Soru sorarken adınızı Kybalion şeklinde almanız (bu kitabı okuduğunuzu ve büyük olasılıkla beğendiğinizi/etkilendiğinizi varsayıyorum), meditasyon ve çakralara ilginiz, beyin elektriğinizin yapısının geleneksel “okült” biçimde olduğunun göstergesi. Bu yüzden -olaya çağdaş kuantum teorileri açısından bakarsak- farklı varlıkları belki gerçekten görmeniz, belki gördüğünüz sanmanız mümkündür.

Eğitimimizde anlatmaya çalıştığımız üzere tanrılar (bu sözcüğü dinsel anlamda değil, okült literatüre göre kullanıyorum) ve tüm varlıklar beyin tarafından yaratılırlar. Derslerin bazılarında bu tanrıların nasıl yaratılacağını öğretmekteyiz. Maji alanındaki popüler tanrılar da insan gruplarının ortak “kanısı ve inacı” ile kuantum alanlarından var ettikleri eksitasyonlardır. Şöyle düşünün: Beyninizde -nöronlarınızdaki elektriğin yarattığı- bir EM alan var. Ayrıca kuantum uzayında da bol sayıda EM radyasyon ve alan var. Bunların dalga boyu senkronize oldukları zaman -elektriğin yapısına göre- yeni biçimler alırlar.

Bu sözlerimden Hollywood prodüksiyonlarının (korku filmlerinin) etkisinde beyinlerle anlamlar çıkartmak ve korkuya kapılmak yersizdir. Aynı eylem, LHD’de yani Hadron Collider’da, ayda bir yapılmaktadır. Ancak bilim adamlarının beyinlerinde cin, antite, demon benzeri bilgi ve bu konulara eğilim olmadığı için var edilen yepyeni parçacıklar cin, antite, demon, vb. değil, “yeni parçacık” adını alırlar. Yani bilim adamları çok daha reel biçimde cinlerle kontaktadırlar… ama onların beyin alanında "batıl" da denilebilecek okült bilgiler olmadığı için bunlarla senkronzie olmazlar, obsesyona uğramazlar, ya da evlerinde poltergeist olaylar yaşadıkları görülmemiştir.

Majisyen ya da bu konulara meraklı yapıdaki beyinlerin yarattığı söz konusu yeni biçimler zaman içinde büyür, gelişirler ve varlığa dönüşebilirler: Beyin elektriğiniz pozitif ise tatlı veya güvenilir bir dostunuz olmuş olur. Ama hayır; onlar size ne gelecekten haber verirler, ne de gizli hazinelerin yerini söylerler. Çünkü onlar temelde beyninizle var edildikleri için sizin bildiklerinizle sınırlı şeyler bilmektedirler. Ancak onlar insanı zor zamanlarda rahatlatırlar; dahası, yol gösterebilirler… çünkü herkes, kolayca kontak kuramasa (hatırlayamasa) da bu bilgilere haizdir. Varlıklar, yarıları beyninizde, diğer yarıları kuantum aleminde olduğu için, beynin ataerkil engelleyici bilgilerinden özgürdürler. Bu yüzden çok yararlı öğütler verebilirler.

Ancak eski tip bir büyücü iseniz, cinlere, perilere, demonlara, spitilere vb. inanmaktaysanız, hatta başkalarına yaşamına müdahil olmayı istiyorsanız (yani NE kontağınız varsa), başınıza -gerçekten de eski tip- demon saracak olabilirsiniz.

Zaten tanrılar (ya da varlıklar) majikal çalışmanın gerçekleşmesine bu mantık üzerine neden olmaktadırlar: Onlar, evreni var edici bazı enerjilerin (kuvvetlerin) güç taşıyıcısıdırlar. Okült hipoteze göre, bazı parçacıklar beyin gama dalga boyu ile yönetilebilirler.

Şimdi doğrudan sorunuza gelelim: Set, ya da Seth, bizim inançta hayırlı bir güç değildir. Baba Tanrılardan olan Osiris’i öldüren tanrıdır. Osiris, bizim “bölünen evren” teorisinin kahramanlarından olan tanrılardandır. Yaratıcı tabidir ki ölmez, yok edilemez, bu yüzden mit gereği Osiris öldükten sonra diğer alemin hakimi olur. Ölüleri yargılar, onları olumsuz yerlere gitmekten alıkoymaya çalışır. O sadece öldürülmez, cinsel organı da kopartılır. Bu mecaz, onun çocuğunun olmayacağı, yani öğretisinin gelişemeyeceğine gönderme yapmaktadır.

[Osiris hakkında bir dipnot daha düşeyim: İnsanlarda nedeni bulunamayan kapalı yerde kalma korkusunun Osiris’in bir tabuta kapatılması olduğuna inanmaktayız. Unutmamalı ki panik duygusunun nedeni de doğasever, haylaz, şehvetli, neşeli tanrı Pan’ın Hıristiyanlığın geldiğini duyduğunda korkudur (panik).]

Ancak eğer siz Seth’in iyi bir güç olduğuna YÜREKTEN, kuşku duymadan inanmaktaysanız… Bu cümlemi bitirmeyip sanal öğrencimlerimi sınamak adına “Ne olur?” diye bir soru yönelteyim ve doğru yanıt verdiklerini umarak ben cevaplayayım: Seth artık iyi bir tanrı olmuş olur!

“Gelecekten haber verebilen ve kötü güçlerle çalisan birimler bedenimin kullanilmasina kadar giden kötü kehanetlerde bulunuyor..”
Bu sözler gerçeği yansıtıyor olabilir… çünkü siz buna inanmaktasınız. Kötü güçler, iyi melekler, sudan çıkan canavarlar, ejderi öldüren azizler… bunların hiç biri yoktur ki… Evet, evrende insan bilincinin istediği (arzuladığı) şeyleri var etmeye odaklı bir frekansı vardır… bir de yok etmeye odaklı frekans… Bunları iki farklı vibrasyon olarak görmekte hiçbir hata yoktur. Ama temelde gerçek evren sadece salınımlardan meydana gelen alanlardır. Yani her bir şey sadece titreşimdir, farklı frekans ve dalga boylarındaki salınımlardır. Bu alanlardaki eksitasyonları (tanrıları), beyninizdeki -aldığınız kültür ya da meraklarınızla yarattığınız nöral yolaklar doğrultusundaki- öznel frekanslarınızla titreştirir, böylece ya ürkütücü bir alemde tatsız günler geçirir (sizin değiminizle “yanlış kanal açar”), ya da HER ŞARTTA bir güzellik bulur, bulabilir, sıcak gülüşler saçarak, keyif içinde yaşarsınız. Hepsi sadece ve sadece sizin elinizdedir. Evren (kuantum uzayı), bilinciniz tarafından şekillendirilen esnek yapıdaki bir kumaştır.

Günümüzde bile okült ve maji diye ortada dolaşan bilgiler Kabala uzantısı kelamlardır; bu yüzden ürkütücü ve iticidirler. Maji ve okültün gerçek yüzünü görmek adına Mısır ve Sümer dönemi majisine bakmak gerektir. Bu dönemlerde henüz Yahudilik olmadığı için maji şifa veren bir tedavi yoludur. İster -kaynağı tümüyle ataerkil yapıda bulunan ve ne yazık ki büyü diye dayatılan kimse kusura bakmasın- saçmalıklara inanırsınız… ister LHD de yeni varlıklar yaratan, ama bunların majikal dünyada tanrı diye kullanıldıklarından haberdar olmayan, bu yüzden de cin saldırısına uğramayan bilim adalarının sözlerine…

Gönlünüzü ferah tutun; olağan bir kişiyseniz Güneş altına, bizim düşüncelerimize inanıyorsanız Mehtap altına, Müslümansanız Hilal altına çıkın; derin bir nefes alın ve sizi duyan -inanca göre bilinçli yaratıcıya ya da fizik alana- odaklanın. Eğer gönlünüz gerçekten ferah ise, beyninizde pozitif bir süredurum varsa, o size hem yanıt verecek (isteklerinizi gerçekleştirecek), hem de tehlikelerden koruyacaktır.