722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

MAJİ

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM MAJİ SORULARI
19 Ağustos 2019
Şu konularda maji yapabilir miyiz?

Sevgili Janus, insanlarin bizim kararlarimiza, kisisel sinirlarimiza saygi göstermesi için maji yapabilir miyiz? Yanitlarsaniz çok mutlu olurum!

bizi rahatsiz eden insanlari kendimizden ve etrafimizdan uzaklastirmak icin majikal calisma yapmak mumkun mudur?

YANIT

Farklı zamanlarda gelen iki soruya, benzer içerikleri yüzünden tek bir yanıt vereceğim.

Majiyi -üst kattan gelen gürültüyü kesmekten, ödenmeyen borçlarınızı tahsil etmeye; saçlarınızı gürleştirmekten, tıkalı trafiği açmaya; çok sayıda sevgili bulmaktan, iş bulmaya dek varan yelpazede yer alan- en alakasız konularda bile yapabilirsiniz. Maji ile gün içinde karşılaştığınız en basit ve sırdan işlerden, yaşam içinde yer alan en derin sorunları çözmeye dek her ortama parmak atmak mümkündür. Zor olan öğrenmek değil, agilite kazanmaktır. Nasıl her üniversiteyi bitiren anında işinde “ehil” olmuyorsa, uzunca süre “stajyer” olarak kalıyorsa, majide de aynı zorunluluk yer almaktadır. Bilgiyi edindikten sonra öğrenilenleri başarılı şekilde ifa etmek zaman alır, çaba ve azim gerektirir, zordur… ancak mümkündür. İlk eğitim aldığım grupta yer alan (bu gün bildiğim kadarı ile tümü diğer alemde olan ve hepsi de eğitimli/aydın erkeklerden oluşan) majisyenlerin BİLE zaman zaman ne kadar başarısız olabildiklerine bizzat tanığım.

Şimdi biraz konuyu dağıtayım ve farklı bilgiler aktarayım; sorulara biraz sonra geleyim: Majinin, en bilinen, ama aslında en “yanlış bilinen” yanı lanetleme çalışmalarının başarısının -neredeyse- imkansızlığıdır. (Büyü yaparak sevmediği gelininin bahtını kapatan huysuz kaynana, ya da komşusunun kocasını ayartan aşifte komşu hikayeleri birer şehir efsanesidir.)

Konuyu şöyle açayım: Maji, -kabaca- kaderi arzular yönünde yaratmaktır (bilim dışı bir yaklaşımla “uzayzamanı iradi şekilde bükmek”, ya da "süperpozisyondaki olasılıklardan işine geleni seçebilmek"tir). Diğer kişilere yapılacak çalışmaların yolu ise majisyenin alanı ile hedef kişinin alanını senkronize etmektir. Senkronize etmek, bir anlamda o alana girmektir. İçine girilemeyen bir şeyde değişim yaratmak olanaksızdır. Alanlar vibrasyondur, frekanslar çakışmazsa senkronizasyon gerçekleşmez.

Diyelim kötü ruhlu biri, bir kişiyi lanetlemeye kalktı; eğer hedef kişinin alanı, lanetleyicinin alanı ile aynı frekansta değilse (yani lanetleyicinin alanı ile aynı ölçüde NE taşımıyorsa) senkronizasyon kurulamaz.

Aynı şekilde diyelim iyi ruhlu biri, kötü ruhlu birine pozitif bir çalışma yapmaya kalktı; bu kez de kötü ruhlu kişinin alanı, beyaz büyücünün alanı ile aynı frekansta olmadığı için senkronizasyon kurulamayacaktır.

(İyi ruhlu biri lanetleme, kötü ruhlu biri başkasına pozitif bir çalışması yapmayacağı için bu olasılıkları geçiyorum.)

Sözün özü, PE taşıyan kişilere, negatif etkiler; NE taşıyan kişilere pozitif etkiler iletilemez.

Ancak pozitif alanlı bir kişi, taşıdığı pozitif temel elektriğe rağmen eğer majiden, ya da büyüleneceğinden aşırı korkuyorsa, korku NE olduğu için, bu düşünceyi aklına getirdiği anda alanı kirlenir ve lanetlemelerden darbe alacak olabilir.

Aynı şekilde negatif alanlı biri, kendine yapılacak pozitif çalışmaya inanıyor, ihtiyaç duyuyor, majisyenden rica edebiliyorsa, beyin elektriği PE taşıyacağı için, çalışmadan yararlanabilir.

(Burada bir parantez açayım: Bizim sistemimizde 3. kişilere pozitif çalışma yapmak adına dahi alanlarına müdahil olmak negativite celp eder, çünkü insan bilinci, bireysel yarar ve zarar konusunda yetkin sayılacak bilgiye asla sahip olamaz. Kayıp şeklinde görülen şeyler kazanç, kazanç şeklinde görülenler kayba neden olabilir. İnsanları, kendi beyin elektikleri ile çektikleri kaderlerle baş başa bırakmak genelde en doğru seçimdir.)

Artık sorulardan ilkine geleyim:
“bizi rahatsiz eden insanlari kendimizden ve etrafimizdan uzaklastirmak icin majikal calisma yapmak mumkun mudur?
Yukarıda verdiğim bilgiler sonucunda kişiyi rahatsız edenleri önce durdurma, sonra onları kovma çalışmasının yapılabileceği rahatlıkla söylenebilir.

Fakat adept olmanın şartlarından biri majiyi basit ihtiyaç ve istekler çerçevesinde kullanmamaktır. Bir sorun varsa, sorunun nedenleri kişisel beyin elektriğinde aranmalı ve çalışma bu yönde yapılmalıdır. Bu konuda bir örnek vereyim. Aprentisler geçinemedikleri iş arkadaşlarına hemen işten attırma çalışması yapar ve başlarına iş açarlar.

Peki; yapılması gerekli çalışma nedir?

Bu çalışma, iş arkadaşının kişiyi (majisyeni) sevmesi çalışması olabilir mi?

Belki… Ancak asıl kalıcı selam, majisyenin çalışmayı kendisine yapması ile (yani geçinilemeyen kişiyi SEVME çalışması ile) yaratılır!

Kişi düşmanını gerçek anlamı ile sevmeye başlarsa -olumsuz sorunların ASIL YARATICISI OLAN- öfke ve korku alanı dağılır, PE celp olur ve sorunlar, insani bilincin halledemeyeceği oranda yüksek başarı ile giderilir. Adept olmak, güçlü bir beyine sahip olmakla birlikte bu gerçekleri kavramakla DA ilgilidir.

Ve ikinci soruyu yanıtlayayım:
insanlarin bizim kararlarimiza, kisisel sinirlarimiza saygi göstermesi için maji yapabilir miyiz?
Yukarıda söylediğim gibi; evet, bu konuda da çalışma yapılabilir. Ancak insanların genel olarak bir kişiye (kişinin kişisel sınırlarına) saygı göstermemelerinin nedeni büyük olasılıkla kişinin davranışlarında yer alan bir hatalı yapıdır (CEMI alanında yer alan bir negativitedir). Bu yüzden çalışma yine -yukarıdaki örnekteki gibi- insanlara yönelik değil, kişinin kendini hedef alacağı şekilde planlanmalıdır. (Bu çalışmaya bir korunma çalışması da katılabilir.)

Görülmekte ki majikal beceri sadece bazı eylemler ile arzuları var etme disiplini değildir. Ciddi başarılar; hayata doğru bakış açısı ile bakmak, böylece doğru seçimler yapmak, sağlıklı hedefler belirlemekle de ilgilidir. Bu koşullar ise sadece pozitif beyin elektriği ile yaratılır.

Maji öğrenmek isteyen kişileri düş kırıklığına uğratacak bir laf daha edeyim (böylece potansiyel öğrenci adayı miktarını ciddi oranda erozyona uğratayım :) Maji, bana göre EN FAZLA kişisel beyin elektriği hedeflenerek çalışılmalıdır; çünkü elektrik ne kadar pozitif ise, kader de bu pozitiviteye koşut olarak evrilecektir.

Bu sözlerden sonra cesaretimi toplayayıp kulağınıza bir şey fısıldayayım: "Majiyi kendine çalışma" gerekliliğini %100 oranında ben de uygulayamıyorum: Daha birkaç gün önce, her gece saat 11:00den sonra üst kattan gelen elektrik süpürgesi gürültüsünü önemsememe değil, kesme çalışması yaptım. :)))

Şaka bir yana, çalışmalarda insanları hedef almayın; illaki gündelik konulara çalışacaksanız, olaya odaklanın. Örneğin insanların sınırlarınıza saygılı olmasını DEĞİL, aşılamaz sınırlarınız olduğunu; münasebetsiz kimseleri çevrenizden uzaklaştırdığınızı değil, rahat bir ortamda yaşadığınızı imajine edin. Böylece çalışmaya NE katma olasılığınız en aza inecek, yani başarı şansınız artacaktır. Unutmayın; çalışmada acı, korku, öfke varsa, bu duygular NE celp edecek, envoke olan NE ise istediğinizin tam tersini yaratacaktır.

[Bu evrensel düstur dua ederken de kullanılabilir: Dua ederken kendine acıma, kendini haklı görme, adalet isteme, “mağdur kahramanı oynama” vb. sahneleri ile celp olacak acı, korku, öfke duyguları tanrı ile KONTAĞI KOPARACAKTIR. Yerine; dileği çok sevilen ve kişiye her istediğinizi vermeye hazır bir üst otoriteden saygı ve sakinlik ile istemek gerekir. Ayrıca kişiye verilecek sonucun EN İYİSİ OLDUĞUNA İNANILDIĞI DA DEKLARE EDİLMELİDİR. (Tabidir ki buna öncelikle kişinin inanması lazımdır.) İstek gerçekleşmese bile, kişinin mutlu olacağı bir değişim oluşacaktır.

Kişi rahatsa (en azından korkusuz ve öfkesizse, acı çekmiyorsa) tanrı ile kontak tamdır; acı/korku/öfke varsa, kontak zayıftır. "Allahım neydi günahım?" benzeri arabesk yaklaşımlara (daha da kötüsü, yaratıcıya isyana) neden olan "Allah'tan yanıt gelmemesi" durumunun nedeni budur. Yaşamda terslikler, sorunlar, kayıplar yaşanıyor olabilir. Ancak bu olumsuz durumlarda DA beyin elektriği rafine edilebilir: Olaylara tarafsız bakmak, yaşananlara olgunlukla yaklaşmak, sorunları büyütmemek, sakin olmak, empati yapmak benzeri yaklaşımlar kontağı kuracak, arzulanan destek ve yardıma ulaşılabilecektir.

Yaratıcının yegane hedefi HER KİŞİYİ mutlu etmektir; çünkü her insan onun parçasıdır. Ayrıca mutluluk bir ödül değil, koptuğumuz cennetin doğal ortamıdır. Onunla kontağa giren otomatik olarak kontak ölçüsünde mutlu olur, akıl edemeyeceği çözümlere ulaşır, sorunları geride bırakır.

İnançsız (bilinçli yaratıcı teorilerine ve/veya dua etmeye inanmayan) kişiler anlattığım yaklaşımı tanrıya değil, beyinlerinin derinlerinde (kuantum ortamında) uzanan derin, ama mutlak olarak pozitif (acı/korku/öfkesiz) yapıdaki fizik alanlara -beyinlerinde yaratacakları pozitif frekanslarla- ulaşma çabası ve alanı eksite ederek, dalga fonksiyonunu arzular yönünde çöktürmek şeklinde görebilirler. İman (bilinçli bir yaratıcının varlığına inanç) varsa da, yoksa da, beyin elektriğinde yer alacak pozitif vibrasyonlar, arzulanan sonucu elde etmek için şarttır.

İşin en önemli (altının defalarca çizilmesi gerekli) kısmı ise şurasıdır: Beyinde pozitif vibrasyon varsa negatif istekte bulunulamaz. ;-)]


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -