Önce tatsız bir laf ile başlayayım: Nazardan korku ve nazara inanç, genelde kişilerin hatalarından kaçma, hatalarını görmezden gelme aracılarıdır; çünkü yaşanan olumsuzlukların nedenlerini 3. bir kişiye yüklemek, kendini hatasız kılmak anlamına gelir.

Oysa evrende kişiye en büyük zararı SADECE kişinin kendi verebilir. Bu gerçeğin nedeni kaderin -bulutlar üzerindeki tanrılar, ya da kahpe felekler değil- BİLİNÇ tarafından yaratılmasıdır. Gerçekliği -bazı Nobel ödüllü bilim adamlarına göre- foton/ısı dahil herhangi bir şekilde makrokozmos ile kontak değil, BİLİNÇ İLE YAPILAN etkileşim meydana getirir. Gerçeklik de tabii ki kader olarak nitelenebilir.

Nazar, eğer varsa, gerçekse, beyin EM alanından yayılan bir radyasyonudur ve fotonlar ile -tüm fotonlar gibi- ışık hızında ilerler. Etkinliğinin mantığı ise yollanan radyasyonun bir diğer alanı eksite etmesine dayalıdır.

Bu noktada akıllara “Beyin mi? Ama nazar gözden yayılmaz mı?” şeklinde bir soru takılabilir.

Okültimze göre insanları etkileyen insanî radyasyonlar beyinde yer alan alanlardan yayılırlar. Ancak son yıllardaki araştırmalar gözlerdeki “radikal çiftler”in varlığı, bunların diğer manyetik alanları algılayabildiği ve onlarla senkronize olduğu hakkında önemli ipuçları vermektedir. (Bu konuda bilgiler Manyetik Maji Eğitimimizde yer almaktadır.) Yani gözlerden -binyıllardır okültistlerin iddia ettikleri gibi- yayılan bazı radyasyonlar olabilir. İşin traji-komik kısmı kolayca görülebileceği gibi bu okült gerçeğe bilim adamlarının yüzyıllarca ket vurmaları, oysa son yıllarda bu gerçeği yine kendilerinin ortaya çıkartmalarıdır.

Nazar adlı radyasyon -eğer varsa- ister beyinden yayılsın, ister gözden, tartışma bundan sonra başlar: Bizler, “Eksitasyon değil senkronizasyon vardır, senkronizasyon ise benzerlik yoksa gerçekleşmez” deriz ve bu yüzden içinde NE bulunmayan kişilere lanetleme çalışması, beddua veya nazarın etkin olmayacağını savunuruz.

Bir diğer görüş ise fotonların illaki belli enerji seviyesindeki elektronlara çarpıp eksitasyon yaratacağı hakkındadır. Yani bu görüşe göre pek çok kişiye nazar değebilir.

Bizim düşüncelerimizin gerçek olduğu hakkında bazı bilgiler yansıtayım: Kuantum mekaniği branşlarından Quantum Mind teorilerine göre (yukarıda söz ettiğim gibi, bu teorilerin mimarları ve savunucuları arasında Nobel ödüllü bilim adamları vardır) gerçekliği (kaderi) bilinç var eder. Bu yüzden olumsuzlukları SADECE kişi tarafından üretilen, hatalı düşünce modelleri yaratacaktır. Hatalı düşünce modellerinin negativite yaratma nedeni ise bu düşüncelerin celp ettiği NEdir.

Hatalı düşünce modellerinden biri de “bana nazar değdi” düşüncesidir. Bu düşünce hatalıdır; çünkü korku var etmekte, var edilen korku NE celp etmekte, NE süperpozisyonlar arasında korkulan seçeneği çöktürmektedir.

Biraz daha bilimsel konuşalım: Korku var olduğu anda beyinde salgılanan NTler süperpozisyonlar arasından olumsuz olanları çöktürerek kaderi bu yönde var ediyor olabilirler. Bu düşüncenin dayanağı ise Fisher teorisidir; çünkü Fisher’e göre beyinde NT salgılanmasında rol oynayan Ca iyonları süperpozisyon (spin) sahibi Posner moleküllerinde yer almaktadırlar. Yani nöronlar arası sinyale neden olan iyonlardan bazıları süperpozedir. (Bu konuda detaylı bilgi almak için BEYİN ELEKTRİĞİNDEKİ BİLİNÇ! adlı yazıyı okuyabilirsiniz.)

Bu nedenle nazardan korunmanın yolu, PE sahibi olmak, PE sahibi olmamanın yolu hem korkmamak, hem de NE celp edecek (öfkeli, hınçlı, kendine acıyan, devamlı olayları en kötü şekli ile gören, karamsar) bir kişilik sergilememek şeklinde özetlenebilir. Özetle asıl hedef nazar korkusunu yenmek değil, kimliği değiştirmek, pozitive etmektir.

Sorunuzda “Düşünce gücü” sözleri ile ne kastettiğinizi tam anlamadım, ama bu metot size inandırıcı geliyorsa denemenizi öneririm. Başarı sağlarsanız nedeninin metot DEĞİL, metoda yönelik inancınız olacağını da unutmayın. Bu yüzden metodunuz başarı göstermezse ona tam olarak inanmadınız, ama nazara inanıyor, yani hala nazardan korkuyorsunuz demek olabilir. Ayrıca kanımca sahip olunan güçleri nazardan korunmak değil, kimliği bütünü ile pozitive etmek adına kullanmak daha rantabldır.

Ve bir dipnot: Nazardan korunmak kadar, korkuyu yenmek de majikal çalışmalarla başarılabilir. Ancak başarının elde edilmesi için bu kez de majikal çalışmalara inanmak şarttır.