nin, erkekegemen yorumudur.
Bizim “Bölünen Evren” teorisine göre Müslümanlık cenneti (Kuran’da detaylı şekilde betimlenen cennet modeli) öncel evrendir. Bu yapı bir çeşit dalga fonksiyonudur. Bilimde Big Bang olarak ifade edilen bölünme, aslında dalga fonksiyonunun çökmesi ve parçacık olarak (madde olarak) var olmaktır. (Patlama, zaten bölünme anlamındadır.)
Zıtlıklar, makrokozmos bölünmüş gerçeklerden var olduğu için birbirini çekmektedirler. Zıt sanılan şeyler zıt değil, bir bütünün iki farklı yarılarıdır ve öncel hallerine ulaşmaya çalışmakta… ama başaramamaktadırlar. Yine de evreni bir arada tutan onların -önceki gibi tamlaşamasalar, bütünleşemeseler de- bir arada çalışmalarıdır. Elektrik (sistemimizde erkek) ve manyetizmanın (sistemimizde dişi) bir arada “evrenin yapışkanı” EM’yı; dişi ve erkeğin (androgynous yapıya dönemeseler de) bir araya gelerek yeni bir can yaratmaları buna örnektir.
Cennet (öncel evren) hala vardır. Bu düşüncenin kanıtı dinsel ortamda insanın cennetten kovulması (cennetten uzaklaşması, yeniden ulaşamaması) ile ifade edilmektedir. Uzaklaşan (parçacık olarak çöken, makrokozmosa düşen) sadece bir parçadır.
Cennetten kovduranın yılan olduğu ise Yahudi yalanıdır; kökeninde, Müslümanlık cennetine neredeyse tıpatıp benzeyen Hesperidlerin elma bahçesinin koruyucusu ejder Ladon vardır. Ladon kötü bir varlık değil, bahçe elmalarını kötülerden koruyandır. Müslümanlığın “İrem Bağları” ile Hesperidlerin Bahçeleri de benzerdir.
Tevrat yazarları Musa peygamberin -Mısır’dan “seçilmişsiniz” diyerek çıkarttığı mevsimlik göçebe işçileri kırk yıl boyunca çölde dolaştırırken- yüzleştiği zorlukların öfkesini anaerkil paganizmden çıkartmayı amaçlamaktadırlar. Ne de olsa seçilmiş kavimin dolaştığı ve sürekli toprak elde etmek adına saldırdığı paganist uygarlıklar (örneğin El Hazne’nin mimarı Nabatlar), onlara geçit vermemişlerdir.
Cennete (öncel evrene) ulaşmak matematik ile hipotetik de olsa mümkündür. Buna engel olan “ışık hızı”, daha doğrusu ışık hızının geçilememesidir.
Işık hızını (ışık olarak algılanan, mükemmel bir kurtarıcı sanılan, oysa aslında gözlerimizden sürekli beynimize aldığımız bir EM dalga boyu olan; dahası, parlak ve aydınlatıcı bir şey olup olmadığı bile belli olmayan “şey”i) yaratan da Yahveh’dir.
Kabala, böylesi bir yapının sansürlü ifadesi olan Yahudiliğin en gerçek hali ile halvet olmak anlamına gelir.
Söz konusu yapının yöntemleri ile sulh-u salah arayanların nasıl bir enerji ile kontağa geçeceklerini, bu enerji ile kontağa geçerlerse beyin elektriklerini ne tipte frekanslara açacaklarını anlamak için üstün yetenekli olmaya gerek bulunmadığı kanısındayım.
Sümer ve antik Mısır uygarlıklarında şifa aracı majiye itici ve ürkütücü imajını veren, majiyi (hatta günümüzde kullanılan Tarot katlarını) de eline geçiren Kabala’dır.
Ancak şu nokta çok önemlidir: İyi niyet ve saflık yüklü bir istekle (Müslümanlık bunu “temiz kalp” olarak niteler) ele alınan her şeyden güzel sonuçlar elde etmek mümkündür. Bu yaklaşımdaki kişiler -fark etmeseler de- NEyi pozitive eden bilinçlerdir aslında. PE, en olumsuz ortamlarda bulunan kişilerin bile darbe almasını engeller.
Kabala dahil tüm majikal yöntemler bir beyin sporudurlar. Zaman, irade, yetenek, sabır ve kararlılık isterler. Bu niteliklere sahip kişiler -hangi yöntemde çalışıyor olsalar da- başarılı sonuçlar elde ederler. Sorulması kesinlikle gerekli soru ise, Kabala’da “başarı” olarak algılanan “3. kişilerin hayatına müdahil olma”nın gerçekten başarı sayılıp sayılmayacağıdır. Bir diğer deyişle, bu alana girmeden önce söz konusu başarının, kişiye ne kazandırıp, ne kaybettireceği dikkatle irdelenmelidir.
Maji gerçekliği iradi şekilde yaratmak demektir. Gerçekliğin beyindeki kuantum ortamında, mikrotübüllerde yaratıldığı, kuantum ortamının ise birbiri ile etkileşimde (bir anlamda birbiri içine geçmiş) salınan alanlar olduğu ortaya çıktığı günümüzde (bkz. QFT, Quantum Field Theories) hala ortaçağda ortaya atılmış astral adlı yerlere inanmak, onu on sınırlı parçaya bölmek ve bu sistem aracılığı ile gerçeklik yaratmaya çalışmak bence hoşgörülü bir tebessüm ile karşılanacak eylemlerdir.