Nasil giris yapmam gerektigini daha fazla düsünmeyip hu sefer lafi da fazla uzatmadan soruma geçmek istiyorum. Aslinda soruma vereceginiz cevap kadar, yani netice kadar sizin bu konu hakkindaki bakis açinizi da merak ediyorum.
Anaerkil bir erkek iyi giyinmenin, düzenli, temiz ve abartisiz bir sekilde sik görünmenin önemini biliyordur bence.
Hala bir NE üretim makinesi olsam da önce düsünce kalibinda ve görünümde sonra da davranislarda çesitli iyilestirmeler yaparak ciddi bir yol alabilecegime inaniyorum.
Iste bu yüzden giyim kusam konusunda veya kisisel bakim hakkinda verebileceginiz tavsiyeler var mi ?
Ya da siz nasil giyinmeyi seversiniz ?
Özellikle bir erkek, uzun saçin bakimini nasil yapmali ? En çok bu konuda kafam karisik, hayatimda ilk defa saçlarim bu kadar uzadi, e tabii kadinlar kadar tecrübe sahibi olmadigim için bazen kuruntu yapiyorum.
Ben saçima sampuan disinda herhangi bir sey sürmüyorum; ancak enteresan bir sekilde çevreden olumlu geri dönüsler aliyorum. Haliyle bu durum beni daha çok sasirtiyor çünkü begeninin ardindan herkesin ilk sordugu soru saçina nasil bakim yapiyorsun oluyor.
Cevabim belli, temiz tutuyorum o kadar.
Yine de saç bakiminin detaylari konusunda kendimi yetersiz hissettigimi söyleyebilirim.
Sanki herkes daha fazlasinin yapilmasi gerektigini düsünüyor.
Sadece saç degil, parfüm kullanimindan tutun takilara kadar biraz abarti var gibi.
Yoksa burada da mi yanlis düsünceler hakim ?
Parfüm kullanmak yerine siklikla dus alip yine düzenli bir sekilde dislerimizi firçalasak temiz ve dogal halimizi üzerimize takinsak olmaz mi mesela ?
Evet, biliyorum kisisel bakim, giyim vs çok genis kapsamli konular olmakla birlikte kisiden kisiye ve zevke göre degismekte.
Gerek estetik anlayisi olsun gerek maddi durum olsun bunu büyük ölçüde etkiliyor.
Dedigim gibi, sadece sizin konu hakkindaki tutumunuz ve tavsiyelerinizi merek ettim.
Çünkü sahsimda genel anlamiyla iyi bir estetik anlayisina sahip oldugunuza dair bir intiba olusturdunuz.
Ayrica su günlerde estetik anlayisimi sorguluyorum, bundan yoksun muyum yoksa yetersiz miyim gibisinden düsüncelere kapiliyorum. Artik bu noktada düsüncelerden siyrilip durumu daha ileri tasimaliyim bence.
Iyi giyim konusuysa bambaska bir mesele aslinda.
Çünkü son zamanlarda kendi zevkime uygun pantolon bile bulmakta zorlaniyorum.
Magazalarda slim fit veya asiri salas kiyafetler görmekten gina geldi artik.
Modanın dayatmalarından uzak bir şekilde kendi estetik anlayışıma göre giyinmek isterim.
Neyse, neticede buraya sitem etmek için gelmedim. Daha fazla bu durumu sürdürmeden sizin yanitinizi simdiden merakla beklemeye geçeyim.
Son olarak, bunu sormadan edemeyecegim. Uzun saçli erkekler sizce berbere mi gitmeli yoksa kadin kuaförüne mi ?
Söyle ki, berbere gitsem saçlarin berbat olma ihtimali var, açikçasi göze alamiyorum. Kadin kuaförüne gitsem orasi kadinlarin mabedi oldugu için garip karsilanmanin yani sira insanlari rahatsiz etme ihtimalim var. Sizce hangisini yapmali ?
Kuaförün kapanma saatine yakin gitmek bana mantikli geliyor ancak bilemiyorum :)
Size ayrica tesekkür etmekle birlikte, sizle ve buradaki sorucularla dolayli da olsa tanismamizda ( asla es geçemeyecegim, rasyonalist bakis açisina sahip birisi olarak beni büyük oranda ikna etmeyi basaran özgün 722 sistemiyle de tanistigim için) katki payi olan bildigim kisilerden Ali Bey ve Süleyman Bey'e daha ismini bilmedigim diger arkadaslariniza da tesekkür edip, sevgi ve selamlarimi gönderiyorum.
Ah! Az kalsin unutuyordum, burayi takip eden ziyaretçi ve soruculara da selamlarimi yollamak isterim, özellikle de bana bunu hatirlatan suradaki http://www.janus722.com/sorular/kuantum/2020_01_13.html sorucuya :).
Esen kalin.
YANIT
Merhaba sevgili arkadaşım.
[Janus'un ek notu: Bu soruya yanıtı 24 Mart tarihinde verdim. 17 Hazirangünü son redaksiyon için karşıma gelince fark ettim ki geçen üç ayda çok şey değişmiş. Soruyu soran kişi artık grubumuzdan olan ve güven duyduğum, bazı konularda danıştığım bir arkadaşımdır.]
Anaerki deyince bazı kişiler kadınlaşacaklarını, ya da kadınlar tarafından (tıpkı erkeklerin kadınları yönetmesini benzeri) yönetileceklerini sanıyorlar. Oysa bu kaygılar çok gereksiz; çünkü onların kuşkuları gerçek olsa, biz bu işin tersine soyunur, kilise zangoç korosuna gönüllü yazılırdık.
“Süslenmek” (olduğundan daha çarpıcı/çekici/hoş/göz okşayan şekilde görünmek için çaba sarf etmek) anaerkide her cins için kutsaldır. Bunun gerisinde “kendine bakmak, kendi ile barışık olmak, çevreye saygı” gibi -bence birazcık- iç sıkıcı kavramlar olduğu düşünülür.
Bunlar vardır tabi ki; ancak amaç farklıdır!
Kendine bakan, şık giyinmeye özenen, olduğundan daha iyi görünmeyi hedefleyen cinselliği ile iletişimdedir. Ayrıca şık ve bakımlı insan dikkat çeker. Dikkat çeken insan -sessizlik yemini etmiş rahip olsa bile- yapısı oranında eskiye göre daha uyarılır, sekse yakınlaşır, duygulanır. Duygulanan, karşı cins ile daha fazla yakınlaşmak ister. Bu nedenle daha fazla para ister. ;-) Para kazanmak için hayatın içine girer. Hareket eder. Cinsellik arzusunun, aşkın verdiği zevkin ittirmecesi ile şevk ile hayata atılır…
Ve ne olur?
Daha aktif yaşamaya başlar.
Zorlanır… Zorlukları eninde sonunda aşmak zorunda kalır.
İlerler!
Anaerkide bu yüzden bilimden çok ticaret kutsaldır. Yahudiler, Yahveh’e en büyük -özür dilerim- kazığı ticari dehaları ile atmışlardır. Müslümanlıkta yalnız ticaret değil, (müminler bilirler) pazarlık da onaylanır (sünnettir). İşin içine para kazanma erki girince -ful NE bombası olmayan her bir kişi- diğeri ile anlaşmaya çabalamaya başlar… işin sonunda kazanç olunca düşmanlıklar unutulur. :D Nice ülke ticaret yapmak adına birbirinin dinini, ahlak yapısını görmezden gelmeye başlar. :°) Yani ana amaç adamı ve kadını hayatın içine aktif olarak almak, değişime sokmak, ilerletmektir. Tanrı sevgisi ile inziva benzeri şeyler anaerkide hiç tutulmaz. Anaeki, Huxley’in şu sözü çerçevesinde işler: “Hayatın gerçek amacı bilgi değil, eylemdir.” Gerekli (işe yarar) bilgi en benzersiz şekilde yaşayarak elde edilir, yazarın (tek bir kişinin) kafasına göre takıldığı şeyleri söyleyen kitaplardan değil.
“Iste bu yüzden giyim kusam konusunda veya kisisel bakim hakkinda verebileceginiz tavsiyeler var mi ?”
Tabi ki var… Olmaz mı? Yıllar önce bir süre imaj danışmanlığı yaptım. Severek önerilerde bulunurum.
“Ya da siz nasil giyinmeyi seversiniz ?”
Kesinlikle tradisyonel… Spor giysiler bana göre değildir. Bazı ataerkil tanışlar bana “süslü” derler; oysa süslenmeyi hiç sevmem. Giysilerin genelde ya çok açık renk, ya da siyahtır. Takılarım, mutedildir… ama hep vardır. Yerine göre jean de giydiğim çok olur, ancak beni kimse ayağımda terlik, etek gibi olan şu yeni pantolonlar, yamuk penye bluzla göremez.
“Özellikle bir erkek, uzun saçin bakimini nasil yapmali ?
Zor bir soru bu: Çok uzun seneler boyunca (kel olmadan önce) saçlarım hep uzundu. Bir kadın berberi evime gelir saçlarıma -ilacını kartonlarını getirip- “defrize” yapardı. (Şimdinin Brezilya fönünün bizim devirdeki adı.) Bir kadın kuaförü ile siz de anlaşabilirsiniz belki. Pek bilemedim ama, sanırım kadınların kullandığı saç bakım ürünlerini kullanmak zorundasınız. Ama bunların kokuları karşı cinste insana çekici gelse de, kendi üstünde hoşa gitmeyecek olabilir (en azından benim için böyle).
“Ben saçima sampuan disinda herhangi bir sey sürmüyorum”
Saç kalitesine bağlı bir konu bu. Erkeklerin saçları hormonal yapı nedeni ile kadınlarınki gibi yumuşak olmayabilir. Ancak bu sözlerimden hatalı bir sonuç çıkartmayın. Bir arkadaşımız gerçekten cinsel güçten iki erkek gücünde (adam androjen küpü), yaşlı, hem de ipek gibi uzun saçları var. Fakat bu durumlar istisna… Genelde bazı ürünleri kullanmanız gerekebilir.
“Sanki herkes daha fazlasinin yapilmasi gerektigini düsünüyor.”
Açık bırakıyorsanız ürün gerekebilir. Erkekler için dökülmesini önlemek mümkün olmasa da, bazı ürünler aracılığı ile geciktirmek olasıdır. Kozmetik ürünlerle yakın ilişki kurun derim.
“Sadece saç degil, parfüm kullanimindan tutun takilara kadar biraz abarti var gibi.
Yoksa burada da mi yanlis düsünceler hakim ?”
Abartı, (yani çok süslü olmak, her zaman ütülü pantalonla gezmek vb.) bence de erkeklere fazla yaraşmıyor; çünkü bu durum o kişinin eylem kapasitesinin az olduğunu düşündürüyor karşı cinse… Kadınların yanında biraz vahşi yanınız olduğunu hissettirmek gerek. ;-) Kadınlar aktif erkekleri yeğlerler; bunun da gerisinde güvenlik arayışı vardır. (Sözüm, sığınma ihtiyacı olarak algılanmasın.) Erkek, imajı ile darbelere dayanıklı (güçlü) olduğunu hissettirmeli. Çizgi resim gibi kusursuz olmak bence erkeğe uygun değil. Ama aynı şekilde yamuk jean ve penye bluz, yani “salaşlık” da hiç uygun değil… Dağınıklık karakter güçsüzlüğünden gelir. Gevşeklikle ciddi başarılara ilerlenmez. Zaten gevşeklik erkeklere hiç yakışmaz.
Erkeklerde şıklık ile güç/eylemcilik/savaşçılık kavramını geçmişte şövalyeler başarılı şekilde karabilmişlerdi. Ayrıca ünlü korsan kaptanların pek çoğu (örneğin Bartholomew Roberts, Sir Henry Morgan, Francois L'Olonnais) şıklıkları ile tanınırlardı… dikkat edin, hepsi de Avrupalıdır. Şalaş giysilerin erkeksi olduğu, ya da özgürlükle ilgisi bulunduğu, büyük Amerikan palavralarındandır. Adamlar maden işçilerinin kıyafetlerini DÜNYAYA giydirdiler, norma çevirdiler. Bu çok tehlikeli bir durumdu, kimse aldırmadı.
[Hanımlar 1, flörtleriniz randevuya “göz altından çıkmış” gibi geliyorsa tepki verin bence… Yine de fazla karışmam; siz ne yapacağınızı benden iyi bilirsiniz. ;-) ]
Konu parfüm olunca kesinlikle aynı fikirde değilim. Kokunun, karşı cinsin beyninde görsellik kadar (hatta kimi zaman daha fazla) uyarıcı etkisi vardır… Parfüm seçtirir! Yani çok çekici olmayan, ya da beli bir hanıma çok çekici gelmeyen erkek bu engeli parfümü ile önemli ölçüde aşabilir. Ancak parfümün itici gelmesi halinde tam tersi durumda da kalabilir. Önerim, paranıza kıyıp, çok pahalı bir ürün seçmeniz ve sürekli parfüm kullanmanız.
[Muhammet’ten söz etmek isterim: Enes’ten alınan bir hadiste kendisinin güzel kadınlar ve güzel kokuları çok sevdiği hakkındaki sözleri bu konuların kutsallığına ya da önemine gönderme yapmaktadır. Hz. Muhammet (tıpkı Atatürk gibi) vurgulamak istediği, önemsenmesi gerektiğini düşündüğü fikirleri kendi zevki ve düşüncesi şeklinde aktarmıştır.]
“Çünkü sahsimda genel anlamiyla iyi bir estetik anlayisina sahip oldugunuza dair bir intiba olusturdunuz.”
Hiç alçakgönüllü olmayacağım, haklısınız. (Ve de teşekkürler.:) ) Bu gün pek çok hanım öğrencim giysi ve ayakkabı almadan linkleri bana atıp görüş alırlar. Bir şeyi beğenmezsem bir daha kullanmazlar… Saç renklerini önerilerim yönünde değiştiren çok sayda hanım öğrencim vardır. Kesinlikle herkese aynı şeyi önermem. Her kadını tek tipe indirgemeye çalışmam. Öğrencimin özgün karakteri ve yaşam modeli temeline anaerkil esintiler eklerim.
“Çünkü son zamanlarda kendi zevkime uygun pantolon bile bulmakta zorlaniyorum.
Magazalarda slim fit veya asiri salas kiyafetler görmekten gina geldi artik.”
Bu konuda ben de sıkıntıdayım. Eşcinsellik anaerkide olağandır; biseksüellik normdur. (Biseksüel olmayanlara biraz tek kaş havada “Hımmm… acaba ataerkil mi?” diye bakanlar bile vardır.) Bu kadar iddialı düşüncelere sahip olmasam da eşcinselliği olağan görürüm. Ancak toplumun yaygın zevk eğiliminde eşcinsellikle eş görülen çizgilerin moda diye dayatılması yanlış bir şeydir. Modacıların genel eğilime biraz hoşgörülü (saygılı) olmaları gerekir. Onların işi yenilik yapmaktır, kabul; ama yeniliklerin sürekli eşcinsel zevkine uygun olması işin içinde bir art niyet olduğu hakkında kuşku yaratmaktadır. Ben yaşlı olduğum için (söz ettiğim kalıplar beynimde daha köklü olduğu için) slim fit pantolon asla giyemedim, aldım, ama giyemedim. Ancak önyargılar aşılırsa erkeklere yakıştığını düşünüyorum… hatta arttırayım, erkek kalçasının kadınlara çekici gelebileceğine inanıyorum (tabi ki erkeksi yapıda ve bakımlı olanların)... biraz daha arttırayım mı? :) Peki: Erkek kalçasının “da” kadınlara uyarıcı gelmesi gerektiğine, yani kadın gözünde seksi olması gerektiğine inanıyorum. Anaerkide kalça önemli.
[İlk Çağ pagan ve çoğu anaerkil tanrı ve tanrıçalarından Şeytan adlı figürü yaratanlar (bu "yaratıcı" hazretler bazı Hıristiyanlardır; Şeytan, Hıristiyan figürüdür, daha önce adı duyulmamıştır, Tevrat’ta bile Şeytan yoktur) sonunda satanistlerin ritlerde Şeytan’ın anal bölgesini öpmeden ona yakın olamayacağı gibi gerçekten kötü niyetli yalanlar yumurtlamaya kadar işi götürdüler. ]
“tertipli, tabiri caizse çaki gibi olmayi isterim.”
Açıkçası tertipli sözcüğü ile ne kastettiğinizi anlamamış olabilirim, ama yukarıda dediğim gibi erkeklere biraz -çok az, dozunda- dağınıklık -şimdi işin gizli formülü geliyor- ve şıklık KARIŞIMI yakışır bence. Yani güzel ve şık kılıkları asice taşımak… Giysi, ayakkabı ve takıların esiri olmamak… Şık giyinip, bunun farkında değilmiş gibi davranmak. ;-)
Şimdi de ana fikir olarak kadınlara çekici görünmek adına bir şeyler söyleyeyim:
1- Bulunacağınız ortamı öncelikle tartın. Ortama uyumlu olun. Konsere, resepsiyona jean pantolon, pikniğe blazer ceketle gitmeyin. Ancak ortamdan “bir tık” farklı olun. Bu farklılıkla biraz sınırları zorlasın. Dikkat çekin. Ama hazırlıklı olun: Bazıları (özellikle hemcinsleriniz) sizinle alay edecek, küçümseyecek olabilirler. Amerika’daki yasal satanist kilisesi baş rahibi ve kurucusu Anton La Vey’in -cinselliğe, eğlenceye, erkeklere, süse/püse düşkün- hanımlara okumalarını şiddetle tavsiye ettiğim (evet, ben de bazen kitap tavsiye derim) The Satanic Witch diye bir kitabı vardır ve kitabında witchcraft’ı değil, bitchcraft’ı öğrettiğini belirtir. Kitabında kadınlara “Nasıl göründüğünüz konusunda kız arkadaşlarınıza muhakkak fikir sorun… duyduklarınızın tersini yapmak için!” der. :D Yani siz de hemcinsleriniz tarafınızdan ne kadar eleştirilirseniz, o kadar doğru yolda olabilirsiniz.
2- Modayı bir ölçüde (kendi kimliğinize ve zevkinize göre yorumlayarak da olsa) izleyin.
3- Gösterin. ;-) Göze sokmayın, ama gösterin. Kadınların kulakları ile, erkeklerin gözleri ile uyarıldıkları (yani kadınların gözleri ile uyarılmadıkları) martavalını unutun. Kadınlar HEM kulakları, HEM de gözleri ile uyarılırlar; çünkü olağan bir beyinleri vardır ve insandırlar. :D Beyin, görsellikle daima uyarıcı mesajlar alan bir organdır. Uyarıcı olduğuna inandığınız yerinizi sergilemekten (tabidir ki dozunda) sergilemekten utanmayın. Bu geniş omuz, dar kalça, güzel saçlar, adaleli forearm, diamond shaped calf olabilir.
4- Spor yapın, imkanınız varsa body çalışın. (Hanımlara spor hiç önermem, hanımlar DANS EDİN), ama erkeklerin weightlifting antrenmanları yapmaları şarttır. Mr. Olympia’ya hazırlanacak kadar body’ci olun demiyorum; ama otuz yaşından sonra birden kilo almaya başlayacağınızı unutmayın. Adaleleriniz kilolarla sürekli zorlansın. Bedeninizi ayna karşısında acımasızca kontrol edin, ilerdeki yaşlarda BİRDEN yağlanmaya başlayacağınızı beyninize kazıyın.
5- Güzel bir duruşunuz olsun. Ne kasıntı, ne it-kopuk gibi yampiri, ne de sünepe yürüyün.
6- Flört ortamına girdiğiniz hanımlarla iletişiminizde asla gözlerinizi kaçırmayın. Dimdik şekilde, tedirgin edecek gibi değil tabi ki, ama rahatlık içinde bakın. Karşılık bununca gözlerle okşamaktan korkmayın. Mesaj “Bebeğim, seni alıp güzel yerlere götürmeyi çok arzuluyorum, gelmek ister misin?” olsun, “Yavrum, seni alacağım, maafedeceğim” değil. ("Maafetmek" daha sonraki iş, first-things-first. ;-) )
722 için söylediğiniz sözlere; farklı ve eğlenceli şeyler söylememe neden olan mesajınıza ve de Mali ile Süleyman beyin adını anma inceliğinize hepimizden teşekkürler.
DİP NOTLAR
[1]
Kadınlık bir cinsiyet belirtisi, hanımlık bir payedir. “Bayan” sözcüğü, düz mantık olarak bakınca “bay” sözcüğünün karşıtıdır; ancak sosyo-kültürel açıdan orta ve üst düzeydeki kişilere olumsuz gelme nedeni bu kelimenin 70li yıllar sonrasında politikacılar tarafından kırsaldan metropollere yönlendirilen, metropol kültürüne adapte olamayan, kendi kültürlerini yaratmaya çalışan kişilerin bu sözcüğü geniş çaplı kullanmış olmalarıdır. Çatışmaların yaşandığı bu süreç ağrılı geçtiği için sözcük geçmiş olumsuz durumları anımsatmaktadır.