YANIT
Sorunuzdan bizim teorileri tam olarak yansıtamadığımız sonucuna eriştim. Sıklıkla yinelediğim gibi, ağır bir teoriyi (sistemi) hızlıca verilen yanıtlarla sağlıklı olarak yansıtmak biraz zor. Bu yüzden anlaşılamayan yerler kalabiliyor.
Bizim sistemde sosyalleşmek kesinlikle bir çözüm (yani PE celbi yolu) değildir. Örneğin ben, genç yaşımdan, bu yaşıma dek, sosyal ortamlarda (hatta arkadaş ziyaretlerinde) bunaldığım için, sürekli kavga çıkartan bir portre sergilerim. Benim pozitif yanım her zaman yalnızlıkla meydana çıkar. (İnsan ilişkilerim, özel ilişkilerimle sınırlıdır.)
Dikkat edilmesi gereken nokta, kişiye özgü PE celbi ortamını tespit etmektir. Kötü haber ise insanların en çok kendilerine yalan söylemeleridir. Bir dolu korku, endişe ve hatalı “hayatta kalma girişimleri” bizlere PE celb edeceğimiz ana/özgün alanımızı yanlış yerlerde aratır. PE celp edilen bir ortam sonrasında bir süre aşırı iştah kesilir, ya da iştah açılır, kişi sakinleşir, ya da hareketlenir. Yani tatmin, karakteri dengeler; aktif olmayan yanı aktive ederek dengeler. Yanlış saptanan PE celbi ortamlarının yanlışlığını bulmak ise –üzülerek söylemem gerekir ki- ciddi acı olaylara dayalıdır.
Bu sözlerimin nedeni size gerçek gereksiniminizin ne olduğunu bulmanızın önemini hissettirmektir. İlk adıma size hangi ortamın (örneğin sosyalliğin mi, yalnızlığın mı, çalışmanın mı, boş oturup çevreye bakmanın mı, flört etmenin mi, cinselliği minimize etmenin mi) rahatlık verdiğini bilgece, korkusuzlukla, kendinize çuvaldız batırarak tespit etmeye çalışmanızı önermek isterim.
Arayışın sonucunda sosyalliğin size rahatlık (yani PE) verdiğini belirlerseniz ne yazık ki hayat şartlarınızın ihtiyacınıza uygun olmadığı sonucuna varmak zorunda kalırız. Bu noktada sorulması gerekli soru, bu hayata ne kadar tolere edebileceğinizdir. Bazı kişiler mesleki başarı nedeni ile temel gereksinimlerini bir süreliğine askıya alabilirler. Bunda bir yanlış yoktur. Bazı kişiler ise kariyer yerine rahatlığı tercih eden karakterdedirler… bunda da bir yanlış yoktur. Eğer kariyer yanlısı iseniz, yapmanız gereken dişinizi sıkmak; rahatlık yanlısı iseniz (PE celbi ortamınız sosyallik ise) meslek değiştirmektir.
Bizler radikal yaşam tarzı değişikliklerine –temel anaerki undelerine fazla uygun olmasa da- sıcak bakarız. Uzun yıllar az da olsa acı çekmek yerine, bir zorlu yarma hareketi ile yaşam tarzını (tabidir ki darbeler almayı, kayıplar yaşamayı göze alarak) değiştirme girişimi –bizlere- daha doğru gibi gelir. Bu durumu soğuk denize kıyıdan ısınarak girmek yerine, rıhtımdan birden atlamaya benzetebiliriz. Özetle, radikal kararları dürüstlük ve “siz ve kendiniz” arasındaki istişareler ile siz vermek zorundasınız… aldığınız kararlarda bazen ciddi bedeller ödemenin gerektiğinin bilincine vararak… Ciddi bedeller ödemenin manası ise bir ölçüde kayıplar yaşayarak acı çekmektir. Bu yüzden bir kefeye değişim ile yüzleşeceğiniz acıyı, diğerine tatminsizlik ile çektiğiniz sıkıntıyı yerleştirmeli ve bir karar almalısınız.
“artik yeni insanlar tanimak onlarin size sizin onlara güvenmemiz birlikte eglenecek boyuta gelebilmek günümüzde daha zor gibi zaten”
Bu cümleniz, hayata bakışınızda yanlış demeyelim, anaerkil görüşe ters bir yan olduğu konusunda kuşku uyandırmakta. İnsanlarla eğlenmek için onlara güvenmek fazla gerekli değildir. Eğlenmenin kutsallığı, kolay elde edilebilmesindedir. Değerli bir dostluk ilişkisinde olduğunuz kimselerle fazla eğlenemeyebileceğiniz gibi, tanımadığınız insanlarla çıkacağınız bir yolculukta, hoş yerler görerek, güzel yemekler yiyerek, DOZUNDA alkol alarak unutulmaz anlar yaşamak olasıdır. Eğlenmek, kendini –kendi içinde- özgür bırakmayı gerektirir. Çevre koşulları eğlence yaratmakta –kişi bilinci olaya kapalı ise- etkisizdirler. Bir söz vardır: “Canını sıkmaya kararlı kimseleri kimse mutlu edemez” diye… Doğrudur bence… Eğlenmek, eğlenmeyi becermek, bir çeşit bilinç kıvraklığı gerektirir. Ataerkil yapılandırma altındaki beyinler için biraz zor olsa da, aslında her bir bilincin, en olağan, en doğal, en kolay uyanan yanıdır. İnsan adlı canlı temelde eğlenmeye odaklıdır. (Ataerki bu yüzden hayatı zor, ciddiye alınması gereken, zorlu şartlar (örneğin çilecilik) altında değerli olacak bir süreç olarak “kakalar”.) Bu gerçek “İnsan kaç yaşına gelse de çocuk bir yanı kalıyor” şeklinde halka yansımıştır. Çocuk sanılan yan ise kişiliğin ataerki baskılardan yakayı sıyırabilmiş, çılgınlığını koruyabilmiş aspektidir.
[Bazı öğrencilerim üzerinde –kulağa anlamsız ve saçma gelebilecek olan- bir metot, ataerkil kısıtlamaları aşmaları için etkin olmuştur. Metot ise –çözüm arayışı sürecinde- çocuk taklidi yapmalarını, kendilerini çocuk gibi görmeye çalışmalarını önerdiğim yöntemdir sadece.]
Kısıtlamaları tek başınıza aşmayı giderek becerdiğinizde, beyinde bu yarattığınız alana istediğinizde (örneğin eğlenmeye kararlı olduğunuzda) atlamak mümkündür.
Siz ve kendiniz… Daha doğrusu ruh ve beyniniz… İçinde yaşadığınız evreni ikiniz yaratmaktasınız. Bunun nasıl bir güç ve –kullanabilirseniz- özgürlük olduğunu hissedin lütfen. Bu gerçeğin altında tanrısızlık asla yoktur. Evreni ya tanrıdan alınan (ya da inançsızsanız PE adı verdiğimiz) bir dalgaboyu ile senkronize olarak yarattığımız unutulmamalıdır. Tabidir ki bunun tersi de (yani NE ile evren yaratmanın mümkün olduğu) unutulmamalıdır.
“Kitaplari filmleri yanlis kaliplar empoze edebilir diye tavsiye etmiyorsunuz bunu da biliyorum.”
Kesinlikle doğru! Ortalama iki buçuk saatlik bir film, ya da bir kitap (belki roman) boyunca beyine NE bombardımanı yaptırmak (tüm roman ve filmlerin “gelişim” bölümü kişide heyecan yaratmak adına olumsuzluklarla doludur), gelecekte kaderi etkileyecek olumsuz alanları başarı ile inşa etmek manasındadır. Okumak vazgeçilemeyen bir gereksinim ise, kişi dişini biraz sıkarak (bir ölçüde özveri ile, bizim sisteme göre “istemediğini yaparak”) ilgi duyduğu bir konuda yayınlamış ve gerçekliği kanıtlanmış bilimsel raporlara yönelebilir.
Editörün notu: Soru sitemize
30.12.2020 tarihinde ulaşmış; 31.12.2020 tarihinde yanıtlanarak sorucuya ulaştırılmıştır. Aşağıdaki bölüm Janus tarafından son redaksiyonda (24.04.2021 tarihinde) eklenmiştir.
[Bu sözlerimle kitap yayınlamamın çelişmekte olduğunun bilincindeyim. Kitap yayınlama işim, halen yaptığım işin ilerleyen yaşlarda minimize olacağını bilmem ve PE celp ederek yapabileceğim diğer işin kitap yazmak olmasıdır. Altını çizmek isterim ki, yayınladığım ve yayınlayacağım kitaplarda elimden geldiğince okurda NE yaratmamaya dikkat ediyor, hatta bu konuda majikal çalışma yapıyorum. Ancak korkarım ki bu çaba –evrenin gizli yapısı ve tanrılar hakkındaki bazı gizleri açıklamak adına yazdığım- Tutsak Evren ve Sınırların Ötesi ve yayınlayacağımız (ana teorimizin geniş çaplı anlatımı olan) Bölünen Evren adlı kitaplarım için geçerli değildir. "Evren, Şeytan tarafından yönetiliyor" konulu kitabın PE celp etmesi zordur... bu konuda dikkatli olunmasını rica ediyorum. Buna rağmen her kitabı PE celb eden odakların yönlendirmesi ile (onay alarak) yayınlamakta olduğumuzu bilmenizi isterim. Örneğin -yanıtlarımda söz etmiştim- önceden Remzi kitabevine verilen ve geri çevrilen kitabım onaylanmamıştı. Yayınlanmadığı iyi oldu.
Hepsinin ötesinde eğlendirme amacı ile (dikkatle) yazılan kitapların NE celp oranı da çok yüksek olmayabilir. Özetle; bu konuda hoşgörü ve anlayış rica ediyorum.]
“El isi vb gibi seyler yaparken de çok sikiliyorumve zaten yine kendimi düsünürken buluyorum.”
Çok güzel söylemişsiniz… Aktif ve entelektüel beyinlerin sorunudur bu. Aynı tip beyinler majide zikir olayında zorlukla başarı sağlarlar.
Sporcu ruhlu birini kütüphaneci; kütüphaneci ruhlu birini serüvenci yapamazsınız. Ne sporculuk kütüphanecilikten üstündür; ne de kütüphanecilik sporculuktan… (Ayrıca tabidir ki bir kişi hem kütüphaneci, hem sporcu olabilir.)
Bizler "düşünmeyin" derken "felsefe yapmayın" ya da "içsel konferanslar vermeyin" hatta "kafaya bir şey takmayın" demek istiyoruz.
Düşünün… araştırın… ama pozitif konularda!
Aklıma gelen “entelektüel beyinler için negatif enerji celp edecek şekilde düşünmeden durma” aktivitelerini sıralayayım:
-
Bulmaca çözmek,
-
satranç ve/veya nota ile müzik aleti çalmayı öğrenmek,
-
isim yaratmak benzeri bir oyun satın alarak tek başınıza oynamak,
-
ve projeler yapmak!
Bu "projeler yapmak" konusunu açalım:
-
Ev dekorasyonu hakkında araştırmalar yapın; planlamalar/projeler meydana getirin.
-
İnsanları eğlendirecek ve/veya erotik içerikli hikayeler yazın ve yayınlayın.
-
Yoga veya göbek dansı öğrenin.
(Yoga da, oryantal dans da, anaerkide kutsaldır. Erkekler de –son derece erkeksi hareketlerle- oryantal dans edebilirler. Göbek dansı, cinsel ilişki hareketlerinin taklididir. Sekste erkekler genelde kadınlara oranla daha yoğun kalça hareketleri yaparlar. Bu yüzden erkeksi şekilde oryantal dans etmek olasıdır. Erkeklerin kadınlara oranla daha başarılı şekilde oryantal dans edeceği teorisi Bülent Kısa’ya aittir. Sohbetlerimizin birinde kendisi bazı hareketlerle bu teoriyi savunmuştur. (Bülent, üst düzey bir teakwon-do’cu, taekwon-do hakemi ve Zanshin kılıç ustasıydı.) Göbek dansı cinsel bölgede (Kundalini, yılan bölgesinde) birikmiş enerjiyi boşaltması açısından da yararlıdır. Göbek deliği anaerkide -annenin bebeğini beslediği yer olduğu için- kutsaldır. Anaerkil Lidya'nın efsanevi kraliçesi Omphale'nin adı omphalos'tan (göbek) gelir. Omphale, Herakles'i yıllarca yanında (anaerkli kültürde) yaşatmış biridir. Bu gerçek Yunanlı mitograflar tarafından "Herakles kadın elbisleri giydi, nakış işledi" şeklinde lanetlenir. -
Ortama biraz alışınca cinselliği ve beden yapısını düşünerek yeni hareketler yaratın. Yeni bir dans geliştirin. Arap müziği size itici geliyorsa, umarım gelmez, oryantal figürleri rock müzik ya da klasik müziğe uyarlayın.
-
Güzelleşmek adlı alanda araştırma yapın.
(Giyim kombilerini, makyaj sitillerini inceleyin. Kendinize -ciddi bir araştırma sürecinde dayalı- yeni bir çehre yaratın. Giyimden hoşlanıyorsanız, yeni bir tarz oluşturun, bütçenizi ayarlayın, neleri satın alacağınızın projelerini yapın; azar azar satın alın. Yeni bir siz yaratın.) -
Borsaya merak sarın. Öğrenmeye başlayın.
(İmkanınız varsa minik alım satımlarla küçük çaplı kumarlar oynayın.) -
Biraz sınırları zorlamama izin verin: Porn filmler izleyin, kadınsanız (nickinizden öyle olduğunuzu düşünüyorum) oradaki kadın modellerin beden dillerini inceleyin, bunları kendi bedeninize perkitin, çalışın ve erkek arkadaşınızın değişen tepkilerini (yeni siz ile giderek dağılmasını ;-) izleyip eğlenin. (Tabidir ki işi sürekli onun zevkine hizmet etmeye dayandırmayın.)
-
Ve çok sevdiğim bir öğrencimin kendi bulduğu bir yol: Bir blog açın ve oraya her gün, geçmişte meydana gelmiş GÜZEL BİR OLAYI ekleyin. Bu olayları bulmak için araştırma yapın.
Yani aklı (entelektüel kapasitenizi) kimbilir kimin yazdığı kitabı okumak ve onun fikirlerini beyninize kendi elinizle enjekte etmek yerine, kutsal alanlarda (güzelliğe, sekse, spora, dansa vb.) bir casus gibi enjekte edin. Hayırlı konularda DÜŞÜNÜN ve ARAŞTIRMA YAPIN.
Aslında düşünmemenin en kolay yolu eylem, yani bedenin hareket halinde olmasıdır. Boş oturan düşünür. ;-)
Birkaç hadis örneği verebilir miyim?
"Kıyamet koparken sizden biriniz elinde bir hurma fidanı bulunursa, şayet ölmeden önce onu dikmeğe güç yetirebilirse onu diksin." (Buharî, el-Edebü´l-Müferid, 1/499)
"Hastalığın için sıhhatinden, ölümün için hayatından istifade et. Vaktini boş geçirme." (Buharî, Rikak 3)
(Hz. Muhammet konuşuyor) Giderken hiçbir iş yapmıyordu. Boş duranı Allah sevmez. Allah'ın sevmediğine selam vermedim. Dönünce ise, bir çöple yeri karıştırmak suretiyle de olsa, bir şeyler yapıyordu. Onun için selam verdim. (Kaynağı belirsiz.)
Ve son olarak: Eğlenebileceğiniz bir ortam yaratmak, gerçek anlamı ile PE belirtisidir. Eğer yaratamıyorsanız, durun biraz… bir şeylerin ters gitmekte olduğunu anlayın… dağılın evrene bir süre… Beyin elektriğinizi sıfırlayın. Sonra yeniden bir çabalamaya, yani bir serüvene başlayın.
Tanışlarla otururken eğlenmeye başlayamıyorsanız PEden yardım almak adına onu celp edin: Ağır konuları nazikçe kesin ve -karşınızdakinin ya da karşınızdakilerin eğilimlerini dikkate alarak- eğlenceli bir konu açın. Yaratıcı olun. Can sıkıcı konularda birbirlerini yemeyi sürdürüyorlarsa o ortamdan uzaklaşın. NE pompalayan ortamlarda sosyalleşmek hayırlı bir iş değildir.
Mesajınızdan aldığım etkiye göre, bence siz kısa sürede büyük başarılar elde edeceksiniz. Böyle bir eğilim ve yeteneğinizin olduğunu hissediyorum.
“Sahane eglenceli bir yil gecirmeni dilerim.”
Çok, ama çok teşekkürler ederim. Bir paganiste yeni yıl adına daha mutluluk verici ne söylenebilir ki? Bu yılıma güzel bir yön vermek adına sizin seçildiğinize inanmaktayım! İzninizle bu şahane dileği tüm çalışma arkadaşlarım adına da kabul ediyor, aynısını size diliyorum.