722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

YAŞAM ve İLİŞKİLER

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM İLİŞKİLER SORULARI
1 Temmuz 2019
eski esim tarafindan dolandirildim. tanri neden kotuluk yapanlari cezanlandirmaz?

Janus Bey merhaba. Sitenizi yeni kesfettim ama iyi ki kesfetmisim, Allah sizden razolsun... ben özel bir konu soracagim için öncelikle özür diliyorum. ben eski esim tarafindan dolandirildim, kadin halimle bayagi bayagi dolandirildim. üzerinden 5 sene geçti bosanmamizin ve adam ne borcu! deyip üstüne yatti ve bir de evlendi. evlenecek elbette benim bununla bir sorunum yok, sonuçta ben bir baska kadin yüzünden ondan ayrilmamistim. agrima giden beni dolandiran bir adam hem borcum yok diyor, hem de isinde gücünde ve evliliginde yasamina devam edebiliyor. benim ise hayatim, canimi asiri derecede yaktigi için ona ettigim beddualar yüzünden tepetaklak oldu. evet ben bir hata yaptim, beddua etmemeliydim ancak kimse kusura bakmasin da gayet hak ediyordu. iste ben bu düsunceye takildim kaldim. ben hak etmedigim olumsuzluklari yasarken, o sefa surüyor. tanri tarafindan hicbir ceza görmedi yani ve ben resmen buna cildiriyorum. tanri neden kotuluk yapanlari cezanlandirmaz? ve bizler canimizi gercekten haksiz yere yakip, bizlerin ruhunu karartanlari nasil affederiz ve affetmek zorundamiyiz? (kadin programina soru sorar gibi oldum kusura bakmayiniz lütfen.) saygilarimla.

YANIT

Öncelikle "benim ise hayatim, canimi asiri derecede yaktigi için ona ettigim beddualar yüzünden tepetaklak oldu." şekindeki cümleyi yüreklice söyleyebilmeniz PE açısından önemli sayılabilecek bir adım attığınızı göstermekte… diyerek yanıtıma geçeyim.

Şeytanla dans etmeye kalkan en azından ayağının burkulacağını bilmelidir. Bir dolandırıcıyı (ki, sözlerinize bakılacak olursa eski eşiniz için bu tanımlama uygun görülebilir) eş seçer, yaşamınızı/bedeninizi/gelirinizi vb. paylaşmaya kalkarsınız başınıza daha kötüsü de gelebilir. Bu sözüm kocaları tarafından darp edilen tüm kadınlaradır. Senkronize olmayı seçtiğiniz kişinin kaderinize yansıtacaklarından şikayet edemezsiniz. (Bu sözlerim tabidir ki zorlanarak evlenmediğiniz şartlarda geçerlidir.)

Oysa günümüzde bir çok kadın erkekleri daha iyiye götürmek adına kadın gibi, kadınca, yöneteceklerine, onları negativiteye yönlendirmektedirler. Sakal, yırtık jeanler, kaba tavırlar çekici bulunur (yani bakımsızlık, hoyratlık, kendini rafine etmeye zaman ayırmamak maskülenite olarak görülür), "cool" denen -adı üzerinde- soğuk tavır aşk ve seks gibi sıcak değerlerle eşleştirilirse sonuçta NE celp edilir.

Şimdi izninizle size -kendi cümleleriniz bazında- hatalarınızı göstereyim:

“kusura bakmasin da gayet hak ediyordu.”
Buna siz karar vermezsiniz.

Bakın: "Hak" bir esmadır, tanrının adıdır (ya da kuantum uzayında etkinliği çok güçlü olan hipotetik bir parçacık, belki bir bozondur). Bir insan olarak bir esmanın eylem gücüne sahip olamazsınız. Sadece onunla kontağa geçip, ondan yararlanırsınız. Oysa hak ettiğine inandığınız bir kişiye beddua etmek, evrende -gerçek anlamı ile- adalet dağıtan bir gücün (tanrının), ya da fizik yapının olmadığına inanmak anlamına gelir. Bu inanç (yani inançsızlık) gerçek yapı ile (daha doğrusu "beklediğiniz sonuçları yaratacak esma gücü ile") senkronizasyon şansını yok eder. İnanç yoksa, kontak yoktur. Kontak yoksa, yardım yoktur.

“ben hak etmedigim olumsuzluklari yasarken, o sefa surüyor.”
Kimin ne ölçüde sefa sürdüğünü (ya da acı çektiğini) dış görünüşüne bakarak anlamak mümkün değildir. Makrokozmosta (fizik planda) iken cehennemde (yani astral bir mekanda) yaşamak olasıdır. Cehennem, yaşam modelleri (yani şartlar) muvacehesinde DEĞİL, beynin içindeki elektrik, daha doğrusu elektriğin neden olduğu kimyasallar ile yaşanır.

“tanri tarafindan hicbir ceza görmedi yani ve ben resmen buna cildiriyorum.”
Çıldırıyorum sözcüğünü kullandıracak beyin elektriği mükemmel bir NE celp edicisidir. Bu duygu süredurumunda olduğunuzda envoke ettiğiniz (kaderinize perkittiğiniz) NE, bir çocuğa, ya da hayvana darp uyguladığınız zamanki kadardır. Çıldırmak -yani tanrıya "çıldırmak" olarak nitlenecek kadar sinirlenecek ölçüde güvenmemek- ondan sadece istediğinizi gibi davranmasını beklemek, ona davranış modeli empoze etmek, beklentinizi karşılamadığında kendinizde “çıldırma hakkı”nı görmektir. Bu düşünceleri ve tavırları yaratan beyin elektriği muhteşem bir NE davetçisidir. NE varsa adaleti (tanrısal mekanizmanın işleyişini) izleme şansınız tamamen yok olmuştur.

“tanri neden kotuluk yapanlari cezanlandirmaz?”
İsterseniz saygısızlık yaparak tanrıyı bu mekanizmaya katmayalım ve kuantum fiziği bazında konuşalım: Beyinden yayılan dalga boyları (okült/inanç dünyasına göre kötülük ve iyilik), kural olarak benzerleri (aynı frekans) ile senkronize olur ve daha güçle vibrate etmeye -yani güçlenmeye- başlarlar. Bu duruma kısaca, “geri dönerler” diyebilirsiniz. Ancak sözü edilen senkronizasyonda milyonlarca olasılık etkin olduğu için senkronizasyonun amplitude’undaki peak’in zamanını, miktarını ve sonucunu insanı beyin ile bilebilmek imkansızdır. Göremeyeceğiniz bir şeyi görmeye çabalamak yerine, bu işi unutmak ve keyfe bakmak çok daha rantabldır. Ayrıca bu yaklaşım sonucu en beklenmeyen zamanda sonuçlar kişiye gümüş tepside sunulur. Söz konusu ödülün (ilahi adaletin tecellisi hakkındaki bilgilendirmenin) nedeni "güvenmek ve unutmak" (daha doğrusu "güvenmek yüzünden kafaya takmamak ve doğal olarak kısa sürede unutmak") adlı tavırdır.

“bizler canimizi gercekten haksiz yere yakip, bizlerin ruhunu karartanlari nasil affederiz ve affetmek zorundamiyiz?”
Hiç bir şey zorunda değilsiniz. Hatta Müslümansanız -bize göre- sevaba girmek zorunda bile değilsiniz. Sevap olarak nitelenen şeyler PE celp eden davranış ve düşünce kalıplarıdır. Sevapların var olma nedeni kişiyi NEden korumak için yol göstermektir. Yani affetmek (genelde sevaba girmek, ya da erdemli olmak), PE celp ederek -tanrı için DEĞİL- KİŞİNİN KENDİ İÇİN mutluluk ve kazanç verici olduğu için gerekli ya da iyi bir şeydir. Hep söylediğim bir söz vardır: İyilik; en bencil (kendi çıkarına düşkün) ve keyifçi (keyifli yaşamaya meraklı) kişilerin yoludur! ;-)

Ancak genelde affetmek kolay değildir. Ciddi oranda kişilik gücü, bilgi ve yaşam deneyimi gerektirir. Affedebilmek için affedilecek kişiyi anlamak, anlamak için soğukkanlılıkla yakından bakmak (yaklaşmak), verileri tarafsızca irdelemek gerekir... ki, öfke içindeki bir insanın bu başarıyı göstermesi neredeyse imkansızdır. BU yüzden unutmaya ya da görmezden gelmeye çalışmak, affetmeye çabalamaktan çok daha yerindedir.

“kadin programina soru sorar gibi oldum kusura bakmayiniz lütfen.”
Hangi programlardan söz ettiğinizi bilemedim ama kadınlar -tıpkı kurtlar, aslanlar, köpekler, kargalar gibi- çok zorlanmadıkça zarar verici (hatalı) şeyler genelde yapmazlar. Bu soruları sormanızda yanlış bir şey olmadığı gibi, bu soruların sorulduğu bir program varsa o programlarda da yanlış ve küçümsenecek bir şey yoktur. Kadınları, ataerkil değer ölçütleri ile kıymetlendirmeyin.

Sorununuz, kadınca değil, erkekçe de değil, ataerkilce düşünmekten kaynaklanıyor. Zaten ataerkil sistemin kuruluş amacı bu, yani gerçek dışı modelleri temel yapıymış gibi gösterip güveni yitirtmek ve öfke yaratmaktır. Bu oyuna gelmeyin.

  • Beyin elektriğinizi korku ve öfkeden arındırabilirseniz,
  • beyninizde güven ve inanç yaratabilirseniz,
  • rahatlık içinde bir süre (olacaklara fazla takmadan, bir şey olup olmayacağına aldırmadan) bekleyebilirseniz,
  • size acı verici şeyleri “hak/adalet aramak” benzeri ataerkil idealar dolduruşu ile fazla düşünmeseniz,
  • size keyif veren konulara yönelirseniz,
tıpkı taşı havaya atınca geri düşmesi gibi, güzel sonuçlar geri yansıyacaktır.

Hak ve adalet arayışı, öfke ile “yalın kılıç” denilecek şekilde değil, ÖNCELİKLE olaya sakince bakabilmek ile başlayabilir. Bunu becermek zor olduğu için, size uygun olan yukarıda önerdiğim çözümdür. Atıllık iyi bir şey değildir; ama atıllıktan kötüsü, atıl olmamak adına korku ve öfke dolu süreçlere girmektir. Öfke, korku, hele ki hınç varsa, başa gelenler yüzünden tanrıyı değil, davet edilen Şeytan’ı suçlamak gerekir.

"Allah sizden razı olsun" dediğiniz için Allah sizden gani-gani razı olsun. :) (Bir dip not: "Ya Gani" çok güçlü bir esmadır.)


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -