YANIT
“tanrilar insan beyniyle olusturulmustur demiştiniz.”
Herkesin görüşüne (örneğin spiritüel konulara yakınlık duymamaya) yürekten saygım olsa da ben hem yaratıcıya inanırım, hem de imanın mutlu edeceğini savunurum. Bu yüzden yukarıdaki gibi bir cümleyi asla telaffuz etmem. Ancak belki majide kullanılan EM alanlara eski okuldan gelen ağız alışkanlığı ile “tanrılar” dedim ve yanlış anlaşıldım.
“Yani insan hep iyi olmaya zorlaniyor, olgunlasmaya ve pozitif olmaya zorlaniyor. Olmazsa aci çekebiliyor ve olgunlasana kadar ayni acilar tekrar ediyor.”
Acı, sadece yapılan hatalar (örneğin alınan hatalı kararlar) ile yanlış ortamın seçildiği (dinsel literatürde Şeytan aldatmasına kanıldığı, anaerkil ezoterimde negatif vibrasyonlar envoke edildiği) zaman tezahür eder; ceza olarak değil.
İyilik asla zorlamaz, cezalandırmaz; çünkü acı adlı duyguyu yaratacak yapısı yoktur. Bunu ifa ettiği anda kötülük adlı vibrasyonu taşımaya başlar, yok olur.1
Acı çekmek (ki, bu durum cezalandırılmak olarak hatalı şekilde yorumlanabilir) belli bir vibratif yapı ile kontağa geçmek demektir. Kontak sadece kişi bilinci ile kurulduğuna göre, cezayı kendine veren kişinin kendidir.
DİP NOTLAR
[1]
Kısıtlı insan bilincinin bile eğitimde cezalandırmanın başarısızlığı, ödüllendirmenin başarıyı arttırdığını kavradığı düşünülürse alemleri (sadece bizim “ufarak” evrenin değil, içinde evrenlerin bulunduğu hyper space’i [bulk’ı]) yaratan bir iradenin acı vererek eğittiği düşüncesinin anlamsızlığı anlaşılır.