YANIT
“Paylaşmak” daima değerli ve yararlı bir kavramdır; ancak paylaşmak ile teşhir etmek arasında fark vardır.
Okunan kitaplar, görülen yerler, izlenen sanat olayları bilgi aktarmak amacı ile -mümkün olduğu kadar yıkıcı yorum içermeden- yapılıyorsa ortamı zenginleştirici bir eylem sayılacağı için yararlıdır.
Kişisel kazanımları, özel anlarla ilgili mutluluk görüntülerini ve bireysel başarıları sergilemek ise paylaşmak sayılmaz; çünkü sergilenen kavram ya da metadan izleyicilere pay verilemiyorsa yapılan eyleme paylaşmak denilemez.
Sergilenen şeylerin izleyiciler üzerinde yaratacağı duygular sergileyici kişilere bir ölçüde geri yansır: Sergileme eyleminde, sergileyici tarafından -bu konuda beklentisi, bir talebi olmayan bir kişiye yönelik- etkileme eylemi vardır. Talebi olmama durumu Henry Stapp hipotezlerinde "doğaya sorgulama yapmayan kişi" şeklinde adlandırılmaktadır. Sergileyicinin "doğaya soru sormayan kişi"ye yönelik eylemi bu yüzden “diğerinin kaderine müdahale” anlamındadır ve “bir yol açma” şeklinde nitelenebilir. İzleyicilerin olumlu ya da olumsuz duyguları ise açılan yoldan sergileyiciye ulaşacaktır. İzleyicilerin duyguları genelde -sergilenene sahip olamama yüzünden- olumsuz vibrasyonlar taşıyacağı için sergileyici üzerine "açtığı yol"dan olumsuz vibrasyon çekmiş olur. (Aslında bu mekanizmanın temelinde global conciousness -global bilinç- içinde “bir diğer beynin EM alanına tasallut” olarak nitelenebilecek bir durumun varlığı bulunmaktadır ve asıl dinamik yukarıda yansıttığım kadar basit değildir.)
Nazar, tam olmasa da, bir ölçüde bu mantıkla çalışır.
Bu konuda detaylı bilgi edinmek için dileyen
Nazar var mıdır? Nasıl meydana gelir? sorusunun başvurabilir.
Sosyal paylaşım sitelerine özendirici fotoğraf ve haber eklemek ataerkil kültürün her birimize empoze ettiği ve büyük tehlikesinin farkında olmadan uyguladığımız davranışlardan biridir. Ataerkil kültürün yönlendiriciliği ile hepimize unutturulan “paylaşmak” ile “teşhir etmek” kavramları arasındaki ciddi farkın yeniden bilincine varmak belki de birçok belayı engelleyecektir.
Erdemlerden olan, bu yüzden de mükemmel bir PE celb edicisi olan alçak gönüllük adlı kavram “sahip olanlarla övünmeme” anlamındadır. Sahip olunanları sergilemek ise -bunda bir “haber” içeriği olmadıkça- övünmekten başka amaç taşıya bilir mi? Bu soruya “evet, olabilir” şeklinde yanıt vermek biraz zordur.
[Sayfanın mütedeyyin okurlarına bir not düşmek isterim: Yahudilik ve Hıristiyanlıkta olmadığı kadar PE envokasyonuna neden olacak içerik taşıyan Müslümanlıkta bu tehlikeye birçok hadisle dikkat çekilmiştir. Hz. Muhammet’in alçak gönüllü olanların yüce olduğu, böbürlenmenin ise Allah tarafından alçaltılacağı hakkında bir hadisi vardır (İmam Gazali, cilt. 4, s.655). “Kişi kendisini halktan uzak tutarsa cebbarlar arasına kaydedilir de, onların başına musibet açılır” hadisi de aynı konunun altını çizmektedir. ]