YANIT
Negatif enerjiye dinsel ortamda bir kimlik yakıştırılarak Şeytan denmekte olsa da, okültizme göre o bir vampir, vampir mitosunun çıkış noktası, insan kanı değil, enerjisi ile beslenen bir vibrasyondur. İnsan mutsuz olduğunda yaydığı vibrasyon ile rezonansa girer. Bu yüzden yapılacak ilk şey, ya da dikkat edilecek nokta, acı veren olaylar anıdır. Olay sonrasında yüzleşilen acı (hatta öfke), olması gerektiğinden fazla uzatılınca ona davet yollanmıştır.
Bir kez beyine girdi mi -ne yazık ki yaygın kültürün desteği ile var edilen hatalı düşünce kalıpları ile- geometrik ortalama ile, katlanarak artar. Bu yüzden müdahale gecikirse, kurtulmak o kadar zordur. Özetle, bizlere göre psikolojik sorun, şanssızlık, kötü kader, hatta kötü huy sanılan çok şeyin gerisinden bu vampir enerji vardır.
Mekanizmayı bir örnekle daha açalım: Can sıkıcı, ya da acı verici bir olayla karşılaşınca (örneğin işten atılma ya da sevilenden ayrılma benzeri bir durumla yüzleşince) acı duymak olağan bir durumdur; ancak bu acıya genelde -yaygın kültürün öğrettiği biçimde- yapışma eğilimi işi çığırından çıkartır:
“Bunlar, yaşamda yüzleşilebilecek olaylar, saçmalığa boğulmadan hatamı fark edip, aşma yolları saptamalıyım”
benzeri DEĞİL,
“Ay ben ne şanssız insanım, bu da mı başıma gelecekti, namussuz kader yine mi beni buldun, bir gün olsun yüzüm gülmedi, zaten suç falancanın, hep onun yüzünden oldu bunlar!”
benzeri ataerkil yaklaşımlarla düşününce ona davet gönderilmiştir.
İşin en kritik yanı ise davetin çok daha küçük çaplı sanılan düşünce biçimleri ile de yollanıyor olmasıdır. Örneğin bilinç altı inançlarla!..
Bu düşünce biçimleri ile süreli yollanan davetler ise reel acılarla yapılandan daha yoğun davetlerdir; çünkü acı ve öfke eninde sonunda geçer. Oysa düşünce kalıbı 24x7 (yani uykuda bile) etkindir.
Bilinç altlarına ataerki tarafından yerleştirilen (ve de yaldızlı davetiyeler olan) düşünce biçimlerine örnekler aşağıdadır:
- Dünya kötü bir yerdir.
- Bu dünyada anlık olarak bir şey değişmez.
- Yaşamda mucize olmaz.
- İnsan beyninin gücü azdır.
- Gerçek beş duyu ile algılananlarla sınırlıdır
- Maji diye bir şey yoktur.
- Herkes mutlu, ben olamıyorum.
- Güzel (ya da çekici, karizmatik) değilim.
- Kimse benden hoşlanmıyor.
- İticiyim.
- Güçsüzüm.
- Renksizim.
- Yetersizim.
- Beceriksizim.
- Şansızım.
- Zayıfım.
- Şişmanım.
- Depresyondayım.
- Ben farklıyım.
- Beni anlamıyorlar.
- Benim yerim burası değil.
- Herkes aptal.
- Genel cahil.
- Bu ülke berbat bir yer.
- İş yok.
- Ailem anlayışsız.
- Patron (eleman) kötü.
- İş arkadaşım düşman.
- İş ortamım acımasız.
- İnsanlar kötü.
- Kadınlar kötü.
- Erkekler kötü.
- Ölüm bir felakettir.
- Hayatın sonu zordur.
- Öleceğini bilerek yaşarken mutlu olunmaz.
- Mutlu olmam için o: arabayı, o işi, o parayı, o pozisyonu, o manzarayı, o evi, o eşi, onu vb. elde etmem şart.
- Sadece güçlüler ezilmez.
- Ezilmek diye ürkütücü bir durum vardır.
- Para, statü sağlar.
- Başarı, öne geçme kapasitesi ile ölçülür.
- Tek ve benzersiz olmak üstünlüktür.
- Üstün olmak iyidir.
- Özgürlük sınırların olmamasıdır.
- Kurallara inanmayan (yan çizen) güçlüdür.
- Enayi olmamak gerekir.
- Pratik zeka "atlatma" ile ölçülür.
Bu lise sonsuzca uzatılabilir.
Oysa bu sözde gerçeklerin;
- tümü evrensel gerçeklerle taban tabana zıt olan,
- bazıları, zorlu durumların makyajlanarak veya çarpıtılarak "temel gerçek" şeklinde kabullenilebilecek biçime dönüştürülmesi ile yaratılan,
- sadece yaygın kültür ve inanç tarafından empoze edildikleri için insanların inandığı,
hatalı düşünce formlarıdır.
Nitelemeler, kesinlik içerdikleri sürece daima yanlıştırlar; çünkü kuantum mekaniğinin -Einstein'a rağmen- kanıtladığı gibi "Evren rastlantısallıklar (kuralsızlık) üzerine kuruludur". Sonuçları sadece yaklaşımlar belirler. Nasıl davranır, nasıl bakılırsa, sonuç öyle olur. Çirkin, yetersiz olduğuna inanan çirkin ve yetersizdir; çevresinin düşmanlarla, ya da acılarla sarılı olduğunu sanan ise düşmanlar ve acılar içinde yaşar. Söz konusu kalıplar kararların altyapılarını oluşturdukları sürece kişinin negatif enerji besleyecisi olmaktan kurtulması çok, ama çok zordur.
Bu yüzden negatif enerjiden (Şeytan'dan) kurtulmanın ilk yolu, gerçek dışı bilinç altı inançlarını silme eylemidir. Bu -uzun vade- yöntem, pozitif enerjinin bilince (beyine) kendi kendine, damla damla akmasına neden olan kolay bir yoldur ve negatif enerjiye (Şeytan'a) karşı verilecek direnişin ilk adımı budur.