YANIT
Tatlım; (okur arkadaşlar, bu nitelememe izin verin, kendisi hem çok sevdiğim bir arkadaşım/öğrencimdir, hem de dedesi olacak yaştayım :D), bu soruyu acaba benimle dalga geçmek için mi sordun diye meraklandım; çünkü yıllardır kafamda eser miktarda saç var. :DDD Bu akıbette artık saçlarımın daha iyi olması için şampuan seçmeme gerek kalmadı, rahatım. Ancak tabidir ki sorduğun soru nedeni ile söyleyeceğim "ortaya karışık" bir sürü lafım var. :)
Rastlantıya bak ki, geçenlerde de bir öğrencim beni rüyasında kısa saçlı gördüğünden söz ediyor "Size uzun değil, kısa saç yakışıyor" diyordu. Bu sözü duyunca kendisine "Bir yerde uzun saçlı (yani "fi darabeti konstaniyye'den kalma") bir resmim mi yayınlandı?" diye sorduğumda, sadece sitedeki fotoma binaen o sözleri söylediğini belirtti. Aman iyi, demek ki sitedeki resimde önden kel olduğum görülse de, uzun saçlı duruyorum… Bu da bir kazanç.. :D
[Bu arada sevgili Emir'e selam ve sevgilerimi yollayayım.
]
Konuya gelelim: Şampuan çok önemli bir konu… çünkü saç önemli bir konu. (Varlığım saça "Uzaktan atılan bir çığlık" der.) Saçın önemi ise bence kafa derisinden kaynaklanmakta.
Bizlere göre saçları döken unsur beyin elektriğinin bir dalgaboyu, hem de insan ruhunun özgün yapısına uygun olmayan yabancı bir dalgaboyudur. (Acaba bu frekans y kromozomu ile mi embed oluyor dersiniz? ;-) Y kromozomu hakkında bilgi edinmek adına 722 RAKAMININ SIRLARI - Bölüm 8: Y KROMOZOMU adlı makalemi okuyabilirsiniz.) Farklı bir söyleyişle, beyin elektriğinin rezonans yaptığı bir dalgaboyu, saç adlı -genelde karşı cinste seks duyguları tetikleyen- yapıyı ketliyor.
Kadınlar –bize göre y kromozomuna sahip olmadıkları için- bu enerjiye karşı erkeklere oranla daha korunaklılar. Yine aynı yüzden erkeklerin kafalarına göre (canlarının istediği gibi) var ettikleri alanlarda başarısızlar. Hemen örnek: Bilim. Kadınlar –bazı erkeklerin sandığı gibi- dangalak oldukları için değil, erkeklerin yarattığı (ve kimse darılmasın, sanıldığı kadar işe yarar olmayan) öncel bilime uzak durdular. Gidişat yanlıştı ne de olsa… Fazla bulaşmak istemediler. Oysa kuantum mekaniği ile hepsi de kelimenin tam anlamı ile bu alana "üşüşmeye" ve ciddi başarılara imza atmaya başladılar.
Örnekler bol. İşte bazıları:
Filvaki, insanları "Sen kelsin, sağa, sen lepsika saçlısın sola" diyerek enerji kategorilerine tıkmak (bölmek) saçmalıktır. Her insan bir yerde şanslı, diğerinde daha az şanslıdır. Ancak hala da uzun saç, ya da saçsızlık bir ölçüde anlam taşır.
Ve asıl konuya geldik…
Şampuanlarla bu saç döken olumsuz dalgaboyununun verdiği hasarı önemli ölçüde zapt-ı rapt altına almak mümkündür. Söz konusu iş için şampuan tek yol değildir, saçlı deriye sürülecek her şey etki eder; ancak şampuan herkes tarafından çok sık kullanılan bir obje olduğu için bu konuda ön plandadır.
Ve psuedo science'a (sözdebilime) geçiyoruz.
Saçlı deriye sürdüğümüz her şey beyin elektriğimizi etkiler.
Canlı ya da cansız her obje bir natural frequency (NF) taşır (öyle değil mi sevgili Yağız? :) ); çünkü her şey titreşimdir. (Eğitimde bunları anlatıyoruz.) Ve de her titreşimin bir frekansı vardır. Frekanslar ise birbirlerini etkiler; ya yok eder, ya genliği arttırırlar.
Bazı bitkilerin doğal frekansı ezoterimzde PE dediğimiz, tayfın kırmızı yönünde –henüz keşfedilmemiş- dalgaboylarıdır. Söz konusu unsurları tene sürünce EM dalgaboyları aşırı düzeyde farklılık göstermiyorsa enerjiler arası etkileşim sağlanabilir. (Dalgaboylarına yazının sonunda daha kapsamlı değindim.)
Bana "Peki ama beyin elektriği ile kafa derisi arasında nasıl bir bağlantı kuruyosunuz?" derseniz size "Beyin elektrosu (EGG) adlı beyin elektrik alanının frekansını ölçen alet beyin frekansını kafa derisine takılan zımbırtılarla ölçer" derim.
Bizim bu konuda (kafa derisine sürülerek PE celbi sağlama konusunda) en güvendiğimiz pozitif objelerden (bitkilerden) biri nanedir. Bu nedenle şampuanım, Clear For Man, Cool Sport Menthol'dür.
[Clear'deki insan kaynakları müdürüm, göndermiş olduğum IBAN'ıma bi' güzellik yapmanızı bekliyorum. :D
]
Peki, nane nedir? Şimdi de onu tanıyalım.
-
A ve C vitaminleri, ayrıca magnezyum, potasyum, inositol, niasin, bakır, silikon, demir ve sülfür taşır. (Manyetik Maji eğitiminde magnezyumdan hayrı açısından söz etmekteyiz.)
-
Anti-bakteriyel, anti-viral ve anti-enflamatuar özelliklere sahiptir.
Anti-bakteriyel, NE içeren mikroplarla savaşıyor demektir.
Anti-viral, viral (virüslere bağlı) sorunları engelliyor demektir.
Anti-inflamatuar, inflamasyonu (iltihabı) gideriyor demektir.
("İltihap, fiziksel, kimyasal ya da biyolojik herhangi bir saldırıya karşı dokuların gösterdiği özgül tepkidir." Vikipedi.)
Özetle nanecik, enfeksiyonları (hastalıkları) önleyici yapıdadır. Bu nedenle kaşıntı ve mantara da etkindir.
-
Başağrısına (özellikle stres kaynaklı ağrılara) iyi gelir.
-
Adaleleri gevşetir. Adale spazm ve kramplarını giderir. Adale ağrısını kesmekte etkindir. Dokulardaki –özellikle sakatlanma kaynaklı- iltihabı dağıtır. Aynı etki regl sancıları için de geçerlidir.
-
Uyarıcı (benim zamanın değimi ile "tenbih edici") yapıdadır. Enerjiyi arttırır. Uykuyu açar.
Ancak öyle ilginç (hayırlı) bir yapıda ki, aynı zamanda gevşeticidir de… Bu nedenle sinirsel uykusuzluk, stres, kaygı ve huzursuzluğun tedavisinde yardımcıdır.
Söz konusu durum, bizim "rahatlık-da-rahatlık… ama bizim dediğimiz rahatlık gevşeyip kaykılmak değil" diye dilimizde tüy bitirdiğimiz tip bir rahatlığı ifade eder. Bu beyin süredurumu "hem uyanıklık, hem stressizlik" şeklinde anlatılabilir. Bize göre insanoğlunun en pozitif halidir bu. Dinginlik ve huzur bile bunun yanında değer sıralamasında ikincidir.
-
Solunum sisteminde etkindir. Özellikle astım, bronşit ve öksürük gibi insan uydurması dertlere bire-birdir.
(Tamam; bilimdışı lafım yüzünden köpürmeye gerek yok, sakin olun, kendinizi hırpalamayın, ben sizin yerinize bir yerimi "çimdireceğim". :-) )
Tükürük üretimini arttırır, böylece öksürük refleksini azaltır. Sadece tadı değil, andığım yapısı nedeni ile öksürük şuruplarında yaygın şekilde kullanılır.
-
Kanser ve kalp hastalıklarını önlemeye yardımcı olan antioksidanlar içerdiği hakkında da duyumlar alınmıştır.
-
Ve bizim dünyaya gelelim: Cinsel uyarı verir… özellikle kadınlara verir! Bunun nedeni –yukarıda anlattığım gibi- duyuları hem uyarıcı, hem de stresi giderici (negatif uyarıları giderici) etkisidir.
Diğer yandan "kanı ısıtır!" Yani kan damarlarını genişletir. Anılan etkilerle vajina (özellikle stres yüzünden hafiften spazm geçiriyorsa- rahatlar, suyunu salar. ;-) Dahası; oksijen ve kan basıncındaki artış, orgazma da yardımcıdır.
Tamam sizi duydum, bana "Hatunu kafaya almışken ona diş macunu mu yedireyim? Burnuna çam kokulu oda spreyi mi sıkayım? En evcimen halimle nane çayı mı yapayım?" diyorsunuz. Bu gayretkeşliklere gerek yok.
Birlikte olduğunuz hanım ile halvet olma prosesini en kral şekilde yaşamak, naneyi "go-between" atamak için1
çok şık (ama "cüzdan perişanzade"lerdenseniz cebi yakan) bir içki var: Cereme de Menthe! Kıyın paraya… bence pişman olmayacaksınız. Fiyatları görünce çökkünlük içine girip pörsüdüyseniz ;-) panik yok! Bu içki alt tarafı votka ve nane (tabi ki o kadar basit değil, ama kriz anında kendini aldatmanın sakıncası yok), Youtube'de bir sürü homemade tarifler var. Oraya bakıverin.
Nasıl? Hanımefendi içki içmiyor mu? Hımmm… O zaman ya "Annem evde yaptı, illaki tatmanı istiyorum" diye üçkağıt açın (tabi ki kendi şişesinde değil, alçakgönüllü bir şişede ikram edin) veya dondurmaya falan katın (dinsel inancı nedeniyle alkol almıyorsa sakın bunları yapmayın), en azından naneli çikolatalardan yedirin.
Şimdi de saçlar, şampuanlar ve nanecik ilişkisi konusuna gelelim: Şampuanınıza nane yağı ekleyin. Nane yağını başka bir masaj yağı ile incelterek (orijinal hali yakıcı ve tahriş edicidir) doğrudan saçlı deriye masajla uygulayın.
Bilimce konuşalım: "Nane yağı, uygulanan bölgedeki kan damarlarını stimüle ederek kan akışını arttırdığı için saç kökleri besler."
Bizim dünyada ise işler başka… diyeyim ve her zamanki Janus'un yalellisine başlayayım: "Beyin EM alanının dalga boyu pozitif ise, NFsi üst düzey pozitif olan maddelerin enerjisi ile senkronize olur".
"Peki anladık da… bu nasıl olur?" mu diyorsunuz?
Cevap aşağıda.
Evrendeki dalga boyları (hani daha önce söz ettiğim "tayfın kırmızı veya mavi tarafı"ndaki dalga boyları) yeni-yeni keşfedilmektedir… keza bozonlar da aynı. Buna da mı örnek istiyorsunuz? Hemen gelsin: Gama ışını ve Higgs bozonu… Biz diyoruz ki, "bunlardan daha çok var ve giderek bulunacak. PE ve NE dediğimiz radyasyonlar bu dalgaboylardır." Frekans varsa, senkronizasyon (hatta rezonans) da vardır.
Bir toparlama yapalım.
Beyinde elektrik vardır, bunun dalga boyu vardır.
Objelerde, unsurlarda NF vardır. Bunların bazısı pozitif, bazısı negatiftir.
Beyin dalgaboyu ile NF frekansı çakışırsa genlik (hayr, ya da şer şeklinde) artar.
Nanecikte pozitif NF vardır.
Özetle diyorum ki:
Nane yaprağını demleyin, çay diye için.
Nane yağının buharını koklayın, çayınıza birazcık damlatın.
Nane yağını uygun bir yağ ile (örnek badem yağı) birazcık karıştırıp saçlı deriye (ya da bencileyin kelseniz saçsız deriye :D ) sürün.
PE adlı şen, coşkulu, sıcacık, dost enerji (tanrının enerjisi) sizi kafadan, burundan ya da gırtlaktan okşayacak.
DİP NOTLAR
[1]
Sevgili öğrencim/arkadaşım Selma'nın eleştirisi üzerine bu cümlede bir redaksiyon yapılmış ve önceden metinde yer alan aşağıdaki
"Kafalama prosesinde naneyi hanıma "zerketmek" için"
şeklindeki cümle
"Birlikte olduğunuz hanım ile halvet olma prosesini en kral şekilde yaşamak, naneyi "go-between" atamak için"
biçimine evrilmiştir.
Önceki cümleden rahatsız olmuş okurlarıma üzgün olduğumu söylemek isterim.
Anaerkiliz-manaerkiliz ama… Şapka yana bir kaymaya görsün, kel ortaya çıkıveriyor. Biz bile bu kafada olursak, varın siz dünyanın halini bir düşünün.
Bizler kendilerini eleştirmekten korkmayan kişileriz. Ben yanlış bir cümle kurmuşum; ne Ergin, ne de Mali anlatımdaki hatayı fark etmişler; bir düzeltme yapılmamış. Bu sözleri, ataerkinin sanılandan çok erkeğin beynindeki köklü yapısını vurgulamak için yazdım.
Şimdi kendimle konuşayım biraz:
"Ulan hıyar; sen kimi kafalıyorsun? Seni pek de istemeyen bir hanımı kendi karakterinle etkileyecek, bunu da kafalama diye görmeyeceksin. Senin kollarına atılmaya hazır hanımefendilerle yaşanacakları zenginleştimek için bazı güzelliklerden yardım almak istemek başka iş, adam kafalamak başka iş. Sen bunadın oğlum, ufaktan bırak bu işleri."
Ancak ümitsizliğe yer yok bu cenahta. Her şey yenilenecek, iyileşecek. Tevrat (Zebur) Vaiz 1:9'un dediği çıkmayacak. Hatalar, en güvenilir ve yetenekli hocalardır. Hataya düşünce sevinmek gerek. Hata (sorunlar) yaşadığımızın, ilerlediğimizin, değişmekte olduğumuzun habercileridirler. :)