722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Pozitif Enerji Eğitimi Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

POZİTİF ve NEGATİF ENERJİ

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM POZİTİF ve NEGATİF ENERJİ SORULARI
7 Ocak 2019
Para kazanmak için

Selamlar, Sitenizden çok fayda görüyorum. Öncelikle tesekkür etmek istiyorum.

Soruma gelecek olursak; çalismanin, benim ruhuma uygun oldugunu düsünmüyorum. 30 yasima kadar yan gelip yattim ve bu yüzden gerek ailem olsun gerek çevrem olsun çok sikintilar yasadim. Sorun su ki dünyada hak etmedigi halde bir sürü sansli olaylar yasayan o kadar milyonlarca insan varken, rastgele loto/ikramiye/miras vs kazanan tipler varken, ben neden istedigim yasama sahip olmak için çalismak zorundayim? Örnegin 25 milyonda bir çikma olasiligi bulunan bir süper loto çekilisinde trilyonlar kazanan birisi seçilmis bir insan oldugunu düsünemez mi? Çünkü olasilik olarak bakildiginda gayet seçilmis gibi duruyor bana. Ben de seçilmis biri olduguma inandigimdan ötürü bana da büyük ikramiyeler çikmasini istiyorum.

Maji yoluyla çok büyük miktarlarda paralar kazanma yollari var midir? Ama PE yoluyla maddi durumunu iyilestiren ya da daha iyi bir is bulan kisilerden bahsetmiyorum, baya baya hiç emek sarf etmeden hayatini dramatik seviyede degistirecek miktarda kazanan insanlardan bahsediyorum. Samimiyetinize güvendigimiz için böyle açikça sorabiliyorum. Peki siz kendiniz için hiç denediniz mi? Bana ne tavsiyelerde bulunabilirsiniz?

Saygi ve sevgilerimle

YANIT

“Samimiyetinize güvendigimiz için böyle açikça sorabiliyorum. Peki siz kendiniz için hiç denediniz mi?”
Hiç denemez miyim? Ben bir satanisttim. Uzun yıllar sadece buna -yani zorluklarla yüzleşmekten uzak durarak rahat yaşamaya- “oynadım”.

Peki başardım mı?

Para kazanmayı, evet…

Keyifli olmayı, neşeli olmayı, kendine güvenli olmayı, başarılı olmayı, sakin olmayı, karizmatik olmayı (hadi biraz daha dürüst olayım: şahane hanımlarla, doyulmaz ilişkiler yaşamayı), yani mutlu olmayı… acı çekmemeyi?

Hayır başaramadım. Bir de acının-derdin Allahını çektim.

Neden? Çünkü başarıdan, karizmaya; neşeden, kendine güvene; zorlanmadan cep doldurmaktan, yatağı bir dolu partnerle doldurmaya (tabii ki istenen bu ise) dek insanın gönlünü hoş eden her kavram ve hedefi elde etme yolu sadece beyin elektriğini rafine etmekten geçer, koşulları bu yönde değiştiremeye çabalamaktan değil.

Şimdi biraz bu konularda konuşalım.

İlk başta bir not düşeyim: Biz asla ataerkil dinler gibi "Keyif/para önemsizdir, huzur her şeydir” demeyiz. Çok şey ticarettir. Para ise pek çok şeydir. Babil’den Lidya’ya, anaerkil uygarlıklar hep tacirdir. Ataerkil dinler, örneğin Yahudilik ve Hıristiyanlık, parayı ve ticareti küçümser, hatta lanetlerler. Hz. İsa’nın pazar yerini yıkması çok anlamlıdır.

Ancak mutluluk farklı bir şeydir. Para ile ya da çalışmadan (zorlanmayı/kişisel sınırları zorlamayı göze almayarak) para ile mutlu olacağının sanılmasının gerisinde mutluluğun ne olduğu ve nasıl elde edileceğinin öğretilmemesi vardır. Ataerki, plan gereği, mutluluğun belli manzaralar ile elde edileceği yalanını pompalayıp durur… bunlardan en popüleri de “çalışmadan kazanmak”tır.

Hayır; mutluluk ne garajda Ferrari’de, ne yatakta Sunny Leone’lerde1, ne muhteşem eşlerde, ne yeşil panjurlu evlerde, ne şirin bir bebekte, katta, yalıda, yatta, CEO’lukta, o sınavı vermekte, bu işe girmektedir. Nice genç, güzel, zeki, ünlü, zengin, sevilen kişinin yaşamına son verecek kadar mutsuz olabilmesi bunun en güzel kanıtıdır.

Mutluluk sadece bir kaynak/odak ile kontaktır, onunla senkronizasyondur… Senkronizasyon yoksa, mutluluk da yoktur. Senkronizasyon ise sadece benzemek ile kurulabilir.

Kontak yapılması gerekli odak Müslümanlıkta Allah olarak adlandırılmıştır.

Bizim inançta bir EM alandır (bu alana Müslümanlıkta cennet deniyor). Beyindeki CEMI field frekansı, bu alan ile senkronizasyon kuracak yapıda/frekansta olmalıdır.

Senkronizasyon ve kontak yoksa; cepte ne kadar para olsa da, Ferrari direksiyonunda oturulsa da, arka koltukta Sunny Leone ayakkabılarını çıkartıp öne doğru sallasa da, kişi mutluluk, keyif ve rahatlık hissedemez.

Senkronizasyon olduğunda ise beyin CEMI alanı külliyeten pozitive olur, koşullar ne olursa olsun nöronlar arası sinyal şahane NTler salgılatır, kişi mutlu olur. Mutluluğun ilk adımı, kontağı kurduracak (PE ürettirecek) bir adım atmaktır; örneğin iyimser olmaktır.

İyi haber odur ki, iyimserler, iyimser-iyimser bir köşede mütevazi şartlarla yaşamak zorunda değillerdir; çünkü bilim adamları beyin elektriğinin süperpozisyon içerdiğini ortaya çıkartmaktadırlar. Yani elektrik düzelirse, dalga fonksiyonunun en güzel şekilde çökmesi ve böylece süperpozisyon olasılıklarından en muhteşemlerinin realize olası da mümkündür! Kısaca, doğru elektrik, şartları düzeltmektedir! Bu yüzden “de” akılcı olan şartlara değil, elektriğe yönelmektir.(Bu konuda geniş çaplı bilgi edinmek adına Beyin Elektriğindeki Bilinç adlı yazıyı okuyabilirsiniz.)

Senkronizasyon nasıl yapılır? Beş vakit namaz kılmak? Oruç tutmak? Fakir doyurmakla mı?

Evet ve hayır!

Evet, eğer bunlar kişiye rahatlık veriyorsa…

Hayır, eğer bunlar kişiyi stres içine sokuyorsa…

Kontağın yolu “da” koşul ve tavır değil, düzgün beyin elektriğidir!

Peki düzgün beyin elektriği nasıl olmalıdır?

Üç şekilde:
Rahat.
Öfkesiz.
Korkusuz.

Daha pratik açıdan konuşalım: Mutluluk verici NTleri salgılatarak EM alan ile kontak kurmak için korku ve öfke denen iki temel duygudan uzak durmak en basit prensiptir. Oysa çalışmak istemeyen kişilerde bu yaklaşımlarının nedeninin genelde bu iki duygu olduğu bilinir. Bir üçüncü seçenek (sizi tenzih ederim) tembelliktir. Oysa tembellik de NE varlığına kanıttır. NEnin varlığı ise mutluluk denilen beyin elektriğini yaratacak alan ile kontağı hemen kopartır.

Zorlanmak; zorlanmayı göze almak, korku ile savaşmak, öfkeyi yenerek yeniden başlamak, yani evrim anlamındadır. Görülmektedir ki işin ucunda yine evrim vardır… evrim yoksa kontak da, mutluluk da yoktur.

Bana öğrencilerim “Benim isteklerim olsa ben PE üretirim, isteklerim gerçekleşmediği için üretemiyorum” derler. Ben de onlara “İstekler olunca herkes PE üretir, negatif odaklar bu yüzden (yani istekler olup da PE üretilmesin diye) isteklerin olmasına engel olur” yanıtını veririm.

Loto talihlilerini de aynı aspektten değerlendirmek gerekir: Beyindeki -yukarıda söz ettiğim- pozitif AP, asla Ferrari ve Sunny Leone’lerle dolu haremelere sahip olunca, özetle "zorlanmadan elde edince" ilelebet çakmaz; çünkü evrende sistemler daima olağan hallerine dönmeye programlıdırlar. Kişi Ferrariye ilk bindiğinde, Sunny'yi kollarına ilk aldığında PE oluşur… ama sistem (beyin elektriği) kısa sürede öncel haline döner, PE yok olur, beyindeki eski yapı yeniden meydana gelir… Buna da alışma derler.

Sonuç olarak beyin elektriğinizi hayata farklı bakmayı becererek, farklı değerleri üstlenerek, KİŞİLİĞİNİZİ ve ALIŞKANLIKLARINIZI DEĞİŞTİREREK pozitive edebilirseniz, bonus olarak Ferrari + arka koltukta Sunny benzeri bir hanım olacaktır; çünkü dalga fonksiyonu size özel en muhteşem şekilde çökmüş, süperpozisyondaki en benzersiz olasılık gerçek kılınmıştır.

Zarif teşekkürünüz ve gönlümü hoş eden sözleriniz için şükran duyuyorum…. tabii ki dürüstlüğünüz için de… bence siz -daha çok başta olsanız da- yola gelmişsiniz… Pardon! “Yola girmişsiniz” diyecektim dilim sürçtü. ;-)

E, bu kadar ipucu verdim, Ferrari’yi alınca artık beni de davet edip bir tur attırırsınız herhalde. (Aklımdayken; arka koltuktaki hanımın bir arkadaşı var mıydı acaba?)

Sululuğu bırakıp sorunuza dönerek yanıtımı bitireyim: Bu nedenler yüzünden maji, para kazanma şansı verse de, beyin elektriğini değiştirmek anlamında kullanıldığında benzersiz (bir taşla bin kuş vurduran) bir yöntemdir. (Dileyen tabiidir ki her iki seçeneği elde etmek için de kullanabilir; ama doğru elektrikle zaten KİŞİYE ÖZEL en iyi şeyler geleceği için iki çalışma yaparak yorulmak da biraz anlamsızdır.)



DİP NOTLAR

[1] Cinselliğe vurgu yapmak ve porn starlardan söz etmek istediğimde “Top 10 Porn Stars" listesi içinde sadece Sunny Leone Hintli olduğu için onun adını kullandım.

Hindistan, ataerkil dinlerin asla giremediği yegane ülkedir. Bu durumun nedeni (mitolojilerde Baba Tanrı’nın Yunan mitolojisinde basit bir şarap ilahına çevrilmiş hali olan) Dionysos’un gizemli Hint seferine ve başarısına bağlanır. Kimi araştırmacılar Müslümanlık tanrısı Allah’ın, paganizmin (neredeyse her mitolojide yer alan ve erkekliğin benzersiz görünümü sayılan ve ne yazık ki ülkemizde son 30 yılda popüler olan erkeklik modeli ile pek ilgisi bulunmayan) şefkatli ve karşılıksız ihsan edici Baba Tanrısı’nın rafine edilmiş hali olduğunu öne sürmektedirler.

Bu durum batılı bazı yazarlarca “Müslümanlık Ay tapımıdır” şekline yorumlanır. Oysa paganizm ve Müslümanlık arasındaki -Ay'a saygı benzeri bazı konulardaki- dikkat çekici paralellik, insan bilincinin gelişimi, paranormal kontakların daha güçlü kurulması ve bilgilerin daha net alınması ile ilgili olabilir.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Makaleler    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -