722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

YAŞAM ve İLİŞKİLER

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM İLİŞKİLER SORULARI
18 Kasım 2019
Kadinlar ve erkeklerin esitligi mevzusu

Merhaba Janus.Kadinlar ve erkeklerin esitligi mevzusu baya populer.Sozde herkes cidden kadin ve erkeklerin 'esit' haklara sahip oldugunu dogru buluyor fakat bakinca bu olay kesinlikle davranislara yansimiyor.Cogu erkek lafa gelince tabii kadinlar esittir desede en ufak bir sakada bile kadinlarin zekasini,ilgi duydugu seyleri,gucunun yetersizligini belirten cumleler kullaniyor ve sonra saka diyorlar hayir oyle dusunmuyoruz diyorlar(!) kadinlar is hayatinda etkin degil zeki degiller ullke yöneten kadin ne kadar az ulke yonetseler bile beceremiyorlar erkekler daha iyi yerlere geliyorlar ve cok daha fazlasi binlerce düsünce burada benim bir kadin olarak yediremedigim bizim ciddi manada hafife alinmamiz ve kucumsenmemiz ve dahasi kadinlarin cogu bunu kabul ediyorlar kendilerini resmen asagiliyorlar onlari hakli goruyorlar zekam yetmiyor diyorlar bende çocukluktan beri bu tur inanclarla buyudum.bunlarin yanlis oldugunu buyuyunce fark ettim fakat bu konuda elimden bir sey gelmiyor bana yapamazsin diye kafa tutanlarin karsisinda bazen onlari hakli cikariyor olmayi yediremiyorum. Biliyorum evrende bir yerlerde benim hakli ciktigim bir paralel evren var.Ama olmuyor.dahasi hemcinslerim bunun farkinda degiller kabuklarina cekilmeyi bunun daha uygun oldugunu dusunuyorlar kendilerine inanmiyorlar janus haliyle beni de kendileriyle beraber bu grubun icine aliyorlar ama hayir oyle degil diyemiyorum cunku bende fiilde onlari hakli cikarabiliyorum haksiz miyim sizce?ne yapacagiz?

YANIT

Azınlık sayılabilse de kadınları gerçekten seven, gerçekten beğenen ve saygı duyan milyonlarca erkek de vardır. Örneğin arasında kadın olmayan bizler, bilinçli olarak kadınların ön planda olması için ciddi çabalar içindeyiz. Bunu edilgen erkekler olduğumuz için değil, kadınlara güvendiğimiz, onların doğruları ile daha güzel yaşamlara ulaşabileceğimize inandığımız için (kendi çıkarımıza) yapıyoruz. Yaşam içinde bize benzeyen bir dolu erkekle karşılaştığımızı da ekleyeyim.

“Ne yapacağız?” sorusunun yanıtını bir kadın olduğunuz için benden iyi bilirisiniz. Ama kişisel görüşlerimi de ekleyeyim.

"Benden iyi bildiğiniz" hakkındaki sözlerimden anlayacağınızı gibi, kadınların bu güne değin yaptıklarının (ve belki de kendileri tarafından bile beğenilmeyen davranışların) doğru olduğuna inanmaktayım: Örneğin -çok talihsiz bir tabir olan- “Kadın kadının kurdur” sözüne neden olan “eşleşme adına, arkadaşlığı bir level geri bırakma” eğilimi, evreni yendien “bir” etmeye odaklı bir tavrıdır. Karşı cins ile eşleşme, dostluğun yaratacağı "bir" etmeden daha etkin ve gereklidir. Bazı erkeklerin yaptığı haksızlıklara elinizde imkan olduğunda bile savaşarak karşı koymamanız da aynı düşüncenin doğruluğuna örnektir.

Diğer yandan anaerkil bir erkek olmak, kadınların -erkeklere DE- daha iyi yaşam sunacak şeyler bildiklerine inanıldığı için onların sözüne önem vermek, onların yol göstermelerini şiar edinmek demektir. Yani en egoist, en hedonist, en keyifçi vb. erkeklerin anaerkil olmaları gerekliliği düz mantık sonucu bile görülebilir. Anaerkil bir erkek olmak, kadınların ÜSTÜNLÜĞÜNÜ değil (anaerkide ÜSTünlük reddedilir), kadınların daha iyi yaşama yollarını bildiklerini kabul etmektir. Onlar, doğa ile (doğal/özgün yapı ile) daha iç içe oldukları, bizler gibi akıl/mantık/kural vb. gibi olguları daha az kullandıkları (bizlere göre -tıpkı kuantum uzayı gibi- kuralsız ve çılgın oldukları) için doğru kararları bizlere göre daha fazla alacak güçtedirler. Akıl, 1700lerde doruğa ulaştırıldığı ve günümüzde popülerliği sürdüğü şekil ile doğa ile barışık bir kavram değildir. Erkek beyin yapısının tekelindedir. Eğer bu yapı temel alınırsa (ki, ataerkide öyledir), kadınların akılsız olduğu rahatça öne sürülebilir. Buradaki hata tek bir yapıyı (erkeksi düşünce sistemini) MUTLAK olarak ortaya sürmektir. Bir yarının mutlak doğru olarak kurallaştırılması, (diğer yarı bu yapıda olmadığı için) onun yetersiz konuma itilecek olması anlamındadır.

Biraz daha açayım: Bilimden yasalara,1 teknolojiden inanca, nice konu erkek beyni doğrultusunda, erkek çıkarlarına uygun biçimde, bazı erkekler tarafından yapılmışsa, ki öyledir, bu alanlarda yetersiz kalacağınız (ama bence bu alanlara içeriği/gidişatı beğenmediğiniz için bulaşmamaktasınız) açıktır. Ancak soru şudur: Acaba erkek beyninin doğrudur diye baskıcı şekilde sunduğu bu yapı insanoğluna yararlı mıdır? Yani yaşamın çeşitli katmanlarında üzerine eğilen konular (örneğin bilim ortamında araştırma yapılmak adına seçilen konular) gerekli şeyler midir? Yoksa havanda su dövmek, sağ kulağı sol ayakla kaşımak benzeri işler midir?

Bence ikincisidir.

Kadınların saçı uzun, aklı kısa önermesinin (saç ve akıl karşıtlığının vurgulandığı bu söz gerçeği ifade etmektedir aslında) dışına taşmaya başladıkları bu yüzyılda kadın bilimciler (scientist) hızla ortaya çıkmakta ve bilime ciddi biçimde yön verebilmektedirler. Örneğin -bize göre PEnin maddi yanıması olan- Karanlık Madde’yi keşfeden (hem de iki çocuk büyütürken keşfeden) bilim insanı bir kadındır (Vera Rubin). LHC’nin (Hadron Collider) “patronu” bilim insanı kadındır. (CERN Genel Direktörü Fabiola Gianotti.)2 Onları bu alana çeken kazandıkları özgürlükler değildir sadece; erkeklerin keşfettiği kuantum mekaniğidir. (Görülmekte ki her erkek hatalı konumda değildir, birçok erkek kadınların önünü açmaya bilinçli ya da bilinçsizce çabalamaktadır.) Kadınlar kuantum mekaniğinin büyüsüne, gerçekleri anlatmasına, kapılıp bilime girmektedirler. Onlar artık bilimin eski işe yaramaz ve boğucu ceketini çıkarttığını hissetmektedirler.

Şimdi sözlerinizi satır-satır yanıtlayayım:

“sonra saka diyorlar hayir oyle dusunmuyoruz diyorlar(!)”
Bu jargondaki kişilerle aranıza mesafe koymanızı öğütleyebilir miyim? Bu konuşma şekli NE kanıtı. Olabildiğince çok kişi ile iletişimde olun; ama samimiyetinize alacağınız kişileri dikkatle seçin. Herkesle bu konularda tartışmaya girmeyin... mümkünse hiç kimse ile tartışmaya girmeyin.

“kadinlar is hayatinda etkin degil zeki degiller ullke yöneten kadin ne kadar az ulke yonetseler bile beceremiyorlar erkekler daha iyi yerlere geliyorlar”
Bu doğrudur ve bu gerçek aslında bazı erkeklerin her şeyi tekellerine alma eğiliminden kaynaklanmaktadır ve "bölücülük" manasındadır. (Yukarıda nedenlerini açıkladım.) Her şeye beynin yarısı ile el koyarsanız, diğer yarıda kalan aciz görülür.

“bizim ciddi manada hafife alinmamiz ve küçümsenmemiz”
Küçümsenmeden elem duyarsanız, küçümseme adlı tavrı sergileyen NE taşıyan bir alanı (kişiyi) önemseme hatasınız düşmüşsünüz demektir. Üzülerek söylemem gerekir ki, bunun nedeni de bir ölçüde NE varlığıdır. Beyninizi NEden temizlerseniz, sizi küçümseyenlerle ilgilenmez, onlarla samimi olacak ortamlara fazla girmez, evrimde daha ilerlemişseniz onlar adına üzüntü duyarsınız.

“bende çocukluktan beri bu tur inanclarla buyudum.”
Ne yazık ki her birimiz ailelerimizden hoşumuza gitmeyecek bilgiler alarak büyüdük. Bu olağan bir durumdur ve fazla üzerinde durmamanız öğütlerim. Ev ya da iş ortamında daima anlaşamayacağınız birileri olur. Bu durumu değiştirmezsiniz. Ailenizin, sizin ebeveynleriniz oldular diye mükemmel varlıklar olacağını düşünmek çok yanlıştır.

“bunlarin yanlis oldugunu buyuyunce fark ettim”
Bu bir başarıdır. Zamanı gelince, belli yeterliliğiniz, diğer yaşamdan getirdiğinizi yeteneğiniz varsa, daima gerçeğinize kayarsınız. Buna kimse, aile bile engel olamaz.

“bana yapamazsin diye kafa tutanlarin karsisinda bazen onlari hakli cikariyor olmayi yediremiyorum.”
Neden değersiz kişilerle çarpışmak istediğinizi anlamak zor... Bunun gerisinde onların sözlerinin sizi rahatsız etmesi varsa, duyulan rahatsızlığın gerisinde sözlerin gerçekliği hakkında kuşku var demektir. Bir diğer deyişle öfke varsa, önemseme de vardır.

“Biliyorum evrende bir yerlerde benim hakli ciktigim bir paralel evren var.”
Tabi ki var. Bilimsel ortamda, süperpozisyonda -kabaca- iki milyon+ seçenek olduğu öne sürülmekte. İyi haber o ki, o evrenden esintileri bu evrene, kendi hayatınıza aktarmak an meselesi. Paralel evrene atlamak bir anda kendini kadınların yönettiği bir gezegende bulmak anlamında değil; kendi hayatınızda çok daha iyi şartlara atlamak manasındadır. Eğer başarırsanız çevrenizde giderek az sayıda münasebetsiz adam olur, ya da bir anda bu adamların doğru dürüst konuşmaya başladıklarını görmeye koyulursunuz. Böylesi değişimler yaşamanın anlamı paralel evrene atlamaktır. Paralel evrene atlamak (ya da bir yeni evren yaratmak) ise sadece beyin elektriğiniz rafine etmek ile elde edilebilir.

“hemcinslerim bunun farkinda degiller kabuklarina cekilmeyi bunun daha uygun oldugunu dusunuyorlar kendilerine inanmıyorlar”
İnsanları -tıpkı ailenize yapmak istediğiniz gibi- mükemmele getirmeye çabalamak, olanları mükemmel olmadığını görünce kırgınlığa düşmek bir kadına yakışacak şeyler değil. Kadın, bu şekilde arkadaşları varsa, onların laflarını duyunca “ay şekerim şaçmaladığğğınnn walla” der, içinden “öf amma konuştu” diye geçirir, sonra aynaya bakar “Bu gün pek alımlıyım” diye güzelliğini fark eder (bunu fark eden herkese anında alım denen şey sahibi olur), aklına flörtünü ya da severek yaptığı bir işi getirir, keyfi yerine gelir. Başkalarının düşünce şekillerini önemseyip onları KURTARMAK adına değiştirmeye çalışan genelde erkekleridir. :) KAdınlarda boşverme, aldırmama ve keyfine bakma yeteneği vardır; ataerki bunu da yok etmeye uğraşır. Siz şuna inanın: Bir haremde yaşıyor olsanız bile, beyin elektriğiniz pozitif ise, en özgür kadınların planetindeki yönetici kraliçeden daha keyifli bir yaşam sürersiniz. Güzel bir kaderi (mutluluğu) şartlar değil, beyin elektriği yaratır. Pozitif elektrik ile şartlar da giderek değişir… o ayrı konu.

“janus haliyle beni de kendileriyle beraber bu grubun icine aliyorlar”
Sizi duyan IŞID militanları tarafında kaçırıldığınız sanacak. :) Benim çevremde, hatta yakın çevremi kendim yarattığım için çevremi geçeyim, yaşadığım varoş ortamda, bu düşüncede tek bir kadın yok. Herkes gayret rahat ve keyifli. Buna yemin edebilirim. Siz bu satırları yazarken sahip olduğunuz EM alan ile benim ortamıma gelseniz, hatta benimle aynı evde yaşasanız, yani yan yana olsak BİLE söz ettiğiniz kişilerle kalacaksınız! PARALEL EVREN TEORİSİ SADECE BUDUR. Siz, şu anda yanınızda kim varsa, onunla aynı evrende DEĞİL, kendi yarattığınız evrendeki onunlasınız. O kişi ise kendi evreninde, kendi yarattığı siz ile birlikte.

“haksiz miyim sizce?”
Bu soruya iki farklı yanıt verilebilir: Eğer sizin yarattığınız evrende isek haklısınız, çünkü o evreni kendinizi haklı gören beyin elektriği ile yarattınız. Ama benim olduğum yerde -haksızsınız demeyeyim- hatalısınız. Düşüncelerin doğru olması, “tarz”ın doğru olacağı anlamına gelmez. Adalet gibi, eşitlik gibi yüce kavramlar bu yüzden nice tiranın, ya da hatalı izmlerin tarafından acı yaratacak şekilde kullanılmıştır. Yani doğru düşüncelerin güçlerini yanlış tavırlarınız yüzünden yitirtiyorsunuz.

Anaerkide savaşmanın (ki, bunun yegane yolu PE üretecek şeyler yapmaktır) bir kuralı da size ters düşen kişilere fazla aldırmamaktır. :) (Bu sözümü yapılması gerekli şeyleri yapmaktan geri durmak anlamında almayın.) Siz sadece doğru bildiğinizi SAKİNCE yapın, gerisini fazla düşünmeyin. Hayatınızda istemediğiniz şeyleri yapmaya (örneğin sorumluluklar) zaman ayırın (bunlardan kaçmayın), ama kendinizi sık sık korkusuzca, suçluluk duymandan, arada çılgınlığa varacak ölçüde ödüllendirin. Genelde rahat bir beyin süredurumu sahibi olun. Göreceksiniz, en münasebetsiz herifler bir anda anaerkil düşünceye geçecekler… çünkü SİZ daha rafine bir evrene atlamış (ya da değiştirdiğinizi hayata bakış açınızla, böylece var ettiğinizi beyin elektriğinizle onu yaratmış) olacaksınız.

Daha iyi yaşamak gerecekten kolaydır aslında.



DİP NOTLAR

[1] Çağdaş yasalar ürkütücü bir ataerkil -ve yahveh’in ilk görünümlerinden sayılan MArduk’un bir numaralı adamı- olan Hammurabi tarafından yapın yasalara dayalıdır. Bu adam batılıların yutturmaya çalıştığı gibi adaletin değil, ataerkinin ve kadın düşmanlığının savunucusudur. Bu konuda soru gelirse somut verilerle yanıtlayabilirim.

[2] Hadron'un, maddenin (gerçekliğin) nasıl meydana geldiğini bilimsel verilerle araştıran bir makine olduğunun altını çizmek isterim.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -