722 Sistemi Majikal Eğitim
Pozitif Enerji Eğitimi
Astroloji Eğitimi
DANIŞMANLIK
SİTEYE ÜYE OLUN
Güncellemeleri hemen haber alın,
üyelere özel sayfalara girin.
ÜYE GİRİŞİ

BU SAYFAYI PAYLAŞIN! >>

Majikal Eğitim Alın | Eğitimin Programını İnceleyin

JANUS'A SORUNUZU İLETİN!

ÇEŞİTLİ İNANÇLAR

SORULAR ANA SAYFA
Maji | Pozitif/Negatif Enerji | Kuantum ve Bilim | Ezoterizm | Ruhsal Sorunlar | Reenkarnasyon/Ölüm Ötesi/Rüyalar | Astroloji | Fal/Tarot
Müslümanlık | Çeşitli İnançlar | Yaşam ve İlişkiler | Özel İlişkiler | Janus

TÜM ÇEŞİTLİ İNANÇLAR HAKKINDAKİ SORULAR
13 Nisan 2020
Günah ve haramlar

Sevgili janus selamlar.

Dinlerde haram olarak bahsedilen kumar oynamak, zina yapmak, faiz yemek gibi eylemlerin kuantumdaki karsiliklari hakkinda ne düsünüyorsun? Piyangodan para kazanmak sence de kötü enerji mi getirir?

YANIT

Evrende, değiştirilemeyecek bir iyi/doğru mekanizması/kavramları bulunur. (İyi ve doğru, bakış açısına göre farklı görünmez.) Bu yapı Hameroff, Penrose ve bazı parçacık fizikçileri tarafından “kuantum uzayının derinlerindeki Platonik değerlerle yüklü alan” şeklinde ifade edilen mekandan -bize göre cennetten- yansımaktadır. Sorunuzda yer alan kavramlar hakkında topluca bilgi edinmek adına onların bölüp bölmediğine bakarak karar vermek yerinde olur; çünkü bölmek, andığım alandan uzaklaşmak manasındadır.

Bölme sözcüğü ise genelde diğer canlı ve cansızlara yönelik eylemlerle ilgilidir. Örnekleyelim: Bir diğerinin alanına girmek ve onun isteği dışında yönlendirmek yapmak (yönlendiriciye göre girişimim pozitif olsa bile) bölmektir. Bir diğerinin alanına girmek ve onda hasar yaratmak bölmektir. Ancak bir diğerinin alanına GİRMEDEN çekmek (anaerkinin kutsal manyetizması) tamlaştırmak, yani cennete yaklaşmak manasındadır.

[İlk Çağ, Yakın Doğu'daki pagan uygarlıkların (örneğin Nabatlar) güzel ve cazibeli kadınları, sofu Yahudi kavimleri "çekerek" defalarca paganizme dönmelerine neden olmuşlardır. Bu durum ürkütücü lanetlemelerde Tevrat boyunca anlatılır durur. Güzellik (özellikle de kadın güzelliği) çok güçlü bir çekicidir ve Müslümanlıkta onurlandırılır, hatta bu yapıya yönlendirilir: Hz. Muhammet'in bu konuda “Hayırları, yüzü güzel olanların yanında arayın.” şeklinde bir hadisi vardır. ]

Bu bilgiler kapsamında kumar ve faiz hakkındaki kararlar/seçimler diğer kişileri etkilemiyorsa NE celp edemez. Ancak iş ihanete gelince işler değişir; çünkü ihanet, kural olarak diğer kişi ve kişiler ile ilgilidir. (Aşağıda bu konuya yeniden değineceğim.)

Bu “beyin elektriği ve kuantum uzayından NE veya PE celbi” şeklinde adlandırılabilecek girişten sonra farklı bir alana atlayayım:

Bence çok talihsiz bir şekilde Türkçe çevirilerde “Rab” olarak (Müslümanlık yaratıcısının adı ile) isimlendirilen, oysa orijinal (İbranice) Tevrat’ta (Eski Ahit’te) “Yahveh” olarak adlandırılan (bir özel ismi tercüme etmek gerçekten ilginç yaklaşım) enerjinin, dağında kimlerin oturacağının açıklandığı ayetlerde faize karşı tavır vardır.

Mezmurlar 15
1 Ya RAB, çadırına kim konuk olabilir? Kutsal dağında kim oturabilir?
5 Parasını faize vermez, (...) Böyle yaşayan asla sarsılmayacak.

Bu enerjiye nasıl yaklaşılacağı da defalarca apaçık anlatılmaktadır. Onunla senkronize olma yolu korkmaktır.

111
(Rab) 5 Kendisinden korkanları besler, Antlaşmasını sonsuza dek anımsar.

112
1 Övgüler sunun RAB'be! Ne mutlu RAB'den korkan insana, O'nun buyruklarından büyük zevk alana!

115
13 Küçük, büyük, Kendisinden korkan herkesi kutsayacak.

128
1 Ne mutlu RAB'den korkana, O'nun yolunda yürüyene!

Sözün özü faize karşı tavır alınmasını isteyen tanrı, korkuyu aktive etmeye odaklı bir güçtür.

Konuyu Müslümanlık açısından değerlendirmek ise bizi aşar; çünkü Müslümanlık konusunda reel konularda yönlendirme yapmak adına hem yetersiziz, hem de bir paganist olarak farklı bir inancı eleştirmek bizim dünyamızda NE celp eder. Taş yerinde ağırdır. Değer, inananın kalbindedir ve buna dokunmak bile adamın başına dert açar. Bu yüzden İslam şeriatı (tapınma kuralları) hakkında konuşmam doğru değildir. Yanıtlarımda sıklıkla Müslümanlığı onurlandıracak ayet ve hadisler aktarma nedenim bu dinin -bence kasten ikinci plana atılan- içeriğine, elde ettiğim bilgi çerçevesinde hayranlığımdır.

Şimdi sorunuza kuantum ve dinler dışında, kendi dünyamızdan yanıt vereyim:

Kumar ile başlayalım: Heyecan duymak güzel ve yaşam arzusu veren bir duygudur. Ancak bu duyguyu elde etmek adına kayba uğramak saçmadır. Kumar ortamında ise daima kumarhanenin kazandığını herkes bilir. Kumar, düşük düzeyde maddesel getirisi olan, ama çok güçlü maddesel götürüsü olan bir oyundur. Bu koşullarda heyecan aramak, heyecanı yanlış alanda aramakla eştir. Heyecanın yaşama isteği vermesi şeklinde onurlandırılma nedeni yaşama isteği olarak adlandırılanın bir kazanç olmasıdır. Kazanç yoksa, heyecan veren şeyin değeri de kalmaz. Bize göre heyecan adına Rus ruleti oynamak ne kadar saçma ise, kumar oynamak da o kadar anlamsızdır. Kumar ile gerekli (kutsal) heyecanı aramak, heyecan verici gerçek konuları ıskalayacak dar görüşün belirtisi olabilir.

Zina yapmaya gelince… Belki de öncelikle bu kavramın sınırları ve içeriği hakkında belirleyici olmak gerekir. Zina, evlilik öncesi seks ise, bizim dünyada zina kutsal bir şeydir. Zina, ihanet ise, ihanet MASUM bir insana acı vermek anlamındaysa, bu davranış NE celp edeceği için zinacı kendini şeytanların sofrasında kokteyl domatesi olarak görebilir. Yani kötü olan zina değil, MASUM bir insana acı vermektir. Bizim dünyamızda acı vermeyi engelleyebiliyorsanız çok eşli olabilirsiniz. Ancak bu işi başarmak -özellikle günümüz kültüründe- çok, ama çok zor, neredeyse imkansız bir iştir. (Ancak her iki taraf da aynı ölçüde çok eşli ise, ilişki başarılı şekilde -aşk var olana dek- ilerleyebilir.)

“Faiz yemek” olarak adlandırılan durum eğer “bir kumpas kurarak bir kişinin mallarına sahip olmak”sa, bu eylem -tıpkı zina eylemindeki gibi- MASUM bir kişiye acı vermekle eş anlamdadır. Ancak mevduat faizinin günah olduğunu düşünüp buna engel olmaya çalışmak globalleşmek adı verilebilecek olan “diğerleri ile bütünleşme” hedefine ket vurur. Bizim dünyada globalleşmeye (bütünleşmeye, diğerleri ile entegre olmaya) engel olan her şey kötüdür.

Piyangodan para kazanmanın pozitif ya da negatif sonuçları ise bence kazanılan meblağın miktarı ile ilgilidir. Büyük meblağların veriliyor olması çok yanlış bir şey olabilir; çünkü kazananın "sahip olma arzusu" şeklinde tezahür eden ilerleme isteğine ket vuracaktır. Oysa makrodaki var olma nedenimiz sadece ve sadece ilerlemektir. (Bu yüzden bizim milli piyango idaresi jackpotlardan vazgeçip o meblağı küçük tutup, çok sayıda kişiye dağıtsa çok da hayırlı bir iş yapmış olacak.) Özetle; hedefteki ödül miktarı çok büyükse, bu parayı kazanan kişiyi mutlu edeceğine inanmam güç…

[Hiç birimiz tek bir gün bile kumar adı verilebilecek oyunlar oynamamış, piyango bileti almayan insanlarız. Kumarhaneler açıkken, içkilerin bedava olduğu farklı bir gece hayatı olan ortamı solumak adına slotlarda biraz vakit geçirirdik. ;-) ]

Yani evet: BİZE GÖRE piyangodan ciddi miktarda büyük para kazanmak kişilikte ciddi dengesizlikler yaratabilir.

Para mutluluk verir tabidir ki; anaerki kutsaldır. (Müslümanlıkta dünyasal değerler ve ticaret -Yahudilik ve Hıristiyanlıktaki gibi- reddedilmediğine göre, bu dinde de onurlandırıldığı düşünülebilir.) Ancak mutluluk aslında sadece başarı (istenenin elde edilebilmesi) ile gelir. Para, fazlaca ön planda durmak zorunda kalmış bir aracıdır. Elde etme adlı kavram ise bir beceridir ve bu beceri sergilenmediği sürece sahip olunan kazanımlar kısa sürede anlamlarını yitirirler. Bu yüzden belki de diyebiliriz ki: ASIL mutlu eden para değil, sorunlardır.

Benden de size SELAMlar sevgili sorucu… :)

[Müslim’den hadis: "Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız!” :)]


ANA SAYFA    |    Sorular    |    Astroloji    |    Kuantum    |    Ezoterizm    |    Filmlerimiz    |    İletişim

Dizayn: JANUS722.com    |    © 2015 -