Adept Majisyen
Manyetik Maji
Pozitif Enerji
BİLGİ ALIN >>
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

POZİTİF ve NEGATİF ENERJİ

ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR        |        SORULARIN KABUL EDİLME KRİTERLERİ        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

722 Ekolü ve Eğitimleri | Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Astroloji
Müslümanlık | Farklı İnançlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Fal/Tarot |
Ruhsal Sorunlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

26 Aralık 2022
Korkunun yaratma gücü

Janus selamlar,

Baslikta, korkular hakkinda net bir ifadede bulunma sebebim, daha önce düsünmüs oldugum negatif olaylarin , korkularin , tam olarak düsünüldügü gibi yasanmis olmasindan kaynaklaniyor . Ama kendimizce kurdugumuz pozitif diyebilecegimiz hayalleri yasamiyoruz , yasadigimizi farkedemiyoruz veya kaybettikten sonra farkina variyoruz . Örnek verecek olursam , çok da saglam olmayan bir kabloyu prizden çektim ve anlik olarak kaza yasanacagini düsündüm . Gerçekten de kablo koptu ufak bi kivilcimin ardindan sarteller atti . Eski kiz arkadasimla yürürken durakta bekleyen 2 erkegin laf attigi canlandi gözümde ve gerçekten de yasandi . Sonu kavgayla bitti . Kavgadan sonra karsi taraf yeminler etti laf atmadigina . Bu da benim hayatimin paradoksu olarak kaldi . Çünkü kiz arkadasimda duymamis . Evde otururken kiz kardesim hakkinda kafamda çirkin bir olay canlandi . Olayin 1 hafta sonra tam olarak yasandigini ögrendim . Bunlar gibi birçok örnekten sonra , kafamin gerçekten çok fazla NE ürettigini kabul ettim . Suan sükürler olsun elimden geldigince bu tarz kurgulardan beynimi uzak tutmaya çalisiyorum . Bu kadar NE firtinasindan sonra :D sorumu sormaya geldi sira . Madem korkularimiz gerçegi yaratma konusunda bu denli güçlü , bunu kendi aleyhimize nasil çevirebiliriz ? Istedigimiz seylerden korkmak saçmalik olur . Istesekte yapamayiz bunu . Korkunun bu gücüne tam olarak denk olan bir güç var midir ? Varsa bunu nasil kullanabiliriz ? Insan neden korkar ? En temelinde ölüm korkusu mu vardir ?

YANIT

Yanıtıma bir cümlenize gireyim.
" Bu kadar NE firtinasindan sonra :D sorumu sormaya geldi sira "
Önemli bir konunun altını çizeyim. Sözleriniz duyarlı bir kişi olduğunuz ve bizi izlediğinizi göstermekte. Ancak bir yanlış anlaşılma –ben yeterince açıklayıcı olmadığım için- süregeliyor: Sağ olun, bana düşüncelerimi öğrenmek adına soru soruyorsunuz. Ancak sizi doğru anlayabilmem için TABİDİR Kİ geçmişi, duygularınızı, ya da sorun olan yaşananları yansıtmak zorundasınız. NE celp eden bunu yapmak DEĞİL, bunun yapılış biçimidir. Yani bana ya da düşüncelerini öğrenmek istediğiniz bir başkasına sorunu aktarmanız doğaldır, gereklidir. Ancak bu durum hem süreğen olmamalıdır; hem de yansıtırken kanı, kişisel görüş, haklılığa yapılan vurgu, ya da kendi tutumunu savunma benzeri içerik taşımamalıdır. Söz konusu yaklaşım, beyindeki olumsuz alanı tetikleme ve onu kalıcı bir neural pathway'e (nöral yolağa) çevirme tehlikesi taşır.

Bir örnek vereyim: "A.nın bana yalan söylediğini fark ettim ve bu bana acı verdi" doğru anlatımdır. Olayı ifade etmektir. "A çok yalancı bir adam, bunu herkes bilir; bana yine yalan söyledi. Zaten etraf yalancı, düzenbaz dolu…" şeklindeki sözler soru değil kişisel yorumdur, NE celp eder. (Hatta söylem şöyle devam edebilir: "Bu ülke böyle işte"; "Her şey eskiden böyle değildi, bozuldu", "Ben kadersizim, bunlar hep başıma gelir" vb.)

[Psiko-terapi bu yüzden bizim açımızdan kabul edilebilir değildir; çünkü ezici çoğunluk psikologlara danışmak için değil; "dert anlatmak" için gitmektedir. Dertlerin anlatılması ise seanslar boyunca sürekli tekrarlanmaktadır.

Bizim teorilerimiz psikoloji değil, FİZİK (QM ve ETC teorileri) üzerine kuruludur. Bu çağda fizik, psikolojinin alanına el atmış ve bilinç ile ilgili pek çok gerçeği laboratuvar ortamında –amprik çalışmalarla- teorize etmeye koyulmuştur. Oysa psikoloji disiplininin teorilerinde deneysellik bulunmamaktadır.

(Eleştirilerimizin hedefi psikolog arkadaşlar değildir. Psikologlara bakış açımızı öğrenmek adına ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR linki, Temel İnançlarımız başlığında yer alan Psikologlar hakkında linkine başvurabilirsiniz.)
]

Ve sorunuza gelelim.

"Madem korkularimiz gerçegi yaratma konusunda bu denli güçlü, bunu kendi aleyhimize nasil çevirebiliriz ?"
Acaba sorunuzda bir typo mu var; yani " aleyhimize nasil çevirebiliriz" değil " lehimize nasıl çevirebiliriz?" mi demek istediniz. Ama eğer yazım hatası varsa bile yanıtımı değiştirmeyecek.

Yukarıdaki cümlenizde hem bir gerçeklik payı, hem de yanılgı bulunmakta.

Korku; gerçekliği var eden bir duygu değildir. Korku, eski dinsel anlayış literatüründe "ifrit" olarak nitelenen "Şeytan yardımcısı" bir "alt-şeytan"dır. Bu gün kuantum mekaniği evren ve evren ötesinin (majinin yapıldığı yerin, makrokozmosun, yani madde evreninin meydana geldiği yerin) yapısını deşifre etmiş ve burada eli mızraklı (tridentli) keçi kulaklı ve kuyruklu kırmızı tenli varlıklar bulamamıştır.

[Şeytan'ın en pozitif hayvanlardan olan insan dostu, seksi çok seven keçicikler şeklinde göründüğünü yumurtlayan Eliphas Levi kişisine selamlar! Şeytanın keçi görünümü taşıdığı yalanını –adını sonradan Yahudi adına çeviren; palavralar dolu (pardon, Yahudi dini ve Kabalist bilgilerle tıka basa dolu) Tarot şeysinin var olmasına önayak olan- bu Kabalist uydurmuş, dünyaya yaymıştır. Millet bu "tek bir kişinin" martavalına yıllar boyu inanıp keçileri lanetlemiştir. Yahudilikte zaten keçi Musa devrinden beri sevilmez. (Bkz. "Günah Keçisi".)
]

Hatta cin bile bulamamıştır. :) Ama orada insanların beynine –bir anlamda- "tasallut eden" parçacıklar bulmuştur. Bizim teoriye göre bu parçacıklar EM spektrumda yer alan henüz keşfedilmemiş dalgaboyları (fotonlar) ya da henüz keşfedilmemiş bozonlardır. Bunların kimi bölücüdür. Sorunlarla dolu makro, yine bizim teoriye göre, Ana Alanın bölünmesi ile meydana geldiğine göre, bölen, insan (canlı) dostu değildir. Biz bu gibi parçacıklara eğer tayfın kırmızı tarafındaysalar PE, mavi tarafındaysalar NE adını vermekteyiz.

(Negatif Enerji hakkında bilgi edinmek adına NEGATİF ENERJİ NEDİR? NASIL CELP EDİLİR? adlı makalemi okuyabilirsiniz.)

NE taşıyan parçacıklara "onlar birer "ifrittirler" demek çok da yanlış değildir. Korku yaratan, ya da korku şeklinde beyne sızan parçacıklar bunların en güçlüsüdür.

Ancak hayır; korku, evreni VAR EDİCİ bir temel parçacık değildir. Bize göre bir fotondur. Biraz nötrinolara benzer. (Nötrino, fermiyondur; vurglamak istediğim, nötrinoların insan bedenine girebilmesidir.) Onların evrenin var edilmesindeki rolü, sadece insan beyninde yer alıp almamaları ile koşuttur. İnsan beyni kontrolü ise SADECE beyindeki bilinç tarafından yapılır. (Müslümanlıkta "kötüye uyma" uyarılarının varlığı kişinin "uyabileceğinin, kendine zararlı olanı seçebileceğinin" kanıtıdır.)

Birbirinden çok farklı nedenle, çok farklı etken ile NE seçilebilir. Örneğin korkulabilir. Evren, bu duygu tarafından var edilebilir. Hala da aslında var eden korku değil, bilinçtir.

(Sorular linkini yeni ziyaret eden arkadaşlar için bir kısa not düşeyim: Kuantum mekaniği, QM teorileri ve ETC teorilerine göre evren kişi tarafından var edilmektedir.)

Bazı bilinçlerde yaşanan kimi olaylar ve/veya enkarnatif olarak öncel kimlikten getirilmiş olan NE bulunabilir. (Bu durum o kişinin kötü biri olduğunu kesinlikle göstermez. Doğrudur; kötüler de NE taşırlar; ama her NE taşıyan kötü demek değildir. Kötü; diğerlerine zarar veren manasındadır. Oysa NE taşıyan pek çok kişi ezici çoğunlukla, hatta SADECE, kendine kötülük eden kimselerdir.)

İşte bu gibi kişiler, gerçekliklerini (kaderlerini diyelim) bu korku duygusu adlı en güçlü NElerden olan ifrit nedeni ile sürekli olumsuz şekilde inşa etmektedirler. Cümlenizde yer alan "korkularimiz gerçegi yaratma konusunda bu denli güçlü" sözcüğü bu yüzden yanlıştır. Korku gerçek yaratmaz; korku, güçlü bir vibrasyonel frekansa sahip olduğu için kişileri daha kolay etkiler; gerçekliği var eden hala de kişidir.

Korkunun vibrasyonel frekansının bu denli güçlü olma nedeni ataerkil kültürdür. Bu kültür, bebeklikten başlayarak (üzülerek söylemem gerekir ki, öncel olarak doğru davrandığını düşünen aile bireyleri tarafından) beyinlerde KORKU YARATACAK YOLAKLAR MEYDANA GETİRİR. Bebeklikten beyinlere pozitif düşünceler aktarılan bir kültürde korkunun frekansı bu kadar güçlü olmayacaktır.

Ölüm konusunu ele alalım. Bu kavram hakkındaki hatalı yorum beyinlere aktarılmaya masallar ile başlar. Çocuk kitapları ile sürer. Edebi eserler dahil romanlarda güçlenir. Sinema sanayii ile doruğa çıkar. Bu ortamda ölümden korkmamanın olasılığı çok düşüktür.

Oysa ölümün bir felaket değil, bizlere pek hoş şeyler hissettirmese de aslında bizim İYİLİĞİMİZ için olan bir DOST olduğu öğretilse, (ki, gerçek budur, bitişler, ilerlemeyi –cennete ulaşmayı- yaratmakla görevli yakıtlardır) ölüm acısı GEÇİCİ (zaman her şeyi hafifletir) bir kayıp acısı olarak kalacak; yaygın şekilde yaşanmayacak, bir panik ve dehşet hissi doğurmayacaktır.

Ancak sizin sorunuz, belki de olayın sadece anlattığım durumlarla sınırlanmaması gerektiğini düşündürmektedir; çünkü sözlerinizde bir kehanet olayının varlığını (sizde kehanet yeteneğinin bulunduğunu) gösteren cümleler bulunmaktadır.

Önceden düşündüğünüz şeyin vuku bulmasının iki açıklaması vardır.
- Siz, gerçeklik yaratmakta olağan kişilere oranla çok daha güçlü olabilirsiniz. İmajinasyonunuz kolayca realiteye çevrilmektedir; gerçeklik kolayca, majikal yetenek ve bilgiye gerek kalmadan, tarafınızdan çöktürülmektedir.
- Bir film şeridi gibi kompakt bir yapı olan zamanda ileri geri atlama yapabilmekte, ileri atladığınızda olacakları görebilmektesiniz.

Kahinlerin geleceği okumalarını açıklayan bu iki yolun hangisinin gerçek olduğu bilinememektedir.

" daha önce düsünmüs oldugum negatif olaylarin , korkularin , tam olarak düsünüldügü gibi yasanmis olmasindan kaynaklaniyor ."
Mesajınıza belki de bu cümle üzerinde durmamız gerek. Bana sorarsanız olumsuz kehanetlerinizin gerçekleşme nedeni sizin durugörü yeteneğinizden çok; beyninizdeki "olumsuz düşüncem gerçek olacak" korkusu; yani kalıbıdır. Aklınıza ne zaman korku içeren bir olumsuz düşünce gelse "Korktuğum başıma gelir" kalıbından başka şey olmayan yolak gerçekliği var etmektedir.

Bu demektir ki, ortada bir kehanet durumundan çok, gerçekliği yine inançla çöktürme bulunmaktadır. Fark odur ki, çöktüren inanç (kalıp) son derece olumsuz bir kalıptır. Aktif olan sizi yöneten korku değil; beyninizdeki yolaktır.

Gerçekliği bina etmekteki en önemli faktör inançtır. Ne yazık ki kimi zaman bu inanç sizdeki gibi olumsuz yapıdadır. İnanç beyinde nöral senkronite ve volüm transmisyonu yaratmaktadır. Bunun anlamı elektriğin (aksiyon potansiyelinin) her zamanki gibi nörondan nörona atlayarak ilerlememesi; aynı anda pek çok nöronun ateşlenmesidir. Orch Or yorumuna göre zaten bu yapı gerçekliği çöktüren unsurdur. Gama senkronizasyonunun oluşma şekli budur.

Ve en önemli nokta: Maji gama dalgası üretimi ile yapılır. :)

Yineleyeyim: Bence siz çok güçlü ama negatif içerikli bir yolak nedeni ile gerçeklik çöktürüp durmaktasınız. Yolak "korktuğum başıma gelir" olduğu için korktuğunuz hemen çöktürüyorsunuz. :)

Üzücü (sizin açınızdan sevindirici) haber odur ki, bu yapı sadece size ait değildir. Milyarlarca insan "bu dertten muzdariptir". Bunun nedeni ise yukarıda söylediğim gibi ataerkil kültürün yanlış doğrularının beyine bebeklikten başlayarak perkitilmesidir.


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -