YANIT
DİKKAT! Yanıt +18 içeriktedir.
İlk başta bir not düşeyim: Yakın arkadaşlarımın bildiği gibi (yani çok büyük bir sır değil) yurt dışında porno filmcilik ortamında bulundum. Yanıtımda sadece tanık olduklarımdan yola çıkarak kişisel görüşlerimi paylaşacağım. Sosyolog, ya da bu konularda araştırmacı olmadığım için yanılıyor olabilirim.
Uzun yıllar içinde olduğum bu sektörde zorla çalıştırılan tek bir kişiye rast gelmedim… üstelik tanıdığım ortam BDSM çıkışlı idi. Yani filmlerde -değil olağan şekilde seks yapan- sözde işkence gören kadın ve erkeklerin tümü istekli, birçoğu gerçek slave eğilimli kişilerdi ve performanslarının en az yarısı yapaydı. Anlayacağınız, kimse kimsenin gerçek anlamı ile kölesi ya da efendisi değildi. Ortam, eğlenceli bir arkadaşlık temelindeydi. Bu dünyada -ucundan kıyısından gördüğüm- Hollywood stüdyolarındaki film çekimlerinde yer alan inanılmaz stres ve "ayak kaydırma mantepsileri"nden iz yoktu.
Gangbang filmlerindeki erkek performerlar ise tahmin edilebileceğinden çok daha fazla rol arkadaşlarına saygılı, gerçek anlamı ile onları güvenliklerini düşünen, uyarı anında -tüm uyarılmışlıklarına karşın- aksiyonu kesebilecek güçte ve bilinçteydiler. Ayrıca ben bu endüstride -ülkemizde kadınların “eş” olarak seçtiği ve çocuk sahibi oldukları- erkekler tarafından öldürülen kadın adedinin 1/10 sayısında bile cinayeti geçelim, darp/cebire uğrayan porno yıldız ya da performer görmedim. İnanılması güç olsa da bu ortamda dominant olan kadınlar, yani aktristlerdi!
İki de anımı özetleyeyim.
Montaj odasında, sert içerikli bir site adına çekilmiş facial abuse filminin raw materialından parçalar izliyordum. Ekranda barely legal bir kız ve gerçekten itici bir adam vardı.
[Gençler, hatta 30lu yaşlarda bile olanlar belki anımsamazlar: SSCB devrimi sonrası Türkiye'ye eskortluk için gelen kızların güzelliği hepimizi etkilemişti. Bir gün arkadaşlarımdan biri kız arkadaşının ona yaptığı haksızlıkları ve ona verdiği yanıtı anlatıyordu. Demişti ki: "Geçtim karşısına dedim ki, öyle nataşalar var ki çevrede, melek mi, diil mi, anlamak için elini uzatıp dokunmak istersin..." sonra elini uzatıp iki parmağını sallayarak konuşmayı sürdürdü: "Bunlar 2 dolar, 2 dolar! Sen kendini ne sanıyon?" Arkadaşım abartmamıştı. Gerçekten de akılların almayacağı kadar güzel kızların ilk fiyatı iki USD idi. Montaj odasında izlediğim kız, bana "iki dolarlık melekler"i anımsatmıştı.]
Porn aktör ise o güzeller güzeli kıza zor bir pozisyonda uygulama yapmaktaydı. Görüntüler beni bile rahatsız etti; çünkü kız gerçekten öksürmeye başlamıştı. Hissettim; bu rol değildi. İçimden "Bu hergeleler işi azıtmışlar! Orada bir adam gibi adam yok muydu şu adi herife dersini verecek? Seksine de başlayacam, profesyonelliğe de..." diye geçirirken kız -hiç unutmam- zebellah (içimden bu sözcük geldi) adamın elinden kurtuldu, ona okkalı bir tokat attı ve çevreye inanılmaz küfürler ederek kadr haricine çıktı. İşin daha ilginç yanı, kıza saldıran aktörün süt dökmüş kedi gibi divana çökmesiydi. Hollywood ortamında böyle bir şeyi yapmak, Cape Canaveral'a izinsiz girmek kadar adamın başına dert açar.
Bir diğer olayda ise bir Mistress, erkek kölesine riding crop1
ile seri darbeler atacaktı, ama deneyimsizdi. Kolunu omuzdan kaldıramıyor, sinek kovar gibi vuruşlar yapyordu. Köle olan erkek ise bu rollerde ünlenmiş bir kişiydi ve -konuya yakın kişiler tanıyacak olabilirler- kendisine çok sayıda kadının trampling yapabildiği ünlü bir porn aktördü.
Özetle, çekim yönetmenin istediği gibi gitmiyordu. Görüntüler bütünü ile yetersizdi. Sonunda sorunu köle çözdü, nasıl vurulması gerektiğini bizzat kendi anlattı! Bileklerinde deri kelepçeler ve kelepçeler ucunda zincirler, elinde ise kamçı, kadını karşısına alıp darbe hareketleri yaparak kendine nasıl vurulacağını açıklaması gerçekten unutulmaz bir görünümdü. :)
Yine de bu sektör bizim kültürümüzde (ülkemizde) olsaydı aynı sonuçların yaşanacağından son derece kuşkuluyum. Kanımca bu garip eşitsizliğin nedeni Türk erkeklerinin iğrenç yaratıklar olmaları değil, azımsanamayacak cinsel güçlerini sağlıklı şekilde tüketmelerine ataerkil engellemeler yüzünden imkan bulamamalarıdır.
Cinsellik bir iştahtır. Nasıl açlığı ya da uykuyu (hatta solumayı) ayıp/yasak duvarları ile edepleyemezseniz, aynı şey cinsellik için de söylenebilir. Cinsellik yasaklanınca iştahı fazla olan kişiler (bu "kişiler" genelde androjen hormon taşıdıkları için erkeklerdir) ya kadınlara saldırırlar, ya başka canlılara saldırırlar… ya da kendilerine saldırırlar! Cinsel güdü, çıkış noktası bulamayınca "susup içine atılacak" bir şey değildir. Hıristiyanlık zamanında cinsel ilişki kurmaları bütünü ile yasaklanan Katolik rahiplerin kutsallık adına kendilerini ölesiye -tanrı adına- kırbaçladıkları bilinir. Bu adamlar kırbaçlama eyleminde o kadar ileri gitmişler, ya da ileri gitmek zorunda bırakılmışlardır ki, kendilerini kırbaçlayarak koruyucu asil hanımefendilerine kan sıçratmaları pek kutsal bir şey olarak algılanır olmuştur. Bu talihsiz durum, Hitler’in insanları açlıktan ölmelerine izin vermeyecek kadar sürekli besleyerek delirtmelerine benzetilebilir. Sonunda bazı kamplarda hastalara yönelik yamyamlık olayları yaşandığı duyulmuştur.
Kırbaçlamak (itici bir adı olsa da) dozunda (partnerin onayı sınırları içinde) uygulanırsa okşamanın yoğun haline dönüşür ve herkese olmasa bile, birçok kişiye uyarıcı gelecek olabilir. Bu sözlerime kanıtı Anadolulu (Kara Bigalı) seks tanrısı Priapos rahibelerinden vereyim: Rahibeler kendilerine baş vuran ereksiyon sorunu çeken erkeklerin sorunlarına -özellikle kalça bölgelerini- dikenlerle kamçılayarak çözüm bulmuşlardır. Bu bilgiler ve daha enteresan ekler penis tanrı Priapos'un Priapeia adlı kutsal kitabında yer alır.
Yasaklamanın suçun tetiği olmasının nedeni; yasak olanı biçimlendirme, şartlara uydurma, rafine etme şansınının kalmamasıdır.
Püriten İngiltere’de kadınlara cadı adı altında -BDSM filmlerini çocuk hikayesine döndürecek- korkunçlukta işkenceler tanrı adına, din adamlarınca uygulandığı halde; onlardan ortalama bin yıl önce yaşamış olan (bir anlamda onlardan çok daha ilkel sayılabilecek) Lidya ve Babil’de ise -detayları versem birçok çağdaş aydının ayıplayacağı kadar- özgür olan anaerkil kadınlara yönelik suç ve şiddet görülmemiştir.
[Kadın hakları açısından eleştirilen Osmanlı kültüründe kadın yakma, kadına Allah adına işkence etme benzeri olay yaşanmamıştır. İslam kültüründe ise hz. Muhammet izni ile tek bir recm vakası olduğu söylenmektedir.]
Pornografi -özellikle erkekler için- eğlenceli bir arkadaştır bence… (Kadınlar için fazla eğlenceli arkadaş olmama nedeni filmlerin baskıcı şekilde -her nedense- erkek zevkine göre çekilmesidir. Bu sektördeki inanılmaz körlük, kadınların -kendi zevklerine uygun filmlere- erkeklerden misli ile fazla alıcı olabileceklerini inatla görmezden gelmektir.) Bir delikanlının; öfkeli yüzlü komandoları, itici uzaylı yaratıkları, mezardan yeni çıkmış yürümeye çalışan cesetleri öldürme “oyunu” (!) oynayacağına, porno film izlemesinin çok daha pozitif enerji çekeceğini rahatlıkla söyleyebilirim.
İzninizle söz sınırımı biraz daha genişleteyim: Doğrudur; porno filmler gerçek hayata pek uymaz, her şey o ortamda mükemmeldir. Kadınlar hep aşırı isteklidir, başları asla ağrımaz; seks skalalarında geniş yer tutan öpülmek, okşanmak, klitoral uyarı benzeri şeyleri partnerlerinden beklemezler. Daima erkeklerin zevkine göre seks yaparlar… çünkü porno bir belgesel değil, (ataerkil yaklaşım içinde, erkek zevkine göre yaratılmış) bir şovdur. (Yukarıdaki bir cümlemi düzelteyim: Bu görsel şölenin palavra, yani "şov" olduğunu bilen erkekler için eğlenceli arkadaştır.)
Ama diğer yandan pornografi bir belgeseldir de!
Porn filmler seksin aslında ne olduğunu, yani nelerin -çok da güven içinde- yapılabileceğini de insanlara anlatırlar. Yüzyıllar boyunca değil anal seks, mastürbasyon yapınca burnu düşeceğine inandırılan insanlar, artık anal seksin de (tabi ki istek varsa) farklı bir seks türü olabileceğini, bunu arzu etmenin çok büyük bir yanlış olmayacağını, vajinanın son derece geniş çaplı objeleri kabul edecek yapıda sayılması gerektiğini, dikkatli şekilde ve partnerin rızası ile anal ve vajinal yolun birlikte kullanılabileceğini görerek öğrenmektedirler. Ayrıca aynı filmler eşcinsel erkeklerin (ülkemizdeki gibi) aktif/pasif diye ayrılmadığını, erkeksi ve vahşi tipler olabilecekleri ve benzer beklentiler taşıyabileceklerini (hem emmeye, hem gömmeye gelebileceklerini :) ), MTF kimliklerin ereksiyon güçlerini kaybetmediklerini, kadın ve erkek cinsel organların -çok farklı örneklere bakarak- yapısını da insanlara anlatırlar.
Çok eşlilik kavramını da bu kapsama almak gerekir. Eğer ki eğilim varsa (ki, bu bir şart değildir), kişilerin karşılarına sadık kalacaklarına söz verebilecekleri kişi (eş) çıkana kadar grup seks yapılabileceğini de gösteriler.
Seks aslında -korku, açlık, suçluluk, ket vurulmuşluk benzeri NE celp eden duyguları olmayan insanlar için- çok eğlenceli, çok anlamlı, ama bir o kadar da gelgeç (güzel bir yemek yiyip unutmak benzeri) sıradan bir eylemdir. Ünlü seksolog Alex Comfort’un (benim için bile kabul edilmesi hayli güç olan) “Her şeyi paylaşan arkadaşların, arada-sırada seksi neden paylaşmadıklarını anlamak zordur”2
sözü gerçeği yansıtıyor olabilir.
Seks, yetişkinlerin oyun parkı/bahçesidir. Oranın kuralları kişiye özeldir ve ne kısıtlama, ne de genişletme anlamında diğerlerince yönlendirme yapılmamalıdır. Tek norm “seks tabu değildir, davet yoksa unutun (davet olup olmadığını iyi değerlendirin), uyuşma varsa eğlenin” ile sınırlıdır. Oyun bahçesinde ne olup bittiğini sadece zevklerini benzerleri ile paylaşan insanlar bilir.
Porno da bahçe oyunlarından birdir.
Aslında bu kadar lafa gerek de yoktur. İnsanları eğlendiren her şey PE, eğlendirmeyen her şey NE celp eder. Formül basittir. "Yetişkin oyun bahçesi" olan ve bu bahçeye pornoyu alanlar için PE envoke edecektir. Ama "Yok, ben oyun oynamaktan hoşlanmam, reelciyim" diyenler "İyidir, hoştur, bi dene, güven bana" benzeri akıl vermemlerle zorlanırlarsa onlara NE envoke ettirecektir.
Yanıtımı -konuya ilgisiz olsa da- bir dipnot ile bitireyim: Seks, PEnin tek ve mutlak celp edicisi değildir. Kişi -özgür seçimi ise, karakteri gereği ise- aseksüel ya da düşük aktivite taşıyan bir cinsel yaşamda da farklı eylemlerle PE üretebilir. Seksin pagan ortamda savunulma nedeni, insanların çoğunluğunda (tıpkı yemek ve uyku gibi) yoğun şeklide temel ihtiyaç biçiminde yer almasıdır. Bu nedenle PE için size rahatlık vereni (ki, buna seksten uzak durmak da dahildir) korkmadan (ama diğer insanların, hatta tüm canlıların alanına girmeden) yapın... PE envoke olacaktır.
Sorunuzdaki onurlandırıcı sözler, isminizi paylaşma inceliğiniz kadar -alışkın olduğum, ama son elli yılda giderek az bulduğum- zarif jargon için özel teşekkür ederim. Biz itikadımızı bozmayalım, varsın balıklar bilmesin… Hâlik bilir. (Balıklardan da değer bilenler bol ama... ;-) )
DİP NOTLAR
[1]
Atçılık dresajda kullanıan bir çeşit kamçının BDSM ortamına uyarlanmış hali.
[2]