722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

EZOTERİZM

SORULAR ANA SAYFA | TÜM EZOTERİZM SORULARI

Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Farklı İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

SON EKLENEN SORU        |        TÜM SORULAR        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!        |        ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

7 Ocak 2022
Anaerkil Ezoterik Teorisi ve Sol El Yolu Iliskisi, Anaerkil Ezoterizm Irk Teorisi

Selam Janus,

Anladigim kadariyla sizin ekolünüzü kisaca özetleyip soru sormak istiyorum. Her mitolojide olan aydinlik güçleri NE, karanlik güçleri PE olarak tanimliyorsunuz. Yani eskinin ejderhalari, günümüzde ataerkil kültürde yanlis tanitilan pozitif enerjilerdir, yaratici figürler de negatif enerjilerdir.

1) Sorum su : "kara maji"de ve onu türevi ekollerde oldugu gibi, yikici enerji (NE), "isik" tanrilarinin düzenini yikmak için gerekmez mi ? Isik ve karanlik tarafin mit oldugunu biliyorum, ben de ayni sekilde sembolik olarak kastediyorum. Siz daha çok, gnostikler gibi, ruhu kaynaga geri döndürmeye çalisiyorsunuz, isiniz yikimla degil. Ama ikiside ayni sonuca çikmiyor mu ?

2) Kara majisyenler Hiçlige ulasmak için, Evreni ve Öncel Evreni yikip, Hiçlikte istediklerini yapmaya çalisiyorlar (ruhsal anlamda kendi evrenlerinin yikimi, yanlis anlasilma olmasin okuyanlar için). Bu mümkün mü?

3) Son sorum ise, Aryanlar ataerkil demistiniz, diger irklarla ilgili bir teoriniz var mi ? Atiyorum, Aryanlar NE ye yatkin, Samiler PE ye gibi bir teoriniz var mi ?

Bu arada, herkese bahsettiginiz EM beyin elektriginin, gerçekte Aura oldugunu buradan yazmak istiyorum. Insanlar pozitif olmanin kisa yolunun , aurayi mutluluk, nese, heyecan gibi seylerle doldurmak oldugunu ve negatif enerjiyi defetmek oldugunu anlasinlar. Bu teorinizin ruhsal dengemde bana çok faydasi oldu, sadece etrafimda mutluluk ve nese aurasi imgeleyerek.

Tesekkürler cevabiniz için.

Not : Talep etsekde silinmez sikkini isaretlemedim, kabul edilirse soruyu kafama göre kaldirmak için degil, bu toplumda, farkli inanç ve majiyle alakali sorunun ileride basima bela açmayacagina inanmadigim için. Genel olarak günümüz dünyasinda durum böyle. Tesekkürler tekrardan.

YANIT

Önce biraz "takışalım" mı? :) Sorunuzun kaldırılmayacağı şartını onaylamamışsınız. Sorunuz dün gece bana "reddedilebilecekler" kapsamında geldi… ama bu güzel soruyu reddetmek içimden gelmedi. :) Böyle bir hoşgörüyü bir daha yapacağımı sanmadığımı cümle aleme duyurayım. :D

Takışmaya devam edelim: "bu toplumda, farkli inanç ve majiyle alakali sorunun ileride basima bela açmayacagina inanmadigim için" demişsiniz. Haklısınız; bu durum başınıza dert açabilir... ama dert açmayacağına inanmadığınız için (ya da böyle bir inancınız olduğu için) başınıza dert açılabilir. ;-)

Şimdi de "danışman" kimliğime geçerek, siz istemeseniz de (sadece sitemizde tanınan ve sevilen bir arkadaş olduğunuz için) haddimi aşıp iki eleştiri yapayım: Öncelikle "bu toplumda" sözcüklerinde topluma yönelik bir küçümseme, en azından beğeni noksanı var. İkinci olarak kullandığınız "bela" sözcüğü NEyi en kolay biçimde "hap yapıp yutturan" kelimedir. Bu nedenle "Başınıza dert açacak olan sorunuz değildir. Bu sözleri söyleten beyin elektriği İLE çekeceğiniz NE –sorunuzu KULLANARAK- başınıza dert açacaktır" demeden duramadım.

Feedback için cümlemizi şöyle kurmamız gerekirdi: "Bizlerin biraz tutucu kişiler olduğumuzu bilirsiniz. (Ben pek genele uymasam da, tabidir ki, bir Türk olarak herkese temelde benzemekteyim.) Bu nedenle farklı inanç ve majiyle alakalı sorumun ilerde beni üzecek sonuçlar yaratabileceği gibi bir düşüncem var (kaygım DEĞİL, düşüncem var). Bu nedenle "sorunuz silinmez" seçeneğini işaretleyemedim. Beni anlayacağınızı tahmin ediyorum. "

Ve yanıtıma başlayayım.

Bizi okumuşsunuz, incelemişiniz. Teşekkür ederiz. Ama bazı yerlerde yanlış anlaşılmalar var. Bunun nedeni sizin anlamamanız değil, site içinde teorimizi detaylı anlatan bir halt olmaması; kendimizi sadece sorulara yanıtlar vererek –bir anlamda- "satır aralarında" anlatmamız. Buna rağmen bazı yerleri de çok iyi anlamışsınız.

Cümlelerinize geçeyim.

"1) Sorum su : "kara maji"de ve onu türevi ekollerde oldugu gibi, yikici enerji (NE), "isik" tanrilarinin düzenini yikmak için gerekmez mi ? Isik ve karanlik tarafin mit oldugunu biliyorum, ben de ayni sekilde sembolik olarak kastediyorum. Siz daha çok, gnostikler gibi, ruhu kaynaga geri döndürmeye çalisiyorsunuz, isiniz yikimla degil. Ama ikiside ayni sonuca çikmiyor mu ?"
Kaynağa döndürme… Amacımız evet, tam da böyle…

Ve anlaşılamadığımız yanlara gelelim.

Öncelikle ışık ve karanlık adlı kavramlar ve içerikleri, sadece mit (antik masal) değil, gerçeklerin basitçe (özel göreliliğe girmeden) anlatımıdır. Bu durum Yunan mitolojisinde yaratılış mitinde çok güzel ifade edilir.

["Hanım okurların dikkatine!" diyeyim: İlksel olan "gece" Nyks, bir tanrıçadır. ;-) Yani hanımlar; sakın ola erkekegemen dolduruşa veya sinema filmleri gibi cehennemlik şeylere- kanıp geceden/karanlıktan korkmayın. Onun sinesinde güvendesiniz… tabi ki içinizde korku duygusu ile alanı mahvetmedinizse…

İllaki birisi gece ve karanlıktan korkacaksa (ki bu çok anlamsızdır) ondan erkeklerin korkması gerekir. ;-)

Evde kapatın ışıkları, o size özel dost ile halvet olun. Artık kendinizle iç-içesiniz.

Demek ki neymiş, bizim ekole yakın bir hanımsanız artık karanlık korkmak yasaklanmıştır. :D
]

Bizim ekolde karanlık, standart satanizmdeki karanlıkla ilgisizdir. Bizim karanlık sadece kuantum mekaniği ve modern kozmolojinin ortaya çıkarttığı "öncel hiçlik durumu"nun yapısıdır. Sonra Big Bang olur, evrende artık bölücü ve engelleyici bir EM sınır vardır. Buna ışık adı verilir.

(Karanlık dahil benzer konularda detaylı bilgi edinmek için Tutsak Evren ve Sınırın Ötesi adlı kitabımı okuyabilirsiniz. )

[Bu kitabımın en az satan kitabım olduğunu ekleyeyim. :D Aklıma Erica Jong'un başından geçen bir olay geldi. Sanırım "Uçuş Korkusu" adlı romanında, gazetecilik döneminde yaşadığı bir olayı anlatır: Bir gün bir kütüphanede Yahudilerin ezilmesi hakkında gizli bir bilgiye erişir, köşesinde yayınlar… ama kimse iplemez. O da şöyle der "Tarihte bir sayfa çevirdim, hışırtısı bile duyulmadı" :) Biz sayfa filan çevirmedik, ama bu "bölünme" işi hakkında bir şeyler yazdık… kimse aldırmadı.

Valla iyi de ettiler.

Yeminle!

Evrenin bölündüğünü öğrenseniz ne olacak, öğrenmeseniz ne olacak? Bölündüğünü öğrenince, belki bir de moraliniz bozulacak. Boşverin gitsin. :DDD
]

Satanizme gelelim. Satanist arkadaşları kızdırmak istemem ama bence ya onlar satanizmi bilmemektedirler, ya da benim nerdeyse elli yıl önce yurt dışında ait olduğum batı kaynaklı satanist grup bilmemektedir.

Bence ilk seçenek gerçektir; çünkü benim aralarında olduğum eski grup, metotları ile "dokunur gibi" yaparak (o güçte) yıkarlar. Ancak beni okuyanlar arasında hemen gaza gelip "Hah, işte tam aradığım bu" havasına girecek kişiler olmasın. Makroda bu şans kimmmmmmmmmseye verilmez. Bu yıkma gücü –hep yazdım- uyuşturucu satıcısı taktiğidir. Ne kadar bedava mal alırsanız, sonrasında hem keş olur, hem de sürekli artan meblağlar ödemek zorunda kalırsınız.

Satanizm, gerçek satanizm, karanlıkla ışıkla ilgilenmez. Gerçek satanizmde derin teoriler de yoktur. Sadece yıkmak ve yolları vardır. Bunu basitçe "Ayırarak elde edilen güç" şeklinde ifade edebilirim. Hollywood prodüksiyonları ve korku romanlarındaki satanistler, sadece kötücülük oyunu oynayan bencillik amatörleridir. Gerçek satanistler oyun oynamazlar. Ben ülkemde şahsen tanıdığım, ya da yazıştığım hiçbir satanistte önceki grubum gibi bir enerji, ya da kimlik görmedim. Ülkemdeki –kendini satansit olarak ifade eden- kişiler bal gibi rahat yaşama arayan, ama farklı yollardan arayan, kimseye durduk yerde kötülük yapmayı istemeyen kimselerdir.

"Siz daha çok, gnostikler gibi, ruhu kaynaga geri döndürmeye çalisiyorsunuz, isiniz yikimla degil. Ama ikiside ayni sonuca çikmiyor mu ? "
İkinci kez yazayım: Çok güzel anlatmışsınız. Ama bir şey ile bütünleşmek için bir diğeri ile savaşmak, hele bir şeyi yıkmak gibi bir gereklilik olduğu inancının kaynağı saf ataerkidir. Savaşılacak TEK BİR şey vardır; o da beyindeki hatalı alandır. O alan dağıtılırsa, şartlar kendiliğinden değişir.

Bizlerin önerisi şudur: "Erdemleri şiar edinerek, sadece kendinizle uğraşın. İleriye attığınızı her adımda, size zarar verecek olan kendiliğinden geride kalacak. Savaşmaya-mavaşmaya, hatta ekollere girmeye, hatta-hatta bizim teorileri benimsemeye gerek yok."

Sabah uyanınca önceden planladığınız bir güzel düşünceyi aklınız getirin. Günün zorluklarını düşünmeyin (düşünmemek için akılcı açılımlar/yorumlar YAPMAYIN, sadece düşünmeyin, başka şey düşünürseniz berikini düşünemezsiniz ;-) ), gün içinde istemediğiniz bir şeyleri isteyip/inanarak yapın… ve akşama sizi aramayan kazmayı özürler ve çiçekler ile kapı önünde bulun; hatunun baş ağrısının geçip seksi geceliğini giymesini yaşayın; ya da tek başına yatılan geniiiişşşşşşşş yatağın zevkine varıp şahane bir uyku çekin. :D

"2) Kara majisyenler Hiçlige ulasmak için, Evreni ve Öncel Evreni yikip, Hiçlikte istediklerini yapmaya çalisiyorlar (ruhsal anlamda kendi evrenlerinin yikimi, yanlis anlasilma olmasin okuyanlar için). Bu mümkün mü?"
Hadi be… : ) Şaka bir yana kırk yıldır kara maji, ya da kara majisyenle yakın temasım yok. Tüm dürüstlüğümle söylüyorum, ne kim olduklarını biliyorum, ne de ne yaptıklarını. Bu yüzden bizim zamanımızdan kalma bildiğim demode lafları edeceğim: Bir insanın alanına girenin başı büyük derttedir. Ayrıca bir şeyi yıkarak bir şeyi yapmak bizde yanlışın önde gidenidir. Bu yüzden (sol görüşlü site izleyicilerinden anlayış rica edeyim, sadece kendi inançlarımızdan söz ediyorum) bizde devrimler de sevilmez. Bir şeyler yıkılacak olabilir, devrilecek olabilir… Makro bir değişimler, bitişler rejimidir. Ama bunları kasten, hele ki iyilik elde etmek adına yapmak yanlış ata yıllık maaşı yatırmaktır.

Bir de safça şunu sormama izin verin: Evreni (ruhsal/reel) kim yıkabilmiş kardeşim? Hiçliği falan filan kim tesis edebilmiş? Bu sözler, bilimden uzak, hoş-ve-de-boş okültizm laflarıdır. Kuantum mekaniği öncesi pek parlak kelamalar olarak baş tacı edildiler binlerce yıl. Ben de o "baş tacı edici" kimselerden biriydim. Ama artık –lütfen dikkat buyurun- gerçekliğin nasıl var edildiğinin FORMÜLÜ YAZILIYOR. Okültizmdeki iddiaların gerçeği, yani madde evreninde göze görünür sonuçlar, artık matematiktir!

Onu yık, bunu yap… İnsanlar bunlarla hoş vakit geçiriyorlarsa ne güzel… aynen devam etsinler. Çok ciddiyim. Dalga geçmiyorum. Ama bunlardan medet uman, o yukarıda "maaşı hakkında laf soktuğum arkadaş"ın kafadarıdır.

İçinden bana "Herif ne anlar bu işlerden" diyenler vardır. Ya da kibarsalar "Konuyu bilmiyor" veya "Anlayamadı" diyenler de… Olabilir. Ama –hep yinelediğim- şu sözü söyleyeyim: Bu büyük kara majsiyenler neden dünyanın hakimi olamamışlar? Neden hala çevrede bireysel keyif var? :D Evet; kötülük var… ama silinemez şekilde çok şahane şeyler de var.

Bakın; sitemize sorunuz gibi bir soru sorduğunuza göre derin beyni işleyen birisiniz. Lütfen düşünün: Eğer bu karaydı, türkuazdı, yavru ağızıydı maji gerçek olsa; bu yıkıcı metot öncelikle ŞIP DİYE en güçlü ülkenin gizli servisinin (büyük olasılıkla FBI'ın) eline geçerdi ve bu ülke tüm insanlığı maymuna çevirirdi. Bana "E, çevirdi zaten" derseniz yine ufaktan kabalaşır, bir kez daha kendimi tutamaz ve "Hadi be" der, sonra da pişman olup "idare edin, sınırı aştım" diye eklerim. Eğer ben (bizler) detay vermemeyim, bildiğimizi yaparak (kimseye zarar vermeden, tedirgin etmeden, genele ters yönlü yaşayarak) güzel hayatlara sahipsek, düzgün davrandığımız sürece her şey sihirli bir el tarafından bize sunuluyorsa, o zaman Big Brother bir nane becermemiş demektir.

Ben mutluluğuma, keyfime bakarım. Agatha Christie'nin ünlü dedektifi Poirot'un lafı ile "İkinci dünya savaşında sığınakta tepemize bombalar düşerken herkes panik halindeydi… benim ise aklımdaki tek sorun nasırımın ağrısıydı". :D Ben bu konumda kalayım, buyursun yönetsin.

Bu kadar büyük komplo teorilerine bile gerek yok. Yine her zamanki bir diğer kelamımı edeyim: Bu büyük maguslar neden hayatlarında senin benim gibi, ya da sokaktaki her kişi gibi yaşadılar? Kronik hastalık onlarda… Eş kaybetme onlarda... Kavga, gürültü onlarda… Kanun ile uğraşma onlarda… E ne anladım ben bu büyücülükten?

Geçin bu yaldızlı lafları değerli kardeşim. Baktığınız anda aslında gerçekliği yaratıyorsunuz. Bundan başka büyü yok.

"3) Son sorum ise, Aryanlar ataerkil demistiniz, diger irklarla ilgili bir teoriniz var mi ? Atiyorum, Aryanlar NE ye yatkin, Samiler PE ye gibi bir teoriniz var mi ?"
Bence böyle yıkıcı ırklar (hatta hayvanlar) var… bunun tersi de… Bizim bildiğimiz "aryanlar kötüdür, Hintliler iyidir" ile sınırlı. Hitler bu aryanlar işini iyi anladı. Dünyanın az kaldı içine... ıııııı… "tükürüyordu" diyeyim. ;-) Ama beni üzen şu: Kimse "Yahu, bu baş tacı edilen Avrupalılar da aryan" şeklinde bir aydınlanışa ermiyor. :D

[Ben Avrupalılar kötüdür demiyorum. Herkeste örnek alınacak bir iyi yan vardır. Atatürk bize göre bunu yapmaya çalıştı; onun ardılları, işi çığırından tam çıkarıp, aşılması zor bir batı özentiliği yarattılar.

Demek istediğimiz şudur: Batılılar aryandır ve bir sürü –muhakkak istemeden yaptıkları- hataları vardır. Öyle her bi şeyleri taklit edilecek tipler değillerdir. Onlar hayran olunacak DEĞİL, her şey gibi "SADECE iyi yanları örnek alınacak" kimliklerdir. Çok safça olabilir, ama ben Atatürk gibi düşünüyor ve Türk milletinin (dikkat buyurun, türki ırkların değil, bizim ülkenin hybrid ırkın) çok pozitif olduğuna inanıyorum.

Lütfen küfür etmesenize arkadaşlarım. :DD
]

Bunlar araştırmalarımızla ulaştığımız bulgular değil, bize söylenenler. Zaman içinde bu sözlerin doğruluğunu kendimize göre bazı olaylardan doğruladık. Diğer ırklar hakkında bir şey söylenmedi, ama naçizane görüşüm, "evet vardır" yönünde.

" Bu arada, herkese bahsettiginiz EM beyin elektriginin, gerçekte Aura oldugunu buradan yazmak istiyorum."
Şimdi kesinlikle anlaştık. Bizim ekolde çakra ve aura gibi kavramların bulunmama nedeni bunların somut bilimsel karşılıklarının olmamasıdır. Gönlümün "E valla doğru, arkadaş tam da doğru söyledi" demesi, bunları bizim sisteme almak için yeterli değildir. Gönlümü dile getireyim: Haklısınız.

"Insanlar pozitif olmanin kisa yolunun , aurayi mutluluk, nese, heyecan gibi seylerle doldurmak oldugunu ve negatif enerjiyi defetmek oldugunu anlasinlar."
Bizim ekolün ana cümlesi şudur: "Her insan, eğer rahat bırakılırsa, kendine neyin iyi geleceğini sezecek yetenektedir." Yani kendi metodunu kendin yarat!

En iyi çalışan metot, gönlün kabul ettiği (beyin EM alanının volüm transmisyonu ile –bir anlamda pozitif şekilde- patladığı) metottur. KORKMADAN ONU uygulayın. Başarılı olmazsanız metot işlemiyor değil, siz kendi metodunuza tam inanmamışsınız demektir. ;-)


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -