Önce işe pratik açıdan bakalım: İş hayatında sevdiği bir işi yapan herkesin özgüven miktarında ciddi artışlar izlenir; çünkü sevilen işte agilite kolayca gelişir, gelişen bu nitelik ise başarı getirir, başarı da özgüven sağlar. Bunun tersi olarak ise sevilmeyen bir işte konuya merak ve çalışma (gelişme) isteği olmadığı için ilerleme ağırdır, bu durum yetersizlik yaratır, yetersizlik başarıyı engeller, başarısızlık öz güveni zedeler. Bu yüzden ilk adımda en sevdiğiniz işten para kazanmaya çalışmanızı önerebilirim. “Kim sevdiği işten para kazanabilmiş ki?” demeyin sakın. Öncelik sevilen işi yapmak ve zorlanmaktır, para gecikerek gelir… ama illaki gelir. Evren -doğru davranmayı bilirseniz- mucizeler evrenidir. Crowley’in dediği gibi: “Yeterince uzun direnen eninde sonunda pazarı yener”.

İkinci olarak pop kültürde yer alan makalelerde bu konuda (yani kendine güveni arttıracak çareler/çözümler hakkında) bir dolu öneri bulunabilir; arkadaşlar kişilere “A-a, senin kendine güvenin yok mu? Yapıcam diyceksin, yapıcaksın!” benzeri iyi niyetli ama fazla etkinliği olmayan yönlendirmeler yapabilirler. Oysa tabiidir ki bunlar olumlu yönde değişim yapma gücü taşımazlar… çünkü güvensizlik bir thought form dur. Bir kalıptır. Kişinin kendi tarafından yaratıldığı ve sürekli kendisi fark etmeden -yine kendisi tarafından- beslendiği için kişi olanak vermezse pek kolay bozulamaz, dağılamaz.

Ezoterizm (maji) bu noktada devreye girer. Bizim majiyi bir “alternatif terapi/şifa metodu” olarak kullanma ve öğretmeye çalışma nedenimiz işte bu anlarda doruğa ulaşır. Maji, güncel hayatta pratik olarak (yani olağan yaşam koşullarında, olağan yöntemlerle) elde edilemeyen sonuçlara sahip olma yoludur. Bu yüzden size güvensizliği yenmek adına kendi bildiğim şeyi, majiyi önerebilirim.

Güvensizlik, yukarıda söz ettiğim gibi bir inançtır, bir düşünce kalıbıdır, yani kişisel inançtan kaynaklanır. Maji ile ise kişinin istediği kimliğe atlama (paralel evrene atlama) imkanı vardır. Bu tabidir ki söylendiği kadar kolay bir iş değildir… ama mümkündür: Maji, çok basite indirgersek işlevsel EM alanlar (onlara tradisyonel çalışmaların verdiği ağız alışkanlığı ile “tanrılar” diyoruz) ile beyin EM radyasyonlarını senkronize etme, yönlendirme ve böylece dilenen sonucu elde etme sistemidir. Majide amaç (en azından bizim sistemde amaç) kişisel beyin elektriğini, diğer (majikal) EM alanlarla senkronize etmek ve istenen yönünde değişimler yapmaktır. Böylece dileyen çekici, dileyen hükmedici, dileyen baskın, dileyen güvenli kimliği elde edebilir… çünkü majinin sınırı yoktur.

[Ancak tabii ki sınır vardır: Maji ile -sanılanın aksine- 3. kişilerin alanı kalıcı ve önemli şekilde etkilenemez. Eğer etkilenebiliyorsa, söz konusu 3. kişi bu etkiyi kabul etmiş, yani bu etkiye uygun (yollanan vibrasyonla senkronize olacak yapıda) demektir. Kimse bir insanın temel beyin elektriği yapısını karşı taraftan kabul (senkronizasyon) yoksa değiştiremez. Değiştirebilse ortada “orta evren” adlı ortam kalmaz. Bu öylesine kesin bir yasadır ki, iyilik ve kötülüğün ana odağı (dinlere göre Allah ve Şeytan) bile insan istemedikçe etkin olamamaktadır; insan özgür seçimi ile tanrı (Allah), ya da Şeytan yoluna girebilmektedir. İki temel polar gücün bile etkinliğinin tam olmadığı bir ortamda yetersiz insan EM alanı ile kaderi (kişinin seçimi ile yarattığı yapıyı) bozmak bütünü ile imkansızdır.]

Maji, esprili bir dille anlatılacak olursa, bir dükkana girip istediğiniz kremi, şekerlemeyi, giysiyi, aleti, ilacı… yani enerjiyi alıp, onu kullanmadır. Ancak kremler, şekerlemeler, giysiler, aletler, ilaçlar aşırı pahalıdır… onlara ulaşacak parayı kazanmak (yani ulaşacak beyinsel beceriyi kazanmak) bilgi, çaba, zaman ve sabır işidir.

Özetle maji bir diğer söylem ile “beyin çalışma sistemini de (beyin elektriğini, beyindeki CEMI alanını da) değiştirmeyi öğretecek bilgi” şeklinde de yorumlanabilir.

Bu kadar laftan sonra asıl sorunuzu apaçık yanıtlayayım: Kimliğinizde değişiklik yaratmak adına maji öğrenin. Belki sihirli değnekle dokunmuş gibi çabucak özgüven sağlayacak ilerlemeyi elde edemezsiniz; ama sebat ederseniz önemli kazanımlar elde edeceğiniz kesindir.

Ayrıca maji gibi yaşamınıza ilginç ve heyecan verici bir hobinin girmesi de özgüveni ciddi oranda arttırabilir. İnsan kendine “Ben büyücüyüm yav” dediğine illaki bir havaya giriyor vesselam. Biraz daha ilerleyince “Ben büyücüyüm şu kolyeyi takmak, şu yüzüğü almak hakkım” diye alışveriş yapıp, biraz farklı bir imaja bürünmeyi doğal karşıladığında, hele ki ufak tefek başarılar elde etme zamanı geldiğinde… cümleyi kesin öngörülerle bitirmeyeyim, ama ortam gerçekten keyifli…. ve özgüven verici.