Son donemlerde libidomun cok yuksek oldugunu fark ettim. Aslinda belki onceden de yuksekti ama galiba farkli metodlarla bastiriyordum ve farkinda degildim. Tarif etmesi zor ama soyle anlatabilirim. Her gun istisnasiz gordugum guzel ve cekici kadini arzuluyorum. Yeni iliski yasamis olsam ve aradan yarim saat kadar kisa sure gecmis olsa bile birisini gorsem yine hazir durumda oluyorum :) Her gun mutlaka karsi koymasi guc bir sekilde rahatlama arzum oluyor ve isteyken, calisken, uyumadan once yani cogu zamanimda hayallere daliyorum. Ozellikle pozitif enerji duzeyimi arttirdiktan ve zihnimdeki cesitli duygusal bloklari kaldirdiktan sonra bu durumun farkina vardim. Su anda kendimi her seyi yapabilecek/yaratabilecek durumunda hissediyorum. Libidomun yuksek olmasi normal bir durum mudur? Cinsel arzu ve isteklerin fazla olmasi ruhsal ve majikal acidan herhangi bir durumu isaret eder mi?
YANIT
Libidonun yüksek olması güzel bir şey! ;-) Tadını çıkartmak gerek. Ama biliyorum ki benden daha detaylı yanıtlar beklemektesiniz; bu yüzden konunun biraz derinlerine dalalım.
İnancımız ve bu inançtan doğan sistemimizde çılgınlık ile aşırılık farklı dinamiklerdir. Çılgınlıkta “yüreklilikle karılmış bir bilinçlilik” durumunun varlığından söz edilebilir; oysa aşırılıkta kontrol yitirilmiştir.
Mesajınızdaki sözler ise PE açısından değerlendirildiğinde bazı şeylerin olması gerektiği ölçülerde olmadığını düşündürmekte. Örneğin PE, cinsel arzusu az olanda, ya da hiç olmayanda dikkate değer bir artış var etse de, -önceden çok baskı altında olan biri değilseniz- aşırı cinsel arzu yaratmaz.
Ayrıca PE insana “her seyi yapabilecek/yaratabilecek durum”da vermez. Tabii ki önemli ölçüde kişilik gücü yaratır, cesareti arttırır, ancak kişi kendi hakkında yorumlar yapıyorsa bu niteliği doğal yaşamıyor olabilir. PE ile sahip olunan özellikler fark edilmeden yaşanır.
Sözün özü, PE hiçbir şeyi abartmaz, daima dengeler.
Bu yüzden aşırılıkları (ki bu kapsama anne/vatan sevgisi, aşk, dindarlık benzeri kutsal kavramları da alabiliriz) biz “NE altında olmak” şeklinde yorumlama eğilimindeyiz.
NE, beyin EM alanının bir vibrasyon frekansıdır. Bu frekans hipotetik olarak doğal değildir; yani doğada bulunmaz, farklı “mecralardan”, yapılan hatalarla celp edilir. Celp edilen frekanslar ise eğer negatif içerikli ise -kişinin olağan yapısından yer almadığı, sonradan eklendiği için- pek moda olan “cin tasallutu” sözleri ile de yorumlanabilir.
Ancak sizi hiç tanımadığım için lütfen bu sözlerimi “ortaya” kabul edin ve duygularınızın olağan olup olmadığının sağlamasını rahatlık katsayınızla yapın. Yani değişen duygularınız yüzünden herhangi bir rahatsızlık yaşamıyorsanız “kafaya takmayın”.
Ama unutmayın: Her radikal değişiklik, ilgili sisteme 1/1 ölçüsünde yansır. “Kaderini değiştirmek isteyen, karakterini değiştirmelidir” deriz. Bu söz tersten “karakteri değişen, kaderinin değişeceğine hazır olmalı” şeklinde de okunabilir.
Yanıtlarım hakkında gönül okşayıcı sözler etmişsiniz. Tabii ki çok seviniyorum böyle güzel şeyler duyunca. Onurlanmanın gerisinde, belki bundan çok daha fazla, insanların gözlerinden beyinlerine -sözleriniz aracılığı ile- PE aktarılıyor. O anlık, fark edilmeksizin yaşanan ve unutulacak olan çakış, bir dert ile yüzleşildiğinde minik bir destek verecek. Ve o minik destekler fazlalaşırlarsa bir dalga olarak beyne akacaklar.
Yutulan kimyasallar değil; nezakettir asıl şifa dağıtan… çünkü aslında doğaldır. Hayvanlarda da vardır. Biri su içerken, diğeri daima onun bitirmesini bekler. İnsanlarda misli ile bulunur. Hazret(?!), zaten en çok bu yüzden insanlarla uğraşır.
Bu sözlerden sonra yine sorunuza pas atayım: Yüksek cinsel arzunun saldırganlık, hadsizlik ve kabalık içerip içermediğini kontrol etmek de PE ya da NE varlığı hakkında önemli bilgiler verebilir.
