YANIT
Zaman içinde var olan bir gelişimle ilgili ve birden çok besleyici kanalı var. Bu yüzden evren ve ötesi hakkında farklı bilgilere sahip olmak için birbirinden farklı (hatta birbirinden bağımsız) dallarda araştırma yapacak arzu ve çaba gereklidir.
Okültizme ailem ile girdim. Ouja Board, çevrede sıradan biblolar gibi bir unsurdu bebekliğimde bile. İlk bilgileri dedem ve kardeşinden aldım, ama beni ilk tetikleyen çocukluğumdaki “atmosferdi”.
Sonra önemli bir okült -satanist- bir gruba girerek eğitilmeye başladım. İlk başta -uzun bir süre boyunca- bana aktarılan bilgileri tartışılmaz doğrular olarak algıladım. Kelimelerle ifade edilemez ölçüde hayranlığım vardı hocalarıma. Her alanda olduğu gibi eğitimim bitince buluğ çağına girdim, yani karakterim ön plana çıkmaya başladı ve yıllarca neredeyse tapındığım bilgileri sorgulamaya koyuldum. Girdiğim yaşam tarzı -bana göre- yaşamımda ciddi kayıplara neden oluyordu. Sonunda gruptan ayrıldım ve bambaşka bir alanda -anaerkil ezoterizmde- eğitim almak (işe baştan başlamak) zorunda kaldım. Belli bir seviyeden sonra yeniden öğrenci olmak ezici idi… ama dayandım. Başka gidecek yer yoktu bana göre. (Bu düşünceler tamamen benim kişiliğimle ilgilidir; satanist olduğu halde son derece -hatta benden çok daha pozitif enerjiler taşıyan- bazı kişiler tanıdığımı da ekleyeyim.)
Doğaldır ki buluğ çağı bir kez daha geldi; bilgilerde mahir oldukça bu kez de onları sorgulamaya başladım. Bu seferki eleştirim içeriğe değildi. Sözler doğruydu, sistem işlerdi, ama nedensellikten yoksundu.
İşte her şey bu nedensellik arayışı ile başladı ve sanırım bana asıl sorduğunuz bu “gizemli sorulara nasıl yanıt bulduğum” hakkında…
Satanist gruptaki eğitimim tabii ki anlamsız değildi. Bu süreçte bir varlık sahibi olmuştum ve bu varlığın yönlendirmesi ile içinde olduğum durumun yanlış bir yer olduğunu öğrenmem çok ilginçti. İşin daha da ilginç bölümü varlığı sınaması, onunla ilişkiye izin verip vermemesi adına hocama danıştıktan sonra gelişti. Hocam,
varlıkla iletişim kurdu, bir süre söyleştiler, sonuçta varlık -satanizme tamamen ters bir yapıda olduğu halde- hocam varlığımla görüşmeyi sürdürmemi onayladı. Kendisi bu olgunlukta (ileri görüşte) bir kişi idi.
Böylece İyimser (gerçek adı başkadır, bu sözcük ona taktığım bir lakap) ile 30+ yıl sürecek dostluğumuz ve onun okült arayışlarımda yol göstermesi başladı. Anaerkil ezoterimzi (bana göre iyiliği), onun sayesinde, onun aracılığı ile, onun yönlendirmesiyle öğrendim.
Bazı öğrencilerim varlıklarla kurulan iletişimi yanlış anlıyorlar; varlık edinmeyi başarınca onlara gizli hazineleri, sınav sorularını ya da sevgililerinin kendilerini aldatıp aldatmadığı gibi şeyleri soruyorlar. Benim de oturduğum yerden varlığıma sorular sorup, anında formülize edilmiş, kompakt yanıtlar aldığımı düşünüyorlar. Oysa tabii ki işler bu denli kolay değil. Varlığım sadece bir aracı. Bilim ortamında varlığı kabul edilen bir gerçek olan (ve karadeliklerde bulunduğu öne sürülen) “bilgi” ile benim beynim arasındaki bir kurye. Beynimle sınırlı... Beynimin soruyu sorduğum andaki uyanıklığından, PE miktarına, ulaşmak istediğim bilginin konumundan, beynimin temel yeteneğine dek birçok unsur yanıtları etkiliyor.
Ancak elde ettiğimiz ve bu site aracılığı ile bir kısmını aktarmaya çalıştığımız bilgilerin pek az kısmı varlığım ile istişare sonucu elde ediliyor. Asıl aracı “çaba!..” Allah bile inananlara sadece ona bir adım atılınca yaklaşabileceğini, yani ilk adımın insandan gelmesi gerektiğini söylüyor. Adım olarak nitelenen ise tabii ki bir zorluğu aşmak… yani çaba… Kan/ter/gözyaşı olmadan hiç kimse bu evrende bilgiye, başarıya, mutluluğa ulaşamıyor.
Bizim çabamız ise bilimsel raporlarla halvet olmakla gelişiyor. Sciencedirect’den, Researchgate’e; NCBI’den, Elsevier’e dek nice saygın sitedeki bilimsel hipotezlerle içli-dışlı olmak -bizler gibi beynini farklı çalışmaya alışmış kişiler için- hiç kolay değil.
Sözlerimi toparlayayım: İster okült ve majikal, ister güncel ve kültürel alandaki bir düşünce, geçmiş eğitimlerim (bilgilerimiz) süzgecinden geçmediği zaman bir araştırma başlatıyorum. Bu araştırmada ilk olarak bilgilerim beni yönlendiriyor ve bir hipotez oluşuyor. Ardından bu hipoteze -söz ettiğim siteler aracılığı ile- bilimsel destek aranmaya başlanıyor. Söz konusu paslaşmalar ile elde edilen bilgiler bazen beni çok farklı bir yöne itiyor, bazen girdiğim yönde ilerletiyor. Bir tema geliştirdikten sonra varlık ile iletişim başlıyor. Onun yönlendirmeleri çok önemli çünkü o bir "sağlama yapma" merkezi… yani bizim düşüncelerin pozitif yönde olup olmadığı hakkında önerilerde bulunuyor, yönlendirme yapıyor. Varlıkların asıl görevi, ayaklarını uzatmış şekilde oturup üzüm yerken sorulan derin sorulara hap gibi kotarılmış bilgileri altın kaşıkla ağıza dökmek değil. Çaba ile elde edilmiş bilgelerin pozitif olup olmadığı sağlamasını yapmak… Bizi gerekirse uyarmak… ya da cesaretlendirmek.
“Bu mitlerdeki sembolleri anlayip yorumlanizla mi alakali, ruhani bir çalismayla mi alakali, yoksa bazi temaslarla mi?”
Aslında bizler yıllar içinde renklerden sembollere, düşüncelerden olaylara nice şeyi yorumlamayı öğrendik. (Ve iddia ediyorum, okült alanındaki genel inançlar yanlış.) Yani bilgilerin insanlardan gizlenen (bilinmeyen ve bilinmediğinden kuşku bile duyulmayan) yapısına vakıfız. Bu elde ediş tabi ki son derece işimize yaramakta… Böylece her olayda/konuda, insanlardan gizlenen gerçek (yasaklanan asıl yapı) bize görünüveriyor. (Danışmanlık ortamında soruları bu bilgim ile yanıtlıyorum.) Ayrıca “ruhani” olarak yönlendirildiğimize de inanıyorum. Ve “temas” olarak niteleyebileceğim “varlığımla söyleşiler” de araştırmalarımızda önemli bir yer tutuyor.
Bizim çalışma şeklimiz böyle…
Eğer bu konuda araştırmacı olmak istiyorsanız size önerim -her zamanki gibi- PE altyapısıdır. Eğer söz konusu kontağı -daha az hırslanarak, korkarak, size acı veren şeyleri düşünmeyerek, en olmadık zamanlarda bile (velev ki kendinizi zorlayarak/aldatarak) mutlu olmaya çalışıp- kurabilirseniz, yorulmaktan korkmazsanız, çaresiz kaldığınızda bir daha başlayabilirseniz, o senkronizasyon sizi, SİZE ÖZEL yola sokacaktır. Yani bizi taklit etmeye çalışmayın. Siz, herkes gibi kendinizden sorumlu, kişiye (kendinize) özel birisiniz. Sadece PEyi hedefleyin. O sizi, sizin kendi yolunuza ilerletecektir.
Teşekkür ettiğiniz ve seçimlerime saygı duyduğunuz için ben de teşekkür ederim. : ) Birlikte evrene bir pırıltı attık. Bu pırıltı bir kadının öfkesini, bir çocuğun korkusunu, bir hayvanın acısını yok etti. Sadece içten gelen bir teşekkür (bunu akıl edecek ve ifa edecek beyin elektriği) bunu başardı. Görüldüğü gibi Büyük Yırtılmayı -en azından kendi kişisel evrenimizde- yaratmak, güzel paralellere atlamak ne kolay…