yasamimizda basimiza gelen sorunlar nereden çikar gelir? bunu kendi negatif enerjimizle, korkularimizla ürettigimiz cevabini verirseniz çocuklugumuzdaki kötü olaylarin kaynagi ne? aile içi sidddet, geçimsizlik, türlü hastaliklar, talihsizlikler... kendi ismimizi yazmayi bilmezken ne gibi bir enerji üretmis olabiliriz de bu talihsizlikleri üzerimize çektik?
her seyin kaynagi bizsek, arkamizdaki duvara bakmadigimizda duvar yoksa, çocukken daha basimizi çevirip de arkaya bakamazken nasil oldu da bu duvara çarpmayi basarabildik? tesekkür ederim, kolay gelsin :)
YANIT
Beynimizde pozitif enerji esintisi yaratan sözlerinize teşekkür ederek başlayalım.
Bu sorunuzun yanıtı evrende var olma koşulumuz, biçimimiz, madde evreninde insanı var eden mekanizma ile ilgilidir. Biraz daha yalın konuşalım: "Dünyaya neden ve nasıl geldik?" sorusunun yanıtı, sorunuzun yanıtını içermektedir.
Önce üç bilgi verelim:
1- Evren ötesi (hatta ölüm ötesi) gizemli, esrar dolu, ürkütücü bir mekan değil, giderek kuantum fizikçilerinin formülünü yazmaya başladıkları -maddeden farklı yapıda olsa da- somut bir ortamdır. Her şeyin başlangıcı ve sonu orasıdır.
2- Madde evreni kadar, madde ötesi evren de vibrasyon üzerine kuruludur. (Detaylı bilgi için Sicim Teorisi araştırılabilir.) Vibrasyon, madde kadar, madde ötesinde de rezonans yaratır. Bu durum ezoterimde "Benzer benzeri çeker" şeklinde dile getirilir.
3- Ruh, korku filmlerinde yer aldığı gibi beyaz bezler içinde, elinde zincir taşıyan bir hayalet değil, bir particle (kuantum parçacığı)'dır. O da gerek dünyaya gelmeden önceki halinde, gerek dünyaya gelip yeniden oraya döndüğü (öldüğü) halinde, aynı vibrasyon, rezonans ve çekim kurallarına tabidir.
Konuyu toparlayalım:
Ruh, ölüm ötesindeki yerinde yapısına göre (ki, orada "dahi" yapı değişkendir) madde evreni ile rezonansa girecek frekansı yakalayınca maddeye geçer, doğar. Bu duruma "otomatik gelişen bir durumdur"; hatta (fizik üstü alem kuantum mekaniği ile giderek ortaya çıktığından beri) "fizik bir olaydır" bile denebilir. Bu yüzden "Neydi benim günahım?" arabesk yaklaşımı tamamen asılsızdır. Yaşanmakta olan durum, yani kader, ruhun rezonansa geçtiği ortamda (kaderde/hayatta) maddeleşmesidir. Yani -çocukluktan başlayarak- bu dünyadaki hayatınıza gazaplı tanrılar veya kehpe felek değil, ruhunuzun -benzer vibrasyonu bulduğu için- maddeye çekilmesi, maddeleşmesi vardır.
Aynı "çekim sistemi" ölüm sonrasında da izlenir: Ölüm adlı küçük değişimle ölüm ötesinde yapınıza (vibrasyon frekansınıza) göre rezonansa girdiğiniz yere (kabaca cennet ve cehennem diyebiliriz bu ortamlara) çekilirsiniz.
Kimse hatalı bir yere çekilmez. Bu yüzden iyi insanlar illa cennete, kötü insanlar cehenneme giderler. Ve yine bu yüzden gidilecek yeri önceden belirlemek -beyin vibrasyon yapısını değiştirmekle- mümkündür. Söz konusu değişim yapılabilirse, ölüm ötesinde iyi bir yere gitmekten öte, bir daha bu dünyaya çekilmeyecek olabilirsiniz. Zaten Orfizm dahil birçok gizli öğretinin amacı budur, yani "bir daha dünyaya çekilmeyecek olmak"tır.