722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

EZOTERİZM

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM EZOTERİZM SORULARI
Eylül 2018
Görülmeyen varliklar

Cin(vs.) gibi varliklar insan bedenine yorgunluk, huzursuzluk verme gibi etkiler edebilirler mi? Bunlarin disinda bizim boyutumuza olumlu veya olumsuz nasil etkiler verebilirler?

YANIT
Bizim sistemimizde bedensiz varlıkların şahsiyet sahibi kimlikler değil, SADECE beyin EM alanı (dalga boyu) ile kontağa geçince bir anlamda “canlanan” vibrasyon frekansları olduğu görüşü esastır. Bu noktadan başlarsak söz konusu “varlıkların” pusuda, insana kötülük etmek, ya da ihsan dağıtmak adına bekleyen melek tarzı kimlikler olmadıkları noktasına vararak daha kolay anlaşacak olabiliriz. Sözü edilen “canlanan dalga boyları”na felsefi boyutlarda kişilik ve eylem alanları tahsis eden görüşlerin kuantum mekaniğinin, kozmolojinin, matamathical physics’in, nörobilimin, biofiziğin, yoğunlaşmış madde fiziğinin bu denli geliştiği dönemde artık yeri olmamalıdır.

Söz konusu dalga boyları SADECE onlara -beyninizdeki radyasyonun dalga boyu ile- senkronize olduğunuzda (ve de SENKRONİZE OLDUĞUNUZ ŞEKİLDE) sizi etkilerler.

Bir örnek verelim: Lanetleme çalışmalarında bir insanı uykusunda rahatsız etmek için bir dalga boyu (buna cin de diyebilirsiniz) yaratılabilir. Oysa aynı dalga boyu, sempatizasyon (çekim) kanunu gereği, kendi -bir anlamda- efendisine de aynı etkiyi yansıtacaktır; çünkü yapabildiği tek şey, yapısını yansıtmaktır ve en kolay senkronize olacağı odak da yaratıcısının beynidir. Yaratıcısının (majisyenin) onu yönlendirme hüneri kuşkuludur, sözü edilen yönlendirme yaratmaktan çok daha zordur. Ancak kesin olan şudur ki, majisyenler dahil her insan kendi yaratısını kendi beynine “de” yönlendirecektir.

Bu mantık sonucu majisyen olmayan kişiler bilincine varmadan korkuları (ve böylece uyanan NE) ile kendi kendilerine zarar verecek cinler yaratmaktadırlar. Korku, “negatif vibrasyonla canlandırılarak yapılacak dalga boyları”nın hamurudur. Beyinde korku duyulduğu anda -Orta Çağ mantığı ile Şeytan’a, çağdaş anlayışa göre “bölen frekanslara”- ziyafet davetiyesi çıkartılmıştır. Yine aynı mantık gereği, mili saniye duyulan korku ile -en kötü niyetli cincinin yapamayacağı ölçüde- ürkütücülükte ve zarar vericilikte bir cin kişinin kendi tarafından yaratılmıştır.

Mikrokozmostaki -canlandırılacak, cin yapılabilecek, cin adlı varlığı meydana getirebilecek yapıdaki- hiçbir dalga boyu kişinin beyni ile senkronize olmadan kişiye zarar vermez, kişi üzerinde yorgunluktan, hastalığa, hiçbir etki yaratamaz; çünkü meydana gelemez, var olamaz. Senkronize olmasının yegane yolu ise kişide korku ve/veya inanç benzeri altyapı ile davetin (senkronizasyonun) gerçekleşmesidir.

Bir hastalık yaratmak, gerçekliği kişinin hastalanacağı şekilde çöktürmek demektir. Majikal çalışmalarda kullanılan tüm yöntemlere ve majisyenin eğitimli beynine RAĞMEN çalışmaların bazıları (aprentislerde pek çoğu, adeptlerde neredeyse yarısı, maguslarda %20-30u) kaçınılmaz olarak rastlantısallık ortamına takılır. Böylece çöküş, DP modeli OLMAYAN OR [Objective Reduction - objektif çöküş] şeklinde çöker. Decoherence (eşevresizlik) yüzünden süperpozisyon (kabaca "kader" diyelim) olasılıkları dağılır, çalışmadan sonuç alınamaz. Nerede kaldı ki -değim yerinde ise- başıboş bir frekans gelip beyinde etkin olacak, hele ki hasta edecek, zarar verecek… Bu sonuçlar -öcü/gulyabani/hayalet öyküleri aracılığı ile çocuklukta başlatılan sistematik bir beyin yıkama ortamında- korkutulmuş insanların kendi korkuları ile yarattıkları sonuçlardır sadece.

Okültizmin (tıpkı psikoloji gibi) istemeden yarattığı en büyük zarar, insanlara bazı sorunlarının çok farklı nedensellikleri olduğuna inandırmasıdır (örneğin kötü niyetli cinler, depresyon, obsesyon, bilinç altı birikim vb.). Bu yüzden insanlar başlarına gelen pek çok şeyin sorumlusunun sadece kendi beyin elektrikleri olduğu gerçeğini ıskalama kolaycılığına ve böylece sorunun ortasına demir atmaya yönlendirimişlerdir. Oysa beyin mili saniyede bir gerçekliği (yaşam modelini) -bir kez daha söyleyeyim- “MİLİ SANİYDE” yok edip, yerine çok daha iyisini kurabilecek güçte mucize bir organdır. Sahip olduğumuz bu gücü -ataerkil bakış açısına sahip bir kişi olan Freud ile ortaya çıkan ve giderek "psikolojik bozukluk" adı takılan1- hastalık fetişizmine, ya da gerçek dışı -sözde ezoterik bilgilerin yarattığı- korkulara kurban etmemek bu alanda ilerlemek isteyen her aprentisin atması gerekli ilk adımdır.

Mikrokozmostan makrokozmosa geçen yegane vibrasyonlar Takyonlardır; onlar da "işleri düzeltmek adına" gelirler ve bütünü ile dostturlar. Ancak bu bambaşka bir konu...

[1] Günümüzde bilinç adlı fenomenin ne olduğu ve nasıl meydana geldiği hakkında kesin bir bilginin bulunamadığı hatırlanırsa, bilinci tedavi etmek üzere yola çıkan Freud'un yarattığı disiplinlerin yararı hakkında doğru kanıya varmak zor olmayacaktır.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Makaleler    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -