YANIT
Ergenekon, bir zamanlar üzerinde ciddi araştırmalar yaptığımız bir konudur ve bize göre (somut verilere dayanarak vardığımız düşünceye göre) yer altındaki öncel ve bütünü ile pozitif uygarlıktır. Magma’ya yakın olduğu için pozitif radyasyonla beslenen bir ortam. (Radyasyon, kızılötesi ışınlar gibi pozitif de olabilir.) Radyoaktif şifalı suların merkezi… Bu nedenler yüzünden canlıların yeryüzüne oranla daha sağlıklı, uzun ömürlü; renklerin daha parlak olduğu bir yer… Yeryüzü gibi yuvarlak değil, içbükey yapısı nedeni ile ufkun bulunmadığı ilginç bir coğrafya… Bu konuda bilgi için Yer Altındaki Ülke yanıtıma göz atabilirsiniz.
Türki ırklar ise gerçekten seçilmiştir ve yer altı uygarlığından yer yüzüne -anaerkide kutsal sayılan hayvanlardan ve köpeğin ırk kardeşi olan- kurtlar tarafından çıkartılmışlardır.1
Ancak bizlerin, yani Türkiye’de yaşayan Türk halkının, ne kadar Türki olduğu hayli tartışmalıdır. Büyük yazar Halikarnas Balıkçısı’nın altını defalarca çizdiği gibi Batılı bilimcilerin belirlediği kıtalar da, ırklar da hatalıdır. Kendi teorisine göre dünya coğrafyasını Asya ve Avrupa diye bölmek doğru değildir; bir Akdeniz kıtasıvardır ve ülkemizin bir bölümü bu kıtadadır. Akdenizli ırk, kuzey Afrika ve Avrupa kıtası dahil, Akdeniz’de kıyısı olan ülkelerin halkıdır. Bu coğrafyada yaşayan insanların karakter ve fiziksel özellikleri arasındaki benzerliği fark etmek ise zor değildir.
Asıl Türk (Türkiye devleti) halkı ise Anadolu halkıdır ve bütünü ile -tıpkı Amerikalılar gibi- kozmopolittir. Güzel olan taraf ise bizlerin Lidyalılar, Firgyalılar, Pelasglar benzeri tümü “damardan” anaerkil olan nice ulusun karması olmamızdır. Bizler Ergenekon’dan çıkan ırkın genleri kadar (bunlar hayli zayıflamıştır), Anadolu göçlerin temel yolu olduğundan, buradan geçen nice ırkın kanını taşımaktayız. Bunların arasında baskın olanlar da vardır ve ulu önder Atatürk’ün zamanında birçok araştırma yaptırdığı gibi en önemlisi -yine anaerkil, seks özgürlüğüne inanan, uygar- Etrüskler’dir.
[Yani bazı kişilerin, sempati duydukları partiye oy vermediği için -söylerken bile üzülüyorum- “çomar”2 olarak niteledikleri kişiler de (dahi anlamında) güzel insanlardır. ]
DİP NOTLAR
[1]
Kurtlar savaşçı değil, tıpkı kargalar gibi oyuncu, sosyal (köpekler gibi genelde birlikte olmayı seven, sürü halinde dolaşan; ki, bu nitelik kedilerde asla görülmez), sürüde liderliğin görülmediği, aç kalmadıkça saldırmayan, ihtiyacı kadarını almayı beceren, avı ve suyu paylaşan, insanların yaklaştığını görünce avını bile bırakıp uzaklaşan, insanları seven ve sayan, SAKİN ve keyifli hayvanlardır. Bedenine kurt dövmesi yaptırarak ne kadar muhteşem(!) olduğunu kanıtlamaya çalışmak ise bence büyük bir bilgisizlik içerdiği için gülünç bir özentiliktir.
[2]
Diğerlerine küçümseyici (hele ki küfür yerine geçecek) adlar takmanın gerisinde korkuyu ve öfkeyi yenememe vardır. Korkuyu yenmiş olan dengeli (evrimselleşmiş) bir beyin elektriğine sahip kişiler ise isteseler de küçümseyemezler; çünkü diğerlerinin “hatalı” olarak gördükleri davranışlarını (bunların nedenselliğini gelişmiş algıları ile izleyebildikleri için) doğal bir anlayış ile karşılarlar. Nedeni anlamak, boyun eğmek ve/veya illaki hak verecek olmak ile ilgisiz bir durumdur. Nedeni anlamak, yani anlayış, yararlı ve gerekli bir bilgi, sorunu halletmekte yardımcı olacak bir veridir. Bu nedenle küçümsemek -sanatta (karikatür dahil) yer alsa bile- KESİNLİKLE negativite içerir. NE içeren HİÇ BİR ŞEY ile sorun çözülemez; bilakis tetiklenir.