YANIT
Yakınlaşmak benzeri duygu yüklü iletişimler zorlamakla pek kurulmaz; çünkü yakınlaşmayı oluşturan beyindeki pozitif enerjidir. Aslında “pozitif enerji” desek de, bu enerji bir çeşit elektromanyetik (EM) vibrasyondur ve bilimsel bulgulara göre en fazla beyinden değil, kalpten yayılmaktadır. Bu yüzden yakınlaşmalar uygun alt yapı kurulunca (pozitif vibasyonlar beyinde temel süreduruma dönüşüp, uygun EM enerjiler yayılınca) kendi kendine oluşurlar.
Ayrıca insanlarla genelde araya biraz mesafe koymak çok da zararlı bir davranış değildir; mesafe, iyi tanınmayan insanlardan gelecek anlamsız tepkilerden kişiyi kolaylıkla koruyacak olabilir.
Ancak "mesafeli olmak" kavramı, uzak ve itici halde, surat asar gibi oturmak ile karıştırılmamalıdır. Böyle bir kimlik sergileyen dikkat de çeker, tepki de alır.
Mesafeli durmayı seçen bir kişi kibar, pozitif, iyi niyetli ve rahat da olabilir. Az konuşsa da dikkatle, dürüstlükle dinleyen, hoşuna gidenlere içtenlikle gülen, hoşuna gitmeyen esprilere sadece gülümseyen, soru olursa çok da uzatmadan relaks ve içten yanıtlar veren, RAHAT bir ruh halinde olan, “acaba nasılım?” kaygısı aklına gelmeden, var olmaya değil, sadece insanların ve toplulukların TADINI ÇIKARTMAYA odaklı kişiler tepki almazlar... çünkü pozitif enerji yaymaktadırlar. Yani itici olan mesafeli, az konuşan, samimi, hatta çok konuşan kimlik değil; bunlardan hangisine sahip olsa da temelde negatif vibrasyonlu (yapay davranan, içten olmayan, gerginlik içindeki) kimliktir.
Özetle, pozitif vibrasyonlu beyin enerjisine sahip insanlar ister mesafeli, ister konuşkan ve samimi kimlik sergilesinler diğerlerinde sempati uyandırırlar. Bu yüzden yapılması gereken “ne yaparsam idealize ettiğim kimlik gibi olurum?” ya da “Ne yaparsam insanların çok seveceği gibi bir kimlik sergilerim?” sorusuna yanıt aramak değil, “Ne yaparsam RAHAT OLURUM?” konusunda köklü bir analiz yapmaktır.
Nasıl davranılması gerektiği düşünüp durarak bulunabilecek bir şey değildir. Yapılması gereken tek şey pozitif enerji sahibi olmayı başarmak ve gerisini düşünmemektir.