YANIT
Rüyalar konusu, üzerinde hiçbir araştırmamız olmayan, ama iç içe yaşadığım bir konu. Ben de yıllar içinde onlardan pozitif şekilde yararlanabileceğimi varlığım aracılığı ile öğrendim. Bu işi maji ile yapmaktayım.
Kuantum fiziği ve Özel Rölativite sonrasında rüyaların işleme mekanizması (mantığı) hakkında, tıpkı fal gibi (zaten konumuz rüyada geleceği görmek olduğuna göre, her ikisi de aynı anlama gelmektedir) görüş birliği yoktur:
-
Özel Rölativite'ye göre zaman, (Amerikalı parçacık fizikçisi Greene tarafından benzetildiği üzere) geçmiş ve gelecekten oluşan “fiks” bir somundur ve falcı (ya da rüyayı gören kişi) bu somun üzerinde gezinebilmekte, sonra zamanına döndüğünde gördüklerini anımsamaktadır.
-
Kuantum mekaniğine göre falcı (ya da rüyayı gören kişi), gördükleri paralelinde süperpozisyon olasılıklarından birini (bizlere göre kendi EM alanına uygun olanını) çöktürmekte, gerçek kılmakta, yani geleceği belirlemekte, kaderi yazmaktadır.
Ne yazık ki bu teorilerden hangisinin gerçek olduğu hakkında ortak bir görüş yoktur.
Ancak eğer ikinci olasılık gerçek ise, “çogunlukla onlardan ayrilacagima dair görüntüler” sözünüz yüzünden beyin elektriğinizin negatif olduğu ve bu yüzden geleceği sürekli olumsuz var ettiğiniz düşünülebilir. (NE sahibi olmayı kötü bir insan olmakla karıştırmayın.)
“tahmin edebileceginiz üzere, rüyalarin çok büyük bölümü herhangi bir önemi olmayan kesitlere ait”
Doğrusu ben bunun tersine inanmaktayım. Bence rüyaların bir çoğu diğer alem olarak adlandırılan dalga fonksiyonu içindeki gerçek yaşamdaki süreçlerdir.
“Bu sezilerimden nasil daha iyi faydalanabilirim, bu konuda bir öneriniz var midir."
Bir majisyen olarak önereceğim yol -varlığımın da bana önerdiği gibi- majikal eğitimdir. (Majiye yönlendirme çabamın gerisinde ticari bir kaygı olmadığının -bu sayfaya verdiğim ücretsiz emek göz önüne alınırsa- sezilebileceğine eminim.)
"hatta kimi zaman rüyada gördügüm seylerin gerçeklesmesini engellemeye çalistim"
Eğer bizim eğitime ilginiz, inancınız ya da maddesel gücünüz yoksa, pratik çözüm olarak görümleri engellemek adına olaylara hükmetmeye çalışmayı değil, beyin elektriğinize odaklanmayı (ona hükmetmeye çalışmayı) önerebilirim. Söz konusu hükmetmenin yolu ise “inanç”tır. Olumsuz olayları gördüğünüzde olmayacağına, olumluları görürseniz olacağına İNANIN. İnancınızı güçlendirecek şey her ne ise onu ifa edin. Sure okumaksa okuyun, psikologdan yardım almaksa alın, kahkaha atmaksa atın, olduğunuz yerde beş kere dönekse dönün… Bir şey vardır sizi olacağına ya da olmayacağına inandıran. O şeyi, her ne ise onu yapın; utanmayın, kaygılanmayın, yapın.
Bu sözlerin size yeterli gelmediğini ve pratik bazı öneriler beklediğinizi hissediyorum. Bunun için minik bir imajinasyon çalışması vereyim:
Yaşamınızın çok mutlu olduğunuz bir sürecini (belki saat ya da anını) bulun ve anıyı imajinatif bir odaya koyun. O anıyı her düşündüğünüzde yolladığınız fotonlarla alanı eksite etmekte, yani yeniden canlandırmaktasınız. Geçmişte kalan acı verici olayları düşünmek, onlarda söz etmek (bir dosta ya da uzmana anlatmak) bu yüzden bizim sistemimizde tehlikeli olarak görülür. Oysa bunun tersi, yani geçmişteki güzel duygular veren olayları yeniden düşünmek (canlandırmak), zorlu anlarda yardım alınacak bir destektir. Olumsuz bir rüya gördüğünüzde o odaya girin, kapıyı kapatın, rüya dışarda kalsın ve onu unutun. Odadaki anıyı -o andaki güzel duyguları bir kez daha hissederek, olaylar aracılığı ile beyin elektriğinizi yeniden pozitive ederek- yaşayın. Böylece paralel evrene atlayın. Dışarıdaki rüya -sizin karakterinize göre saptayacağınız bir yöntemle- giderek erisin, yok olsun, patlasın, dağılsın, aslanlarca parçalanıp yensin, yıkanarak temizlensin, deniz rüyaya dolarak onu yutsun, hoş bir meltem -Zephyros- eserek (kesinlikle fırtına ve rüzgar değil) onu alsın götürsün, uzaya fırlasın vb…
Gözlerinizi açtığınızda rahat ve huzurlu iseniz rüya gerçek olmayacaktır. (Tabii ki bu çalışmada zaman içinde yeterlilik kazanacağınızı unutmayın.)
