722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

YAŞAM ve İLİŞKİLER

SORULAR ANA SAYFA
Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Çeşitli İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

TÜM YAŞAM ve İLİŞKİLER SORULARI
11 Mart 2020
Karisik Bir Ask Denklemi

Merhabalar;yaklasik 8 sene süren bir iliskiyi yakin bir zamanda noktaladim. Yurt disina tasinmasi ve benimle olan iletisimini kademeli olarak azaltmasi, bunda etkendi. Kafamda ayrilik çanlari çalarken, uzakta bir ayrilik konusmasi yaparak ayrilmanin çok mantikli ve insafli olmayacagini düsünerek yanima gelmesini bekledim. Bu süre zarfinda, daha önce ayni yerde çalistigimiz bir erkekle daha samimi görüsmeye basladim. Dertlesmeler yogun mesajlasmalara, yogun mesajlasmalar ev ziyaretlerine evrildi. Hatta ayrilik konusunda beni yüreklendirdi. Birkaç sefer sarilarak uyuduk. Benim bir erkegin fiziksel sicakligina ihtiyaç duydugumu söyledigimden, sirf ben istedigim için sarildi. Sonra nasil oldu bilmiyorum birlikte olduk. Ilginç bir sekilde ben sevgilimi aldatmis gibi hissetmedim. Aksine onu bu duruma sürükledigim için kötü hissettim. Neyse sevgili kisisi geldi ve ondaki degisimin kalici oldugunu gözlemledim. Beynimden de kalbimden de silip ayrilik karari verdim. Sonra isler gariplesmeye basladi. Yemek pisirmemin onu mutlu ettigini söyleyen, benim her zaman yanimda olmami istedigini söyleyen kisi gitti yerine bir sürü kadin var, neden birine baglanayim moduna girmis bir yaratiga birakti. Halen duygusal bazi paylasimlar yasaniyor aramizda ama nasil desem bir seyler hissettigini fark ettigi ya da itiraf ettigi anda kendini geri çekiyor.

Bu soru ne kadar net sorulur bilmiyorum. Aldatma ve cinsellikle baslayan bir iliski duygusallik ve bagliligin bulundugu normal bir iliskiye evrilir mi sizce? Bir erkek olarak ve evrenin sirlarini benden daha iyi çözdügünüzü düsünerek böyle bir ihtimal var mi? Ne yapabilirim? Ilgili insani komple hayatimdan çikarmayi da düsündüm. Degisik bir bag var gibi hissediyorum. Ilk tanistigimizda da öyleydi (hoslanti gibi yorumlamayin lütfen bu dedigimi) Hatta hayatindaki bazi büyük degisimleri hissettim zamaninda. Malum olmus gibiydi yani.

Ha bir de kilo vermeye çaba sarf ettigimi ögrendiginde (bozdum bu arada) hayatta veremezsin diye benimle iddialasinca nisan sonuna kadar bana izin ver dedim. Nisan sonuna kadar sen dedigin kiloya in ben seninle evlenirim, beni baskalarindan kiskanmana da gerek kalmaz direkt senin olurum dedi. Kilo vermek de istiyorum hatta aramizda bir iliski de olsun istiyorum ama yani böyle egosal bir sekilde sahip olmak falan benlik bir sey cidden degil. Ziril ziril aglamak yerine somut bir seyler yapmak istiyorum açikçasi.

Simdiden yardiminiz için tesekkür ederim.

YANIT

Önce şu cümle hakkında konuşalım:

“Benim bir erkegin fiziksel sicakligina ihtiyaç duydugumu söyledigimden,”
Yaşamınıza kendinize verebileceğinizi en-en-en büyük hasarlardan biri böyle -afedersiniz- “martavallara” inanmaktır. Bu inanç, ataerkinin yalanlarındandır; çünkü tamamen sonradan öğrenilmiş, öğretilmiş demek daha doğru, bir yaklaşımdır. Her insan, kadın ve erkek, yaşama YALNIZ OLDUĞU bilinci ile gelir. Bu en doğal, en natürel, en güzel, en korunaklı kimlik bölümüdür. Ancak yaygın kültür (aile bile, tabi ki istemeden, fark etmeden) bu yapıyı yok edebilir. Özgün karakterinizde (DOĞAL YAPINIZDA) bebeğinizden başka hiç kimseye sarılmak gibi bir İHTİYACINIZ YOKTUR. Sarılmak güzeldir, muhteşemdir, elde etmek için ortamlar yaratmaya çalışmakta bir sakınca yoktur; ama bir ihtiyaç DEĞİLDİR.

Sevgiliye sarılıp uyumak, yatakta sarmaş-dolaş konuşmak harika keyiflerdir… ama hala da bir erkeğe -kusura bakmayın- boyun büküp “ihtiyacım” denecek bir şey hiç değildir; çünkü bu olay, derin kavramlar yüklenecek, bulamayınca da eleme gömülecek içerikte değildir; şahane bir keyiftir… hepsi bu kadar. Çok güzel duygular yaratan şeyler ile, ihtiyaçları karıştırmamak gerek bence.

Ayrıca erkek arkadaşınıza, sevgilinize, eşinize “bu benim ihtiyacım” diye istek deklare etmek fazla doğru olmayabilir. İllaki söyleyecekseniz arzunuzu “Bu beni mutlu ediyor” şeklinde yansıtın ve üstelemeyin. Karşınızdaki kişi kişilik yapısına göre karşılık verecektir. Gelene razı olun. : )

İkinci olarak “Hatta ayrilik konusunda beni yüreklendirdi” şeklindeki cümleniz beni biraz rahatsız etti. Bir kişinin, bir diğerinin ilişkisi hakkında yön verici konuşmalar yapması doğru değildir. Bunu yapan kişilerin çevresine bir noktalı çizgi çizmek iyi olur diye düşünüyorum. Dahası; sizin eski sevgiliniz hakkında bir diğer insana detay vermeniz de yanlış bir tutumdur. (Özellikle hanımlar arasında görülen "olanı biteni yakın arkadaşa anlatmak ve ondan görüş almak" alışkanlığı, ilişki üzerinde ciddi hasar yaratacak olabilir ve gerisinde ETC teorileri vardır.) Tüm bu yanlışlar NE celp ederler ve söz konusu frekans ilişkiyi çıkmaza sokar. Yolunda giden bir ilişkinin rayından çıkma nedeni -küçük detaylar gibi görülen büyük hatalarla celp edilen bölücü frekanslardır.

Şimdi sorunuza geleyim, sonra yeniden cümlelere geçeriz:

“Aldatma ve cinsellikle baslayan bir iliski duygusallik ve bagliligin bulundugu normal bir iliskiye evrilir mi sizce?”
Evet, evrilir.

Bir kriter olmasam da -hep söylediğim gibi- soru yöneltilen bir kişi olduğum için yaşantımdan alıntılar biraz önemli sayılabilecek örnekler olabilirler. Bu yüzden izninizle yaşamımdan bir olay aktarayım: İkinci eşimle yeni evlenmiş olduğum halde aramızda büyük anlaşmazlıklar vardı. Önceden yazarı olduğum bir sosyal paylaşım sitesinde de beni izleyen sevgili arkadaşlarım anımsayacaklardır: O sitede yaşadığım zor günleri “Koray” adlı bir delikanlının macerası içinde anlatmıştım.

Evliliğin ikinci yılına girince bir başkasına aşık oldum. Ve bir gece onunla seks yaptım. O gece, ilişki sona erdikten sonra tavana bakarak eşim ile uzun uzun konuştuğumu, ondan özür dilediğimi ve en sonunda “Artık hayatımda sen yoksun bir tanem” dediğimi hatırlıyorum.

Birlikte olduğum kişi de evliydi.

Yaptığım/yaptığımız işin adı zina idi.

İlişkime tüm arkadaşlarım ve yakınlarım karşı çıktılar. Eşim “Yuva yıkanın yuvası olmaz” sözleri ile beni caydırmaya çalıştı. Ama kimseyi dinlemedik; zorluklar sonrası eşlerimizden ayrıldık ve evlendik. Birlikteliğimiz on dört yıl sürdü. Aşkımız “dillere destan oldu” (bu söz gerçeği yansıtıyor, detay vermeyeyim). On dört yıl sonunda heyecanımız tükendi, bir süre (4-5 yıl) yokluk içinde birbirimize sadık kaldık. Sonunda bunun doğru olmadığını kabul ederek ayrıldık. Dostluğumuz hiç bitmedi. Eğer moral değerler yüzünden o gece onunla birlikte olmasaydım, o güzel yılları yaşayamayacaktım.

Yaşamda bazen ataerkil (nedensiz, salt mantığa dayalı) kuralları çiğnemek gerekli olabilir. Maharet, hangi kuralın, ne ölçüde çiğneneceğini sezmek ve bir çuval inciri berbat etmemektir.

[Bir dipnot: Paganist olsam da, ciddi bir hayranlığım olan Müslümanlıkta yalan söyleme ve yemin bozma izni vardır ve gerekli kriter “hayr yaratacak olmak”tır.]

Eğer ayrıldığım eşim ciddi hatalar denilebilecek davranışlarda bulunmasaydı, evet, o zaman yaptığımın adı zina olurdu. Ancak bir taraf uzun süre verdiği sözleri ya da yapması vicdanen gerekli sorumlulukları realize etmedi ise (hatta belki de eşini mutlu etmek adına özveride bulunmuyorsa) -bence- moral kısıtlamalara fazla boyun eğmek doğru olmayabilir. Yaşamın var olma amacı kurallar değil, doğru enerjilerdir. Kurallar yanlış olabilir.

“hayatta veremezsin diye benimle iddialaşınca”
Beni biraz katı bulabilirsiniz ancak yine de söylemek isterim: Bu şekilde konuşan kişilere dikkatli yaklaşmanız gerekir. Bir insana bir konu hakkında, hele ki onun için önemli olduğu kolayca sezilebilecek bir konu hakkında “yapamazsın” diyebilecek bir kişi NE sahibi olabilir. (Tabi ki söylenen ortamı, işin başını/sonunu bilmiyorum, sadece okuduğum mesaj sınlarları içinde yorum yapıyorum. Bunu da göz ardı etmeyin lütfen.)

“Nisan sonuna kadar sen dedigin kiloya in ben seninle evlenirim”
Evlilik gibi çok ciddi ve önemli ölçüde özveri gerektiren bir kurumu bu kadar sudan bir sonuca bağlayan, söz edilen kararı bu kadar kolay alabilen bir kişiye güvenmenizin hata olduğunu söylemem gerek. Yineleyeyim: Bu söz biraz amacını aşmış bir espri de olabilir. Eğer ciddiyetle söylendi ise dikkatli olmalısınız bence.

“beni baskalarindan kiskanmana da gerek kalmaz direkt senin olurum”
Bunlar beni üzen, bizim erkeklik anlayışımıza hiç uymayan şeyler. (Anaerkil olsak da, erkeklik bizim için kutsaldır.) Haddimi aşıyor olabilirim, ama söylemek istiyorum: Bu sözler bir erkeğe değil, kendini pazarlayan ataerkil ortamın fahişelerine (seks aracılığı ile yalnız bir insanı mutlu etmek için yola çıkan ve tıpkı doktorlar, fizik tedavi uzmanları gibi bunun için bir bedel talep eden değil; manevi değerlerini pazarlayan, para için her bir şeyi satmayı göze alan, amaçları gözü kara şekilde para kazanmak olan kadınlara) uygundur.

Bir insanın kendini büyük ödül olarak lanse etmesi, kazanılmak için gerekli şartları dikte edecek kadar büyük görmesi, onun fazla gelişmemiş bir karaktere sahip olduğunun delili olabilir. Bu gibi kişiler aslında kendilerini hiç de büyük ödül olarak görmeyen, görmeyi çok isteyen, özlediği ortamı yaşayabileceği birini bulunca onu üzmek pahasına bu ihtiyacını tatmine girişen kimselerdir. Kendilerini yetersiz/değersiz görenler, bu duygunun yarattığı küskünlükleri yüzünden fazlaca pozitif partnerler olamazlar.

“direkt senin olurum dedi.”
Maskülen karakterli erkekler genelde kendilerini birine mal etmeyi sevmezler. “Senin olurum”, ya da “yok; bunu yapmadın, senin olamam” yaklaşımı kadınların söylemidir; çünkü kadınsı ruh, sahiplenmeyi kolay kabul eden, hatta kimi zaman bundan hoşlanan yapıdadır.

Bir erkeğin kadınsı ruh taşımasında, ya da kadının erkeksi kimlikte olmasında en küçük bir terslik yoktur… Terslik, kadınsı ruh taşıyan bir erkeğin, kendini erkeksi ruh taşıyan biri olarak tanıtmasıdır. Bu bir aldatmacadır. Terslik aldatmaktadır.

Adı geçen aldatmacanın (yani erkeklerin kadınsı ruh taşıdıklarını reddetmelerinin, ya da belli etmemeye çalışmalarının) nedeni çokluk, kadınları küçümsüyor olmalardır. Yani kişi aslında olduğundan farklı bir cinsiyetten esintiler taşıdığı için değil, küçümsediği bir cinsiyetten esintiler taşıdığı için kendine yabancılaşmıştır.

Bu tarz çetrefil kimlikli insanların partnerlerine mutlu bir yaşam vereleri bence pek kolay değil… çünkü öncelikle kendileri mutsuzdurlar.

Mutsuzluk ise bulaşıcı olabilir.

Sakın ağlamayın… Kadınlara en yakışmayan şeydir ağlamak… Kadınlar gülerler… Gülme uzmanıdırlar.1 Ağlamak aurayı kötü etkiler. Gülmek cilalar. : ) Cici bir hanımsınız, bence gülmek size olağandan da fazla yakışmakta. Sık sık cilalayın size sunulan bu bedava cila ile auranızı derim.



DİP NOTLAR

İlk Çağ paganizminin evreni yaratan Ana Tanrıçası, ataerkil Yunan mitolojisine basit bir aşk tanrıçası şekilinde, Afrodit olarak geçmiştir. Afrodit'in -niteliklerini ifade eden- bazı ek ismileri vardır. Bunlardan biri "philommeides"tir. Bu isim, "cinsel organları sever"dir. Oysa Homeros, Ilyada 3.389 ona "Philomeides" der ve bunun anlamı "gülmeyi sever"dir. Bu durum İlk Çağ paganizmindeki cinselliğin bir eğlence ve sevinç kaynağı olarak algılanmasına delildir. Zaman içinde seks ataerkil etkilerle hükmetme ve elde etme ortamına dönüşmüştür. Bize göre bütün hanımlar "Philomeides"tir ve güzel bir gülüş, bir hanımın en büyük silahı, ya da silah demeyelim, erkeğe üstünlüğüdür. ;-)


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -