722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Pozitif Enerji Eğitimi Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

POZİTİF ve NEGATİF ENERJİ

SORULAR ANA SAYFA | Maji | Astroloji | Fal / Tarot | Kuantum | Ezoterizm | Müslümanlık | Pozitif/Negatif Enerji | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi
İlişkiler | Özel İlişkiler | İş Hayatı | Janus

TÜM POZİTİF ve NEGATİF ENERJİ SORULARI
14 Ekim 2019
Dünyaya sigamiyorum

Merhabalar, dogum tarihimizin hayatimizla ilgili bir seyler anlattigina inaniyor musunuz janus? Kaderin kodu diyolar simdiki numerolojiyle ugrasanlar.Inanirsan gercege dönüsür diyeceksinjz ve haklisinizda hep böyle oluyor.Ancak kendi basimdaki durumu anlatayim.

Dogum sayim 9,hepsini topladigimizda eden kader sayisi denilen rakam gene 9, ne tesadüfki isim sayimda 9 cikti.Hayatimda bircok olayi ayin 9 unda yasadim.Evlilik gunum bile 9.Inandigim icin oldugunu sanmiyorum cunku gerceklestikten sonra farkettim.

Aslinda sorum su, diyelimki bu dünyaya bi amac ugruna gönderildik ve rakamlarda bunun kodu.Degistirebilir miyiz?Yasam döngulerimiz degisir mi? 9 evrensellik, cocuksuluk, saflik, tamamlanma, yardimlasma sayisiymis.Bu sayiyi tasiyanlar artik birseyleri tamamlamak kapatmak üzere yola çikmislar mis mis mis...Hayatlarinda ani bitisler olumus mus..Evet olduda.Kabullenemedigim bitisler oldu cok zorlandim kabullenmekte.Adapte olamadimSadece bende olmadi elbette ama, bilemiyorum bende bi tuhaflik var bi saçmalik.

Dünyaya sigamiyorum bazen sanki buraya ait degilmis gibi hissediyorum dogdugumdan beri.Duygularim anlik degisiyor hislerim tasiyamiyorum bazen neden bu kadar dengesizim diyorum.Huzur ve sukuneti icimde hissetmeye calisiyorum.Yani an içindeki kalarak (gecmis ve gelecekte dgl), akista kalarak, beklenti içinde olmadan, oldugum ani kabul ederek.Çok aradim mutlulugu ama gördümki huzur arayinca kaybolan birsey mis.Sadece olunan bir seymis.O da beklentilerini birakinca an icinde kalinca oluyormus.

Sizin tavsiyeleriniz güzel, ama mesela diyorsunuzya guzel giyinin vs. Kafa dagitin.Diyelimki bir kadin guzel giyindi sokaga çikti.Dediginiz gibi yapti anlik mutlu hissetti.Ama beklenti içine girmis olmadimi janus ? Kim kimi güzel diye sever ve saygi duyar:(Yada sevse bile ne kafar sürer.? Karsi cinsten beklenti icine girmis oldu.Yaslanicaz janus..Gecici bi oyuncak gibi geliyor bu bana.Kendimi oldugum gibi kabul edince mutlu olabilirim gibi geliyor.Nasil kabul edebilirim?Yani ediyorumda sürmuyor???Söyle desem olur mu janus allah herkesi esit yaratmis biz göremesekte herkesin bir özelligi var.Esitiz degil mi janus kendimizi degersiz hissetmeyelim degilmi?Esitmiyiz?...

YANIT

Soru uzun, parçalayarak yanıtlayayım.

“dogum tarihimizin hayatimizla ilgili bir seyler anlattigina inaniyor musunuz janus?”
Kişisel olarak inanmıyorum. Ancak astrolojik haritanın garip şekilde gerçekleri yansıttığı da oluyor. Öğrencilerim hakkında karar vermek konusunda takılınca ve iş ya da özel yaşantımda bir seçim yapacağım zaman karar vermeden önce -yalana gerek yok- harita çıkartıp inceliyorum.

“Inanirsan gercege dönüsür diyeceksinjz”
Ev-vet! Harikasınız. :)

“Dogum sayim 9,hepsini topladigimizda eden kader sayisi denilen rakam gene 9, ne tesadüfki isim sayimda 9 cikti.Hayatimda bircok olayi ayin 9 unda yasadim.Evlilik gunum bile 9.Inandigim icin oldugunu sanmiyorum cunku gerceklestikten sonra farkettim.”
Sürekli saate aynı saatte bakmak, ya da farklı yerlerde aynı sayıyı görmek benzeri durumların nedeni Einstein’ın Özel Rölativite teorisidir. (Bu konudaki daha fazla bilgi edinmek isterseniz Zamanın İçindeki Her An Şimdiden Vardır adlı yazımı okuyabilirsiniz.) Uzay ya da zaman diye bir şey yoktur; uzayzaman adlı bir bütün vardır. Artık bilimde 4. boyut olarak kabul edilmiştir. Geçmiş geçmemiştir ve gelecek çoktan oluşmuştur. İnsan bilinci, bilim ortamında bir somuna benzetilen bu yapıda ileri ve geri hareket etmektedir. Zamanın ileri gittiğini sanma bir yanılgıdır ve sadece makrokozmos ortamına özgürdür. Uykuda, rüyalarda geçmişe gidebilme nedenimiz, mikrokozmosa geçince söz konusu somunda geriye gidebilmemizdir. Beyin güç ve kapasiteniz varsa ve de beyninizde bir rakamla (örneğin dokuz ile) ilgili nöral yolak kurmuşsanız zamanda ileri giderek kendinizi söz konusu rakamlarla ilgili istasyonlar ve uyarı mekanizmaları oluşturur, sonra da makroya dönünce bunları yaşarsınız. Anlattığım mekanizmanın daha basit bir versiyonu dilediği saatte uyanan kişilerde yaşanmaktadır.

“9 evrensellik, cocuksuluk, saflik, tamamlanma, yardimlasma sayisiymis.”
Bu görüş bizim sistemimize (722 sistemindeki 9’a) terstir. (Bizim sistemde rakamların yorumunun nedenselliğinin de bulunduğunu; ayrıca söz ettiğim nedenselliğin, matematik ve aritmetiğe dayandırıldığını ekleyeyeim.)

“Evet olduda.Kabullenemedigim bitisler oldu cok zorlandim kabullenmekte.”
Acaba bunları yaşamamış bir tek kişi var mıdır? :) Değişiklikleri benimsemenin zorluğunun nedeni doğal koruyucu mekanizmanın var olana bağlı kalmayı sevmesidir.

“Çok aradim mutlulugu ama gördümki huzur arayinca kaybolan birsey mis.Sadece olunan bir seymis.O da beklentilerini birakinca an icinde kalinca oluyormus.”
Siz karara varmışsınız. :) Biz sadece soruları yanıtlarız ve farklı karara varanlara saygı duyarız. Yine de söylemeden geçmeyeceğim: Mutluluk bir Indiana Jones filmindeki gibi aranarak bulunacak bir duygu değildir. Karakterdeki hatalar düzeltilince rahatlık adlı duygu kendiliğinden oluşur ve böylece celp edilen PE, olaylar karşısında doğru seçimleri yaptıracağı için mutluluk duygusu da giderek daha sıklıkla yaşanır.

“mesela diyorsunuzya guzel giyinin vs. Kafa dagitin.Diyelimki bir kadin guzel giyindi sokaga çikti.Dediginiz gibi yapti anlik mutlu hissetti.Ama beklenti içine girmis olmadimi janus ?”
Farklı bakış açısı derken şöyle düşünmeyi kastediyor, ya da öneriyoruz. “Giyinin, süslenin sokağa çıkın; beklenti içine giriyorsanız girmeyin. Eğlenin dönün.” (Ne yazık ki bu doğal mutlu edici tavır ataerkil kültür tarafından küçümsenmesi belletildiği için yeterince kişi tarafından üstlenilmemekte; yerine, insanlar kitap okumaya yönlendirilmektedir.)

Çıkın gezin, alışveriş yapın, erkeklerle/kadınlarla kesişin, dönün, o sayfayı kapatın “Oh, çıktım, biraz eğlendim” deyin ve farklı bir işe atlayın. Fazla zor bir şey değil bu... Kimi insan yolculuğa çıkar, gördüğü güzel yerlerin anısı ile mutlu döner; kimi ayrılmanın üzüntüsü ile...

“Kim kimi güzel diye sever ve saygi duyar:("
Ne demek istediğiniz anlamadım; ama çekiciliği yaratan eski okulun "aura"sı, modern bilimin ezoterik yorumunun "kişisel EM alanı"dır. Bu alanın frekansı çok fazla alanla senkronize olacak yapıdaysa o kişi genelde çekici olarak algılanır. Söz ettiğim frekansı genele uygun kılmanın yolu ise PE’dir. Yine de her alanın senkronize olacağı bir alan mutlaka vardır.

“Yaslanicaz janus.”
Yaşlılığın getireceği kayıplarla sadece “yaşlılık” adlı ataerkil kavramı gerçek olarak benimseyenler karşılaşır. Bazı kayıplar tabi ki vardır; ancak dikkat, kazanımlara (ki, bunlar da kesinlikle vardırlar) yönlendirilirse (kişide “kendine güven” denilen bir çeşit kayıplara aldırmazlık, keyiflilik, rahatlık varsa) kayıplar diğer kişiler tarafından az fark edilir. Yani diğer kişilere sunacağınız nitelikleri (kaybınızı mı, kazanımınızı mı) belirleyen bakış açısıdır. Eğer sunduklarınızı pozitif ise bu alanı çekici bulacak bir çok pozitif kişi (alan) da olacaktır.

[Bir kriter değil, bir örnek anlamında kendimden söz edeyim: Neredeyse girdiğim her ortamda çevredeki en yaşlı kişi olsam da, cinsellik dahil, güzel bir hayatım var. Yani “güzel yaşam” dediğim model, "emekli yaşamı" şeklinde yorumlanabilecek durağan güzellikler benzeri kavramlarla kesinlikle sınırlı değil, -diğer kişilerin seçimlerine saygı çerçevesinde- son derece sıradışı. Sıradan bir birey olarak benim yaptığımın bazı kişilerce başarılamama nedeni, SADECE bu kişilerin hatalı bilgilere inanmış olmalarıdır.]

“Söyle desem olur mu janus allah herkesi esit yaratmis biz göremesekte herkesin bir özelligi var.”
Şimdi aynı dili konuşmaya başladık! İnsanların yeteneklerine göre bir chart çıkartılsa, dar bir “marj”da yükselip alçalan, büyük inişler ya da çıkışların yer almadığı bir grafik ortaya çıkar. Bu durumu “Kimse kimseden gerçekten üstün değildir; herkesin kendine özgü bir üstünlüğü vardır” şeklindeki garip cümle ile rezüme etmek mümkündür. Sorun -ataerkil dolduruşlarla- sadece birkaç özelliğin baştacı edilmesi, diğerlerine sepet havası çalınmasıdır.

Esitiz degil mi janus kendimizi degersiz hissetmeyelim degilmi?Esitmiyiz?...
Eşitliği filan geçelim; kuantumca konuşalım: Hepimiz (sempati duyulmayan partiye oy verdiği için oy hakkını ellerinden almaya çobanlardan, defalarca bedenlenerek evrimini tamamlamaya yakın ruhlara dek hepimiz bir “ana” dalga fonksiyonunun (bakış açısına göre tanrının) parçasıyız; aynı şeyiz. Ancak insani bilinç ile hatalı kararlar alarak (saçma düşünceleri beyine doldurarak) parçacık olarak çöküyor, ondan ayrılıyoruz. Kendini değersiz hissetmenin nedeni değersiz olmak değil (çünkü böyle bir durum olası değildir), NE sahibi olmaktır. Ve evet; NE kalıcı ise, köklü ise, yetenekler zamanla körelebilir ve ortaya gerçekten başarısızlıkla dolu bir portre çıkabilir.

İyi haber evrenin nao-saniyede yaratılıyor olmasıdır. Bir anda “Ay üf, bu saçmaları kafaya takmıycam, korktuğumu yapıcam, bundan zevk almayı becericem işte” diyebilen ve bu kararını strese girmeden ifa edebilen kişi şahane bir kaderi çoktan yaratmıştır.

Yeniden formülü vereyim:

  • Kafaya dert takma; ama zorluklardan da kaçma.
  • Zorlan, korkunun üzerine git; eğlen, kendini şımartmayı bil.
  • Gündüzleri çalış, yılma. Geceleri dağıt, korkma. :)
Dilerim tez vakitte sizi sevecek, şımartacak, sizi bağrına, bağrını size basacak :), biraz dangalak, derin şeylerden bunalan, gündelik, pratik bir eşiniz olur. Sizi gizemli idealarla dolu puslu derinliklerden, keyifli ineklerle öküzlerin otladığı çayırlara çıkartır. Orada birlikte sabahları sakince otlar (bu sözümde en küçük bir küçümseme yoktur); geceleri de… valla orasına ben karışmam, size geceleri ne yapacağınızı dangalak bey/hanım söyleyecek.

Haydi artık sayıları mayıları bırakın ve biraz dangalaklaşın, bir dangalak öküz/inek (bu sözümde de en küçük bir küçümseme yoktur) avına çıkın. Bence bu size iyi gelecek.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -