722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

MAJİ

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM MAJİ SORULARI
11 Kasım 2019
Evrende her şey mümkün mü?

Merhaba Janus, yazilariniza gore bu evrende her sey ama her sey mümkün.eger istersek her seyi mümkün kilabiliyorsak istedigimiz seyler neden olmuyor? Bununla alakali ise hayalinizde canlandirin istediginiz seyi olmus gibi hissedin davranin vs vs biiirsürü öneri beraberinde geliyor.Sizin yazilarinizda okudugum kadari ile aslinda temelde istedigimiz seye inanmamiz gerekiyor lakin nasil inanacagiz ki?bu inanc meselesi kafami kurcaliyor çünkü tamam inandim dedigin zaman inanmis olmuyorsun.hadi inandim diyelim inandigimi nasil farkedecegim? Onu gectim daha istegim olmamisken dahi nasil inanabilirim ki? Ve de bilinçli bir sekilde kendime inanacagima dair telkin vermemle bu sefer kendimi inanmak icin zorlamis olmuyor muyum?Bununla beraber istemek meselesi var.iste olsun soyle iste boyle iste vs vs e hani olmadi diyelim? O zaman gercekten istememissin vs vs deniliyor.peki isteklerim gercekte ne?neyi arayip duruyorum o zaman? Yazilarinizi severek takip etmekteyim size karsi icten bir sevgim var zira ufkumu actiniz,bakis acimi degistirdiniz ,degistirmeye devam ediyorsunuz.Simdiden tesekkürler sevgili Janus.Sevgilerimle.

YANIT

Mesajınızda iç içe bir sürü soru var… cümle-cümle gidelim mi yine?

”yazilariniza gore bu evrende her sey ama her sey mümkün"
Doğrudur; sınır yok.

”eger istersek her seyi mümkün kilabiliyorsak istedigimiz seyler neden olmuyor?"
Süperpozisyondaki olasılıklar arasından arzumuz olan seçeneği çöktürmeye enerjimiz yetmiyor.

Bu konuyu biraz açalım: Kuantum mekaniğinin ortaya çıkarttığına göre ortalama 2 milyon+ seçenek (bunlara kader olasılığı diyelim), kişinin seçmesi için süperpozisyon adı verilen bir ortamda “dalga fonksiyonu” olarak çöktürülmeyi, yani maddeleşmeyi (makrokozmos parçası olmayı) beklemektedir. Beyin elektriği adı verilen nöronlar arası çakma ile meydana gelen EM alan, bunlardan biri ile senkronize olur ve bu seçenek çökerek gerçekleşir. (Bkz. Stapp, von Neumann, Wigner vb. hipotezleri.) Söz konusu EM alanın bir frekansı vardır. Senkronizasyon, beyin EM alanı ile süperpozisyondaki dalga fonksiyonlarının frekansları benzer olunca meydana gelir. Bu yüzden “Kimseniz, kaderiniz odur” sözleri gerçeği yansıtmaktadır. Yani insanlara zalim tanrılarca yazılan kaderler, ya da insanların dualarına canı isteyince yanıt veren despot bir tanrı yoktur. İnsanlar seçimleri ile baş başadırlar. Ne yazık ki hatalı seçeneği (ki, buna dinsel ortamda Şeytan, bizim dünyada NE deniyor) seçme imkanları vardır.

Elde edilemeyen istekler, kişisel EM alanın frekansı ile senkronize olamayan alanlardır. EM alanının frekansının (enerjisini) değiştiren (yani kimliğindeki hatalardan giderek arınan, evrimselleşen, dinsel ortamın “iyi insanı” olan) herkes giderek arzularına yaşarken de sahip olabilir.

”hayalinizde canlandirin istediginiz seyi olmus gibi hissedin davranin vs vs biiirsürü öneri beraberinde geliyor"
Maji yapmanın temel mantığı bu, yani “hayalinde canlandırmak”, tradisyonel adı ile imajinasyondur. Ancak bu iş bu kadar kolay olsaydı herkes majisyen olur, her istediğini elde ederdi; Anthony Robbins’in sözleri ile “Çocukluğumuzda her birimizin küçük muhteşem atları ya da bebekleri olur ve rüyalarımızdaki hayatımızı yaşıyor olurduk”. Tek başına imajinasyon nadiren arzuların elde edilmesine yeter. Dahası, genelde imajinasyon+majikal metotlar şeklindeki “majkal çalışmalar” bile arzuları elde etmekte yeterli olmamaktadır: Adept düzeyinde bile başarı oranı ortalama %70, mükemmel durumlarda %80’dir.

”lakin nasil inanacagiz ki?"
İşte olayın yumuşak karnı tam da burasıdır. Bir diğer deyişle metot/yöntem eldedir; eksik olan parça, metodun -inançsızlık yüzünden- uygulanamamasıdır. İnancın artması şeklindeki “gelişim” kişiye özeldir ve uyguladıkça egaliyet kazanılır; yani deneyim sayısı fazlalaştıkça başarılar damla damla gelmeye koyulur, damlayan başarılar giderek güveni arttırır, güven artınca yapabileceğine inanç artar ve bu mekanizmalar etkileşim içinde birbirini güçlendirmeye başlarlar.

”istegim olmamisken dahi nasil inanabilirim ki?"
Önceki başarı oranı yükseldikçe, kişi güven kazanır ve istek gerçekleşmeden (daha istenme safhasında) başarılı olunacağına inanç artar.

”bilinçli bir sekilde kendime inanacagima dair telkin vermemle bu sefer kendimi inanmak icin zorlamis olmuyor muyum?"
Zorlama genelde her konudaki başarı için gereklidir; ancak sözcüğün içeriğini iyi belirlemek gerekir. Zorlama eğer stres yaratıyorsa, kişi kendini isteksizlikle zorluyorsa, NE celp etmekte olduğu için başarı şansı zorlama öncesine oranla bile azalır. Oysa zorlama, antrenmandaki bir sporcunun, ya da dansçının adalelerini zorlaması benzeri istek ve zevkle uygulanan bir eylem ise gelişim yaratır; bu da başarı şansını yükseltir.

Majide gama dalgalarını beyni zorlamadan elde edemezsiniz. Majinin istekleri elde etmedeki üstünlüğü buradan gelir. Sözlerimi şöyle açayım: Meditasyon ortamında saatlerce dileğinizi imajine etseniz bile sonuç almanız (güne en az üç saat çalışan Budist rahipler gibi bir yetenek geliştirmemişseniz) imkansızdır. Bu süreçte beyinde gama dalgası yayılmamaktadır çünkü. Meditasyon gevşemeye dayalıdır. Oysa majide, adept seviyesinde, majikal teknik kullanılmadan yapılan imajinasyonlarda BİLE ciddi ölçüde elde edişler yaşanır. Bu beyin yeteneğini bir da majikal tekniklerle birleştirdiğinizde sonuç daha büyük kesinlikle ortaya çıkmaktadır.

”peki isteklerim gercekte ne?neyi arayip duruyorum o zaman?"
Bu sorunun yanıtını ancak siz, tek başınız verebilirsiniz. :) İstemek ile, isteği elde etmek farklı beyin eylemlerini tetikleyerek yaratılır. İstemek sıradandır; isteği elde etmek -yukarıda söz ettiğim gibi- dalga fonksiyonunu ÇÖKTÜREBİLMEK başarısı ile ilgilidir.

”size karsi icten bir sevgim var"
Bu sözler beni bu akşama dek uçurur. :) Çok teşekkürler. Yakıtı aldım ya; ey hayat: Bu gün benden farklı başarılar bekle… Artık bence biliyorsunuz: Bana bu fırsatı SİZ verdiğiniz için, elde ettiğim tüm pozitif değişimler size de yansıyacak.

Kötü haber o ki, bu kazanımlar nadiren fark edilir. Oysa kazanımlar bizi öylesine tehlikelerden korumaktadır ki… Bir diğer deyişle, korunduğumuz için tehlikeleri genelde fark etmeyiz. Ama bu yapı bir anlamda şans olarak da nitelenebilir; çünkü PE celbi ile (tanrı ile kontakla) korunduğumuz dehşet verici olayları bilsek korkuya kapılır NE celp ederdik.

Her şey olması gerektiği gibi bu evrende… Bu evren, cennet ile kontak halinde! Önemli olan bu gerçek yapıya atlayabilmekte… Bunun da yegane yolu inanç!

Bu sözlerimden sonra kimi zaman “Belki kontak kurulacak öncel pozitif bir evren (cennet) yok? Pozitif olayları sadece inanarak (uydurma bir şekilde) yaşıyoruz?"şeklinde kuşku soruları ile karşılaştığım olur.

İyi de, bunda da bir hatalı yan yok ki? Önemli olan ister -kontak kurarak, ister uydurarak- pozitif evrende yaşayabilecek şansımızın olması. Öyle, ya da böyle… O yolla, ya da bu yolla... Bağcıya değil, eldeki üzümlere odaklanmak; yönteme değil, sonuca bakmak gerek. Bu yaklaşımın bir adı da pozitif düşünce...


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -