hirsizlik yapmak ve kuantum ortaminda geri dönüsü hakkinda.
YANIT
Sorunuzu şu şekilde sorarak genelleyelim: Evrende ilahi adalet var mıdır?
Bu soruya kesin bir dille yanıt vermek olanaksızdır; çünkü (bilimsel bakış açısı ile) tanrının var olduğu konusunda bile kesin yanıt göstermek olanaksızdır. İlahi adaletin öznesi olan tanrının varlığı kesin değilse, adaletinden söz etmek de anlamsız olacaktır.
Ancak evrende -tanrının mıdır bilinmez ama - kesinlikle bir adalet mekanizması vardır1. Bu cümlemdeki “kesinlik” sözcüğünün nedeni evren kadar evren ötesinin de fizik yasalarla yönetilmesidir.
Sözümüzü açalım: Makrokozmosta fizik yasalara göre her etki, benzer bir tepkiye neden olur. Mikrokozmosun da fizik yasalarla yönetildiğini Hermes Tirsmegistus “Yukarıda ne varsa, aşağıda da o vardır” sözleri ile yüzyıllar önce özetlemiş; günümüzde de kuantum mekaniği bu yapıyı giderek ortaya çıkartmaya başlamıştır. Madem ki aşağısı ve yukarısı benzer yasalara bağlıdır, o zaman her iki alemde de etki/tepkiye dayalı bir mekanizma olduğu ve bunun kolayca adalet şeklinde yorumlanabileceği söylenebilir. Söz konusu tepkime yasası gereği sadece iyilik yapan iyilik bulmaz; kötülük yapan da kesinlikle -ama zamanı gelince- kötülük bulacaktır.
Adalet mekanizmasının fark edilememesinin ise iki nedeni vardır:
1- Ataerkil kültür her şeyin acele olması gerektiğini empoze eder. Oysa mikrokozmosun tersine, makrokozmos değişimi zamana bağlıdır. Örneğin, doğada kalıcı ve sağlıklı olan zaman içinde gelişir. Ani eylemler (yıldırım, deprem vb.) yıkıcıdır.
2- Kişiler tepkimeyi fark etmek adına nereye bakacaklarını bilemeyebilirler, ya da tepkime görme/duyma duyusu ile izlenebilecek bir ortamda gerçekleşmiyor olabilir. Örneğin tepkime, etkiyi meydana getiren kişinin beyninde meydana gelebilir. İnsanların iç dünyasında ne ölçüde karanlık bulunduğunu dışardan bakarak anlamak hayli zordur.
Burada bir küçük parantez açmakta ve bir bilgi paylaşmakta yarar var:
Tepkime yaratacak etki, DAVRANIŞTAN ÇOK, BEYİN ELEKTRİĞİNİN YAPISI İLE İLGİLİDİR. Yani beyin EM alanı negatif elektrik ile yüklü ise, tavırlar ne ölçüde yasal/ahlaki/dini vb. olsa da, bunların kaynağı pozitif olmadığı zaman tepki de negatif olacaktır. Etki, tavırlarla değil, tavırlar sergilenirken yayılan alan ile ilgilidir. Dindar, yasalara saygılı, aydın gibi sıfatlarla tanımlanan birçok insanın yaşamlarında rahat ve keyifli olmamaları, bereket ve bolluk ile karşılaşamamalarının nedeni budur.
İnsanlar neden hırsızlık yapar? Tabi ki beyinlerindeki negatif enerji onlardaki “ahlak” şeklinde adlandırılacak temel yapıyı bozduğu için. Ahlak, yani moral değerler -tıpkı estetik gibi- kuantum uzayında embed olan bir “proto bilinç”ten yansır.
[İman etmeye yatkın kişiler tarafından Allah, tanrı, Ana Tanrıça/Baba Tanrı, Brahma, Buda, Orfeus vb. şeklinde yorumlanan bilinç öylesine reeldir ki, günümüzde parçacık fizikçileri BİLE bu bilincin varlığını giderek kabul etmektedirler.2 ]
Bu yüzden NE celp eden beyinler evrensel ahlak ile kontakları koptuğu için -hırsızlık benzeri- hatalı davranışlarda bulunacaklar; bunun ardından yukarda aktardığım etki/tepki yasası nedeni ile davranışlarına benzeri geri dönüşlerle kaçınılmaz olarak yüzleşeceklerdir.
1 Biz tanrının olduğuna inansak da, imana dayalı düşüncelerimiz kimseye temel gerçek olarak sunulamaz..
2 Örneğin Hameroff'un "platonik değerler"i ve Bohm'un "Implicate Order"ı.