722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Pozitif Enerji Eğitimi Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

POZİTİF ve NEGATİF ENERJİ

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM POZİTİF ve NEGATİF ENERJİ SORULARI
23 Eylül 2019
Yhwh neden güçlü

Merhaba janus siteyi arada bir yokluyorum ve yazilari imkanim oldukca okuyorum kafam bazi konularda soru isareti var o da su: madem yhwh tapinan lar NE celp ediyorsa o zaman nasil oluyorda yhwh ve yhwh tapinan lar bu dünya üzerinde bu kadar güçlü olabiliyor

YANIT

Kavramlar, ataerkil kültürde gerçekdışı şekle sokularak empoze edildikleri için gerçek gücün anlamı genelde anlaşılandan farklıdır. Bu duruma örnek olarak "mutluluğun, içinde yaşanan şartlarla ölçülmesi" eğilimi verilebilir.

Söz ettiğim hatalı bilgi yüzünden ilahi adalet olarak da değerlendirilebilecek yapı kolayca gözlenemez. Bazı hatalı davranışları olan kişiler, ataerkil kültürde ultimate aim olarak saptanan şartlara sahip oldukları için “cezalandırılmamış” sanılırlar. Oysa birçok insan, özenilen şartlara sahip olsalar da, beyinlerinin elektrik yapısı nedeni ile aslında cehennemi yaşamakta olabilirler.

[Hemen bir parantez açayım: Bizim sistemimize göre Tanrı ceza vermez; acı çektirerek yönlendirme yapmaz. O, acı yaratamayacak bir yapıdır. Acı ve tüm negatif hisler, bölünme ile meydana gelmiş duygulardır. "Göklerdeki (yukarılarda/üstte duran), ulaşılmaz, ödül/ceza dağıtan tanrı" modelinin kaynağı Yahudiliktir.

Yaratıcı, sadece iyiliktir. Onunla kontakta olan mutluluk, kontağı koparan acı çeker. Bu durumu "yapılan hatalar yüzünden cezalandırılmak" şeklinde algılamak doğru değildir. Onaylamadığı davranışlar sonrasında acı verdiğini Tevrat'ta açıkça deklare eden Yahveh'tir.]

Gerçek güç, (genelde sanıldığı gibi) diğerlerinden -şartlar olarak- üstün konumlarda olmak değil; kendini ve diğer insanları, kendinin ve diğer insanların ihtiyaçlarını sağlayarak BİR ARADA (aşağı yukarı aynı düzeyde) tutma başarısıdır.

İnsanların yaşam şartlarına bakarak onların başarı katsayıları hakkında karar vermek yanlıştır. Yaşamdaki başarı, kişinin RAHATLIK ve şenlik oranı ile daha sağlıklı şekilde ölçülebilir. Bu yüzden politikadan, sanata, dinden, bilime; “daha iyi yaşama modeli" yaratan her bir teorisyenin, kutsalın, sanatçının, düşünürün sistemini test etmek adına bu kimselerin KİMLİĞİNE göz atmak gerekir. Eğer kendileri keyifli kimlikler değilseler, eğer kendi yaşamlarında hoş ve rahat bir ruh hali yakalayamamışlarsa, teorilerinin işlerliğinden kuşku duymak mümkündür.

Şimdi dünyasal yaşamdaki “en büyük başarı” olarak lanse edilen “üste çıkma” (en azından “öne geçme”) hedefinin değişik alanlarda nasıl yer aldığını inceleyelim:

Müslümanlık EŞİTLİK sağlamaya hedefli bir modeldir. Bu sistemdeki "varlığın paylaşılması" gerekliliği (örn. fitre, zekat, kurban eti paylaşımı vb.), ayrıca herkesin birbirine SELAM vermesine yönlendirme, üste olmanın kesinlikle onaylanmadığının kanıtıdır. Ama ne acıdır ki Yahudiliğin gündelik kültüre sızmaları ile Müslümanlık hatalı yorumlanmaktadır. Üste çıkmanın başarı sayılması benzeri Kuran’da yer alamayan birçok düstur, gündelik kültürlere Müslümanlık adı altında enjekte edilmektedir. Müslümanlığı anlamak için Kuran’ı birkaç defa HİSSEDEREK, önyargılardan arınarak okumak gerekir… ki, bu kolay başarılacak bir şey değildir.

Üste çıkma, paganizmde de reddedilir. En popüler pagan dinlerden olan Dionysos tapımında bayramlarda işçilerin patronlarla, kölelerin efendilerle aynı sofrada içmesi ana gelenek, hatta şarttır. O gecelerde herkes diğer sosyokültürel gruptaki kişiler ile seks yapar.

Standart fizik ve kuantum mekaniği ortamını inceleyerek eşitlik eğiliminin evrenin özünde olduğu da görülebilir:

Standart fizikte ana (buna yönetici diyelim mi?) dört kuvvet vardır. Evreni var eden bu dört kuvvettir. Söz konusu dört kuvvetin yegane eylemi ise “farklı yapıları DENGELİ bir şekilde BİR ARADA TUTMAK” sözleri ile özetlenebilir. Onlar BİRLEŞTİRİRLER. Bu “üstte olmayı sevmeyen yöneticiler” ise EM kuvvet, kütleçekimi, zayıf nükleer güç ve kuvvetli nükleer güç adlı dört temel kuvvettir.

Kuantum ortamında da durum aynıdır. Parçacıklar üste çıkmaya değil, her nerde olduklarına bakmaksızın birleştirmeye uğraşırlar. Bozonlar kuvvetleri -evreni var etmek adına- taşırlar; fermiyonlar bir arada olmasalar da daima kendilerine zıt olanlara el uzatırlar ve sonunda birlikte bir şeyler yaparlar. Dişi protonlar, hatta çapkın erkek elektronlar bile, manyetik spinlerini (çekiciliklerini) eşleştikleri anda sıfırlarlar ve eşlerine bağlanıverirler.

Kimi kuantum fizikçilerine göre (örneğin David Tong) 12 kuantum alanı (bkz Quantum Field Theroies) aslında TEKTİR. Sadece bizim duruşumuzun/bakış açımızın hatası yüzünden parçalı olarak algılanmaktadır!

Bohm gibi dehalara göre ise sadece TEK BİR dalga fonksiyonu vardır!

Süpersimetri teorisi, madde ve kuvvetlerin bile aslında birleşik olduğunu öne sürer!

Yani bu teorilere göre Cennet hala bölünmemiştir! Onu bölünmüş olarak (makrokozmos olarak) algılayan bizim BİLİNCİMİZDİR. Zaten dinsel literatürde cennetten kovulan sadece insandır. Çağdaş bir bakış ile kovulan (ana alandan uzak kalan) insan değil, insani BİLİNÇtir. Zaten kuantum mekaniğinin ortaya çıkarttığı gibi evreni var eden bilinçtir. Bilinç hatalı ise (kovulmuş bir bilinç ise, ana akıma uzak bir bir bilinç ise, ana alandan ayrı düştüğü için "insani bilinç"e dönüşmüş bir bilinç ise, evreni hatalı (parçalı) algılayacak, ya da yaratacaktır.

Bu iddialı (ama kanımca gerçeklik payı çok yüksek) teori doğru olmasa bile; NEye rağmen TÜM EVREN EŞİTLEME, BİRLEŞTİRME, yeniden bir ve tam, hatta YEKPARE yapmaya uğraşırken, bazı -bölme eylemi ifa eden davranışlarda bulunan (dinsel açıdan bakınca günahkar)- kişilerin güçlü, başarılı, hele mutlu olduklarına inanmak çok büyük bir hatadır. Hedefleri üste çıkmak olan, karakter yapıları nedeni ile sadece üste çıkınca başarılı olduklarına inanan ve tatmin olabilen insanlar için üzülmek gerekir; çünkü bu insanlar, bu şahane olabilecek dünyada, temel evrensel eğilme ters yönde ilerlemeyi seçmişler, böylece yarattıkları kişisel cehennemlere kendilerini tutsak etmişlerdir.

Zaten NE’nin aldatıcı doğrularının amacı sadece budur.

Size önerim insanlar hakkında yorum yapmadan önce değer hükümlerinizi ataerkil sistemden soyutlamaya çalışmanız olacak. O zaman ilahi adaleti (ya da bir fizik etki/tepki mekanizmasını) çok daha kolayca ve net olarak görebileceksiniz.

Yanıtlarımı okuduğunuz için teşekkürler ediyorum. Yanıtlarıma hangi sıklıkla göz atacağınızı en iyi siz bilirsiniz. Her insan rahat bırakılırsa kendi için en iyi olanı sezecek yetkinliktedir. Rahat olun ve seçimlerinizden kaygı duymayın.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -