722 EĞİTİMLERİ

Temel Maji   |   Manyetik Maji

Pozitif Enerji

SİTEYE ÜYE OLUN
ÜYE GİRİŞİ

EVREN BİR İLLÜZYON MUDUR?

1. Bölüm: EVREN (GERÇEKLİK), BEYİNE YOLLANAN FOTONLARDIR

Yazı:

<< Önceki Bölüm Sonraki Bölüm >>

Dünyanın reel olduğunu bilmemize neden olan görme olayı basitçe şöyle gelişir: Işık, göz bebeğimizden girer, göz yuvarlağının gerisindeki retinadaki ışığa hassas hücreler tarafından algılanır, elektrik sinyaline dönüştürülür, görme siniri aracılığı ile beynin arkasındaki görme merkezine yollanır. Burada beyin bu sinyalleri bir görüntüye çevirir. Biz de beynimizin bu “sinyal yorumunu” görme olarak niteleriz. Eş deyişle "gerçek" olarak algılananlar, beyin tarafından yorumlanan ve “ışıktan türetilen elektriksel sinyaller”dir. (Sadece madde olan bir şeyin, beynin, maddesel olmayan bir şeyi, düşünceleri nasıl yarattığı bilim dünyasında tartışılmaktadır. Ama bundan daha da ilginci, ışık adlı olguyu bize yaşatan beynimizin karanlıkta olması, yani içine ışık girememesidir.)

Konuyu biraz daha genişletelim ve kuantum düzeyine, yani atomların olduğu uzaya inelim: Kuantum uzayının ünlü sakinleri atomlar evreni var eden yapı taşları değillerdir. Bu ortamda onları da var eden çok daha küçük yapı taşları, bilimsel tabir ile “ temel parçacıklar” bulunur.

Temel parçacıkların kimi fermiyon adı verilen bir çeşit parçacıktırlar. Elektronlar fermiyondur. Atom çekirdeğini meydana getiren proton ve nötronların yapı taşı olan kuarklar fermiyondur. Fermiyonlara gerçekten de “yapı TAŞI” denilebilirler; çünkü kütleleri vardır, maddeyi meydana getirirler.

Bozon adı verilen yapı taşları (temel parçacıklar) kütlesizdirler, bunlar kuvvet taşıyıcılardırlar.

Örneğin ünlü fotonlar bozondurlar; çünkü EM radyasyonun taşıyıcılarıdırlar. EM radyasyonların enerjisi fotonlarla taşınır.

Işık ise -genelde sandığımız gibi- bir aydınlık parçası DEĞİL; gözümüzün (retinadaki hücrelerin) dalga boyunu algılayabildiği yegane EM radyasyondur!

Kısaca ışık aslında:

  • Bir EM dalga/radyasyondur.
  • Fotonlarla taşınır.
  • EM radyasyon olduğu için enerjisi vardır.
Bu nedenler yüzünden göze ışık altında giren (ve beynin görme olayı yorumladığı/yarattığı) şey aslında:
  • Bir çeşit EM dalgadır.
  • Fotondur.
  • Enerjidir.
Bu bilgiler sonrasında şöyle gerçeklere ulaşılır:
  • Fotonlar gözlerimize hangi enerjiyi sokarlarsa beyin onu görüntü olarak yaratır.
  • Işık şeklinde beynimize ne ulaşırsa, görme olarak algıladığımız şey ondan yapılır.
  • EM dalgalar beyni neye inandırıyorsa onu görür, onu algılarız.
  • Gerçek olarak bildiğimiz beynimizin nano-saniye bazında aldığı EM dalgaları sinyal şekline çevirerek ürettikleridir.
Bir insan değil, sadece bir beyin olsak; bu beyine sürekli foton (enerji, EM radyasyon) bombardımanı yapılsa; beyin gerçeklik olarak şu anda algıladıklarımızdan farklı bir şey algılamıyor olabilir. İşte bu nedenle gerçek sandığımız dünyanın gerçekten gerçek olup olmadığını, sadece bir beyinden ibaret olup olmadığımızı kesinlikle saptamaya olanak yoktur.

Bu düşünceyi rüyalarla bir ölçüde kanıtlamak mümkündür. Uykuda iken rüyalarda beş duyumuzla farklı olayları yaşayabilmekte olmamız (örneğin, yerimizden kımıldamadığımız halde farklı yerlerde bulunabilmemiz)nöron sinyalleri ile sanal bir gerçekliğin yaratılabildiğinin, bu gerçekliğin bir illüzyon olduğunun ise uyanana kadar fark edilemediğinin göstergesidir.

Bu bilgiler sonrasında ise iki teorik soru oluşturulabilir:

  • Rüya görmekte olduğumuzu uykudan uyanmadan fark edemememiz gibi; öldüğümüz zaman da farklı bir uykudan uyanacak olabilir miyiz?
  • Yaşam dediğimiz şey aslında bir rüya (illüzyon); ölüm ise -sadece uyanınca (ölünce) fark edebileceğimiz- asıl gerçeklik midir?


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -