**İmajinasyonlarda önerilen detaylandırma ve 5 duyu ile hissetme önerisinin nedeni , aslında gama dalgası yayılacak kadar yüksek enerji açığa çıkarmak!
***Bütün bunları topluca değerlendirirsek, kendi gerçekliğimiz yapmak için enerji lazım...
İmajinasyonlarımızı kendi en çok beyin faaliyeti yapabileceğimiz şekilde tasarlamalıyız.
Örnek vereyim: Hedef çalışma terfi etmek olsun, ben kendi arzuma ve heyecanıma göre önce yüksek gama açığa çıkaracak enerji için kendimi hollywood yıldızı ile imaji ediyorum (çünkü kendi beyin elektiğime göre bana en çok bunun heyecan vereceğini ve daha arzulu çalışacağımı , en yüksek beyinsel/zihinsel aktiviteye bu şekilde ulaşacağımı varsayarak). Yüksek gamayı yakaladığım anda hedef imajimi (5-10 sn) kendimi büyük bir masada imajine ediyorum (hedef arzum o odada yönetici olmak) ortamın kokusunu , masanın sertliğini düşünüp gama dalgasını 10 sn kadar devam ettiriyorum ve nokta.
YANIT
Sözlerini “Farklı yollardan (temelde cinsel duygularla) gama dalgası elde ederek bunu majide kullanabilir miyiz?” şeklinde özetlemek mümkün.
Olabilir de… olmayabilir de.
Ancak sözlerinde hatalar var; öncelikle bunları dile getireyim.
“Yüksek gama yoğun Nöron ateşlemesine (Aksonlarda ki AP ye ) bağlı Aksonlardan iyonlar vasıtası ile ne kadar Yoğun AP geçerse frekans o kadar çok oluyor.”
Nöronlarda depolarizasyon için “Ya hep ya hiç” kuralı vardır. Ateşleme, bir eşiğe gelince mutlak olarak olur ve belli bir sınırı vardır. Belli bir milivolta ulaşınca depolarizasyon "illaki" oluşur. Majide gerekli olan volüm transmisyonudur, yüksek voltlu AP değil (bu imkansız zaten). Yani ana gereklilik çok sayıda nöronun aynı anda ateşlenmesi ile ilgili.
“İmajinasyonlarda önerilen detaylandırma ve 5 duyu ile hissetme önerisinin nedeni , aslında nöronlardaki elektrik ateşlemesini en üst seviyeye yani en üst seviye gama dalgası yayılacak kadar yüksek enerji açığa çıkarmak!”
Bu konuda kesin bir şey söyleyemem, kendi çalışmalarımızda imajinasyona fazla önem vermiyoruz; çünkü imajinasyon ile (ki, eninde sonunda hayal kurmaktır) yüksek gama elde etmek bence zor. Bizim daha fazla üzerinde durduğumuz inanç adlı kavram; çünkü volüm transmisyonunu kendi kendine yapan unsur inanç.
Verdiğin örneğin (starla ilişki örneği) işleyeceğini ben sanmıyorum (yine de kesin konuşmuyorum, deneyeceksin).
Neden işlemez? Yani neden star ile ilişki imajinasyonu ile terfi edilemez? Çünkü star ile ilişki imajinasyonunda çıkan enerji gama dalgası değildir. Gama dalgası için frontal lobu aktive etmek gerekir. Ayrıca gama dalgası, adı üzerinde, bir enerji değil, bir dalga boyu. Bunu nöronlara –dediğin gibi- (mümkün olsa) fazla elektrik basarak elde edemezsin.
Enerji konusunun çıkış noktası da Orch OR. Bu yorumda enerji konusunun varlığı nedeni modelin kuantum gravitasyonu ile ilgili olması: Potansiyel enerji nedir biliyorsun. Orch OR diyor ki bu enerji kuantum gravitasonunda da var. Her bir particle’da var. Ancak biz diyoruz ki, dikkat et, bundan sonrasını biz diyoruz, kuantum gravitasyonu enerjisini gama DALGASI ile alt edebiliriz. Nasıl? Tam fizik formülünü bilmeme imkan yok, fizikçi değilim (zaten birçok fizikçi de bence pek iyi anlamıyor; çünkü model fizik değil, kuantum fiziği bile değil, nörobiyoloji ile kuantum fiziğinin karışımı), ama diyoruz ki çöküş sırasında gama yayılıyorsa, gama ve çöküş bir şekilde etkileşim içinde. Bu yüzden yüksek gama -dikkat et- gravitasyon enerjisini yenebilir.
Senin sorularına -konuyu toparlayarak- yanıt vereyim:
Gama dalgasını tüm frontal lob eylemleri ile -yani "farklı gama dalgası eylemleri" ile- yaratabilirsin. Gama dalgası ile mikrotübül kuantum çöküşleri arasında bağ olduğu kanıtlandığı için majikal çalışmada başarı sağlayacaktır. Ama bu “farklı gama dalgası” eylemine seks dahil midir? Kesin bilemiyorum, ama bence dahil değildir.
Gençliğimde dahil olduğum majikal grupta seks maji anlayışı temeldi. Ben -tüm dürüstlüğümle söylüyorum- bu işe hiç bulaşmadım. Seks, sinesinde SADECE bütünleşme amacı taşıyan bir eylemdir… bu yüzden (“yeniden bütünleşme” olarak da adlandırılabilecek öncel evren frekansını bir ölçüde taşıdığı için) o kadar hazlıdır.
Birleştiren her şey öncel evren ile kontak kurdurur,
kurulan kontak ile ulaşılan yer cennettir,
ulaşılan yer cennet olduğu için o kadar zevk/doyum/mutluluk verir.
Kısaca, ister kendi beyninde olsun, ister makrodaki yaşamında, birleştiren her canlı, cennete kısa bir yolculuk yapar.
Soruna dönelim; sana “Aman yapma” da demiyorum, “kesin işlemez” de… Sadece “Bence işlemez” ve de “Bence bulaşma” diyorum.
Sonuçta karar tamamen senin. Dene ve gör. Ancak unutma; başarılı olursan, bu sonuç farklı nedenlerle de gerçekleşmiş olabilir... örneğin "Böyle çalışırsam olacak" inancınla...