YANIT
Sözleriniz yaşamınızda “heyecan ve anlam” olmadığını düşündürmekte. Yani olduğunuz yerde rahat olsanız da… aslında hiç de rahat değilsiniz bence.
Konuyu açalım:
Biz insanlar uğraşma, çabalama faktörünü sıfırlanan hayatlara özenir, ama böylesi modellerde pozitif vibrasyonları var edemez, bu yüzden de zarar görürüz. Yaşamda rahatlık kadar heyecan ve anlam da olmalıdır; bu üç kavram dengelenmezse kişi NE envoke eder… giderek kötü bir insana dönüşebilir. “Kötü şartlar, kötü insanlar yaratırlar.”
İnsanların ortak hatası ise (rahatlık adına kolayca özverili olsalar da), heyecan ve anlamı elde etmek için en küçük bir fedakarlık yapmaya yanaşmamak, sadece -çocuk inadı ile- istemektir. Büyük çoğunluk, başarı adlı sonucun (hayatta rahatlık vs. heyecan ve anlam dengesini kurmak belki de elde edilebilecek en büyük başarıdır) ciddi zorlukları aşarak elde edileceği gerçeğini görmezden gelirler. Görmezden gelmenin başlıca yolu, bir diğer deyişle gerçekle yüzleşmekten koruyan en güçlü kalkan, bir şeyleri (kaderi, tanrıyı, aileyi, eğitmenleri, çevreyi, ülkeyi, ülke kültürünü, ülkedeki her insanı, hatta kendini) önce küçümsemek, ardından suçlamaktır. NEyi celp etmenin ilk adımı küçümsemek ise, ikincisi kendini ve başkalarını suçlamaktır. NE gelmeye başladığında kişi çoktan bulunduğu yerden de kötü yerlere doğru itilmeye başlamıştır. Bu yüzden yaşamından küçümseme ve suçlama eğilimini kaldırmaya çabalayan her insan -bu konudaki başarısına paralel miktarda- PE celp edecektir. Oysa insanların büyük çoğunluğu bu kadar küçük bir değişliği yapmaktansa, hırsın verdiği uyuşturucu tutsaklığında kalma kolaycılığındadırlar.
Yaşamını anlamsız, acı verici, tutsak edici, gelişmeyi engelleyici vb. bulduğu için yaşam modelini değiştirmek isteyenlerin uygulamaları gerekli olan plan ise tektir:
-
Yapmak istediğiniz şeyleri dikkatle, dürüstlükle araştırarak saptayın.
-
Bunları elde etmek için -delilik değil, biraz gözüpeklik, yüreklilik ve çılgınlık içeren- bir plan yapın.
-
Bu planı doğrultusunda yaşarken KESİNLİKLE sorunlar yaşanacağını, ama bunların geçici olduğunu bilin ve yüzleşeceğiniz kayıplara moralinizi bozmadan direnin.
-
Hata yapmaktan korkmayın. Hata yapınca kendinize acımayın, kendinize ya da diğerlerin ASLA ÖFKE DUYMAYIN, kimseyi suçlamayın. Olağan şeyler yaşadığınızı bilin ve aldırmayın.
-
Yaşam adlı dinamiğin yapısı yüzünden hiçbir seçeneğin mutlak mutluluk içeremeyeceğini aklınızdan çıkartmayın; seçtiğiniz yolu, ya da seçiminizi sık sık sorgulamayın.
-
Kolay vazgeçmeyin.
-
Peşpeşe, süreli şekilde yaşanan, büyük ölçüdeki kayıplarla karşılaşırsanız geri adım atmaktan da çekinmeyin.
Ne yazık ki bu yöntemden başka kolay çıkış da, sihirli formül de yoktur. Zorlanmadan,
korkuya göğüs germeden, bazı kayıplar yaşamadan; dahası, kendinizi ve çevrenizi affetmeden, hoş görmeden, sabretmeden, hatta fazla da “kafaya takmadan” güzel şeylere ulaşılamaz.
Ancak işin farklı bir boyutu da vardır:
Daha iyi kaderlere ilerlemek, sadece değişmek ile elde edilebilir; bu yüzden bulunulan yerde değişmek (ortamı değil, karakteri değiştirmek) de yaban atılmaması gerekli bir ilerlemedir!
Kişi değişerek bulunduğu yerdeki güzellikleri (yani hayatın “beleşten verdiği kıyakları”) fark etmeyi başarırsa büyük bir adımla ilerlemiş demektir. Kıyaklar listesinde yaşamın asıl -acı- gerçeklerinden korunmuş olmakla ilgili kalemler vardır: Örneğin yaşanacak bir konut, her öğün karnını doyuracak gıdalar, temiz bir yatak sahibi olmak, uyurken pusuya düşmeyeceğini bilmek, söz konusu listede yer alan bazı durumlardır.
Kişinin korunduğu nice belayı fark etmesi (üstelik bazı ekstra güzellikleri de algılayabilmesi) çevresi ve/veya kendisi ile barışmak anlamına geleceği için PE envoke edecektir. PE ise sadece hayatına ihtiyaç duyduğu anlamı katmakla kalmayacak, ayrıca ona ilerleme gücü VE doğru yönleri gösteren bir plan sunarak olduğu yerden daha iyi bir ortama ilerlemesine yardımcı olacaktır.