Yanıtlarımın sadece kendi araştırmalarımız sonucu edindiğimiz kişisel inançlar olduklarının altını çizerek başlayayım:

“Yahweh, Yehova, Allah ve Elohim gibi isimlerle andigimiz semavi dinlerin tanrisi ayni tanri midir?”
Hayır değildir.

Tevrat’ta (doğrusu Ahd-i Atik, ya da Eski Ahit’te) yaratıcı olduğunu öne süren, ancak Müslümanlığın tanrısının “babacan” özelliklerinden izler taşımayan, kendini bir savaş ve fırtına ilahı olarak tanımlayan bir güç vardır.

Kitap boyunca bu güç üç şekilde isimlendirilir. Yahveh (Yahova),¹ Elohim ve Yahveh Elohim. Bu isimler ne yazık ki dilimize Allah, Rab ve Rab Allah olarak çevrilmiştir.

Oysa Allah bir has isimdir.

[Bazı incelemeciler Allah adını El Lah şeklinde okumak gerektiğini öne sürerler. Böylece isim, Müslümanlık öncesi “ilah”larından farklı kılınmaktadır; çünkü “ilah” sözcüğü “el ilah” (el Lah) söyleyişi ile “bir tanrı”, “a god”dan, özel bir isme “The God”a dönüşmektedir.

Ayrıca El Lah’ın eşinin de bulunduğu, bu eşin el Lat olduğunu ama sonradan -pagan inançlara yeniden dönmemek adına- (pagan ilahların hepsi eşlidir) bu bilginin inançtan çıkartıldığı da öne sürülmektedir. Tanrının eşi olması söyleminin gerisinde öncel evrendeki dişi/erkek bütünlüğünün altını çizme, bölünme öncesi “dişi ve erkeğin bir tamlık şeklindeki hali” vurgusu yapma arzusu vardır.

İman ortamında Müslümanlıkta Allah (belki al Lah/el Lat), paganizmde Ana Tanrıça/Baba Tanrı adını alan bir “yaratıcı” vardır. Hint inançlarında bu yaratıcı Brahma’ya çevrilse de, aslında mitler dikkatle okunursa yaratıcının Şiva olduğu açıkça görülür. Şiva da diğer yarısı dişi olan (bu kimliği Ardhanarishvara şeklinde isimlendirilir) bir erkek tanrıdır.

Bir kez daha yinelemekte yarar var: Buradaki mesaj eşcinsellik, feminite, transseksüellik, ya da "yaratıcı kadın mı, erkek mi?" konularına, hatta tartışmasına çekilmemelidir; çünkü mesaj "Yaratıcı -dişi/erkek dahil- her bir şeydir"dir.]

Yaratıcı -İlk Çağlarda anaerki baskın olduğu için (Yengeç Burcu Çağı’ndan yeni çıkılmıştır) ve bebekleri var edenin dişi olması önemli bir olay olarak görüldüğü için- dişi (Ana Tanrıça) olarak algılanmış, ancak yanında daima erkek eşi (Baba Tanrı) ile olmuştur.

İşin en önemli kısmı şudur: Bu Ana Tanrıça, ya da kafaları karıştırmamak için sadece “yaratıcı” diyelim, öncel evrenin, ya da her şeyin sadece yaratıcısı değil, KENDİDİR!

Bu düşünce Kuran’da Allah’ı kimsenin yaratmadığı hakkında bilgilere paraleldir. Yani bir konfederasyon ya da hiyerarşiden söz etmek aslında doğru değildir. Her şey (siz, ben, Allah, ya da Ana Tanrıça, herkes ne isim veriyorsa o) TEKTİR. Müslümanlıkta “En el Hak” sözcüğü ile bu gerçek ifade edilmeye çalışılmıştır. Her bir insan/hayvan/bitki DEĞİL; her bir varlık, her bir parçacık, hatta her bir string, aslında AYNI ŞEYİN parçasıdır.

Peki neden İlk Çağların yaratıcı Baba Tanrısı olarak görülen yaratıcı güç Yahudiliğin tek tanrısı Yahveh olamaz; ama Baba Tanrı’nın modern bir versiyonu belki Müslümanlığın tek tanrısı Allah olabilir?

Sorunun yanıtı yukardaki bilgilerde ve dinlerin içeriğinde gizlidir: Yahveh savaşı ve acıyı kutsar, cinselliği günah ve şeytan icadı olarak empoze eder; oysa Müslümanlığın Allah’ı erdem ve paylaşma kadar, "seks, yiyecek, kokular, lüks vb." benzeri insana keyfi veren şeyleri DE onurlandırır. Allah’ın dini Müslümanlıkta cennet betimlemlerinde erdemden çok, keyif verecek şeylere yer verilir. Bu durum dünyasal olayları öne çıkartma manasına gelmez; amaç -insanların dilinden konuşarak- cennette hissedilecek -bir anlamda- duyguların yapısını anlatmaktır.

Benim için "bilge" gibi muhteşem bir sıfat kullanmışsınız. Teşekkürler ederim; ancak kesinlikle kabul edemeyeceğim. Evet, bazı konularda çok, ama çok şey bilmekteyim. Ancak diğer (yaşamak için gerekli) pek çok konuda bir "zeka özürlü" düzeyinde olduğuma emin olun. Bilgelik, bir çeşit "tamlık"tır. Ben ise sadece "bazı konularda bilgili"yim.

Beyinde nasıl bir elektrik varsa, karşınızda evren o halde oluşur. Dalga fonksiyonunun makrokozmas ile -foton aracılığıyla- yaptığı etkileşimdir (bakıştır) evreninizi (kaderinizi) yaratan. Beni onurlandırmaya çalışan güzel enerjinizin bu yüzden size geri döneceğini bilmek beni mutlu ediyor.

[1] Ancak en belalı adlar bile kalplerde iyi niyet ve olumlu düşünce ile pozitive edilebilirler. Hz. İsa’nın en seçkin özelliklerini ortaya çıkartarak Hıristiyanlığı bir anlamda rafine eden ve orta Çağ yıkıcılığında ayıran yeni Hıristiyanlar ve Yehova Şahitleri bu yaklaşımda olabilirler.