722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

KUANTUM

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM KUANTUM SORULARI
13 Mart 2019
Bilinç, kader, paralel evrenler ve kehanetler

Merhabalar, yanlis yere yaziyorsam kusura bakmayin. Göz okuma kisminizi çok begenmistim özellikle bir Jimmy Page ve George Harrison hayrani olarak. Fakat su anda o sayfalara erisim yok, ne zaman düzeltilecek?

YANIT

Site düzeltilecek olabilir, ama yorumların eklenmesi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

Nedenleri açıklayayım. Bu nedenlerin temeli kuantum mekaniğine dayanmakta…

Bizim sistemde (ki, sırtını elimizden geldiğince kuantum mekaniğine dayadık) kaderi inanç yazar. İnanç dediğimiz şey ise aslında bilinç, yani beyin elektriğidir. Beyin elektriğinizin yapısı, dalga fonksiyonunun o yönde çökmesi için tetikleyicidir. Gerçeklik (kader) ise sadece “dalga fonksiyonunun bilinç tarafından çöküşü” ile meydana gelir.

İşin kötü yanı beyin elektriği doğum anında sahip olunan ve “genetik karakter” denebilecek yapıda olsa da, yaşam boyu böyle kalmadığıdır. Gün içinde, an bazında; ya da aylar-yıllar boyunca karşılaşılan olaylar, istemli ya da istemsizce alınan bilgiler, bu elektriğin yapısını her nano saniyede değiştirir. Bu yüzden bir anda inançlarını tersine (daha olumluya) çevirme gücüne sahip her kişi AN BAZINDA paralel evrene, şahane bir kadere atlar. Aslında var olan bir paralel evrene yolculuk yapmamış, an bazında o paralel evreni (kaderi) kendi yaratmıştır. Eş deyişle, hala aynı yerde durmakta, aynı ortamda yaşamaktadır; ama artık sorunlar birer-birer KENDİLİĞİNDEN çözülmeye başlayacak ve kader rafine olacaktır.

Kaderi rafine eden, paralel evrene atlatan ise beyin elektriği DEĞİLDİR! Asıl kurtarıcı/değiştirici/rafine edici -beyin elektriği pozitive olunca- PE denen odakla kurulan kontaktır. O odağa ise Allah’tan, Ana Tanrıça/Baba Tanrı’ya; Buda’dan, “evrende var olan fizik mekanizma”ya değin çok farklı adlar verilir. Onun ne olduğuna kişinin aldığı kültür kadar kalbinin enerjisi (bence doğduğunda bu yaşama getirdiği ve enkarnasyonlar boyunca yapılandırdığı öz enerji) karar verir.

Duyduğunuz her söz sizin, ettiğiniz her söz ise duyan kişinin kaderini bir ölçüde de olsa etkileme olasılığı taşır. Bu yüzden doğru insanların lafını dinlemek (doğru filmler izlemek, tiyatrolara gitmek, kitaplar okumak, müzikler dinlemek) kadar, doğru (güzel şekilde) konuşmak da çok önemlidir.

Kişilerin kaderine -söylenen minicik bir sözle de olsa- müdahil olmak dinsel literatürde günah, okült ortamda NE tetikleyicisidir. Fark etmeden bir insanı üzecek bir söz etmek masum sayılabilir. Ancak düşünce yapısında katre kuşku varsa, sözü duyan insanda uyanacak negativite o sözü söyleyene de yansır… NE en bulaşıcı virüsten daha bulaşıcıdır.

İşte bulgularımızla belirlediğimiz bu inançlarımız yüzünden yıllar önce Tarot falı bakmaktan ve birkaç yıl önce ücretli göz okuma yapmaktan vaz geçtim.

Seçimler yaklaşırken ise politikacılarla ilgili yorumlarımın hitlerinde (ziyaretçi sayılarında) büyük artış olduğunu gözlemlememiz yorumları silmemiz gerektiğine karar vermeme neden oldu. Okumalarımın gerçeği yansıttığına yüzde yüz eminimdim… ama o gerçek BENİM GERÇEĞİMDİ! Benim gerçeğimin, bir diğerinin kaderine -her ne kadar gerçek olsalar da- nasıl yansıyacağını, onu nasıl etkileyeceğini, sözlerim doğru olsalar da okuyanın onları nasıl yorumlayacağını bilemezdim.

Bu anlattıklarım yüzünden site genelini bozmadan sadece politikacı yorumlarını çıkartmak için yola çıktık ama bunun altından kalkamayacağımız kadar zaman alacağını görünce tüm siteyi silmek gibi kolay (ve de -mecburen- biraz baştan savma) bir yöntem uygulamak zorunda kaldık. Arzu eder editör arkadaşlara mesaj atarsanız istediğiniz yorumları *.doc olarak e-posta adresinize gönderecekler.

Ancak altı çizilmesi gereken bir nokta var: Kişi kararlarını alırken kendi başına olsa da, zenginleşmek adına -bizim sitedeki bilgiler benzeri- ek bilgi arayışına girebilir. Buna karşın söz konusu arayışta ona sunulan bilgileri benimseme veya reddetme erki kendine aittir. (Kimseye istemediği, inanmadığı, eğilimi olmadığı bir şeyi yaptırmaz, böyle bir konuda ikna edemezsiniz aslında.)

Oysa işin içinde KEHANET sözcüğü girdiğinde, ya da kehanet ortamına girildiğinde (bu ortama en sıradan rüya tabiri bile dahildir), insanlar kehanet adlı sözlere inanma eğilimdedirler… ve işte, ipin ucu tam da burada kopmaktadır: Kehanetler, kişi beğenirse inanacağı, beğenmezse reddedeceği sözler değillerdir. İnsanların ezici çoğunluğuna göre kehanetler (eğer kehanete başvurulmuşsa) mutlak gerçekleri fısıldayan sözlerdir. Oysa gerçeği bilinç yaratmaktadır!

Bu yüzden herkese bilgi kaynaklarını/havuzlarını geniş tutmalarını, bu havuzda kehanetlere yer vermemelerini ve beğenmedikleri bilgileri tereddütsüzce elemine etmelerini önermekteyim. Herkes -rahat bırakılırsa- kendine neyin iyi geleceğini bilir. Evet, bazen hatalı kararlar da alır; ama unutulmamalıdır ki acı -ne yazık ki- en güçlü öğreticidir bu evrende.

Güzel sözleriniz için teşekkür ederim. Ayrıca ince düşünceli biri olduğunuz da gözümden kaçmadı... Bu çok iyi bir şey.

ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -