YANIT
Fıtrat değişmiyorsa (yani kader, kişi tarafından yazılamıyorsa) burada (madde evreninde) olmamızın bir anlamı yok demektir.
Doğrudur, temel yapı bütünü ile değiştirilemez; ama pek güzel şekilde rafine edilebilir… ki, buna evrim denir.
Hassas insanlar zorlu koşullarda diğerlerine oranla fazla acı çekerler, darbe alırlar. Bu yapıyı bir porselen biblo, ya da nadir bir bitki ile bakır bir kap, ya da üzerine basılsa da taşlar arasından fışkıran çimenlere benzetmek mümkündür. Ancak porselen biblolar daima bakır kaplardan daha değerlidirler (lütfen bu sözüm “bakır kaplar değersizdirler” olarak algılanmasın; her şeyin diğerinden değerli olduğu bir yer ve işlev vardır, ancak bazı şeyler diğerlerine oranla daha “nadidedir”). Çabuk zedelenen fazla acı çeker… ve ne kötü ki acı çeken KESİNLİKLE, çektiği acı son derece haklı nedenlerden de olsa, NE celp eder.
Peki ne yapacak hassas insanlar?
Ben sadece maji öğrenmelerini önerebilirim!
Konuyu açayım:
Anlayışla, hoşgörü ile ya da diğer güzel erdemlerle bu hassasiyet yüzünden alınacak darbeleri bertaraf etmek zordur; çünkü ne kadar anlayışlı ve hoşgörülü olsanız da karşınızdaki kimi kişilerin tavırlarını doğru anlayamayacağınız ve bu yüzden acı çekeceğiniz olaylar olacaktır. Çok farklı yapıda karakterlerle bir arada yaşıyoruz. Ancak PE celp etmeyi başaran kişilerin kaderlerinde olumlu açıdan çarpıcı ve göz ardı edilemeyecek kadar bariz değişikliklerin olduğunu yüzlerce kez izledim. Sorun PE celp edebilmekte… ki, kolay olduğunu söyleyemeyeceğim.
Sevgiye -yiyecek/besin kadar- gerek duyan, sevginin bulunmadığı ortamlarda üretkenliğini yitirme tehlikesi taşıyacak yapıda bir insan olan ben çıkış yolumu maji ile buluyorum. Az önce söz ettiğim korkunç süreçte yüzleştiğim büyük acının (ki, bu acı ile yüzleşme nedenim büyük ölçüde kendi hatalarımdır) beni alt etmesine çok az kalmışken maji ile ayakta (ve bu dünyada;-) kalabildim.
Bu sözlerimde en küçük bir abartma yoktur.
Bu yüzden taşıyamayacakları acılarla baş etmek zorunda kalan herkese maji öğrenmelerini öneriyorum.