722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

MAJİ

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM MAJİ SORULARI
19 Aralık 2018
Majikal başarı rastlantı olabilir mi?

Düsünce gücü ile astral alemde bir sey yaratiliyor mu? Bunun sans ürünü olmadigini nereden bilebiliriz? Astralde bir seyler olusturdugunuza kesin kanaat getirdiginiz bir örnegi paylasabilir misiniz?

YANIT

Baştan söyleyeyim: Sorunuzu “Ben aslında inanamıyorum, inanmam için bazı kanıtlar verebilir misiniz?” şeklinde duyacak ve ona göre yanıtlayacağım. Bu yanıt sizi tatmin etmezse sorunuzu daha kesinleştirerek yeniden farklı şekilde sorabilirsiniz.

Yanıtıma bilmeniz gereken iki temel esas ile (ve de bunların birbiri ile çelişik olması ile) başlayayım.

  • Gerçeklik, majisyenlerin astral dedikleri yer olan kuantum uzayı ve derinlerinde (bir anlamda belki “düşünce gücü” de denilebilecek) bilinç ile yaratılır. (Bu konuda örnek vermeme gerek yok, kuantum mekaniğinin temeli bu düşünceye dayalıdır ve bazı modeller kanıtlanmıştır.)
  • Kuantum uzayı ve derinlerinde hiçbir şeyin gerçekliği yoktur.
Yani gerçekliği kesin olarak var edilen yerde kesinlik yoktur… her şey ratlantısallığa dayalıdır!

Bu ilginç durumu farklı bir örnekle dile getireyim:

  • Bilgisayar datalarının en küçük ünitesi olan bitleri bilirsiniz: Ya 1, ya da 0’dırlar. Başka seçenek yoktur.
  • Kuantum bitleri ise ya “1 olabilir”, ya “0 olabilir”, ya da “1 ve 0’un süperpozisyon hali”dirler.
Kuantum ortamı (yani astral) bu kadar belirsizidir.

[Ataerkil kültür binyıllardır beyinlere metodik olarak “bir şey ancak kesinlik denen bir şeye dayalı ise gerçektir” dogmasını belletmiştir. Bu ortamda kim bilir kaç enkarnasyon yaşadığınız için var olabilmek adına hep kesinlik arar… aradıkça yolunuzu daha fazla şaşırırsınız. Bilim adamları bu dogmanın en fazla esiri olmuş ve istemeden insanlığın ilerlemesine engel olmuşlardır. Oysa yukarıda söz ettiğim bilgileri yine bilim adamları ortaya çıkartmakta, hem de açığı inanılmaz bir hız ivmesi ile kapatırcasına çıkartmaktadırlar. Kadınlar için söylenen “Değişir, deniz gibidir, güven olmaz” sözlerinin gerisinde kadınların dalga fonksiyonu ile yakın ilişkisi ve ataerki tarafından engellenme nedenleri vardır.]

Bu belirsizlik ortamında maji yapmak kolay bir iş değilmiş gibi görünür. Oysa işin gizli formülü sadece inanmaktır. Majide sonuç almak adına gereken enerji, inanç adlı beyin süredurumunun yarattığı volüm transmisyonu ile gerçekleşir. İnanç yoksa volüm transmisyonu yaratmak çok, ama çok zor, hatta imkansızdır. Bu yüzden -yani başarı, aslında sadece inanca dayalı olduğu için- maji yapmak zor değil, kolaydır.

Herkes ise kanıt aramakta ve kaygı ile boğuşmaktadır.
Oysa;

  • Kanıt aramanın nedeni inanma çabasıdır, bunun da anlamı inanmıyor olmaktır. İnanç yoksa başarı yoktur.
  • İnanmak isteyip de inanamama ise yoğun biçimde kaygı yaratır. Kaygı varsa NE vardır. NE varsa başarı yoktur.
Yani inanç, sadece majikal başarının değil, güzel yaşamanın da ana şartıdır.

Bu sözlerim eğitimin ilk safhalarındaki öğrencilerimi daima gerer, onların üzerinde büyük bir düş kırıklığı yaratır. Hepsi de bazı sözler söyleyerek, bazı şekiller çizerek, bazı otlar yakarak arzularını elde etmeyi düşlemektedirler. Ot-çöp yakmak yerine inanmaya uğraşmak; kalbi rahat oldurmaya çabalamak… Bu ne biçim bir büyücülüktür ki?

Oysa büyücülük tam da böyle bir şeydir!

İnsan beyninin İNANDIĞI ANDA “ol deyince en iyi biçimde olduran” bir gücü vardır. Bu bir çeşit tanrılıktır.

İnsan beyninin RAHATLIK İÇİNDE olduğunda PE celp etme gücü vardır. Bu bir çeşit hep “zeytin yağı gibi suyun üstüne çıkma” gücüdür.

Kısaca, inanan herkes büyücüdür; ama kötülük varsa, başarı yoktur.

Bu noktayı kabul edecek kadar ilerleyen öğrencilerim ise bu kez “E, her şeyi kendimce yapıyorsam o zaman tanrı/Allah/yaratıcı vb. (ya da inanca göre 'kuantum uzayının derinlerindeki gizli gerçeklik') yok” safhasına gelirler.

Oysa insanın kullandığı “olduran” doku ya tanrı, ya da (dinsel literatürde) şeytan (inanmayan insanların açısından bakarsak ya pozitif, ya da negatif vibrasyonlar) adlı enerjinin frekansıdır. İnsan, yaratan değil, yaratan ile kontağa girerek kullanandır. Hamuru yapan değil, hamurdan ekmek pişirendir.

[Bu yüzden iddia edildiği gibi Allah’ın adı ile majikal sistemleri kullanarak kötülük yaratılacağı düşüncesi sadece bilgisizce değil, üstelik bilenler için gülünçtür. Kötülük olarak nitelenen frekanslar üretilmeye başlandığında iyilikle kontak kopmuştur.]

  • Rahatlık varsa, PE celp edilir; PE ile kontak varsa işler hallolur.
  • İnanç varsa, bu vibrasyon volüm transmisyonu ile hedefe daha kolay yollanır; başarı olasılığı yükselir.
  • Stres ve güvensizlik varsa, NE celp edilir; işler ters gider.
Çok basittir formül. İnanç varsa, stres yoksa kesin başarı vardır. Kanıt, delil, ispat aramakla vakit yitirmek anlamsızdır.

Bizim sistemimizde ana amaç, “Dalga fonksiyonu” adlı denize oltayı değil, ağı atmak ve gelene razı olmaktır. Gelen, eğer beyinde PE varsa -gizli emellere pek uygun olmasa da- keyif, neşe ve rahatlık verecektir. Gerisini düşünmek ise saçmadır; çünkü gizli emellerin hedeflenmesinin gerisinde zaten keyif, neşe ve rahatlık elde etme arzusu vardır. Yani amaç bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olmalıdır.

Şimdi asıl sorunuza geleyim: İllaki kesin kanıt istiyorsanız majikal çalışmalar sonrasında keyif, neşe, rahatlık elde edip etmediğinize bakın. Eğer bu sonucu yaşıyorsanız, doğru hedeflere, doğru beyin elektriği ile çalışma yapılmışsınız demektir. Bu sonuç da düşünce gücünün kaderi etkilediğinin kesin kanıtıdır.

Son kez toparlayayım:

Majisyen olmak için;

  • Sorgulamayı bırakın,
  • Yaptığınız işe inanın,
  • Majiye çok çalışın,
  • PE envoke etmeye daha çok çalışın,
  • Majiyi, en çok da PE envoke etmek adına çalışın.
Kontak sağlam kurulunca her şey kendi kendine düzelmeye başlayacağı için maji yapmanıza bile gerek kalmayacaktır.

Özetle; kanıt aramaya boş verip, rahat, kaygısız bir kalple son seçeneğe oynadığınızda artık yan gelip yatın. Her şeyin giderek sizin adınıza en iyi şekilde nasıl hallolduğunu (ya da başka bir görüşe göre “giderek en doğru şekilde davranmaya başladığınızı”), dünyanın ne muhteşem ve kolay bir yer olduğunu hayretle izlemeye koyulun.

Zor olan kolay yaşamak değil; kolay yaşamanın kolay olduğuna İNANMAKTIR.

İnanç olunca, “aşmak” için gerekli güç (ki, buna majikal güç de denilebilir) kendiliğinden -sahip olunan inanca paralel şekilde- var olmaya başlayacaktır.

Var olmaya başlamadı ise inanç hala yok demektir.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Makaleler    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -