722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

KUANTUM

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM KUANTUM SORULARI
9 Kasım 2018
Merak ve Eleştiri

Evrime inandiginizi söylüyorsunuz. Evrim size inanmiyor ama, metafizik konulara inanmaz ve reddeder. Evrimle astrolojinin bir ilgisi yokturki yani varsada su anda ispatlanmadi ve evrime inanan çogu insan gördük, ne astrolojiye ne çekim yasasina, nede majiye inanmiyordu. Ben bilgilerinizi samimiyetle faydali buluyorum..Ama bu konulari bilimsellestirme ihtiyacinizi anlamadim. Maji bilimsellestirildide haberimizmi olmadi..Bu hilkatin bir sirridir herkese verilmezki...Verilseydi nolurdu halimiz?

YANIT

Mesajınızı cümle-cümle yanıtlayayım:

“Evrime inandiginizi söylüyorsunuz. Evrim size inanmiyor ama metafizik konulara inanmaz ve reddeder.”
Site okültizmle ilgili olduğu için “evrim” sözcüğü ile “ruhsal evrim”in kastedildiğinin anlaşılabileceğini düşünmüştüm. Mesajınız sonrası bunun anlaşılamayacağını görmüş olduk; bu yüzden “Sorular sayfası > Açıklamalar > İçerik ve Üslup” bölümünde gerekli düzeltmeyi yaptık.

Evrimle astrolojinin bir ilgisi yokturki
Böyle bir iddiamız hiç olmadı.

“Ama bu konulari bilimsellestirme ihtiyacinizi anlamadim.”
Bu durum bir kişisel ihtiyaçtan kaynaklanmamakta, kuantum mekaniği ile ortaya çıkan gerçeklerin yönlendirmesi ile yapılmaktadır: Bilim ya da maji diye iki ayrı şey aslında yoktur; tek bir "gerçek" vardır. Bu gerçeği bölüp, her bir parçası sınırlayıp, birbirine yabancılaştırarak çeşitli isimler takılabilir.

“Maji bilimsellestirildide haberimizmi olmaidi..”
Mutlak olarak başkalarının yapacağını tekrarlamak zorunda olduğumuzu düşünmek yanlıştır. İlk adımı birileri atacaktır ve sanırım (bildiğim kadarı ile) bu adım bizim tarafımızdan atılmaktadır.

Ancak bizim sistemimizi dayadığımız kuantum yorumunu (Orch OR’u) duymamış olmanız olağandır; çünkü bu modelin yirmi yıllık geçmişi olsa da, son hali revize edilerek 2013 yılında bilim dünyasına sunulmuştur.

Bu hilkatin bir sirridir herkese verilmezki...Verilseydi nolurdu halimiz?
Maji, hilkatin sırrı değil, gündelik -ama fark edilmeden yapılan- bir eylemdir. Majiye kara cüppeleri giydiren ataerkidir.

Ayrıca fark edilmelidir ki, kütle çekimi da bir zamanlar hilkatin sırrı idi. Düşey atışın formülü de bilim adamlarına (ya da okültist adlı seçilmiş ve “kerameti kendinden menkul” bir gruba) kanatlı, beyaz elbiseli bir melek tarafından gökten indirilip, bir peygamber aracılığı ile lütfedilmedi. Şu gün bilinen her gerçek gibi insanoğlunun usu, meraklılığı, baskıdan (acıdan) kaçma arzusu gibi itkilerle bulundu. İnsanların bir şeyi öğrenmesi için bir üst otoritenin açıklaması ya da insanların bir üst otoriteden icazet alması gerekmez. İnsanlar, kötülüğün var ettiği sınırları yerle bir edecek yeterlilikte yaratılmışlardır. Sınırların varlığından ise sadece bölünmüşlük varsa söz edilebilir.

Özetle, “sır” diye bir şey yoktur; sadece “henüz bulunamamış” vardır.

Eleştirilerinizi yanıtladıktan sonra konulara farklı açıdan bakalım ve soralım: Acaba gerçekler hakkında ne kadar şey bilmekteyiz?

Örneğin;

  • Herkesin zamanının farklı hızda aktığını,
  • Kütlenin, zamanın geçiş hızını değiştirdiğini,
  • Kütlenin hızına göre "çaktırmadan" boyunu uzatıp kısalttığını,
  • Gerçekliğin, beynin algılamasından birkaç yüz milisaniye önce oluştuğunu (bkz. "Consciousness in the Universe” raporu “5.4. Temporal non-locality and free will” bölümü),
  • Lavoisier'in “hiçbir şey yoktan var olamaz, vardan yok olamaz” kanunun kuantum mekaniği ile çeliştiğini (parçacıklar kuantum ortamında yoktan var oluveriyorlar),
  • Geçilmez sanılan ışık hızının, takyonlar ve kuantum dolanıklığı sonrasında geçilebilir sayıldığı için Özel Göreliliğin “gümlemiş” olabileceğini,
  • Newton’un çekim yasasının hatalı olduğunun kanıtlandığını,
  • Kütle çekiminin bir kuvvet değil, bir büküm sayılmaya başlandığını,
  • Newton’un aslında okültist ve simyager olduğunu,
  • Demokritos atom fikrini ortaya attığında çağdaşlarının onu dışladığını,
  • Faraday’ın teorilerinin başta “matematiği zayıf” diye nitelenerek ciddiye alınmadığını,
  • EM alan teorisinin “üçkağıt” olarak nitelendiğini,
biliyor muyuz?

Sorularımızın temeli genelde kişisel meraka ya da öğrenme tutkusu ile değil, sadece bize ezberletilen bilgilere çelişik olup olmamaları ile ilgilidir; çünkü ataerki her şeyin “aklıselim”e uygun olmasının şart olduğunu öğretmiştir. Bu düşünce hatalı değildir tabii ki. Hatalı olan, aklıselimin sınırlarının ataerki tarafından hatalı biçimde çizilmiş olmasıdır. Yenilik karşısında insanların çoğunun rahatsızlığı gerisinde bu durum vardır.

Bilgilerimi faydalı bulmanız beni mutlu etti. Bundan önemlisi ise söz konusu düşüncenizi açıklama inceliğiniz… Sadece kendinin onurlu olduğuna inanan kişiler diğerlerini onurlandırırlar. Teşekkür ederim.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Makaleler    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -