722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

YAŞAM ve İLİŞKİLER

SORULAR ANA SAYFA | TÜM YAŞAM ve İLİŞKİLER SORULARI

Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Farklı İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

SON EKLENEN SORU        |        TÜM SORULAR        |        JANUS'A SORUNUZU İLETİN!        |        ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

1 Ağustos 2022
Sigara...

Uzun yillardir bagimlilik gelistirdigim sigaranin ezoterik çalismalarda özellikle sizin sisteminizde yeri nedir. Ben uzun yillar zevkle içtim, sanki birseyler okurken dikkatimi toplamama sebep oluyor, bilincimi açik tutuyor hissi veriyor. Birakmakta asiri sorun yasamiyorum ama biraktigim dönemlerde de,bariz bir mutluluk eksikligi olusuyor. Mutlu ediyorsa iyidir deyip geri dönüyorum bu seferde tüketim miktarim- günde bir-iki paket- sonucu ciger kapasitem düstügü için fiziksel bir yavaslik olusuyor. Simdi mutluluk hormonlarini aktive ediyorsa hayirli, nöronlar arasi iletisimi olumsuz etkiliyorsa hayirsiz olmasi ikileminde, 722 sisteminin genel olarak keyif verici maddelere yaklasimi nedir. Adept seviyelerinde belki bir hükmü kalmiyordur ama aprentisler konuya nasil yaklasmali?

Simdiden tesekkür ederim...

YANIT

Dostum; bu yanıtta biraz standart pozitif anlayışı sollayacak, olaya Crowleyanistic :) (Crowley tarzı) bakacağım.

Hazret hiç de sempati duyduğumuz adamlardan değildir; ancak bizim söylemimiz "Herkesin gerçeğinde birçok doğrular vardır" şeklindedir. Bu yüzden adamı sevmiyoruz diye kimi (bizlerin görüşlerine paralel) sözlerine saygı duymamamız gerekmez.

Crowley'in öğretisinin üç temel taşından biri "İstencini Yap" (içinden geleni yap) şeklinde dilimize çevrilen Do What Thou Wilt kavramıdır. Bu kavram, kültürel, dinsel, ailesel vb. yönlendirme (ki, çoğu "baskı ile yönlendirme"dir) ile var olmuş iyi/kötü/ayıp/günah benzeri kavramların geride bırakılması ve davranışların içten gelen istekler bazında kurulmasıdır. Bu sonucu var etmek için öğretideki bir diğer kavram olan True Will öngörülür.

Bu laflar pek hoştur, duyanları mest eder; ancak kolaysa gel de yap bakalım. Söylem, en pratik düzeyde bile uygulanamazdır: Hadi sosyal yaşamda içinden geleni bir yap (atıyorum, müzik setinin sesini istediğim kadar bir açayım) bak bakalım neler oluyor. :D Onu geçelim. Asıl –bence- foslama True Will'e ulaşma yolunun deepest self (derin benlik) ile kontak olduğu söylenince yaşanır.

Bize göre Freud bu "alt benlik" yok efendim "bilinçaltı" gibi şeyleri ortaya atarak Nazilerin soydaşlarına verdiğinden çok daha büyük zararı nice saf insana verdi. Her kafası karışan, ya da başı sıkışan, hatta bir tartışmada köşeye sıkışan kişi bu hiçbir deneyselliğe dayanmayan (yani bilimselliği/kanıtı olmayan) şeylere ya gömüldü, ya da parmağına dolayıp üstünlük tasladı.

[Bu arada okültizme amprik olmadığı için burun kıvıran kişilerin ezici çoğunluğunun "çağdaş ve aydın" adlı kalıba girebilmek için bu bilinç altı işine balık atlamaları da beni hep şaşırtmıştır.;-)
]

Crowley de aynı yoldan gitmiş ve öğretisini ne kadar ararsan da bulunamayan, ama sıkışınca kaçamak yapılabilecek pek çok gölgeli köşesi olan bu deepest self'e dayamıştır. Artık herkes rahattır; her cevapsız soruya yanıt olarak bir şeyler söyleme imkanı vardır. :)

Bizler ise insanın son derece basit, ama şeytan tarafından -aklı karışsın, boş suçlamalara kolayca boyun eğsin ve kendini suçlayıp dursun diye- karmaşık olduğu öne sürülen bir yapısı olduğuna inanırız. Beyin öyle bir uyumlu organdır ki, zavallıya "sen pek derinsin, hem de sende senin bilmediği nereler var, nereler" denirse bunu bile kabul eder. :) Yani bize göre bilincin altı, üst katı, en üstteki çatı katı, alttaki bodrumu yoktur. Bilirsiniz; Yahudi mistikler/okültistler (Kabalistler) evreni on parçaya bölmüşlerdir. İlginçtir; Freud da onların yolundan gitmiş, o da insan bilincini önce ego filan diye, sonra da bir bilinç altı var ederek bölmüştür. Kabalistlere okültist oldukları için inanan azdır; ama Frued'un laflarının da okült laflar kadar kanıtı olmadığı halde neredeyse tüm dünyanın inanması gerçekten ilginçtir… ve de dikkate değerdir. (Bilmem ne demek istediğimi anlatabildim mi?)

Demek istediğim odur ki, "İstencini yap" diyerek ipin ucunu uzaktan gören Crowley, ne yazık ki uzanıp ipi yakalayamamıştır.

Bize göre ipin ucunu yakalayanlar ise şunları söylerler.

İnsanların –son derece olağan, basit, normal, iyicil vb.- bir karakterleri vardır. Bu karakter hiç de iddia edildiği gibi hem karmaşık, hem de kompakt değildir! An bazında bile değişebilir, farklılıklar gösterebilir, sonra belki yeniden önceki haline döner, ya da daha farklılaşır. Bunun nedeni "ruh" adlı yapının bir mikrokozmik gerçeklik olmasıdır. (Bkz. ETC teorileri.)

(ETC teorileri ve bilinç hakkında bilgi edinmek adına 3. Bölüm: ELECTROMAGNETIC THEORIES OF CONSCIOUSNESS (ETC - Elektromanyetik Bilinç Teorileri) adlı makalemi okuyabilirsiniz.)

Yani ruh da mikrokozmos yasalarına uyar. Basittir, katmansızdır, değişkendir.

Bu kadar laf etmemin nedeni şimdi edeceğim kelam yüzünden kapımın önünde, elinde gececi taksici sopası ile beni bekleyen kişi sayısını düşürmektir. :D Şaka bir yana, demek istediğim şudur: "Canınızın istediğini yapın… ama dikkatle…"

Ve asıl yanıta –sigaraya- gelelim, sözümü biraz açayım; Crowley'den farkımızı ortaya koyayım.

Sigaranın kanser yaptığı, kimi farklı illetlere de neden olduğu istatistiksel olarak ortaya konmuştur.

Ancak bu istatistiklerde yer almayan veri, insan beynindeki ödül devrelerinin kişiye verdiği PEnin sağlık vericiliğidir. Bizim ünlü PEmiz, bilimsel bir gerçek olarak –henüz- kanıtlanmadığı için, bu –aslında her bir şeye yön veren- radyasyonun gücü ve var ettiği sonuçlar, hep görmezden gelinmektedir.

PE, yani beynin ödül devrelerinin aktivasyonu ile "de" (dahi) envoke olan radyasyon tanrısaldır. PE her iyi şeyi, en -akla hayale sığmayacak kadar- halletme gücüne sahip bir "bir çeşit" EM dalgadır. Bu nedenle biz onun-bunun için (bu konularda adalet, eşitlik ve barış da var) savaşan(!) kişilere "Bir şey yapamazsın; çünkü hırs ve öfke içindesin. Sen, evine git, otur biraz sakinleş, böylece adı geçen kavramların var olmasına daha hayrın dokunacak; çünkü en azından beyninle çektiğin enerjilerle bunların tezahürüne engel olmayacaksın" demekteyiz.

Her türlü negativitenin yok edilmesi adına en fazla savaş verenler;

  • savaşçılar,
  • askerler,
  • bendeniz dahil yazıp çizen enteller,
değil;

  • evinde sakin ve mutlu şekilde oturanlar,
  • bir yerlerde eğlenenler,
  • gülüp söyleyenler,
  • bir şeyleri sürekli affedenler,
  • iyimserler,
  • köylerde basit işler yapan köylüler,
  • el işleri ile uğraşan zanaatkarlar,
  • keyif içinde GÜZEL (HERKESİN gözünü okşayan) eserler üretenler,
  • istekle temizlik yapanlar,
  • sevdiği bir şeyi satın almakta olanlar,
  • hobileri ile uğraşanlar,
  • istek ve keyif ile dans edenler,
  • şarkı söyleyenler (Öyle değil mi Betül? :) )
  • yoga yapanlar,
  • spor yapanlar,
  • namaz kılanlar,
  • denize bakan, ya da denizde yüzenler,
  • işinden evine gelmiş, akşama pişirdiği yemeklerin altını yeni kapatmış, arkadaşları ile dedikodu yapmış, ;-) projeyi yeni teslim etmiş, şahane sarışını yeni iyi etmiş, sevdiği adamın kolları arasında erimiş ve bir (tek bir) sigara yakmış
kişilerdir.

Kişiye gerçekten iyi gelen her şey iyidir. :)

O zaman sigara yararlı mıdır?

HAYIR; hala da olmayabilir.

Sigaranın (ve de keyif verici her şeyin) zararı sigaradan değil, tiryakilikten gelir. Tiryakilik "kişiye iyi gelen şeyin dozunun ayarlanamaması, kantarın topuzunun kaçması"dır. Yani zarar veren, kişisel (ve de genel) "iyi" sınırının geçilmiş olması, dengenin bozulmasıdır.

Sigara, tıpkı alkol, hatta otomobiller gibi kişiye kolaylık ve zevk veren bir aracıdır. Makrokozmosun yapısından kaynaklanan (bölünme ile başımız sarılan) dertlerden sakınma yollarından biri "itidalli olma" zorunluğudur. Denge bu yüzden, yani makronun tehlikeli yanlarından zarar görmemek için önemlidir, gereklidir. Bu demektir ki, dost aracılar itidalli kullanılmazlarsa düşmana dönüşürler.

Daha da açık olmak adına kendimden örnek vereyim; ne de olsa sizin "yapmanız ve yapmamanız" başlığındaki miktarları sizden başkası bilemez.

Anaerkiye girdiğimde günde iki paket içiyordum. Öksürüyordum. Kondisyonum berbattı. Uzun mesafeleri yürüyemiyordum. Hocam bu konuda beni uyardı ve size buraya dek anlattığım şeyleri öğretti. (Pozitif Enerji eğitimi ona aittir.) Sonunda metodu verdi.

Metodu gereği bir ay boyunca içtiğim günlük maksimal sigara sayısını en kesin ve aritmetiksel biçimde saptadım. Sonra iki sigara tabakası aldım. Günlük miktarı en baştan bunlara yerleştirdim.

[Sigara içen arkadaşlara metal sigara tabakası almalarını öneriyorum. Ancak böylelikle paketlerdeki gora fotolara bakmaktan kurtulabilirler. Sigara paketlerine insanları sigaradan korumak adına yerleştirildiği öne sürülen bu resimler başlı başına NE (hastalık da NE dir) kaynağıdır.

Bu muhteşem buluşu var eden hazretlere şunu demek isterim: "Bir kötülük ile bir diğerini yok edemez, sadece kötülüğü abartırsınız."

Minik dip not: Kişiyi stres altına sokan kurtarıcı yöntemler sağlık vermezler. Sigara hiç içme, yağı /şekeri kes, perhiz yap, kırmızı et yeme, içki içme, ot-çöp çayları iç de buna dahildir. Bir ekleme daha: Ot-çöp çayı dediğim şeyleri keyifle BEN içmekteyim; ama ben bir kriter değilim; bende stres yaratmaması, diğer kişilere dayatıldığında stres yaratmayacağı anlamına gelmez.
]

İki hafta bir, tek bir sigara az içtim. Ve her iki haftada bir, bir tane sigara azalttım. Bir pakete indiğimde biraz ara verdim. Bir süre bir paket içtim; ardından üç haftada bir, bir sigara azalttım. İradem devredeydi; ama irade, sanıldığı kadar güç dolu bir şey değildir. Genelde okşanmayı sever, zorlanmayı değil. Ben de hocamın öğrettiği üzere onu okşayarak aktive ettim.

Bu gün, bu yaşımda (yetmişe göz kırpıyoruz :D), haftanın pek çok gecesi kondisyon isteyen bir işi sürdürebilmekteyim (işin ne olduğunu bilen biliyor, çok yazdım yanıtlarımda, bir sır değil). Yarın ne olacağımı hiç bilemem, ama an bazında (ve de yıllardır) zorlama nedeniyle belimin ağrımasından başka hiçbir sağlık sorunum yok.

Ve en önemlisi: HALA da günde üç sigarayı –keyfine vara vara- içiyorum. Kesinlikle bırakmayı filan da düşünmüyorum. Ancak bu benim "kişisel iyi"m.

Şimdi de anaerkil ezoterizm hakkında sigara sever arkadaşları biraz gerecek bazı bilgiler vereyim.

Anaerkil ezoterimzde hava –ki, tıpkı Tarot ve neredeyse tüm ezoterik ekollerdeki gibi yukardaki hazretin elindedir- akıl ve beladır. Oksijen onun tekelindedir. Makro, ezici olarak onun kontrolundadır. Bu yüzden anaerkil ezoterizmde nefes ile çalışmalar yapılması, onunla kontak manasına geldiği için tehlikelidir.

Su ise iyicil yaratıcınındır.

Şimdi sigara sever arkadaşlara taksici sopasını kaptırayım:

Sigara hava ile ilgidir.
Alkol su ile.

" Adept seviyelerinde belki bir hükmü kalmiyordur ama aprentisler konuya nasil yaklasmali?"
Sevgili kardeşim, adeptlik maji ile sınırlı. Bizim dünyada maji olayı bitince, gündelik yaşama geçince, diğerine üstün ekabirler yoktur. Hep söylerim; hala nice şeyi öğrencilerimden öğrenirim.

Kimse kimseden üstün DEĞİLDİR; herkes bir diğerinin öğretmenidir. Makro, son nefese dek birbirimizden öğrenmemiz gerekliliği ile doludur.

Bu noktada bazı batılı okültistlere iğne batırayım: Bu adamlar kurdukları gizemli Orderlarla (sözde gizemli; çünkü artık deşifre edilen ve internete bile düşen bilgilerin basitliği adamı gülmekten yerlere yatıracak gibi; ki, bunu Crowley bile yıllar önce, internetin adı bile yokken itiraf etmişti) verdikleri alelacayip, aslı-astarı olmayan (nedensellikten yoksun) bilgilerle, aslında doğa adlı (makro adlı) işleyişi hiç mi hiç anlamadıklarını; canlılara (can adlı mucizeyi taşıyanlara) dost olmayan bir enerjinin elinde olduklarını, bu hataya düşecek kadar gerçeklerden bî-haber konumlarını itiraf etmektedirler.

Bir insan ki üstünlükten söz ediyor, diğerine üstünlük taslıyor, onu "hocayım, guruyum" havalarında ufaktan küçümsüyorsa; bana inanın, kendisine huşu ile bakan saf ve etki altındaki nice kişinin daha pek çok gerisindedir.

Güzel kalbinizle söylediğiniz, sistemimizi önemsediğinizi çağrıştıran sözler beni mutlu etti. (Bunları bir majisyenin, arkadaşım saydığım bir majisyenin söylemesi biraz da havaya soktu. :D ) Teşekkürler ederim. Ama aslında hafiften itişip kakışmanın eğlenceli ortamında, birbiri ile yan yana, basit adımlarla Cennet'e doğru topluca ilerlemekten başka yaşadığımız bir durum yok. :)

Her şey yolunda… her şey olması gerektiği gibi.

İster kuantum evreninin derinlerindeki bir katman deyin, ister her şeyi içine alsa da geçici olarak biraz geri durduğumuz bir iyilik gerçekliği… o hep bizi korumak adına teyakkuz halinde, sabırla vuslatı beklemede. :)

Ha, aklıma geldi; bizlerin (kabul ederseniz siz dahil majikal 722 adeptlerinin) bir uyanıklığı da majiyi ona ulaşmak adına kullanmak.

Güzel sözlerinizin verdiği gazla bunu da söylemeden geçemedim. :D


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -