722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

JANUS

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM JANUS HAKKINDAKİ SORULAR
29 Mart 2018
Nazar nedir?

Merhaba, ilgisiz olacak ama gözleriniz mavi mi?

YANIT

Hayır değil :) Açık denilebilecek olsa da sıradan bir kahverengi.

İnsanların gözlere yönelik başlıca ilgisi gözlerin renkleri… Gözlerle ilgili asıl önemli kavram -gözlerle enerji alınıp, beyinden enerji yayıldığı- ise fazla “görünür” değil! Siz hazır soruyu sormuşken konu ile ilgili bazı bilgiler paylaşayım.

Gün boyunca “görme” dediğimiz olay aslında çevredeki enerjinin (ışık bir enerjidir) reseptörlerce “alınması”, ardından beyne yollanıp beynin bize “görme” dediğimiz ortamı sunmasıdır.

[Her beynin “görme” adı altında yarattığı veri kişiye özeldir ve birinin beynini kısa süreli kullanma şansımız bulunsa onun “görme” olarak ifade ettiği ortamın bizimkinden hayli farklı sayıldığını anlayarak endişelenecek olabiliriz. Matrix I adlı filmin konusu zaten bu gerçek üzerine kuruludur. Kimse aslında sadece bir beyin ve ona yollanan sinyallerden başka bir şey olmadığını kanıtlayacak durumda değildir.]

Reseptörlerce alınan enerji beyinde aksiyon potansiyeline (elektrik sinyaline) dönüşür, bu sinyal de NT’ler (nörotransmiter) ve NM’ler (nöromodülatörler) ile bir duygu süredurumunu yaratır.

Söz konusu süredurum beynin EM (elektromanyetizma) ortamına biçim veriyor olabilir!

Konuyu açalım:

EEG ile ölçülen beynin elektrik alanıdır. Ancak nerede “akan” bir elektrik alan varsa orada EM alan da vardır. Bu yüzden kimilerine göre EEG verileri aslında beynin elektrik charge farklılıklarını değil, EM alanını ölçmektedir.

EM alan ise fotonlardır, ışık dahil tüm EM radyasyon fotonlardan oluşur.

Şimdi ilk önemli noktaya gelelim:

Hollandalı bilim adamı Herms Romjin, fotonların bilinç taşıyıcıları olduklarını; sübjektivitenin/bilincin beyindeki EM alana, yani fotonlara kodlandığını öne sürmektedir. Bilinç sözcüğü ile kastedilen ise düşüncelerden duygulara ulaşan her şeydir. Bu yüzden beyindeki EM alan duygu ve düşünceleri içerir!

EM akım (dalga) her dalga gibi ilerler; dahası bildiğimiz dalgalar gibi maddesel ortama gerek duymaz, boşlukta bile ilerler… Hem de “ille de” ışık hızında ilerler. Bu yüzden bilinç olarak adlandırılan beyin EM radyasyonu da ışık hızında “yayılır”.

Ve şimdi de ikinci önemli noktaya gelelim:

EM radyasyonun frekansı olduğuna göre EM radyasyon vibrasyon demektir. Her vibrasyon ise benzer frekans ile rezonans yapar.

Bu işlem okültizme göre gün boyu uygulamakta olduğumuz ve bize uygulanmakta olan işlemdir. Gizemli ve esrarengiz bir bilinmezlik sanılan maji, aslında bu gündelik işleme yönlendiricilik katmaktan başka bir şey değildir. Bu yüzden insanların gün boyu birbirlerini büyüleyip/büyülenip durmakta olduklarını öne sürmek fazla abartılı bir yorum sayılmaz.

Son önemli noktamıza gelelim:

Geleneksel (eski okul) okültizm söz konusu durumun sadece "etkiLENME" (gözlerden enerjinin girişi ve görme) değil, "etkiLEME" de yarattığını öne sürer. Bazı kişilerin telekinezi yeteneklerinin düşünerek değil, sadece bakarak sonuç yaratması (örneğin bakarak cam eşyaları kırmaları), ayrıca biri bize baktığında, ona bakıyor olmasak bile bakışını hissedip ona dönmemiz benzeri olaylar bu düşünceye kanıt teşkil edebilir.

Yani okültizme göre gözlerden alınan EM radyasyon, beyinde işlenip duygu şeklinde yorumlandıktan sonra var edilen “beyin EM alanı”, gözler aracılığı ile geri yollanmaktadır.

Gözlerden yayılan EM radyasyona ise halk arasında nazar denir.

Beyindeki EM radyasyon gözlerden yayılıp yayılmadığı tartışmalı olsa da, bir şekilde yayıldığı için bazı varsayımlar geliştirelim: Gözlerden alınan EM dalgaların bazı beyinlerde “haset” adlı negatif vibrasyonu var ettiğini düşünelim. Bu duygunun sahibi geniş genliği olan dalga boyuna sahipse enerjisini -belki gözlerden, belki sadece beyinden- bilincine varmadan fışkırtacak ve farkında olmadan haset duyduğu kişiye lanetleme çalışması yapacaktır. Ne yazık ki bu istemsiz eyleminin son derece olumsuz geri yansımalarını alacağı da açıktır. Yani haset, eğer çok güçlü ise, düşük genliği olan bir vibrasyonu etkisi altına alıp negatif açıdan etkileyebilir. Düşük genliği olan vibrasyon sahiplerine ise halk arasında “yıldızı alçak” denmektedir.

Görülmektedir ki olumsuz duygular diğer kişileri etkilemekte, bu bilinçsiz etkileyiş ise etkileyene geri dönebilmektedir. Bazı inançların (örneğin Müslümanlığın) “kötü gözle bakma, günahtır” kavramının kaynağı “nedensellikten yoksun şekilde buyurmak” değil; kişileri NE’den, yani aslında NE’nin var edeceği acıdan koruma çabası olabilir.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Makaleler    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -