ben akrep burcuyum ve 3.evde dev bir akrep stelyumum var (merkür, venüs (retro),günes, kad, jüpiter ve plüto). Yükselenim basak; merkür venüsle, günes kad'la ve jüpiter de plütoyla kavusumda ayrica herhangi bir opozisyon açisi da yok sadece günes, jüpiter ve plüto aslandaki marstan kare açi almaktalar (mars da 12.evde). Onun disinda uranüs neptün ve ayla çesitli trine ve sextile açilar mevcut (Ay 7.evde, uranüs ve neptün ise 5.ev). Bu durumda kad 3.ev konularinda mi kendini gösterir acaba, nasil yorumlamam gerekir? Çünkü baktigimda 3.ev kisa yolculuklar,komsular, kardesler vs diyor fakat ben tek çocugum çok da saglikli yorumlayamadim o yüzden. Sizin bu sitede kad akrep yorumunda belirttiginiz gibi kök salmamaya özen gösteriyorum ama inanin ki çok zor benim için, içimden bir ses bir yere baglanip senelerce oraya tutunmayi o kadar çok istiyor ki... (Gerekirse dogum tarihimi, saatimi atabilirim) Ayrica borsa vs gibi 'hobileri' önerir misiniz kad akrep için çünkü 8.ev(akrep) baskalarinin kaynaklarini da temsil ediyor bildigim kadariyla.
Geri dönmenize gerçekten çok ama çok sevindim, sorular kismini kapatmaniza ragmen sitenizin sekmesi hep açikti ve sayfayi sürekli yeniliyordum içime dogdu demek ki :) Ayrica size ufak bir tavsiyede bulunmak isterim eger izin verirseniz; açikçasi veda mesajinizi okudugumda biraz sinirlendim ancak hayat biçiminizi degistirmeniz ve verdiginiz karara degildi sinirim. Daha çok insanlara verdiginiz yanitlari da silip -göz okuma kismina yaptiginiz gibi- kendinizle beraber götürmenizeydi.
Eger düsünürseniz bence yine böyle bir gitme durumu söz konusu olursa sitenin yedegini alin ve isteyen arkadaslarla paylasin derim, çünkü ben kötü hissettigimde burda verdiginiz yanitlari okuyor kendimce yön bulmaya çalisiyor ve huzur buluyorum. Sitenin etkisini küçümsemeyin lütfen :)
YANIT
İlk olarak haritaya, ya da başka bir şeye bu kadar güvenip, yaşamınızı söz edilen verilere göre dizayn etmenizi eleştirmeme izin verin. Evreni –bu sözler benim teorim değil, kuantum mekaniğine dayalı- kendiniz yaratmaktasınız. "Astroloji yok" derseniz yok olur; kehanetlerine inandığınız anda, onlar yönünde, inancınız ölçüsünde kaderinizi yazarsınız. Ve bu kehanetlerde tabidir ki olumsuzluklar da olacaktır.
Haritanız gerçekten ilginç bir harita… onu en kolay şekilde "siyah ve beyaz" olarak ifade edebilirim.
Editörün notu: Mesaj üzerine sorucunun doğum değerleri istenmiş ve Janus tarafından haritasına bakılmıştır.
Önerim, inziva tipi yaşamlardan uzak durmanız. Çok küçük de olsa öfke tepkisi veya tehlikeli bir olay sonucu bazı can sıkıcı ortamlarda kalabilirsiniz. 12. evin bu kadar afflict olması üzerinde az da olsa durulması gerekli bir konu. Bundan korkmak yerine, tehlikeye karşı bir uyarı olarak alabilirsiniz. Haritanızın diğer tarafları gerçekten az görülecek kadar pozitif. Özellikle aşk ilişkileri, borsa, şans oyunları ve diğer yönettiği konularla 5. ev parlamış. Evlilik ve ortaklık konularında büyük şans var. Güzel bir beyniniz var. Sağlam seviyorsunuz. Güçlü bir karakteriniz olduğu belli. Bu parıltılı haritada o can sıkıcı 12. ev nereden çıktı… ben de anlayamadım. Tabi ki dikkatle incelemek gerek haritaları… ben çok kısa süre ayırabildim. Astrolojiyi pek sevdiğimi(!) bilirsiniz.;-)
Bana "Uyarı diyorsunuz ama nasıl önlem alabilirim ki? Haritamda varsa olacaktır" şeklinde bir kuşku ifade edebilecek olsanız da tedirginliğiniz gereksizidir; çünkü –ben hiç bir astrolojik kitapta bu düşünceyi görmesem de- (ancak 40 yıldır astrolojik kitaba göz bile atmadığımı eklemem gerek) söylemek isterim ki, eğer kaderinizi değiştirirseniz (doğrusu "eğer beyin elektriği dalga boyunuzu değiştirirseniz") haritanız da değişmektedir! Bu acayip gerçeğe kendim ve pek çok yakınımın yaşamında şahsen tanık olduğumu eklemek isterim. Yeni bir yöntem öğreniyorsunuz, birden bir hata yaptığınız fark ediyorsunuz, gözden kaçan bir detay buluyor ve bunun çok önemli olduğunu, birçok yorumu değiştirdiğini görüyorsunuz… yani bir şeyler hep oluyor.
" açikçasi veda mesajinizi okudugumda biraz sinirlendim ancak hayat biçiminizi degistirmeniz ve verdiginiz karara degildi sinirim. Daha çok insanlara verdiginiz yanitlari da silip -göz okuma kismina yaptiginiz gibi- kendinizle beraber götürmenizeydi. "
Haklı olabilirsiniz, bir bakış açısı ile bu bir hataydı. İnsanların sevdikleri ve okurken eğlendikleri, en azından keyiflendikleri şeyleri (dikkat edin "yararlandıkları" demiyorum, böyle bir haddimiz yok, kimsenin benim görüşlerime ihtiyacı olduğuna inanmam) onlardan almak yanlıştır. Ancak ben kalıcı olarak gittiğimi sanıyordum. (Hep söylüyorum, bir yıldır -bir yanıtımda açıkça söylediğim- bir diğer işim var ve zaman siteye yetmiyor.) Geride iz bırakmak istemedim. Bunun nedeni yanıtlarımda hatalı bir laf etmiş olma olasılığım ve ortalarda olmadığım için biri gelecekte bu konuda bir uyarıda bulunursa ne kendimi savunacak, ne de yanlışı düzeltecek imkanımın kalmamasıydı da...
Rahatsızlığınızda bir de –az da olsa- sizin (ve de sizin gibi düşünenlerin, ki, siteye yollanan mesajlardan gördüğümüz kadarı ile sayıları hayli fazla) hatanız vardır; o da benim yanıtlarımı bu denli önemsemenizdir.
Bu konuda biraz konuşmama izin verin.
Kendinizden ve de sokakta, bilfiil yaşadığınız deneyimlerden başka bir şeye ihtiyacınız yok. Ne benim görüşlerime, ne astrolojiye, ne de başka kitaptan edineceğiniz başka görüşlere… 5.000 yıl boyunca insanoğlu kitaplar (hatta bilim) olmadan çok da güzel idare etti; o zorlu şartlarda ayakta kalmayı başardı. Bilimin sadece insan ömrünü uzattığı, -belki- yaşam koşullarını kolaylaştırdığı, ama insan mutluluğuna katkıda bulunamadığı anti-depresan ve terapi modasından bellidir. Gerçek tatmin ve rahatlık (bu iki duygunun makroda erişilecek yegane mutluluk benzeri duygu olduğuna inanırım) basit ve geniş yaşamlarla elde edilebilir… çünkü insan adlı canlı, böyle bir canlıdır, bu yapıdadır.
Ona beynini bu kadar yoğun çalıştırmasının gerekliliğini empoze edilmesi Şeytan'ın –af edersiniz- "halt yemesi"dir. Bu "akıl-da-akl" modası 1900lerde "görünürden başka şey yok; imandı, tanrıydı, hepsi palavra" düşüncesindeki hepsi erkek, uzun sakallı pozitivistlerden türedi. İçgüdü diye ad takılan ve giderek küçümsenen gerçek, aslında her insanın "birçok şey bilgisi" ile doğmasından başka da bir şey değildir. Güdü değil, önceden yüklenmiş bilgilerdir bunlar. Akıl, bunlara ket vurur.
[Biz kimseye mankafa ol demiyoruz. Beyin harika bir organdır. Buz patencilerine 3lü saltoyu attırır, balerine 2li pirüet yaptırır, önceki yanıtlarımda söz ettiğim tesisatçı, bizim patlayan şofbeni –parçacık fizikçisi arkadaşım ve bendeniz alık, alık bakarken- beyni ile tamir eder. Satrançtaki hangi hamlenin yapılacağı beyin ile saptanır. Ve de tanrı beyin ile hissedilir ve sevilir.]
Savunduğumuz düşünce şudur. İnsan "kendi" denilen duruma erişebilirse, -oradan buradan- "aman pek de yüce, ne de doğru, çok da güzel" diyen ittirmecelerden yakayı kurtarabilirse, kendi için en gerekli, özgün, diğerlerininkine zerrece benzemeyen bir modele ulaşıp –belki çok zengin olmasa da, belki çok sevgilisi bulunmasa da, belki çok tatil yapamasa da- "doyum ve keyif" olarak nitleyebileceğim, çok kişiye unutturulan o saf beyin süredurumuna erişecektir. Böylece –belki de- çevrece "uçuk, çılgın, manyak" çokluk da "silik, ezik, asosyal, yalnız" hatta "vah-vah, yazııık, cık-cık-cık" gibi nitelemelere maruz kalsa da, hatta pek bi' dostları tarafından "deli misin, kazık yiyorsun, kendini ezdiriyorsun, aptal mısın sen, salak mısın sen, öyle yapma böyle yap" öğütleri alacak davranışlar sergilese de, daha az sinirlenecek, daha az hastalanacak, kolay ölecek, daha çok eğlenecek, daha çok gülecek ve daha çok sevilecektir.
Zararlı şeylerden (ki, ataerkil kültür -bize göre- tıka basa bunlarla "doğrudur" diye doldurulmuştur) uzak duracak gücü olan, her ne olursa olsun, bunlardan önce rahatlamayı hedef alan her insan, zaten sahip olduğu kendine gerekli bilgilere erişecek ve diğer kişilerin doğrularına pek fazla gerek olmadığını görecektir. O, kendi doğrularını karşısına çıkan her olaya monte etme, uyarlama gücü taşır. Sorunlar da, sorunlar karşısında çözmek adına yapılacaklar da özgündür; asla tek tipe indirgenemez. O kişi –sağın, solun doğrularından yakayı kurtarabildiyse- kendine özgü çıkış yolunu kolayca bulabilir… ve ekleyeyim; bu yol diğerlerine göre –kendilerininkine uymadığı için- hatalı olarak da nitelenebilir.
Demek istediğim şu, sağ olun, sözlerinizle bizleri onurdan öte, nurlandırmışsınız (site arkadaşlarıma selam ettiğiniz için de teşekkür etmekteler), ama yaygın kültürden elden geldiğince, mümkün olabildiğince uzak durabilir, bu yönde yeni bir hayat oluşturabilir, kendinize ulaşabilecek "temizliği" yapabilirseniz, kimseye (ne bizlere, ne astrolojiye, ne diğerlerinin kitaplarına, hatta ne de majiye) ihtiyacınız olmadığını anlayacaksınız.
"Sitenin etkisini küçümsemeyin lütfen :)"
Bir kez daha teşekkürler ederim değerli öğrencim, arkadaşım, kendinizi nasıl görüyorsanız. Ama bilin ki –eğer bir pozitif etkimiz varsa- o onur neşeli şarkılar besteleyen ve söyleyenlere; insanları eğlendirecek filmler çekenlere; bakanın ruhunu okşayacak yapıtlar üretenlere aittir, bize değil. Beyinleri "hoş" kılan o insanların yanında bizlerin "es seb-i mesanîsi" okunmaz. :) Doğruyu, doğru yerde aramak; onuru, gerçekten hak edenlere vermek bu kültürde zordur. Ama yine de bir olumlu etkimiz varsa, sizin gibi güzel kişiler ile bunu duyunca bu şansa şükretmememiz mümkün mü?
Ne güzel bir mesaj yazmışsınız arkadaşım… zaten o haritanın sahibinden başka türlüsü beklenmezdi. :) Siz, herkesten çok kendine yetecek birisiniz. Kendinizi fark edin olur mu?