722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

ÖZEL İLİŞKİLER

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM ÖZEL İLİŞKİLER SORULARI
22 Kasım 2019
Güven olmayan yerde ask olur mu?

İliskiler üzerine bir sorum olucak. (P.S burcumuz basak, yükselenlerimiz benim oglak onun balik, onun alçalani da basak, benim burcum yani,benim alçalanim yengeç, onun eros burcu yani ) bu bilgilerin de destegiyle, elektrik alanimiz, hislerimizle bütün ve dogru bir seyler yaptigimi, dogru ve gerçek bir iliskide oldugumu hissederken yalanlarin ortasinda kendini bulmak ne için ? Güven olmayan yerde ask olur mu janus. Her seyin kusursuz oldugu bir dünya hayal etmiyorum, sorunlar her zaman olur, olumlu karsilayip atalatabiliriz. Yalanlarla açik bir ihanete ugramak travmatik hale gelsin istemiyorum ama içim aciyo. Pozitif alanin ve insan iradesinin üstesinden gelemeyecegi sey yoktur evet. Ancak ihanet ve yalanlarla dolu bir gerçeklige kendimizi kaptirip da sahte bir mutluluk yasiyorsak ,üstelik en saf duygularla gerçek bir sey yasadigimizi sandigimuzda aslinda kandirilmissak? Bunu fark ettigimizde koca bir bosluga düsmez mi insan. Bir kadin olarak güçlü göründüm her zaman ama söz konusu sevgi ve güven olunca gardimi tutamiyorum bazen. Kötü ve negatif bir dilegim yok onun için. Ama kandirilmis olmanin farkinda olmadan yalanlarin içinde yasamis olmanin, hayal kirikliginin, inandigim insanin güvenilmez biri oldugunu ögrendim. Hissettigim temiz ve gerçek sevginin karsiligi nasil böyle olur. Benim inandigim böyle bir düzen degil ki. Iyi insanlar, iyilerle birlikte olmaz mi?

En yakinlarindan dahi hayal kirikligi yasayabiliyorken, insan kime nasil güvenir.

Tüm ekibe sonsuz tesekkürler

YANIT

İzninizle bakış açınızın ve buna bağlı olarak olayları yorumlama kriterlerinizin hatalı olduğunu söylemem gerek. (Tabidir ki sadece bizim ekolümüz ortamında konuşuyorum.)

Öncelikle ilişkileri fazla ciddiye alıyorsunuz. Bu ataerkil bir tutumdur. Yaşamın (yaşamınızın) merkezinde siz varsınız. Bu durum egoist olmanızı kesinlikle gerektirmez; bu bir yapıdır. Merkezde dururken yalnız ve üstün olmanız şart değildir; bu konumda birçok ilişki ve dostluk ile kollabore olarak hala da merkezde durursunuz ve sonuçta hala da özde teksinizdir… ki, bu durum ataerkide “yalnızlık” olarak nitelenir ve insanlar bundan korkutulur.

Diğer yandan ilişkilerin aslında pek de önemli olmaması aşkın önemli olmaması anlamında değildir. Ataerki bu kavramları DA çarpıttığı için insanlar aradıklarını (hatalı kavramlarla inandırıldıklarını) bulamaz, acı çekerler. Plan budur zaten. Nasıl ki, anneniz, babanız, petiniz, hatta bizzat siz, bir gün ölecek, sona erecekse, ilişkiler de bir gün bitecektir. Evet, bitiş biraz zordur. Ama öyle olmalıdır. Bu anaerkil bakış açısı ile yetişen kişiler ölümü de altından kalkılmaz bir felaket olarak görmezler. Bir ölçüde -ama kesinlikle geçici- acı veren bir -yine geçici ve gerekli- ayrılıktır yaşanan. Bu yüzden sizin manalandırdığınız şekli ile “gerçek ilişki” yoktur.

Bunun ötesinde ilişkilere astrolojik bazda bakmak ve uygunluk kehanetlerinde bulunmak bizim sistemimize bütünü ile terstir. Bizlere göre astroloji, üzerinde fazla durulmaması gereken bir alandır. Haritaya çıkmazda kalınca, bir insan hakkında karar varmak adına sadece “göz atılabilir”. Astrolojik haritanın gücü ve ederi bu kadardır.

Şimdi satır, satır ilerleyelim:

“Güven olmayan yerde ask olur mu janus.”
Tabi ki olur… Yaşam adı verilen sistemde elde edilmesi en güç kavram/değer güvendir. Bu yüzden ilişkileri illaki bu zor bulunan olgu üzerine bina etmeye çalışmak hüsran ve tatminsizlik yaratır. İnsanların (siz ve ben dahil) zorlu koşullarla yüklü bir ortamda doğru seçimler yapma çabası içinde yaşarken sürekli hata yapacaklarını baştan kabul etmek ve bu bilinçle ilerlemek gerekir. Güven sarsıcı davranışlar da -eğer ciddi kayıplar yaratmamışsa- bu “kabul etme” ortamında hoş görülmelidir.

“Her seyin kusursuz oldugu bir dünya hayal etmiyorum, sorunlar her zaman olur, olumlu karsilayip atalatabiliriz.”
Her şeyin kusursuz olduğu dünya hayal etmiyorsanız acı çekmemeniz gerekir. Acı çekiyorsanız bu evrim basamağına ulaşamadınız demektir. Ayrıca bence bu ağır mesajı yazmanız her şeyi ağırlaştırmaya eğilimli ve kusursuzluk arayan, ama hata kabul etmekten hoşlanmayan yapınız olduğunu ortaya koymakta.

“Yalanlarla açik bir ihanete ugramak travmatik hale gelsin istemiyorum ama içim aciyo.”
Travmatik hale sadece siz getirirsiniz. İstemiyorsanız getirmezsiniz. İçiniz acıyorsa getiremediniz demektir. Basittir bu formüller.

“Pozitif alanin ve insan iradesinin üstesinden gelemeyecegi sey yoktur evet. Ancak ihanet ve yalanlarla dolu bir gerçeklige kendimizi kaptirip da sahte bir mutluluk yasiyorsak ,üstelik en saf duygularla gerçek bir sey yasadigimizi sandigimuzda aslinda kandirilmissak?”
Eğer hislerinizi “sahte mutluluk” olarak niteliyorsanız, bu düşünce mili saniye dahi aklınıza geliyorsa, mutlu olmadığınız bir evren yarattınız demektir. Mutluluğun sahtesi olmaz. Size sürekli yalan söyleyen bir ile mutlu olabiliyorsanız mutlu oldunuz demektir. :) Mutlu olamıyorsanız, “tası tarağı toplayıp basar gidersiniz”. Dediğim gibi yaşam kolaydır. Ayrılamamanın nedeni, ataerki tarafından buna şartlanmışlıktır. Oysa gerçek sevgi kırılınca, örselenince küser ve UZAKLAŞIR. Bu doğal bir tepkidir ve doğanın gerçek aşıklara yaptığı bir kıyaktır. Değeri olmayan kişilerle kurulan ilişkiler yüzünden acı çekmek tam bir ataerkil tuzakta olma (NE sahibi olma) belirtisidir. Ayrıca “SÜREKLİ kandırılmak” sözcüğü ne ölçüde hatalı olduğunuz apaçık ortaya koymaktadır. İngiliz atasözü şöyle der: Bir akrabanın ölümü kader, iki akrabanın ölümü dikkatsizlik, üç akrabanın ölümü kaza, dört akrabanın ölümü budalalıktır.

“Saf duygularla gerçek bir şey yaşamak”, ya da yaşadığını sanmak, hatta bu gibi şeylerin peşinde olmak, yaşam denen zorlu süreçte acı çekmek adına güzel bir istasyon kurmak şeklinde görülebilir: İlişkilerde -karşınızdakini tanımadan- saf olmak tehlikelidir. Gerçek bir şey yaşamak peşinde olmak yaşamı layığı ile tanıyamamaktan kaynaklanır. İlişki içinde olduğunuz kişiyi tanımadan safça yaklaşmak yanlıştır. Tanıdıktan sonra saf olarak nitelenecek bir tutum fazla hatalı olmayabilir. Bu aşamada bir ters davranışla karşılaştıysanız geri adım atarsınız olur biter. Yine de kişiyi bir süre gözlem altında tutarak ilişkiye AYNEN devam edersiniz. Tavır yinelenirse son veririsiniz.

Söz ettiğim olağan davranış modellerini sergileyememe nedeniniz beyninize yerleştirilen ataerkil olarak nitelediğimiz hatalı “doğru” kalıpları, yani onlar tarafından yönetilmenizdir. Bu kalıplar her anda sosyal medya, eğitim, kültür, edebiyat, sanat ve bilumum odaklardan pompalanmaktadır.

Bir kez daha anlatayım:

Beyninizde;

  • Gerçek bir ilişki asıl hedeftir,
  • safça kendini açmak değerli bir tutumdur,
  • güven adlı kavram muhakkak var olmalıdır,
  • güven adlı kavram tesis edilmişse bu süreğen olacaktır,
  • olmazsa acı çekilecek bir ortama girilecektir
ve buna benzer nöral yolaklar varsa, beyniniz bu yönde davranır ve acı üretir.

Oysa ilişkiler -eğer doğal gerçeklerle bezeli beyin yolaklarınız varsa- kolay ve eğlencelidir.

Bu yolaklar;

  • Her insan ihanet edebilir, bu hoş bir şey değildir ama kişilik gücüne paralel şekilde görülebilir, ihanet yinelenmiyorsa unutulmalıdır,
  • insan zayıf karakterli kişilere de aşık olabilir,
  • sürekli acı veren partnerler düşman olarak algılanıp yanlarından uzaklaşılmalıdır
benzeri ise insanlardan fazla şey beklemez, “safça kendinizi açmak” veya “gerçek ilişkiler aramak” benzeri hatalara düşmez, sevilen kişi ne verebiliyorsa onunla yetinir, gününüzü gün edersiniz. Bir kişi sevgiliniz oldu diye mükemmel olmak zorunda değildir. Sevgi (gerçek sevgi), sevileni hataları ile kabul etme kapasitesine de sahiptir. İlişkilere yolunda gitmeyen birkaç nokta kaçınılmaz olarak vardır. Bunlara ya tolere edilir, ya da edilmez. Hem tolere edilmeyip, hem ilişkiyi sürdürmeye inat etmek tam ataerkil bir yönlendirme ile var olan davranış modelidir. Bunun gerisinde insanları bir potada eritip ondan kendi ideallerine uygun kimlik yaratma ülküsü bulunur. Bu istek ise aslında sevildiği sanılan kişinin hiç de kendi özgün hali ile gibi sevilmediği manasındadır.

“Bunu fark ettigimizde koca bir bosluga düsmez mi insan.”
Eğer size “Güven her şeydir. Sevdiğin insan mükemmeldir. Hata yaparsa boşluğa düşülür” düşünce formları ezberletilmişse düşülür.

“Bir kadin olarak güçlü göründüm her zaman ama”
Neden? Herhangi bir şekilde “görünmek” YANLIŞTIR. Bir şekilde görünmeyi akıldan çıkartılıp rahat davranmak esas olarak kabul edilmelidir. Ayrıca güç adlı kavrama sadece (genelde ataerkil şekilde) baskın olarak sahip olunmaz. Özverili, anlayışlı, dengeli ve uyumlu insanların güçlü, hem de çok güçlü olabileceği bilinmelidir. Kadının gerçek gücü bu niteliklerle gelir. BU nitelikleri beğenmeyip -genelde erkeklere özgü olan- baskınlığa özenmek, aslında ya gizliden gizliye erkekliğe özenmek, ya da erkeklere özgü nitelikleri, kadınlara özgü niteliklerden değerli görmek anlamındadır.

“söz konusu sevgi ve güven olunca gardimi tutamiyorum bazen.”
Tanımadığınız insanlara dikkatle yaklaşmak, onları tanımak adına kendinize zaman vermek ile gard almak farklı şeylerdir. Birincisi doğru, ikincisi yanlıştır.

“Ama kandirilmis olmanin farkinda olmadan yalanlarin içinde yasamis olmanin, hayal kirikliginin, inandigim insanin güvenilmez biri oldugunu ögrendim.”
Olayın derinliğini bilemiyorum. Ancak size ciddi ölçüde darbe vurmuş bir olay ise karşınızdakini bu denli tanımamak da bir hata olabilir. Kişiler, karakterleri hakkında daima ipucu verirler.

“Hissettigim temiz ve gerçek sevginin karsiligi nasil böyle olur”
Kişisel olarak temiz ve gerçek sevgiye fazla bağlandığınız ve/veya bu duygular adına acele ettiğinizi düşünüyorum.

“. Iyi insanlar, iyilerle birlikte olmaz mi?”
İyi insan olmanın çerçevesini iyi çizmeniz gerekir: İyi insan, PE celp eden insan ise evet, kural olarak keyifli ilişkiler yaşar. Ancak siz PE celp edecek bir davranış modeli sergilemiyorsunuz ki? Olumsuz olaylarla karşılaşmanız pek şaşkınlık yaratmadı bende.

“En yakinlarindan dahi hayal kirikligi yasayabiliyorken, insan kime nasil güvenir”
İyi ilişkiler adına partnerinize bu denli güvenmek şart değildir. Yerine, karşınızda -tıpkı sizin gibi- onlarca hatlı yönü olan bir yaşam formu olduğunu kabul edin. Fazla bir şey beklemeden sevin. Hataları hoş görün. Ciddi kayıplar yaşatmıyorlarsa üzerinde durmayın. Sevdiğinizi sık sık pahalı restoranlara götürüyorsunuz gibi görün. Ayrıca olaylara onun açısından, onun aczleri (aciz yanları) açısından bakmaya çabalayın. İlişkinin eğlenceli yanlarına odaklanın.

Ve daima yalnız olduğunuzu; hiçbir ilişkinin “siz ve kendiniz” ilişkisinin yerine geçemeyeceğini kabul edin.

Bu evrime varırsanız, insanlardan fazla şey beklemeyeceğiniz, onların yanınızda rahat etmelerine neden olacağınız için sizi daha çok seveceklerini görecek, böylece öncekine oranla daha yoğun bir sevgi ortamında yaşayacaksınız.

Bizlerden de size teşekkür etme nezaketiniz için sonsuz teşekkürler.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -