Araştırma ve yazı:

Bu yazı dizisinde size demiri anlatacağım… Demirin hayrını! Yani fulll pozitivitesini. Hem de bu pozitiviteyi hem fizik, hem jeoloji, hem ana konumuz olan okült, hem de dinsel açıdan göstereceğim.

Demirin benzersizliğini anlamak için ilk adımda biraz fizik konusuna girmek gerek. Lütfen hemen sayfayı terk etmeyin (lafın gelişi böyle dedim, istiyorsanız edin), ama bilinmesi gereken fizik bilgileri orta öğretim düzeyinde olacak.

Dostlar beyaz büyücüyseniz (tamam, kara büyücüyseniz de) doğayı bilerek çalışın, yoksa Kabalist kalırsınız. Sadece okülte meraklı iseniz yine kulak kabartın, bu bilgiler dünyamızın sisteminin nasıl işlediğini fısıldadıkları için bazı sorularınıza daha kolay yanıt bulmanız aracı olacaklar.

Bilime girmeden önce Yaratılış'a ("makrokozmos nasıl var oldu"ya) göz atalım.

Farklı mitolojilerin yaratılış mitleri aynı hikayeyi anlatır. Bir isyankar ve düşman alt tanrı, öncel mutluluk evreninin liderlerine (Ana Tanrıça ve Baba Tanrıya) savaş açar, onları kozmik bir savaşta yener ve mutluluk evrenini bölerek hükmetmeye başlar (böl ve yönet). (Gariptir, aynı öykü Tevrat'ta da yer alır; burada bölen Yahveh'dir.) İşte, zıt kutupların birbirini çekme nedeni, bölünmüş iki yarının öncel mutluluk evrenindeki bütün hale (tamlığa, mutluluğa) ulaşma gayretidir.

Ve fizik bilimine ilerleyelim.

Planetimizde her bir şey atomlardan yapılıdır, biliyorsunuz. Atomların bir çekirdeği, bir de çevrelerinde olan elektronları vardır. Önce atom en küçük sanılmıştır; sonra atomun elektron ve çekirdekten yapılı olduğu anlaşılır. Daha sonra çekirdeğin proton ve nötronlardan oluştuğu çözülür ve son olarak nötron ve protonların kuarklaran meydana geldiği gerçeğine ulaşılır. Biz bu yazıda kuarkları, gluonları bırakacağız, elektron, proton, nötron düzeyine konuşacağız.

Anaerkil okltizme göre her atom bir ailedir… ama çok eşli bir aile! Evde (çekirdekte) kadınlar vardır (protonlar) ve kadınlar pozitiftir. Çocuklar vardır (nötronlar) ve çocuklar tarafsızdır (yüksüzdür). Ve de evde oturmayı sevmeyen erkekler (elektronlar) vardır. Elektronlar negatiftir; evin dışındaki yörüngelerde (kabuklarda) gezerler. Kimi erkekler hanıma ve çocuklara (çekirdeğe) bağlı olsalar da (çekirdeğe yakın yörüngelerde olsalar da), bazıları valens (dış) yörüngelerde gezerler ve çekici tekliflere dayanamayıp fiyekleyebilirler, yani atomu terk ederler.

Aile hanımları "kadın, kadının kurdudur" sözündeki gibi birbirilerinden pek hazzetmezler ve birbirlerini (protonlar pozitif yüklü oldukları için, yani aynı yükü taşıdıkları için) iterler.

Ancak itmenin manası BÖLMEKtir! Evrenin daha da bölünmesi ise tümden mahv-ı perişan olmamız demektir.

İyi haber ise şudur: Protonlar çekirdek dışındaki (yörüngelerdeki, kabuklardaki) kocalarını (elektronları) çekerler (elektronlar negatif yüklü olduğu için çekerler). İşte bu itiş çekişe Coulomb yasası denir.

Ama bir kadının hiç toptan bölücü olasına imkan var? Yok tabidir ki. Gerçekten de protonlar ve nötronlar (hanımlar ve çocuklar) arasında böyle bir çekim vardır ki… çekirdek bölünmez. Bu çekime Güçlü Nükleer Kuvvet denir ve benzersizdir. (Atom bombası denen felaket bu çekirdeği zorla bölmektir.) Evrenin dağılmasına engel olan en güçlü kuvvetlerdendir. Bu bağlayan enerjiye "bağlanma enerjisi" adı verilir.

Evrende bilinen 118 elementten çoğunda söz konusu çekim sarsaktır… ve bunlara kararsız element denir. Ancak bütün bu elementler arasında en kararlısı hangisidir dersiniz?

Evet, bildiniz: Demirdir.

Demir-56 (demirin bir izotopu, nötron sayısı farklı demir diyelim) için hesaplanan bağlanma enerjisinin 8,8 MeV olduğu bulunmuştur; ki, bugüne kadar mevcut olan tüm atomların en yükseğidir. Demir-56 en kararlı elementler olarak bilinen soy gazlardan bile daha kararlıdır; yani daha BİRLEŞTİRİCİDİR. BU demektir ki öncel evrene daha yakınlaştırıcı, en kutsal, en fazla NE taşıyan elementtir.

Beyaz büyücüler ve tılsım yapmayı sevenler: Alın size kendi kendine PE celp eden ya da talismanınızı "işleten" bir enerji. Kullanın arkadaşlarım.

Tılsım yapmayı bilmiyor, ya da biliyor ama daha fazlasını öğrenmek istiyorsanız Yıldız Tılsımlar ve Sırları adlı kitabıma başvurabilirsiniz.

Ama daha durun: Söyleyeceklerim bitmedi, daha neler-neler var anlatacaklarım.