Demiurgos denir. O “yaratıcı” (yoktan var edici) değil; var olanı bölerek yeniden “yapılandırıcı”dır.

Bu güç bazı araştırmacılara göre Yahudilik ve Hıristiyanlığın tek tanrısı Yahveh’tir. Zaten Tevrat’ın ilk sayfalarında Yaratılış bölümünde Yahveh sürekli bölerek var eder. Ayrıca Tevrat’ta sergilediği kimlik -lütfen kimse kusura bakmasın- insanlar tarafından bile ayıplanacak “asarım, keserim”ci bir “maganda”dır.

Yani bir elimizde evreni (mikrokozmos/makrokozmas olarak) bölüp kendine “yaratıcıyım” diyen bir tanrı vardır.

İkinci olarak (diğer elimizde) biz majisyenlerin majide kullandığımız ve ağız alışkanlığı ile tanrı dediğimiz, mikro ve makro kozmos olarak bölünmüş gerçekliğin tek yarısında var olan vibrasyonel frekanslar bulunur. Bunların kendi başlarına yaratıcı olduklarını düşünmek hayli zordur.

Ve son olarak evrenin gerçek yaratıcısı vardır… ve bize göre bilinçli bir varlıktır… tanrı da sadece budur.

Bu varlık insanoğlunun -yüzyıllarca sonsuz sandığı, ama aslından sıradan ve “ufarak” olan evrenimizin de içinde bulunduğu bir hyperspace (ya da bulk) içinde, evrenler yaratacak bilinçte bir varlıktır.

Yarattığı ilksel evren mükemmeldir. Ancak saldırıya uğradığı için -yani devreye kötülük girdiği ve birlikteliği bozduğu/ayırdığı için- evrene (canlılara ve cansızlara) kolay ulaşamamaktadır. Ulaşabilmesi için pozitif enerji ile davet (celp/kontak) gerekmektedir. Bu düşünce (ve yukarıdaki anaerkil yaratılış teorisi) her insanın beyninin derinlerinde yer alan “Tanrı iyi ise neden kötülük var?” sorusunun yanıtıdır.

Bu düşünce Müslümanlıkta da doğrulanır; çünkü Kuran’da Allah’ın sadece davet ile gelebileceği açıkça ifade edilmektedir. (Örneğin Bakara 152, "Siz beni zikredin ki, ben de sizi zikredeyim. Bu sözü basitleştirelim: “Beni zikretmezseniz, ben de sizi zikredemem”). Ayrıca insanoğlunun kötülüğü çağırabileceği (iyilik yerine kötülükle kontağa girebileceği, aldanabileceği) düşüncesi de Şeytan’ın varlığının kabul edilmesi ve aldatabileceği konusundaki yoğun uyarılar ile doğrulanmaktadır.

Sözün özü; çevrede bir şey yaratmadan “haybeden” tanrı olan varlık boldur. :) Bu yüzden neye tanrı denileceği konusunda büyük dikkat gerekir ve her yaratıcıyım diyene inanmak hata olabilir.

[Doğru tanrıyı saptamanın (yani gerçek yaratıcı ile kontak kurmanın, aldanmamanın) en kolay yolu ise -söylendiği gibi- ÖNCELİKLE onu zikretmek; yani ÖNCELİKLE PE yayacak şeyler yapmaktır. Evrende (inancımıza göre evren bölünerek var edilmiş, orijinal iyiliğini/rahatlığını yitirmiş olduğu için) There’s no easy way out, yani “kolay çıkış yoktur”. Oturduk yerden “Şunu ver, bunu ver, neden vermedin, kahrol” yaklaşımı ile ancak Şeytan ile halvet olunabilir. Gerçek tanrı ile birleşmek için önce Demiurgos’un kapattığı kapıları omuzlamak, daha doğrusu açtığı uçurumdan imanla atlamak (quantum jump), ya da dinsel bakış açısı ile Kuran’da yazdığı gibi “tanrıyı zikretmek”, yani Şeytan’ı AŞMAK gerekir.

Peki tanrı nasıl zikredilir?

Bence (kişisel görüşümdür) Efendilik, sakinlik, denge, sağduyu, sabır (ataerkil ritimden uzaklaşıp, evrensel “oluşma ritmi”ne senkronizasyon), … ve de rahatlık (ama gerçek anlamı ile rahatlık) veren şeyleri yaparak...

Neden?

Çünkü bu duygular korkuyu sıfırlayan duygular ve kavramlardır.

Evren bölündüğünde ilk var olan duygu korkudur. Yani birçok dindeki ana hedef -ideal, ama ulaşması zor, biraz da olağandan uzak, yaşam heyecanı epey az- bir “iyi adam” modeli yaratmak DEĞİL, insanlardaki korkuyu sıfırlamaktır. “Korkma” diyerek korkunun yenilemeyeceği bilindiği için, erdem adı verilen, ama gerçekte tümü birleştirici kavramlar olan davranışlar hedef gösterilmiştir. Birleşme, korkuyu sıfırlayacak; korku azaldıkça birleşme artacaktır.

Bu yüzden Müslüman olan, ya da olmayan; hatta inancı bulunan ya da bulunmayan nice insan -eğer ki birleştirip, korkuyu yeniyorsa- aynı tanrıyı zikretmekte ve sadece ondan yardım almaktadır. ]


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Makaleler    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -