YANIT
Gel, senle bir erkek erkeğe konuşalım. Meraklanma, lafı fazla uzatmayacağım.
Ataerki, en başta kadınların değil erkeklerin keyfine darbedir. Neredeyse her allahın kulu tersine inansa da, kadınların genelde keyfi yerindedir. Hayatın ağır yükünü taşıyarak, her akşam suyuna tirit elizabete veya her milimini ezbere bildiğin ve çokluk adama etsiz, yağsız lahana musakkası tadı veren bir yatak arkadaşı ile kalan bizleriz. Alışkanlığın verdiği bıkkınlığı aştıracak olan yeniliktir; ama kadınlar bu yenliği yaratamasınlar diye ateşleri küçüklükten başlayarak söndürülür, ayıp/yasak duvarı arkasına itilir. Duvarı aşmak için erkeğin omuz veresi lazımdır, ama “evimizin kadını” diye kafamıza kakalanan modele o omuzu (şansı) vermeyiz. Seks bizlere, erkeğe önemlidir, vazgeçilmezdir; kadınlar yokluğunda durumu idare ederler. Yani eğer ataerki serbestliğe darbe ise, ki öyledir, bu darbe bize atılmıştır.
Özgürlüğü (daha doğrusu hareket serbestliğini) de en çok erkek bilir, ister; kadın anne olacak yapıdadır, bizler kadar hareket ihtiyacında olsa bebeği ile uzun süre ilgilenemez. (İnsan bebeği uzun süre yakın bakım ister.) Yani eğer ataerki özgürlüğe darbe ise, ki öyledir, bu darbe DE bize atılmıştır.
Şunu da unutma arkadaşım: Erkek daima baskındır. Erkek daima aktif taraf olacaktır, korkma. Kadın, eğer ürkütülmezse hiçbir zaman yönetmek (belirlemek) istemez. Kadın zevk ve eğlencedir. Ağır işleri erkekler gibi istekle seçmez. Kadınların günümüzdeki hallerinin nedeni binyıllarca ezilmişliklerinin tepkisidir.
Tarihte, anaerkilliğin en benzersiz halinin yaşandığı Babil’de (İncil’deki Şeytan -apaçık- Babil diye adlandırılır) kadınların yönettiği bir ülkede erkekler mutfakta yemek yapıp, çocuk bakmamışlardır. Anadolu anaerkisi, yani muhteşem Lidya imparatorluğu, hani zenginliği yüzünden “Karun gibi zengin” değiminin türediği imparatorluk (Karun imparator Krezüstür, ataerki tarafından “dokunduğu altın olan kral” diye lanetlenir) krallarca yönetilmiştir.
Ama dur... Anaerkide krallık erkek soyunu izlemez. Kadının canı kimi sterse o kral olur; çünkü kraliçenin evlendiği adam -ister dilenci olsun, ister saz şairi, harem ağası, serseri, ya da alim- kraldır.
Korkun yersiz. Bana inan; eğer dediğin şeyler olacak olsaydı, biz kiliseye papaz yardımcılığına yazılırdık. Bizler anaerkiyi keyif için, rahatlık için, eylem için, heyecan için istiyoruz. Bu sonuçları yaratmak için de kadınların yol göstericiliğine ihtiyaç var… Onlar yapılması gerekeni söyleyip keyfe dalacaklar; lidercilik oynayacak yine biz olacağız.
Yazdıkların için kızgın, ya da kırgın değilim; seni anlıyorum. ;-) Rahat ol.