722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

YAŞAM ve İLİŞKİLER

SORULAR ANA SAYFA | TÜM YAŞAM ve İLİŞKİLER SORULARI

Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Farklı İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

SON EKLENEN SORU        |        TÜM SORULAR        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!        |        ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

6 Ocak 2021
Anaerkil erkeği sizden dinlemek istiyorum

Merhaba Janus, nasilsiniz? Eminim iyisinizdir :) Size sormak istedigim, aslinda daha dogrusu kadinlar olarak - artik çok fazla bulunmadigi için- idealine aliskin olmadigimizdan sizden ayrintili olarak dinlemek istedigim sey erkekler... Mümkünse ideal, anaerkil, duygusal, dengeli, güven veren, sevdigini belli eden ama samimiyetsiz 'show' lar yapmayan, içinde insanlik bulunan erkekler... Hem sizden dinlemek istiyorum hem de istiyorum ki burda kalsin açip açip bakalim dogrusu ne diye kafamiz karistigi zamanlarda. Eminim çok faydali seyler söyleyeceksiniz, o yüzden simdiden tesekkürler, sevgiler.

YANIT

Sorunuzu gülümseyerek okudum. Bu soruyu bana tevdi ettiğinizi için onurlandım. Böyle bir soru geldiği için de sevindim.

Sayfanın başındaki “Önemli Açıklamalar” linkinde bu konuda bilgi olsa da, yeniden dile getireyim: Kötülüğün sosyal yaşamda bu denli kolay yayılma nedenini çok iyi bilsek de, onu tanımlamak için “ataerki” kelimesini kullanmaktayız. Bu sözcüğü ise erkek cinsinin farklı alicenaplığına ve cömertliğine sığınarak yapmaktayız. Yani bizlere göre (anaerkiye göre) erkekler “ataerki” adlı sistemi yaratan mikroplar değil, mükemmel varlıklardır… tıpkı kadınlar gibi.

Ancak bölünme anında androgynous1 erkek ve dişi olarak ayrılırken, pozitif nitelikler erkeklerde “bir tık” eksiktir. İdeal sistemin adı bu yüzden anaerki, yani “kadın egemen”dir.

Farklı şekilde dile getireyim: Erkek egemen sistemde erkekler egemendir. Kadın egemen sistemde ise kadınlar egemen değildir! Eş deyişe kadınegemen ve erkekegemen sistemler arasındaki fark, kadınegemen sistemde egemenliğin olmamasıdır. Kadın, özgün yapısı gereği, egemen denilen ataerkil niteliği taşımaz. Kadınegemen sistemde “egemenlik” olarak biraz hatalı şekilde nitelenen “belirleyicilik” her iki cinse, iki cinsin kendi doğal yapılarından kaynaklanan etkinlik alanlarında belirleyici, yönlendirici olacakları şekilde, DAĞITILMIŞTIR.

Erkekler -o bir tık yüzünden- egemen olmayı seven kimliklerdir. Bu nedenle anaerkil uygarlıklarda zaman-zaman muhteşem kraliçeler görülse de (örneğin Tevrat’ın lanetlenen kraliçesi Jezebel), yönetim genelde kral olarak erkektedir. (Anaerkil uyarlıklarda kadın savaşçılar/askerler erkekegemen uygarlıklarda görülmediği kadar vardırlar… ama fahişelik de kutsanır… çünkü seks kutsaldır, tabu değildir.)

Yani üzülerek söylemek gerekir ki, değerli olan (barış, güzellik, eğlence, neşe, coşku, heyecan, doyum, dinginlik vb. ) benzeri duyguları yaratacak olan taraf erkeğe oranla “bir tık” fazla şekilde kadındır. Kadın bu yüzden bir tık daha değerli ve belirleyicidir.

Ancak kadın da tek başına yetersizdir… eksiktir.

Doğrudur; sanılanın aksine kadınlar eşsiz (yalnız) kalmaya erkeklere oranla çok daha rahat tolere ederler; ama hala da anaerkide bu durum onaylanacak bir şey olarak görülmez. Her şey BİRLİKTE yapılmalıdır.

Yani erkeğe de ihtiyaç vardır. Erkeğin de görevi büyüktür.

Bu durum 722 sistemine en açık şekilde elektron ve proton olarak sunulur. Hücre bir ailedir. (Resmi nikah evliliğinden söz etmiyorum.) Özü çekirdektir. Çekirdekte manyetizma ve pozitivite ile ilgili proton ve nötr olan nötron vardır. Bu dişiyi sembolize eder. Manyetizma sağlık verici ve birleştiricidir; anaerkide kutsaldır. Elektronlar ise çekirdek çevresinde dönerler, ortamlarına bağla kalmamaya eğilimli, ne yapılırsa yapılsın “gitmelerinin” önüne geçilemeyen yapıdadırlar. Heyecanlandıkları (fizik dilde eksite oldukları) anda bağlarını kopartıverirler.

Elektron yuvasına bağlı şekilde yaşarken kendi enerjisine uygun (ne fazla, ne eksik) bir foton bulunca bunu emer ve “enerjilenir” böylece atom kabukları (buna yörüngeler diyelim) içinde yükselir… hatta bazen atomdan kopar.

Ancak bu “serüvenci” elektron da daima ground state’de (yuvaya bağlı) kalmaya eğilimlidir. Atom çekirdeğine yakın olmak ister. Bu yüzden aldığı enerjiyi verme eğilimi içindedir (egzotik olaylara karıştıktan sonra ;-) ) yuvaya dönme yapısındadır. Bu yüzden genelde fotonu salar ve eski yörüngesine geri döner.

Elektronların gezme ;-) düşkünlüğüne karşın + yüklü proton, yuvanın orta direğidir, durağandır. Negatif elektronları daima çeker, yuvaya bağlamaya uğraşır. (Manyetizme scalar, elektrik vektörel alandır.)

Elektronun bu dışa dönük ;-) yapısı aslında pek bet bir şey değildir… çünkü böylece elektrik meydana gelir! (Peki elektrik iyi bir şey midir? Her zaman olmayabilir! Elektrik tehlikelidir. Manyetizma tehlikesizdir.)

Ve asıl soruya gelelim: Anaerkide kutsanan erkek modeli (ki, bunun üstün değil, doğal erkek kimliği olduğuna inanılır) nasıldır?

Bu sorunun ilk yanıtı basit biçimde “kolay değişmez ve sağlamdır” şeklinde verilebilir. Oysa bu yanıt -doğru olsa da- eksiktir.

Konuyu öncel mitlere dayalı olarak açıklamaya çalışayım:

İlk Çağ Anaerkil uygarlıkların mitlerinde (örneğin Mohenjo daro, Harappa, Çatalhöyük, Hacılar vb.) İKİ erkek tanrı modeli vardır. (Tanrı modellemeleri ideal erkeği sembolize eder. İnsan bilincinin evren yapısından aldığı bilgidir bu.) Bunlardan biri güzelliği ile önce çıkar… diğeri gücü ile. Her ikisi de Ana Tanrıça’nın bir adım (bir tık?) gerisindedirler.

Zaman ilerler, insan bilinci gelişir, kontaklar güçlenir ve anaerkil uygarlıklarda (örneğin benzersiz anaerkil kral Minos ve Minoen kültürde, ayrıca Lidya imparatorluğunda) iki model birleşir ve Boğa olarak ifade edilir.

Dünyanın burcu da o zamanlar Boğa’dır.

Baba Tanrı pek çok zaman boğa ile sembolize edilir. Büyük baş hayvanlar (inekten boğaya) anaerkide kutsaldırlar. Ana tanrıça sıklıkla kendini inek olarak ifade eder (örneğin İsis).

O zaman erkekler boğaya mı benzemelidir?

Tabi ki hayır…

Boğa anaerkide kutsansa da, bir insanı bir hayvana benzeterek yüceltmek fazla doğru olmayabilir; ikisi iki ayrı yaşam formudur.

Fakat insan Boğa’nın ne olduğu Boğa burcu yorumu ile anlaşılabilir ve Boğa burcu anaerkide en kutsal üç burçtan biri ve de Baba Tanrı’dır! (Diğer ikisi Terazi ve Başak’tır, Başak burcunu sakın ataerkil Başak burcu yorumları ile tanımaya koyulmayın.)

[Boğa burcundan olan ve beni okuyan kardeşlerim, banka hesap numaramız sayfanın en altında, ödemeleri geciktirmemenizi arz ve rica ederiz. :)

Şakalaşmayı bir kenara bırakıp önemli bir bilgi aktarayım: Öz burç, kişilik analizinde fazla önem taşımamalıdır. Dünya üzerinde 12 çeşit değil, parmak izi sayısı kadar kimlik ve astrolojik harita vardır. Hiç kimse aynı saatte, aynı noktada doğamaz. ]

Astrolojide Boğa burcunun yöneticisi yoktur; o istisnasız TÜM kültürlerin ana tanrıçasının sembolü olan, mutluluk, aşk, dostluk dense de ASLINDA DENGE VE UYUMu sembolize eden DİŞİLİK SEMBOLÜ Venüs ile simgelenir. Bilindiği gibi erkek cinsinde cinsiyet kromozomlarının yarısı dişi (yani x)’dir. Oysa kadınlarda y kromozomu yoktur. Erkeğin yarısı dişi, dişinin tamı dişidir.

Bu bilgiler/gerçekler yüzünden gerçek erkek;
güç ve duygu,
dayanıklılık ve uyum,
sağlamlık ve denge,
pratiklik ve sanattır (buna "halk için sanat" denilebilir).

Erkek, sadece diğer yarısından (dişiden) ayrı düşmemiş; kendi içinde de bölünmüştür. Söz ettiğim "bir tık"ın sonucudur bu. Sözün özü, kimliğinde anılan "tamlık"ı yaratabilen erkek, artık dişinin bir adım (bir tık) gerisinde DEĞİL, onunla tam olarak eşittir. 27liği sona ermiş, 2722 olarak tamlaşmış, öncel bütünlüğe dönüş vuku bulmuştur. (Bu konuda bilgi edinmek adına 722 RAKAMININ SIRLARI Bölüm 1: GİRİŞ adlı yazımı okuyabilirsiniz.)

Bu durum “ruh eşi ile birleşme” şeklinde ifade edilebilir!

Ruh eşi, bu yaşam içinde pek çok şey paylaştığımız sevgililerimizde aransa, bu doğru değildir. Hem kadında, hem erkekte ruh eşi, kendi içimizde olan ve ulaşamadığımız diğer yarımızdır… ve genelde karşı cinstendir.

Kuran’da, Cennet’e ulaşabilecek dalga fonksiyonlarını beklediği anlatılan huri ve gılmanlar ile “kişi (özellikle erkek) içindeki zıtlığı tamlaştırınca Cennet’e varır” mesajını içermektedir.

[Amerika’daki yasal Şeytan kilisesinin kurucusu Anton La Vey bu konuyu (kendisine savunduğu inançlar değil, şöhretli kişilerin ceset resimlerini satması benzeri eylemleri ve para düşkünlüğü yüzünden kesinlikle sempatim olmasa da) çok güzel şekilde The Satanic Witch adlı kitabında anlatmaktadır.]

Bu sözleri daha yalınlaştırayım:

Anaerkil (ideal, kurtarıcı, kadına eşit) erkek, öz yapısında ERKEKLİĞİNDEN (erkeksi niteliklerinden) ÖDÜN VERMEDEN özveri (fedakarlık), anlayış, hoşgörü, alçak gönüllülük, affedicilik, uyum yeteneği, sabır, sadakat, paylaşma, nezaket, şefkat, sakinlik benzeri “dişi” olarak sunulan nitelikleri kimliğine katabilen, anılan erdemleri benliğinde yorumlayabilen modeldir.

Muhteşem bir yapıdır bu bana göre. Hanımefendiler kırılmasın, bence kimi yerde dişiden bile üstündür. (Kişisel görüşümdür, üzerinde fazla da durmayın.)

Bizler gerçek erkek gücünün ancak böyle doğduğuna inanmaktayız; çünkü anaerkide güç, kesinlikle mutlak hakimiyet gerektirmeyen; kişilere hak ettiklerini vermek için yola çıkan, diğerlerinin ihtiyaçlarını tanıyan ve gideren bir yetenektir. Bu kutsal yapı (erkeksi güç), yukarıda saydığım tamlığa ulaşınca kolayca elde edilmekte, farkına varmaksızın sergilenmektedir.

İdeal erkeğin işinin en zor yanına (kabullenmekte en zorlanacağı konuya) gelelim. :)

Anaerkide plan ve proje mühendisi kadınlardır!

Neyin nerede, ne zaman, ne kadar, ne şekilde yapılmasının belirleyiciliğinde söz sahibidirler.

Erkek ise uygulayıcıdır.

Yukarıda aktardığım bütünlüğe erişmekte zaten zorlanan erkekler için kabul edilmesi kolay sayılmayan bir şeydir “söz dinlemek” (belirleyici olamamak).

Oysa korku gereksizdir; çünkü kadın sadece ana hatları belirler, yönü gösterir, daha fazla yönetmez. (Kadınları korkutmazsanız, ezmezseniz, pek azı lider-belirleyici-yönetici-falan-filan olmaya merak sarar. Tabidir ki bu kimlikte kadınlar da vardır; ama bu grup doğal ve gerçek olsa da, azınlıktır.) Proje dahilinde YÖNETİM yeniden erkektedir.

İdeal erkeğin -sıradan erkeklere zor gelebilecek- bir diğer niteliği sorumluluk alabilmesidir. (Sorumluluk alanın, alabilenin, doğal olarak yönetici konumuna gelebileceği de gözden kaçmamalıdır.)

Sorumluluk, anaerkide çok önem verilen (ve genelde erkekten daha fazla beklenen) bir niteliktir. Bu yüzden ataerkil kültür etkisindeki erkek ile anaerkil erkek arasındaki fark, sorumluluk duygusunun düzeyi ve kalitesi ile belirlenir. Standart ailede “aileye para getiren taraf”ın erkekler olmasının gerisinde sanıldığı gibi erkeklerin dışa dönük ve savaşçı olmaları DEĞİL; sağlamlıkları ve sorumluluk alabilmeleri vardır. Pozitif enerji sahibi (bu konuma anaerkil, ideal, tamlaşmış da denilebilir) erkek sorumluluk almaktan zevk alır, BUNU kişiliğinin güçlendiricisi, tamamlayıcısı, hatta diğerlerini çeken pırıltısı olarak görür.

(Yine bir yanlış anlaşılan bir durum: Dışa dönük olan dişidir! Ne yazık ki yitirdiğim bir araştırmanın ortaya koyduğu gibi, İlk çağlarda dişiler erkeklerden misli ile fazla yol yapmışlardır. Kadınların bu yapısı ataerkide “gezme eğlenme sever” olarak görülür; oysa kadın hayatı pozitif şekilde -değim yerinde ise- “sokakta” yaşatan her bir şeye açıktır. Yuvayı da yapar, gezmeyi de bilir. Yaşamda kendisine kurulan tuzaklar, yoluna serilen tehlikeler bu huyunu on bin yıldır dumura uğratamamıştır.)

[Bazı arkadaşlar (özellikle hanımlar) sözlerimden rahatsız olacak olabilirler, kişisel görüşümdür, yine fazla üzerinde durmayın: ben Türk erkeğinde batılı erkeklere oranla ciddi ölçüde Baba Tanrı kapasitesi görmekteyim. Yine çok kişiyi kızdıracağım ama bunun gerisinde Atatürk devrimleri ile iyice bilenen, ama ulu önder öncesi, Osmanlı zamanında, TÜRK İNSANI TARAFINDAN BİÇİMLENDİRİLEN ve İslam’dan farklı olan Müslümanlık olmasına bağlıyorum. Son yüz yılda yayılmacı Amerikan kültürü ile yok edilen Osmanlı nezahatinin kaynağı da çok kişinin beğenmediği Türk erkeğidir.]

Erkeklerdeki gizli, gömülü özü kadınlar ortaya çıkartabilirler!

Kadının eğitme, egemen olmadan belirleme/biçimlendirme (buna annelik diyelim mi?) gücü benzersizdir!

Dahası; elinde “kendisi” gibi erkeklerin karşı koyamadığı bir “dişilik ve çekicilik”adlı -benzetme pek iyi olmayacak ama- “silah” vardır. Musa’nın yeni tanrı Yahveh ile ülkelerinden koparttığı insanlar, hatta krallık kurulduktan sonra nice kral, defalarca eski pagan inanışlarına dönmüşlerdir. Bunlar Tevrat’ta yazmaktadır.

Oysa sanıyor musunuz ki bu insanların tümü sadece eski tanrılarına bağlılıkları ile “rücu etmişlerdir”?

Onları geri döndüren (Tevrat’a göre “baştan çıkartan”) pagan krallıkların kızları ve kadınlarıdır. Kadınlar “baştan çıkarıcı” gibi aşağılayıcı bir sözcükle ifade edilse de aslında tıpkı kutsal manyetizmadaki gibi “çekme/cezbetme/celp etme” şeklinde ifade edilebilecek bir güç taşımaktadırlar. Bu güç, “iyi/doğru/doğal”ı aktarmak/yaymak için var olan bir yetidir. Anaerkide kadınların dişice görünümde olmaları doğrultusundaki yönlendirmenin gerisinde bu düşünceler vardır. Yahudilik ve Hıristiyanlıktaki kadın güzelliğinin kutsallığının “dünyevi” diye nitelenerek lanetlenmesinin de… Müslümanlıkta ise fiziksel güzelliğin önemini vurgulayan ayetler vardır ve güzel kadınlar hz. Muhammet tarafından bile onurlandırılır.

Hanım kardeşlerim: Çekicilik adlı gücünüzün küçümsenmesi, sizi ondan ayırmak adına kurulan tuzaktır. Onu elinizden geldiğince bileyin ve diğer yarısını -kadınlara oranda biraz daha fazla- yitirmiş erkekleri kendileri olmaları (mutlu ve tam olmaları) için yönlendirmekte kullanın.

Çok azınız fark etse de gerçek göreviniz bu, yani dişiliğinizle erkekleri iyiye ve güzele getirmektir.

[Bu akşam ofisten koruma alarak çıkmam gerekecek. :D]

Konuyu çok dağıttım; hemen son sözlere geçeyim.

Soruyu “Anaerkil/doğal erkek nasıl davranır?” şekline evirirsek basitçe “Kadına danışan, aldığı planı kendi gücü/karakteri/kapasitesi/yetenekleri ile uygulayan” diyebiliriz.

Formülü biraz romantikleştirelim: O, bir yandan kadını taşıyan (omuzlayan manasında); diğer yandan kendi ihtiyaçlarını -sadece bir kadının tatmin edebileceği ihtiyaçlarını- fark edip, dile getirip, kendini taşıtmaktan (“ihtiyacı almak, elde etmek” manasındaki bir taşıtma bu) korkmayan bir kimliktir. Gücü, buradan –kadına ihtiyacı olan yerleri deşifre edebilmekten- gelmektedir; çünkü ancak böylece tam olabilir. Yarım kalan güçsüzdür.

Amaç tamlıktır… Yekpareliktir. Bu ortamda liderlere, egemenlere yer yoktur… ama krallara vardır. Anaerkil krallar cömertlikleri, alicenaplıkları, sarsılmaz güçlerini diğerleri için kullanmaları, özgür bakış açıları, ülkelerinde benzersiz barış ve refah ortamı yaratmaları ile tanınırlar. (Örneğin “dokunduğu altın olduğu için mutsuz olan kral” şeklinde ataerkil masallar ile kötülenen Lidya imparatoru Krezüs… yani Karun.)

Erkek doğal kraldır. Tabidir ki krallığı ne demek olduğunu anlayabilmişse..

“nasilsiniz? Eminim iyisinizdir”
Tıpkı sizler gibi, korkuma yenilince evreni bet şekilde yarattığım için kötü oluyorum; ama genelde –sizlere aktardığım bilgilerle- mantepsiye basmıyor, beyin elektriğime hükmediyorum… yani keyfim gıcır oluyor. Zaman zaman fire verdiğimiz oluyor haliyle, Bay Mükemmel değil, sıradan biriyim; aman çaktırmayın. :D

“Eminim çok faydali seyler söyleyeceksiniz”
Teşekkürler ederim iyi yürekli, tatlı hanımefendi… sevgili öğrencim. :)


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -